Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/462 E. 2019/348 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/462 Esas
KARAR NO : 2019/348
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin uluslararası meyve sebze ihracatı faaliyeti sürdürdüğünü, davalı şirket tarafından müvekkil şirkete ulaşıldığını, … faaliyet gösteren dava dışı … firmasına ihraç edilecek olan 20.230 kilogram domates ürününün satışı için tarafların 10.721,90 Euro bedel üzerinden anlaştığını, müvekkilinin domates ürününü tam ve eksiksiz bir şekilde teslim ederek 07/03/2018 tarihinde yurtiçi teslimatı gerçekleştirdiğini, bunun üzerine 07/03/2018 tarihli faturayı davalı borçlu şirkete kestiğini, aynı gün davalı şirket tarafından müvekkil şirkete … … A.Ş kanalıyla 5.300,00.-Euro para gönderildiğini, malların daha sonra … ulaşmış olmasına rağmen davalı tarafın borçlu bulunduğu bakiye kısmın müvekkile ödenmediğini bunun üzerine Antalya … Noterliği’nin … tarihli, … yevmiye numaralı evrak ile davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, bakiye kısım olan 5.421,90.-Euro’nun müvekkil şirket hesabına gönderilmesi gerektiğini bildirdiğini, davalı şirketin cevap vererek dava dışı … firmasının malların ayıplı olduğunu belirtmesi üzerine kesinti yapıldığını bildirdiğini, davalı tarafından malların ayıplı olduğuna dair hiçbir belge sunulmadığını, bu hususta müvekkil şirkete kusur atfedilmesinin de mümkün olmadığını, davalının müvekkilinin alacağı olan 2.171,68.-Euro, (takip tarihi itibariyle 10.918,99.-TL) bedeli ödenmediğini, başlatılan icra takibinin de davalı tarafın haksız itirazı sonucu durduğunu, borcun varlığı müvekkilin ve davalının ticari defterlerinin karşılıklı olarak incelenmesi ile de ortaya çıkacağını belirterek, müvekkilin alacağının imkansız hale gelmesini önlemek amacıyla davalının taşınır, taşınmaz mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, davalının yaptığı itirazın iptaline, davalının takip konusu alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan … tarihli sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca davadan evvel tahkim yoluna başvurulması gerektiğini, davanın öncelikle bu sebeple reddini istediklerini, sözleşmenin davacı şirket tarafından mail yolu ile onaylandığını, müvekkil tarafından 10.721,90.-Euro fatura tutarının 8.550,22.-Euroluk kısmının davalıya ödendiğini, kalan ve dava konusu olan 2.171,68.-Euro bedel ile ilgili olarak ise, malları teslim alan … firması tarafından söz konusu malların bozuk ve ayıplı oldukları tespit edildiğini buna ilişkin tespit raporlarının ve fotoğrafların müvekkil şirkete gönderildiğini, … firmasınca 2.171,68.-Euro ödemenin yapılmayacağının ve ayıplı maldan dolayı bu bedel kadar indirim yapılması gerektiğinin belirtildiğini, bu durumun derhal davacıya mail yolu ile ihbar edildiğini ve ayıp sebebiyle kalan bedelin ödenmeyeceğinin belirtildiğini, dosyaya taraflarınca CD içerisinde fotoğraflar sunulduğunu, malların 17/03/2018 tarihinde dava dışı … firmasına teslim edildiğini kendilerinin de ayıp ihbarını fotoğraflarla birlikte 23/03/2018 tarihinde davacıya mail yolu ile bildirdiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması kaydı ile davanın reddine karar verilmesini, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, mahkemem harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE;
Davacı vekili tarafından tarafların birbirlerine gönderdikleri ihtarnameler, uluslararası taşımaya ilişkin bilgi, belgeler ile e-fatura ve davalı tarafından yapılan ödemeye ilişkin banka dekont sureti, davalı vekili tarafından taraflar arasındaki sözleşme, ihtarname, mail yazışmaları delil olarak sunulmuş, mahkememizce icra takip dosyası getirtilmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, mal alım satımından kaynaklı faturaya dayalı başlatılan ilamsız davalı tarafça yapılmış itirazın iptaline ilişkindir.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 2.171,68 Euro (10.918,99 TL) asıl alacak üzerinden örnek no:7 olan ödeme emri ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde takibe tüm ferileri ile birlikte itiraz ettiği, eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı süresinde sunduğu cevap dilekçesinde tahkim ilk itirazında bulunmuştur.
HMK’nun 412. Maddesi uyarınca taraflar aralarındaki sözleşmeye ekleyecekleri bir şartla veya bu hususta yapacakları ayrı bir sözleme ile sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakabilirler. Bu şekilde yapılan anlaşmaya tahkim anlaşması denir. Maddenin 3. Fıkrasına göre ; Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de tahkim sözleşmesi yapılmış sayılır. Aynı yasanın 413. Maddesine göre ;Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.
Davalı tarafça sunulan … tarihli sözleşmenin tahkim başlıklı 12. maddesinde tarafların sözleşmeye bağlı olarak doğacak herhangi bir anlaşmazlık halinde tahkim yoluna başvuracakları konusunda anlaştıkları görülmüştür.
Davacı taraf bahse konu sözleşmeye karşı verdiği beyan dilekçesinde; taraflar arasında müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanmış yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, bir an için dosyaya sunulan maillerle sözleşme ilişkisi kurulduğu düşünülse dahi yapılan düzenlemenin tahkim şartını içermediğini belirtmiştir.
Gelinen noktada tarafların dava dışı yurtdışında faaliyet gösteren firmaya ihraç edilecek olan 20.230 kg domates ürününün teslimatının ücret karşılığında davacı tarafça yapılması konusunda anlaştıkları, davacının ürünleri yurtdışında bulunan firmaya teslim ettiği noktasında uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın yapılan anlaşmanın davalı tarafça sunulan sözleşme ile yazıya dökülüp dökülmediği, sözleşmenin davacıyı bağlayıp bağlamadığı, bağlasa bile tahkim şartının olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf söz konusu sözleşmenin mail yoluyla davacıya gönderildiğini ve onaylandığını belirtmiştir. Cevap dilekçesi ekinde sunulan maillerin incelenmesinde gerçekten de sözleşmenin mail yoluyla davacıya gönderildiği, yapılan tüm yazışmalar incelendiğinde davacı adına hareket ettiği anlaşılan …’nın 06.03.2018 tarihinde sözleşmeye onay verdiği anlaşılmıştır. …’nın, onaydan sonraki devam eden yazışmalarda davacı şirket adına hareket etme yetkisinin bulunmadığını belirtmekle birlikte diğer taraftan yetkili olarak davacıya ait alacağın tahsilini ısrarla talep ettiği görülmüştür. Kaldı ki yazılı sözleşmenin içeriği tam da davacının dava dilekçesine konu ettiği anlaşmayı kapsamaktadır. Tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki anlaşmanın davalı tarafça sunulan sözleşme ile yazıya döküldüğü, sözleşmenin 12. Maddesinde uyuşmazlık halinde tarafların davadan evvel tahkime başvurma konusunda anlaştıkları görülmekle davalının süresinde yaptığı tahkim ilk itirazı dikkate alınarak HMK’nın 413.maddesi uyarınca tahkim şartı sebebiyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalının tahkime yönelik ilk itirazı dikkate alınarak HMK’nın 413.maddesi uyarınca tahkim şartı sebebiyle davanın usulden reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan 186,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye 142,07 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.30/04/2019

Katip …
*E-imzalı

Hakim …
*E-imzalı