Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/414 E. 2019/238 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/414
KARAR NO : 2019/238
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilini dolandırmak ve silahla korkutmak suretiyle müvekkilinden alınan bonoya dayalı olarak takibe girişildiğini, bu dosya kapsamında müvekkilin ikamet ettiği evine haciz konulup satış aşamasına gelindiğini, yine müvekkiline ait aracında satıldığını, müvekkilinin zaman zaman korkutulmak zaman zamanda evinin satılmayacağı yönünde telkinlerde bulunularak sürekli oyalandığını, müvekkilinin Ataç şirketinde muhasebeci olarak çalışmaktayken şirketin ekonomik acze düşmesi sonrasında şirket ortaklarının yatırımcı arayışına girdiklerini, bu süreçte … isimli şahsın patron sıfatı ile geldiğini, bu kişinin şirketi borçtan kurtaracağını söylemesi üzerine müvekkilinin umutlanarak bu kişinin emir ve talimatı doğrultusunda hareket etmeye başladığını, şirketin durumunun daha kötü hale geldiğini, …’in eniştesi üzerine … Mimarlık Proje İnş. San. ve Tic. A.Ş adlı bir şirket kurduğunu, müvekkilinin de bu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığını, …’in gayrimenkul ve araç alım satım işleriyle uğraştığını, müvekkiline sonradan öğrendiği kadarıyla …’in bu işleri yaparken gayrimeşru ve sabıkalı kişilerle ticaret yapmaya başladığını, …’in güçlü bağlantılarının olduğu yönünde izlenim yarattığını, …’in, … ile irtibata geçtiğini, bu kişinin eskiden avukat olup işlediği suçlar sebebiyle meslekten ihraç edildiğini, hakkında çete lideri olmakla ilgili soruşturma yürütüldüğünü, bu kişi ve …’ün davalı … Gıda Yatırım Tic. Anonim Şti.’nin yetkilileri olduğunu, … plakalı 2009 model … marka jeepin bu şirket tarafından …’e 276.000,00.-TL bedel karşılığında satımı hususunda tarafların anlaştığını, yapılan anlaşma gereği …’in aleyhine birçok takip bulunduğundan aracın müvekkili adına alınacağı ve ödemesinin de … Çevre Sağlık Tic. Ltd. Şti’ye ait 31/12/2016 tarihli 138.000,00.-TL bedelli ve 30/01/2017 tarihli 138.000,00.-TL bedelli çekler ile yapılacağının kararlaştırıldığını, resmi satışın noterde yapıldığını satış sırasında …’ın müvekkilinden çekleri ciro etmesi gerektiğini istediğini, müvekkilinin ilk başta kabul etmediğini ancak …’in hiçbir sorun çıkmayacağı beyanı üzerine müvekkilinin güvenerek çekleri ciro ettiğini, söz konusu aracın …’in talimatı üzerine 13/10/2016 tarihinde 231.029,00.-TL karşılığında … isimli şirkete satıldığını, müvekkilinin aracı hiçbir zaman görmediğini, yapılan ticaretlerin düzmece olduğunu, 31/12/2016 tarihli çekin ödendiğini, müvekkilinin bir nebze rahatlık duysa da diğer çek için halen riskin mevcut olduğunu, diğer 30/01/2017 tarihli çekin ibraz günü gelmeden çalıntı olduğuna dair şikayet üzerine savcılık tarafından tedbir kararı verildiğini ve çekin ibrazı imkansız hale geldiğini, …’ın müvekkilini iş yerine çağırarak çekin çalıntı olduğunu belirtip müvekkilinde sanık sıfatı ile yargılanabileceğini bu yüzden geçmişe yönelik protokol ve araç satış sözleşmesi yapılması gerektiğini söyleyerek kandırmaya çalıştığını, müvekkilinin …’i aradığını, …’in ne gerekiyorsa yapılması gerektiği yönünde talimat verdiğini, müvekkilinin protokol ve bonoya imza atmak istememesi üzerine …’ın belindeki tabancayı çıkararak müvekkiline protokolü ve altında bulunan bonoyu imzalattığını, bononun üst kısmının kesik olduğunun anlaşılacağını, 30/01/2017 tarihli çekin … Mimarlık şirketine ait başka bir çek ile değiştirildiğini bununda karşılıksız çıktığını, takip dosyası alacağının diğer davalı …’a temlik edildiğini, esasında temlik alan kişinin … olduğunu, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyanın bu dosyayla dolaylı olarak bağlantısının olduğunu, olayla ilgili olarak müvekkilinin yaptığı şikayet üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasına açıldığını belirterek öncelikle tedbiren takibin durdurulmasına akabinde müvekkilinin takip ve takip konusu bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı … şirketinin kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun icra takibinin kesinleştiği 2017 yılı ocak ayında yaklaşık bir buçuk yıl sonra bu davayı açtığını, bu süre zarfında irade bozukluğu ile ilgili olarak ne bir şikayette nede icra takibine itirazda bulunduğunu, bononun 20/09/2016 tarihinde düzenlendiğini, 18 ay boyunca herhangi bir şikayet ve davanın bulunmadığını, evin satılacağı günün belirlenmesi sonrasında davacının bu satışı durdurmak için türlü senaryolarla borçtan kurtulmaya çalıştığını, TBK’nın 39. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olup …’i, … Şirket yetkililerinin ve davacıyı tanımadığını, icra dosyasında haczedilmiş taşınmazı satın alma içerisinde olan kişinin esasında … olduğunu, konutu alabilmek için kredi çekmesi gerektiğinden temliğin müvekkili …’a yapıldığını, müvekkilinin icradan evi aldıktan sonra …’a satış olarak gösterip devredeceğini, bu aşamada …’ın da konut kredisi çekebilmesinin mümkün hale gelebileceğini, ortada muvazaalı bir durum olmadığını, müvekkilinin …’ın çalışanı olduğunu, …’ın konut ihtiyacı doğması üzerine söz konusu icra takip dosyasından haberdar olunca dosyanın kesinleşmiş olmasına güvenerek eve sahip olabilmek için dosya alacağını temlik aldığını, temlik bedelinin ileri tarihli çeklerle ödendiğini, müvekkilinin ayrıca 185.000,00.-TL tutarında araç vereceğini vaat ettiğini, bundan hariç masraflar içinde 26.500,00.-TL ödediğini, taşınmazın alınamaması sebebiyle çeklerin … tarafından ödenmek zorunda kalındığını, aracın da temlik alana verilemediğini, savcığın …soruşturma sayılı dosyasının dolandırıcılık iddiası ile yürütülen bir dosya olmadığını, örgüt üyeliği ile ilgili olduğunu, davacının … tarafından dolandırıldığı ve … şirket yetkilisinin zorlaması ile bonoyu imzaladığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, zira davacının delil olarak gösterdiği soruşturma dosyasındaki iletişim tespit tutanaklarından anlaşılacağı üzere davacının 25/10/2017 tarihinde dahi … ile birlikte hareket ettiğini, davacının baskı ve korku altında olmadığını, davacının …’in yanında hareket ederek onu korumaya çalıştığını, bonoda tahrifat olmadığını belirterek davanın reddini davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Gıda şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin kesinleşmesinden bu yana 18 aylık süreç geçtiğini, bir yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğunu, iddiaların yersiz olup bunca süre sonra dile getirilmesininde manidar olduğunu, davacı ile müvekkili şirket yetkilisi ..’ün 25 yıla yakın bir süredir birbirlerini tanıdıklarını, müvekkilini Bereket ile tanıştıran kişinin de davacı olduğunu, davacının Bereket’in muhasebe işlerini yaptığını belirterek müvekkili ile … arasındaki ticaretlere aracılık ettiğini, öncelikle bir taşınmaz alım satımına aracı olduğunu sonrasında … plaka sayılı jeepin ticaretinin gerçekleştiğini, davacının bu aracı satın almak istemesi üzerine 30/12/2016 tarihli araç satış sözleşmesi ve ekindeki kambiyo senedinin imzalanarak resmi satışın gerçekleştiğini, davacının aracı daha sonra başkasına sattığını, bu satış için alınan 20/09/2016 tarihli senedin uzun süre ödenmemesi üzerine 22/01/2017 tarihinde dava konusu takibin başlatıldığını, takip sonrası ihtilafa konu davacıya ait dairenin satışı için davacının …’e vekalet vererek ibralaşmak istediğini, fakat aynı gün bundan vazgeçip müvekkiline azlettiğini, bononun imzalanmasından yaklaşık 21 ay sonra ileri sürülen hile ve tehdit iddialarının hayatın olağan akışına dahi aykırı olduğunu, müvekkiline iftira atıldığını, davacının bir yazışmasında “Artık hanıma yalan söylemekten sıkıldım” bile dediğini, davacının müvekkili …’dan bile borç istediğini, yine temlik alacaklısı ile görüşmeye çalıştığını araya anne babasını da soktuğunu, dosya alacağının davalı …’a temlik edildiğini, davacının bizzat kendisinin suç örgütü kadrosunda olduğunu belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE;
Davacı vekili tarafından bono sureti, resmi şekilde yapılan araç satış sözleşmeleri, çek suretleri, basında yer alan haber yazıları, davalı … tarafından da temlik sözleşmesi, çek suretleri, bir kısım tapu kayıtları, yargıtay ilanları delil olarak sunulmuş, mahkememizce Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası (eski …soruşturma sayılı dosya) ile … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş takip dosyası getirtilmiş tüm deliller toplanmıştır.
Antalya … İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı … şirketi tarafından davacı aleyhine 23/01/2017 tarihinde bonoya dayalı olarak ferileri ile birlikte toplam 277.725,00.-TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiği, alacağın 24.05.2017 tarihinde davalı …’a temlik edildiği, takip konusu 20/09/2016 düzenleme tarihli, 30/12/2016 vade tarihli, 276.000,00.-TL bedelli bononun keşidecisinin davacı, lehtarının … Yatırım A.Ş. olduğu görülmüştür.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından dava dilekçesine konu olaylarla ilgili …, hakkında örgüt kapsamında yağma, dolandırıcılık suçundan şikayette bulunulduğu, şikayet dilekçesi üzerine henüz yapılmış bir işlemin bulunmadığı, şikayet tarihinin … olduğu görülmüş olup soruşturma dosyasının henüz derdest olduğu anlaşılmıştır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma nolu dosyasında gizlilik kararı bulunduğundan ve dosya kapsamlı olduğundan gönderilemediği belirtilerek sadece düzenlenen iddianamenin ve talep üzerine …’ın ifadesinin gönderildiği görülmüş olup yapılan incelemede; soruşturmanın mağdur ve müştekilerinin …, … ve … oldukları şüpheliler … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üye olma ve yönetme ile örgüt kapsamında yağmaya teşebbüs suçlarından iddianame düzenlendiği, iddianamenin iade edilmesi sonrasında … numarasını aldığı ve itiraz aşamasında olduğu, aynı soruşturmada aralarında …, … ve davacı …’ın da bulunduğu birçok kişi hakkında takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının takibin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin … tarihli ara kararla kabul edildiği, karara karşı yapılan itirazların reddedildiği, red kararının istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarihli kararı ile başvurunun kabul edilerek Mahkememizin tedbir kararının kaldırıldığı, akabinde davacının İİK’nun 72/3 maddesine göre yeniden ihtiyati tedbir istediği, Mahkememizin … tarihli ara kararıyla İİK 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
Dava, takip konusu bononun hile ve silah zoruyla alındığı iddiasına dayalı olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
TBK’nın 37./1 Maddesine göre; Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Aynı yasanın 38. Maddesinde korkutmanın şartları düzenlenmiş olup, buna göre; Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır.(1)Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.(2) Aynı yasanın 39. Maddesinde dava açma süresi düzenlenmiş olup, buna göre; Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.
Somut olayda; davacı taraf bononun hileyle ve silah zoruyla imzalatıldığını ileri sürmektedir. Bononun tanzim tarihi 20.09.2016, eldeki davanın açıldığı tarih ise 20.06.2018’dir. Hile ile korkutmanın aynı anda gerçekleşmiş olması işin niteliğine aykırı olmakla birlikte hile hukuksal nedenine göre 1 yıllık hak düşürücü süre zaten çoktan geçmiştir. Korkutma halinde 1 yıllık hak düşürücü süre, korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan itibaren başlamaktadır. Somut olayda davacı korkutmanın ne şekilde devam ettiğini belirtmediği gibi, korkutmanın ne zaman ve ne şekilde ortadan kalktığıyla ilgili somut herhangi bir açıklama yapmamıştır. İcra takibi 23.01.2017 tarihinde başlatılmış, itiraz olmaksızın kesinleşmiş, satış aşamasına gelindiğinde öncelikle … tarihinde savcılığa konuyla ilgili suç duyurusunda bulunulmuş, akabinde de tedbir talepli eldeki dava açılmıştır. Süregelen bu zaman zarfında korkutmanın ne şekilde devam ettiği ve nasıl sona erdiğiyle ilgili incelemeye elverişli somut verilere dayalı tek bir iddia yoktur. Bilakis daha önceden niçin harekete geçilmediği ile ilgili olarak dava dilekçesinde, borcun … tarafından ödeneceğine olan inanç ileri sürülmüştür. …’ın ifadesinin içeriğindeki tape kayıtlarının incelenmesinde ; davacının, kendisini bu işin içine sürüklediğini iddia ettiği … ile olan iletişiminde samimi konuşarak …’in yanında hareket edercesine Bereket’ten şikayetçi olmayacağını ifade ettiği görülmüştür. Konuşmalar bononun imzalanmasından sonra yani Ekim 2017 tarihine ilişkin olup davacının iddia ettiği tehdit ve hile olayıyla ilgili karşı tarafla olan herhangi bir görüşme içeriğine de rastlanılmamıştır. Korkutmanın ne şekilde devam ettiği ve nasıl sona erdiğiyle ilgili olarak atılı bir iddia bulunmadığından bononun tanzim tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiş, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı infaz edildiğinden ve bu nedenle İİK 72/4 maddesi uyarınca yasal koşullar oluştuğundan takip alacaklısı davalı …’ın tazminat talebi kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın hak düşürücü süre yönünden reddine,
2-İİK 72/4 maddesi uyarınca dava alacaklı lehine neticelenmiş olmakla ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalktığından itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı alacaklı …’ın tazminat talebinin kabulü ile İİK 72/4 maddesi uyarınca dava değeri 277.725,00.-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanacak olan tazminatın davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine, .
4. Alınması gerekli 44,40.-TL harcın peşin alınan 4.742,85.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.698,45 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5. Bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı … tarafından yapılan 5 tebligat gideri 70,00.-TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-Davalı … Gıda Yatırım Ticaret A.Ş tarafından yapılan 2 tebligat gideri 28,00.-TL’nin davacıdan alınarak davalı … Gıda Yatırım Ticaret A.Ş’ye verilmesine,
8. Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9. Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde ilgiliye iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.26/03/2019

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)