Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/189 E. 2018/615 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/189 Esas
KARAR NO : 2018/615
DAVA : Yargılamanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ: 03/10/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas … karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılaması sırasında davalı …Konserveciler Ltd. Şirketi tarafından karar temyiz edilmediği gerekçesiyle aleyhimize hüküm kurulduğunu, söz konusu hüküm ile ilgili olarak … tarihinde kesinleşme şerhi düzenlendiğini, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı dosyasında yapılan temyiz başvurusu için Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas, …Karar Sayılı ilamının birinci bendinde, davalı …Konserveciler San. Ltd. Şti’nin fesih ve tasfiyesine dair bulunan asıl kararın davalı şirket tarafından temyiz edilmemesi sebebiyle kesinleşmiş bulunmasına, davacıya ait payları ihale yoluyla satın alan …’in davadan feragatinin fesih ve tasfiyeye ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra olmasına ve dava hakkında verilen hüküm kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebileceğine, bu suretle …’in davadan feragatinin sonuç doğurmayacak olmasına göre, …’in feragat talebi reddedildiğini, diğer sair sebeplerden dolayı kararın bozulduğunu, bozmadan sonra bozma hususları tekrar incelenmek üzere … Asliye Ticaret Mahkemesine …Esasına kaydedildiğini, dosyada aynı gerekçe ile dava dışı …’in … tarihli dilekçesi ile davacı …’in davalı şirketteki payının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında üçüncü kişinin alacağı nedeniyle satışının gerçekleştiği, ihale sonucunda davacının paylarının müvekkil … tarafından satın alınmasıyla, davacı …’in aktif dava ehliyetini kalmadığını ve davadan feragat ettiğini bildirmesine rağmen bu talebi davanın davalı şirket yönünden kesinleştiğinden bahisle reddedildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi söz konusu davanın kesinleşme şerhini … tarihinde tanzim ettiğini, bu şerhte “… tarihli karar davalı … Konservecilik San. Ve Tic. Ltd. Şti.ne … tarihinde tebliğ edilmiş, kararın davalılar kısmının 8. Sırasında ve hüküm kısmında … Konservecilik San. ve Tic. Ltd. Şirketinin Ticaret Sicil kayıtlarına uygun şekilde “… Konserveciler San Tic. Ltd. Şirketi” olarak düzeltilmesine dair verilen … tarihli tavzih karan … Konserveciler San. Ltd. Şti’ye … tarihinde tebliğ olmasından bahisle … tarihinde şirket yönünden kesinleştiği” bildirildiğini, karar hakka ve hukuka aykırı olduğunu, dava tarihinden itibaren davalı şirkete gönderilen tebligatlar “… Merkez/Antalya adresine yapıldığını, şirketin resmi olarak ne ticaret odasına ne de başka bir kuruma kayıtlı böyle bir adresi bulunmadığını, bu sebeple işbu iadesini istediğimiz karar şeklen kesinleşmiş yani kesinleşmemiş bir karar olduğunu, dava açıldığı sırada davalı şirketin yetkili müdürü … ve … olduğunu, dava devam ederken, …’in ve … yetkisi kısıtlanarak şirketin yönetimine … tarihinde … Konserveciler San. Ltd. Şti’ye kayyım atandığını, … tarihinde tanzim edilen kesinleşme kararında da yazılı olduğu üzere; davalı şirketin tasfiyesine ilişkin esas hakkında karar … tarihinde, esas hakkındaki bu kararın tavzihine ilişkin karar ise … tarihlerinde tebliğ olunmuş gözükmekte ise de bu tebligatlar “… Merkez/Antalya” adresine yapıldığını, şirketin adresi … Mah. … Sok. … Antalya adresi olduğunu, TK’nun 11 maddesi gereğince “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” hükmü uyarınca yazışmaların kayyımın adresine yapılması gerektiğini belirterek her ne kadar verilen karar süresinde temyiz edilmemesi sebebiyle şeklen kesinleşmiş gözükse de yapılan tebligat usulsüz olması nedeniyle şirketin temyiz süresi hiçbir zaman başlamadığını ve bu doğrultuda verilen karar şirket yönünden kesinleşmediğini, karar kesinleşmemiş olduğundan …’in feragat talebinin kabul görmesi gerektiğini belirterek yargılamanın iadesi davası açtıklarını, belirtilen sebepler nedeniyle Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dava dosyasında verilen kararın kaldırılarak feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacıların ileri sürdükleri sebep HMK’nun 375. maddesinde sınırlı sayılan sebeplerin hiçbirinden olmadığını, usulsüz olduğu ileri sürülen şirket adresi şirketin fiili adresi olduğunu, şirketin bugüne dek mahkeme dosyalarına bildirdiği adres olmakla davacı iddiları gayri samimi ve kötüniyetli olduğunu, yargılamanın yenilenmesi talebini sıkı koşullara bağlı olduğunu, davacı tarafça ileri sürülen tebligatın usulsüzlüğü maddede sıralanan sebeplerden olmadığını, dosya tarafı olan bir kişinin dosyada bir tebligat usulsüzlüğü varsa bu itirazını muhakeme devam ederken, dosya derdestken yapması gerektiğini, davacı … ve …’ın miras bırakanı olan …, yargılanmanın yenilenmesini istedikleri dosya için hem temyiz hem de karar düzeltme yoluna başvurmuşsa da işbu başvurularında şirket adresine ilişkin bir itirazda bulunulmadığını, ortaklığın feshine dair karar hem temyiz hem de karar düzeltme deracatından geçerek onanmak suretiyle kesinleştiğini, kesin bir hüküm bulunduğunu belirterek haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas …karar sayılı dava dosyasının incelenmesinden; davacı …, davalılar …, …, … ve … Konvervecilik San ve Tic. Ltd. Şirketi olduğu, davanın şirketin feshi ve tasfiyesi davası olduğu, yaplan yargılama sonunda …tarih … esas … karar sayılı kararla davanın kabulüne, davalı … Konservecilik San ve Tic. Ltd. Şirketinin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, tavzih talebi üzerine … tarihli tavzih kararı ile davalı şirketin isminin … Konserveciler San ve Tic. Ltd. Şirketi olarak düzeltildiği, mahkememizce verilen esas hakkındaki kararı davalı …’in, tavzih kararını da davalılar …, … ve …’in temyiz ettikleri, …. Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile temyiz taleplerinin reddine karar verildiği, davalılar vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebi üzerine … Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine dair asıl kararın davalı şirket tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle kesinleşmiş olması nedeniyle karar kesinleştikten sonra yapılan feragatin sonuç doğurmayacağından davalılar … … ve … vekilinin tüm … vekilinin ise HUMK’nun 440 maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme isteğinin reddine, davalı … asıl kararı da temyiz ettiğinden fesih ve tasfiye davasında husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli olup, diğer ortaklara husumet düşmeyeceğinden davada taraf ehliyeti ve husumetin resen nazara alınması gereken hususlardan olması nedeniyle asıl kararın bu sebeple bozulması gerektiğinden asıl karara yönelik temyiz isteminin reddine yönelik ilamın kaldırılarak anılan gerekçe ile asıl kararın bozulmasına karar verildiği, kararın … yönünden bozulması nedeniyle asıl kararın davalı şirket ve diğer ortaklar yönünden kesinleştiği, bozma üzerine dosyanın mahkememizin … yeni esasına kaydedildiği, yapılan yargılama sonunda mahkememizin … tarih … esas … karar sayılı kararı ile davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın da davalı şirket vekili, davalı … ve ilgili … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine …. Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, yargılamanın iadesi davası olup, 6100 Sayılı HMK’nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nun 375 maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, kesin olarak verilen ve kesinleşen bir hükme karşı mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması, davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması, vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması, yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması, ifadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması, bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması, lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması, karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması, bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması, kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması halinde yargılamanın iadesi kararı verilebilecektir.
Somut olayda ise; talep eden davalılar vekili tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda verilen kararın ve bu karara ilişkin olarak verilen tavzih kararının şirketin gerçek adresine yapılmadığı, usulsüz tebliğ edilerek kesinleştiği ileri sürülerek usulsüz tebligat nedeniyle yargılamanın iadesi talep edilmiş olup, HMK’nun 375 maddede usulsüz tebligattan bahsedilmediği gibi sınırlı olarak sayılan sebeplerden hiçbirisini uymadığı anlaşılmakla, tebligatın usulsüz olması halinde yapılacak işlem yargılamanın iadesi talebi olmayıp, tebliğe konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yasada ön görülen süre içerisinde usulsüz tebligat iddiası ile birlikte süresi geçen temyiz talebinin de ileri sürülmesi ve inceleyecek merci tarafından değerlendirilmesi gerekmekle, talep eden davalılar vekilinin yargılamanın iadesi talebinin 6100 Sayılı HMK’nun 379/c,2 maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
6100 Sayılı HMK’nun 379/c,2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE;
Alınması gerekli 35,90.-TL harç, peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.180,00.-TL maktu vekâlet ücretinin talep eden davalılardan alınarak karşı taraf davacıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (davalı vekilinin mazeretli kabul edilerek) tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça, okunup, usulünce anlatıldı.03/10/2018

Başkan …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Katip …
(E-İmzalı)