Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/378 E. 2018/546 K. 05.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/378 Esas
KARAR NO : 2018/546
DAVA : Ticari Şirket
DAVA TARİHİ : 27/03/2015
KARAR TARİHİ: 05/09/2018

Mahkememizden verilen … tarih ve … Esas, … sayılı kararının Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Daresi’nin … tarih … Esas, … Karar sayılı ilamıyla kaldırılmasına karar verilmiş olmakla mahkememizin … esas sırasına kaydı yapılarak yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili …ile davalı …’ın … tarihinde evlendiklerini, evlilik süresince ortak ticaret yaptıklarını ve birbirlerine destek olduklarını, müvekkilinin ortak ve müdür oldukları davalı şirketin 2002 yılında kurulduğunu, şirketin … sicil numarası ile … Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı bulunduğunu, davalı …’ın 2009 yılında … ünvanlı ayrı bir şirket kurduğunu, davalı …’ın ortak ve müdür olduğu … Sistemleri Mimarlık Mühendislik İnşaat San Tic Ltd Şti’nin … sicil numarası ile … Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı olduğunu, davacının ve davalının evliliklerini sürdüremediklerini, 2011 yılında fiilen ayrıldıklarını, davacının boşanma süresinde çocukları ile çok sıkıntılı dönem geçirdiklerini, davacının …. Noterliğinin … tarih …yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı …’a ve sahibi olduğu … şirketine ihtarda bulunduğunu, davacının keşide ettiği noter ihtarnamesinin davalı …’a … tarihinde tebliğ edildiğini, ancak hiçbir olumlu gelişme yaşanmadığını, … Şirketinin haksız müdahalesinin ortadan kalkmadığını, davacının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….D.iş sayılı dosyası ile davalı şirket adresinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, davalı …’ın neden olduğu haksız müdahalenin bu şekilde tespit edildiğini, müvekkilinin davalı …’ın insafına kalan ortaklığın sürdürülmesinde hukuksal yarar görmediğini, davalının 2011 yılında başlayan boşanma davası süreci ile davalı şirketteki yönetim ve denetim olanağını kaybeden davacının durumundan yararlandığını, davalı şirketi ortaklık hak ve hukukuna aykırı biçimde yönettiğini, ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu bu durumun çok açık bir şekilde ortaya çıkacağını, TTK’nun 613 madde ve 626 maddelerinde yer alan özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı hükümlerini ihlal ettiğinin tartışmasız olduğunu, davacının noter ihtarına karşın davalının ortaklık hak ve hukukuna aykırı eylemlerine son vermediğini, davalı şirketin müdürlüğünden çekilmediğini belirterek davalı şirketin müdürü Vedat’ın müdürlükten azline ve şirketin fesih ve tasfiyesi ile mahkeme aksi kanaatte olursa davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı … vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız, yersiz ve hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, açılan davada şirket dışında şirket müdürlerine ve ortaklarına husumet düşmeyeceğini, davanın davalı asil bakımından husumetten reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında halen …. Aile Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında mal rejiminin tasfiyesi ve alacak davası olup, davanın halen derdest olduğunu, davacının şirket hisseleri ve kar payı nedeniyle alacak talebinde bulunduğunu, davacının taleplerinin Aile Mahkemesindeki talepler ile aynı olduğunu, aile hukuku ile ticaret hukukunun birbirine girdiğini, bu nedenle derdestlik ve bekletici mesele itirazında bulunduklarını, şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, 6183 sayılı yasadan doğan bir borcunun da olmadığını, halen şirket aleyhine devam eden İş Mahkemelerinde davaların bulunduğunu, birçok ödemenin davalı asil tarafından yapıldığını, davacının tamamen maddi menfaat peşinde ve şirketten ne koparırsam kar düşüncesinde olduğunu, davalı asilin genel kurul yaparak davacı şirket müdürlüğünden azledebilecek durumda iken bunu yapmadığını, çıkma ve çıkarılma ve şirketin feshi ve tasfiyesinin birbirinden ayrı bağımsız davalar olduğunu, davacının fesih talebinde bulunabilmesi için gerekli olan haklı sebepleri ispat etmesi gerektiğini, mevcut fiili durum, davacının durumu,, şirket durumuna göre Medeni Kanunun 426.maddesi gereğince şirkete kayyım atanmasının gerekli olmadığını belirterek davalı … aleyhine açılan davanın husumetten reddine, derdestlik ve bekletici mesele itirazlarının kabulü ile gerek şirket gerekse davalı asil aleyhine açılan hukuki dayanaktan yoksun-haksız-hukuka aykırı açılan mesnetsiz davanın reddine, davacının şirket müdürlüğünden azline, tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda … tarih … esas … karar sayılı ilam ile davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalı şirket yönünden açılan davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş olup; tarafların kararı istinaf etmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih …. esas … karar sayılı ilamı ile davanın şirket müdürlüğünden azil ile şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olduğu, mahkemenin fesih ve tasfiye davası ile ilgili hüküm kurup, şirket müdürlüğünden azil davası ile ilgili hüküm kurmadığı belirtilerek mahkemenin kararını eksik hüküm nedeniyle kaldırılmasına, davacının tüm talepleri hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiş olup, gelen dosya yukarıdaki esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekili tarafından …. Aile Mahkemesinin kararı, … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi dosyaya ibraz edilmiş, … Ticaret Sicil Memurluğundan davalı şirketin sicil dosyası, dava dışı …şirketinin ortakları, yetkilileri, adresleri ve ana sözleşmesinin bir sureti ve … Bankasından 2011 yılı içinde davacı tarafından çekilen paralara ait hesap dökümleri celp edilmiş, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş, … esas sayılı dosyaları, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, …. Aile Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiş, ticari kayıt ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
… Ticaret Sicil Memurluğundan davalı şirketin sicil dosyası getirtilmiş olup, incelendiğinde; şirketin …Ticaret Sicilinin …numarasında … tarihinde kaydının yapıldığı, şirketin halen kaydının devam ettiği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosya suretinin incelenmesinden; davacı tarafından davalı … aleyhine açılmış sorumluluk davası olduğu, henüz dosyanın derdest olduğu, …. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; müştekinin …, sanığın …, suçun hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçu olup, dosyanın derdest olduğu, …. Aile Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı … tarafından davalı … aleyhine açılmış katılma payı alacağı davası olduğu, karşı davacı … tarafından da … aleyhine dava açıldığı, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dava, davalı …’ın şirket müdürlüğünden azli ile haklı sebeplerle ortaklığın feshi ve tasfiyeye ilişkindir. Uyuşmazlık, davalı şirket ortağı diğer davalının ortaklığın gereği olan özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ve ortaklığın feshi için haklı sebeplerin meydana gelip gelmediği noktasındadır.
Yargılama sırasında her iki taraf vekili de dava sonunda davanın kabulü halinde ayrılmayı değil, şirketin feshini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; T.T.K’nun 636. Maddesinde şirketin kanunen genel kurulunu uzun zamandan beri toplanamaması halinde ortaklardan birinin talebi ile mahkemece şirketin feshine karar verilebileceği, yine 636/3 Maddesine göre haklı sebeplerin varlığı halinde ortaklardan her birinin mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, 636/5 Maddesinde de sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmektedir, yine devamında 643. Maddesinde tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlerin hükümleri uygulanacağı belirtilmektedir, buna göre konu ile ilgili anonim şirketlere ilişkin TTK hükümleri incelendiğinden 536/3 maddesi gereğince şirketin feshine mahkemenin karar verdiği hallerde tasfiye memuru mahkemece atanır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak davalı şirketin 2011, 2012, 2013, ve 2014 yıllarında ekonomik durumunun iyi olduğu, öz kaynaklarını yitirmediği, 2011 yılına oranla 2015 yılında, satışlarının düştüğü belirtilmektedir. Gerçekten şirketin 2011 yılındaki net satış miktarı 4.671.059,77.-TL iken bu rakam 2012 yılında 186.423,54.-TL’ye düşmüş ve bu düşüş dava tarihine kadar devam etmiştir, buna bağlı olarak 2011 yılında 1.988.604,44.-TL kar eden şirket 2012 yılından itibaren sürekli zarar etmeye başlamıştır. Davacı ve davalının bu şirketin ortağı oldukları, her ikisininde şirketi münferit veya müştereken temsile yetkili oldukları ticaret sicil kayıtları ile ortadadır, davacının iddiasına göre taraflar 2011 yılında fiilen ayrılmışlardır, bu ayrılmanın tarafların birlikte ortağı oldukları şirketin ticari hacminde de etkili olduğu, bu yılın kırılma yılı olduğu açıktır. Ayrıca davalı şirketin şirket merkezinde davalı tarafça sonradan yeni bir şirket kurularak faaliyete geçirildiği anlaşılmış olup, mahkememiz bu durumu şirketin feshi için haklı bir sebep olarak görmüş ve açılan fesih ve tasfiye davasının kabulüne karar vermiştir.
TTK’nun 626 maddesinde müdürlerin özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağı düzenlenmiş olup, buna göre müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatini gözetmekle yükümlüdürler. Yine 626/2 maddesine göre aksi kararlaştırılmadığı veya diğer ortakların yazılı izni bulunmadıkça müdürler şirketlere rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. TTK’nun 630/2 maddesine göre her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkını ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. 630/3 maddesinde yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlarda ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetilmesi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul edilmiştir.
Davalı …’ın davacı ile ayrılmasından sonra şirketin sürekli zarar etmesi sebebiyle davalının görevini yerine getirirken gerekli özeni gösterdiğinden bahsedilemeyeceği ayrıca rekabet yasağına aykırı olarak davalı …’ın davalı şirketin şirket merkezinde aynı iştigal konusu ile faaliyet gösteren yeni bir şirket kurup faaliyete geçirdiği, tüm bunların davalı …’ın azli için haklı sebep oluşturduğu kanaatine varılarak azil davasının da kabulü ile açıklanan hususlara dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
A-Müdürlükten azil davası yönünden davanın kabulü ile davalı …’ın diğer davalı …Makine Elk. Bakım Onarım İnş. San. Ve Tic. Ltd Şti müdürlüğünden haklı nedenle azline,
Alınması gerekli 35,90.-TL harcın davalı …’tan ALINMASINA,
Müdürlükten azil davası yönünden yapılan davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA;
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
B-Fesih davası yönünden davanın kabulü ile … Ticaret Sicilin … sırasında kayıtlı davalı … Makine Elk. Bakım Onarım İnş. San. Ve Tic. Ltd Şti’nin fesih ve tasfiyesine,
Şirkete tasfiye memuru olarak …’in atanmasına, tasfiye memuruna 3.000,00.-TL ücret takdirine,
Alınması gerekli 35,90.-TL harçtan peşin alınan 27,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20.-TL harcın davalı şirketten TAHSİLİNE,
Her iki talep konusu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan 31,80.-TL dava ilk masrafı, 269,50.-TL tebligat gideri, 27,20.-TL müzekkere gideri, 500,00.-TL bilirkişi ücreti gideri, 44,60.-TL istinaf posta masrafı ve 27,70.-TL peşin olarak alınan harç gideri toplamı 900,80.-TL yargılama giderinin davalı şirketten ve davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve … vekillerinin yüzüne karşı, Şirket yetkilisinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.05/09/2018

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı