Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/490
KARAR NO : 2018/699
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ: 26/10/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; ; müvekkilinin davalıdan enerji satın aldığını, davalı tarafça tahakkuk ettirilen elektrik fatura bedellerinin müvekkili tarafından eksiksiz olarak ödendiğini, davalının fatura düzenlerken elektrik birim fiyatı içerisine kayıp kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri v.s. bedeller eklenmek sureti ile KDV ve diğer vergiler ile TRT payını da haksız olarak tahsil etmiş olup, bu bedellerin müvekkiline iadesi gerektiğini belirterek şimdilik 10.000,00.-TL haksız tahsil edilen bedellerin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, faiz taleplerinin kabul edilemeyeceğini, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, haksız olarak tahsil edildiği belirtilen bedellerin tahsil edilip edilmeme noktasında müvekkilinin herhangi bir inisiyatifinin bulunmadığının belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; …tarih … esas … karar sayılı ilam ile; 6719 Sayılı Kanunun 21 maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17 maddesine eklenen 10. fıkrası hükmü ve 6719 Sayılı Kanunun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20 maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş, hüküm kesinleşmeden davacı vekili … havale tarihli dilekçesiyle; dava konusuz kaldığından davadan vazgeçtiklerini dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiş olup, Mahkememizce davacı vekilinin talebi feragat olarak değerlendirilerek … tarihli ek kararla davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacı taraf vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuş olup, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, … esas-… karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin dilekçe içeriğinden davalı hakkındaki davasından feragat ettiği veya geri aldığını, açık olarak anlaşılamadığını, bu nedenle davacıya dilekçe içeriği açıklattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek mahkememizin esas kararı ile ek kararının ayrı ayrı kaldırıldığı, dosyanın mahkememize iade edildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yeni yargılamada … tarihli celsede önceden sunduğu dilekçe içeriği ile ilgili olarak davacı vekilinin beyanına başvurulmuş, davacı vekili dilekçede davadan vazgeçtiklerini bildirmiş iseler de, esasında davanın konusuz kaldığından bahsederek böyle bir beyanda bulunduklarını, davanın konusuz kalmasıyla karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Dava, tahakkuk ettirilen elektrik fatura bedellerinden tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi davasıdır.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlığın esasının düzenlendiği doğrudan bir yasa hükmü bulunmamakla birlikte davanın dayanağının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları ile Anayasanın Vergi Ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme oluşturmaktadır. Bu düzenlemelere göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Mahkememizin önceki karar tarihinden sonra 15/02/2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarih ve 2016/150 Esas 2017/179 Kararı ile 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkrasındaki “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği, ancak 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen diğer hükümlerin Anayasaya aykırı bulunmayarak iptali taleplerinin ret edildiği, bu nedenle 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen düzenlemeler gereğince Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerin son kullanıcıdan tahsil edilebileceği, yine 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. Maddesinde ki “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesinin Anayasaya aykırı bulunmayarak iptali talebinin reddedilmesi nedeniyle 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamına ve davacı vekilinin … tarihli celsedeki beyanlarına göre, davacının, davanın açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliğine istinaden davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, HMK’nun 331.maddesi uyarınca dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak ve davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilerek anılan gerekçelerle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-6719 Sayılı Kanunun 21 maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17 maddesine eklenen 10. fıkrası hükmü ve 6719 Sayılı Kanunun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20 maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
2-Alınması gerekli 35,90.-TL harçtan, peşin olarak alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile kalan 134,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 33,50.-TL, müzekkere gideri 9,00 TL, istinaf masrafı 31,00 TL, tebligat gideri 112,00 TL olmak üzere toplam 185,50 TL yargılama gideri ve mahkememizde peşin harç gideri 35,90 TL olmak üzere toplam 221,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
5-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.26/10/2018
Katip …
*E-imzalı
Hakim …
*E-imzalı