Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/40 E. 2018/459 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/40
KARAR NO : 2018/459
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ: 27/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle hizmet ürün alım kiralama işlemlerine ilişkin fatura alacağına istinaden davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, öncesinde fatura borcunun ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, fakat davalının fatura borcunu kabul etmediğini başlatılan icra takibine de haksız yere itiraz ederek takibi durduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla davalının itirazının iptali ile % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının borcu olmamasına rağmen davacı tarafça fatura düzenlendiğini, noter aracılığı ile faturanın tebliğ edildiğini, borçları olmadığına dair faturaya süresinde itiraz edilerek fatura aslının karşı taraf vekiline iade edildiğini, davacı tarafça haksız olarak icra takibi başlatıldığını, icra takibine ve davaya konu olan faturaya haklı olarak itiraz ettiklerini, haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, hizmet teslimine ilişkin faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptaline ilişkindir.
Tarafların tacir olup olmadıklarının tespiti için Antalya Gelir İdaresi Başkanlığı ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda davacının bilanço esasına göre defter tuttuğu, davalının ise işletme hesabına göre defter tuttuğu, yıllık gayri safi hasılatının 51.237,16.-TL olduğu, esnaf ve sanatkarlar siciline konfeksiyoncular işinden dolayı kaydının yapıldığı, davacının esnaf ve sanatkarlar odasında herhangi bir kaydının bulunmadığı hususlarının bildirildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar Tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre 2017 yılında defter hadlerine göre davacının yaptığı işe göre 2.bentteki sınırlara ilişkin gayrisafi hasılat 90.000,00.-TL olarak belirtilmekle, davalının ise 2017 yılı gayrisafi hasılatı 51.237,16.-TL olarak bildirildiğinden davalının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre tarafların durumu incelendiğinde, davacının tacir olup, davalının ise basit usul ile vergilendirildiği, esnaf odasına kayıtlı olduğu, VUK 177’ye tabi olmayıp işletme defteri tuttuğu, ticari kazanç sektöründen vergiye tabi olduğu ve buna göre de esnaf sınırının aşılmadığı görülmüştür.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davacı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davalı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.27/06/2018
Katip …
*E-imzalıdır

Hakim …
*E-imzalıdır