Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/344 E. 2019/202 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/344
KARAR NO : 2019/202
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine 160.000,00.-TL bedelli bonoya dayalı olarak İstanbul …. İcra Dairesinin … esas, Antalya … İcra Müdürlüğünün … talimat nolu dosyası ile ihtiyati haciz yoluyla icra takibine giriştiğini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, davaya takip konusu senedin … tarihinde davalı şirketin Markantalya şubesi personel odasında kasadan açık çıktı iddiası ile müvekkiline tehdit ve baskı yoluyla imzalatıldığını, konuyla ilgili savcılığa şikayette bulunduklarını, soruşturmanın derdest olduğunu, belirterek takip sebebi ile davalıya borçlu bulunmadıklarını tespitine ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin MarkAntalya şubesinde eski kasa personeli olduğunu, 26/03/2018 tarihinde davacının usulsüz kasa işlemleri yaptığına dair ihbar üzerine 28/03/2018 tarihinde kayıp önleme saha uzmanı … tarafından denetim yapılarak rapor tanzim edildiğini, denetim esnasında incelenen 30/12/2017-31/03/2018 tarihleri arasını kapsayan kamera kayıtlarında davacının usulsüz işlem iptalleri, nakit iade işlemleri, satım iptalleri, hayali satış işlemleri ve ürün hırsızlığı yaparak müvekkili aleyhine haksız kazanç sağladığının tespit edildiğini, kamera kayıtlarına ilişkin CD’leri sunduklarını, geriye dönük yalnızca 95 günlük kamera kayıtlarında tespit edilen ve sistem üzerinden yaptığu usulsüz işlemlerinde toplamda 321 adet üründe 12.316,78.-TL nakit parayı mağaza dışına çıkardığının tespit edildiğini, yine 95 günlük kamera kayıtlarında tek tek incelenen ve sistem üzerinden herhangi bir işlem yapmayıp müşterilere ürünleri verip parasını aldığı 1406 adet ürün tespit edildiğini, bu ürünlerin toplam tutarının ise herhangi bir okutma yapılmadığından tespit edilemediğini, davacının yapılan görüşmede tespit edilen usulsüz işlemleri kabul ederek yaklaşık olarak 10 ay boyunca usulsüz işlemler yapıp toplamda 160.000,00.-TL nakit parayı ve 50 adet ürünü zimmetine geçirdiğini kabul ettiğini, buna ilişkin … tarihli yazıyı kaleme aldığını ve müvekkili şirkete verdiği zarara karşılık 160.000,00.-TL tutarlı dava konusu senedi tanzim ederek müvekkiline verdiğini, ödeme yapılmadığından senedin takibe konu edildiğini, davacı hakkında güveni kötüye kullanma ve işyerinde hırsızlık iddiasıyla şikayetçi olunduğunu soruşturmanın devam ettiğini, davacının bir kısım şirket personelini şikayet etmesi ile ilgili yaptığı şikayetle ilgili olarak şikayet içeriğinin doğru olmadığını, davacının 10 aylık zaman diliminde çeşitli yollarla müvekkilini 160.000,00.-TL zarara uğrattığını ikrar ettiğini, kamera görüntüleri incelendiğinde, davacının baskı tehdit beyanlarının gerçek olmadığının görüleceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından şikayet dilekçesi ve haciz tutanağı, davalı vekili tarafından denetim raporu, davacı tarafça yazılan … tarihli yazı, bono sureti, güveni kötüye kullanmadan yapılan şikayet dilekçesi, ifade tutanağı, davacının iş sözleşmesinin feshine ilişkin ihtarname sureti, CD’ler delil olarak sunulmuş, mahkememizce icra takip dosyası Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyası, Antalya … Asliye Ceza mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş, tüm deliller toplanmıştır.
İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafça davacı aleyhine … tanzim tarihli bonoya dayalı olarak 160.000.-TL asıl alacak, 473,42.-TL işlemiş faiz, 320,00.-TL komisyon, 485,00.-TL ihtiyati haciz tutarı olmak üzere toplam 161.278,42.-TL tutarındaki alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiği, takip konusu … düzenleme tarihli, 04/05/2018 vade tarihli, 160.000,00.-TL bedelli bononun keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu görülmüştür.
Davacı davasını 160.000,00.-TL üzerinden açmış olup, kendisine verilen süre üzerine takipte feriler yönünden tamamlanması gereken eksik harcı …tarihinde yatırmıştır.
Olayla ilgili hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yapılan soruşturma sonucu davacı hakkında Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, davacının şüpheli olarak soruşturmada alınan ifadesinde, mağazada usulsüz işlemler yaparak kazanç sağladığı ve poşetlerle ürün çıkardığı hususlarının doğru olup verdiği zararın 160.000,00.-TL olmadığını, bu tutar kadar zarar verdiğine ilişkin yazdığı yazıyı baskı ve korkutma ile yazdığını, ailesine, eşine ve çalışma iş arkadaşlarına rezil edeceklerini söylemelerinden polis çağırıp mağazadan elleri kelepçeli şekilde götürüleceğinden bahisle korkutulduğunu, yazıyı bu yüzden imzaladığını, toplam zararın 30.000,00-40.000,00.-TL olduğunu, bu tutarı ödeyeceğini belirttiği görülmüş olup ceza davasının henüz derdest olduğu anlaşılmıştır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının şikayeti üzerine davalı şirketin Bölge Müdürü …, İnsan Kaynakları Uzmanı … ve Kayıp Önleme Uzmanı … hakkında konutta birden fazla kişi ile birlikte yağma suçlaması ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı, davacının ifadesinde; senedi ve istifa dilekçesini, karşı tarafın kendisini hapse attırmakla, olayı ailesine ve çevresine anlatmakla tehdit etmeleri neticesinde imzaladığını belirttiği, şüphelilerin suçlamayı kabul etmedikleri, sundukları CD’nin incelenerek buna ilişkin tutanak tutulduğu, yapılan soruşturma sonucu; müştekinin tehdit ya da baskı olarak öne sürdüğü sözlerin yasanın aradığı anlamda, hayatına, vücut yada cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı niteliğinde olmadığı, tehdit olarak değerlendirilemeyeceği, müştekinin soyut iddiası dışında başkaca bir delilin de bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın tebliğ edilmesine rağmen süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından sunulan davacı tarafça yazılmış … tarihli yazıların incelenmesinde; davacının 10 aydır yaptığı usulsüz işlemler sebebiyle davalı şirketi toplamda 160.000,00.-TL zarara uğrattığını kabul ederek pişmanlığını dile getirip, bu tutarı ödeyeceğini belirttiği görülmüştür.
Dava, takip konusu bononun tehdit ve baskı altında imzalatıldığı gerekçesiyle açılmış menfi tespit davasıdır. Bononun tanzim tarihi dikkate alındığında davanın TBK’nın 39. Maddesinde öngörülen yasal 1 yıllık sürede açıldığı anlaşılmıştır.
TBK’nın 37./1 Maddesine göre; Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Aynı yasanın 38. Maddesinde korkutmanın şartları düzenlenmiş olup, buna göre; Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır.(1)Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.(2)
Somut olayda; davacı taraf gerek dava dilekçesinde gerekse duruşmadaki beyanlarında, suçu işlediklerini kabul etmekle birlikte verilen zararın 160.000,00.-TL olmadığını, buna dair alınan yazı ve takip konusu senedin baskı altında imzalandığını, borçlarının bu kadar olmadığını iddia etmektedir. Davacının bahse konu tehditle ilgili şikayeti üzerine açılan …soruşturma sayılı dosyada kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş ve kesinleşmiştir. Gerçekten de ilgili kararda belirtildiği üzere davacının tehdit ya da baskı olarak öne sürdüğü “polise haber veririz , eşine aile söyleriz..” gibi sözler kişinin hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı niteliğinde olmadığından Türk Ceza Kanunda düzenlenen tehdit suçunu oluşturmamaktadır. Bu sözler, bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağının bildirilmesi niteliğinde olup, TBK’nın 38/2 maddesi dikkate alındığında bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla işlemin geçerli olmadığının kabulü için, bu sözlerin sarf edildiğinin ispatlanmasının yanında sözleri söyleyenin aşırı menfaat sağlaması gerekmektedir. Davacının, haklarında şikayetçi olduğu ve soruşturma açılan davalı şirket çalışanları; herhangi bir baskı ve zorlamanın olmadığını, iddia edilen sözleri söylemediklerini belirtmişlerdir. Davalının kabul etmemesi karşısında davacı, korkutma niteliğindeki sözlerin söylendiğini ve senet ve belgenin bu korkutma sebebiyle imzalandığını ispatla yükümlüdür. Davacı iddiasının ispatına yönelik olarak tanık ve yemin gibi herhangi bir delile dayanmamış, soruşturma dosyası içinde bulunan CD inceleme tutanağında da davacının herhangi bir korkutma ve tehdit altında senet ve belgeyi imzaladığını gösterir bir görüntü kaydı tespitinin yapılmadığı görülmüştür. Hal böyle olunca iddia edilen korkutmanın gerçekleştiği ispatlanamamış olup bilirkişi incelemesi yaptırılmasının da sonucu etkili bir tarafı bulunmayacağından davacının bilirkişi incelemesi talebi reddedilmiştir. Açıklanan sebeplerle takip konusu senedin korkutma altında imzalatıldığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı infaz edilmediğinden ve bu nedenle İİK 72/4 maddesi uyarınca yasal koşullar oluşmadığından davalının tazminat talebi de reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Verilen tedbir kararı infaz edilmediğinden ve bu nedenle yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 44,40.-TL harcın peşin alınan 2.732,40.-TL, tamamlama harcı 21,84.-TL toplamı 2.754,24.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.709,84.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.626,71.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.15/03/2019

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.