Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/350 E. 2018/787 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/350
KARAR NO : 2018/787
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ: 11/12/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … tarih ve … vadeli, … seri nolu fatura alacağına istinaden … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında yasal takip başlattıklarını, dosya borçlusunun yasal süresi içerisinde haksız olarak borcun tamamına ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, takibin durduğunu, fatura konusu malların davalıya teslime edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını icra takibine dayanak olan fatura aslının icra dosyasında bulunduğunu, söz konusu dayanak belgenin ödeme emri ile birlikte karşı tarafa gönderildiğini, davalı borçlunun haksız itirazlarını kabul etmediklerini, davalı borçlu tarafından açıkça imzaya itiraz da edilmediğini belirterek kötü niyetli ve alacaklarına ulaşmalarını engelleme amaçlı olarak yapılan itirazın iptalini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Antalya … jandarma komutanlığı bünyesinde çalışmakta iken davacı şirketin yetkilisi ile tanıştığını, 2016 yılında emekli olması üzerine bu kişinin davacı şirket bünyesinde işlettikleri … adlı bir işletme olduğundan bahsederek kendisine ortaklık teklif ettiğini, bu şekilde anlaşma yaparak adi ortaklık sözleşmesi ile bu işletmeyi işlettiklerini, işletmenin resmiyette kendisi üzerine yapıldığını, bu nedenle davacı şirket yetkilisine 46.000 TL bedelli teminat senedi verdiğini, buna ilişkin açtığı menfi tespit davasının devam ettiğini, işletme sürekli zarar ettiğinden kapattıklarını, teminat senedini geri istediğinde davacının icraya koyduğunu ve komplo kurarak dava konusu takibi başlattığını, faturada ürünleri teslim alan …’in kendisinin çalışanı olmadığını, ürünleri kendisinin teslim almadığını, …ile davacı şirket yetkilisi …ün eylem birliği içerisinde kendisine komplo kurduklarını belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, mal satışına ilişkin faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptaline ilişkindir.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti için Antalya Gelir İdaresi Başkanlığı ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda davalının … işinden ötürü esnaf ve sanatkarlar siciline 2016 tarihinde kaydının yapıldığı, … tarihinde ise terk ettiği, VUK 177 maddesine tabi olmayıp 2017 yılında faaliyetine son verdiği, faaliyeti döneminde işletme hesabına göre defter tuttuğu, yıllık gayri safi hasılatının 20.124,94-TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar Tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre 2017 yılında defter hadlerine göre davacının yaptığı işe göre 2.bentteki sınırlara ilişkin gayrisafi hasılat 90.000,00.-TL olarak belirtilmekle, davalının ise 2017 dönemi yıllık gelir vergi beyannamesi ile gayri safi hasılat miktarı 20.124,94.-TL olarak bildirildiğinden davalının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre davalı gerçek kişinin durumu incelendiğinde, davalının basit usul ile vergilendirildiği, faaliyet yaptığı dönemde esnaf odasına kayıt yaptırdığı, işletme defteri tuttuğu, faaliyet alanı itibariyle Vergi Usul Kanunu anlamında ve Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre ticari kazanç sektöründen vergiye tabi olduğu ve buna göre de esnaf sınırının aşılmadığı görülmüştür.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davacı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davalı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.
11/12/2018

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.