Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/182 E. 2018/801 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/182
KARAR NO : 2018/801
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ: 14/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili şirket arasında devam eden ticari ilişkiler nedeniyle cari hesap oluşturulduğunu, müvekkili şirketin … tarihli, 1.596,54 TL bedelli ve … numaralı faturaya konu ambalaj malzemeleri sattığını, neticesinde müvekkili şirketin faturayı düzenlendiğini, davalı tarafından teslim alınıp imzalandığını, davalı taraf herhangi bir ödeme yapmadığından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, borçlunun müvekkili şirketten faturalara konu ambalaj malzemeleri aldığını ancak ödemelerin tamamı yapılmadığından bakiye kısmın kaldığını, ancak davalının herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu belirterek borca ilişkin itirazların kaldırılarak takibin devamına, davalı kötü niyetle borca itiraz ettiğinden %20 oranından hesaplanacak icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmaya katılım olmamıştır.
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptaline ilişkindir.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti için … Gelir İdaresi Başkanlığı ve …Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda davalının lokantıcılık, yemek ve içecek sunumu faaliyetlerinden dolayı esnaf ve sanatkarlar siciline 2017 tarihinde kaydının yapıldığı, işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar Tacir olarak kabul edilmiştir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre davalı gerçek kişinin durumu incelendiğinde, davalının basit usul ile vergilendirildiği, esnaf odasına kayıtlı olduğu, işletme defteri tuttuğu, bu nedenle esnaf olarak kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davacı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davalı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.14/12/2018

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.