Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/166 E. 2018/407 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/166
KARAR NO : 2018/407
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/01/2015
KARAR TARİHİ: 30/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı şirketten … tarihinden itibaren elektrik satış sözleşmesi uyarınca elektrik kullandığını ve bedelini düzenli olarak ödediğini, davalı şirket tarafından düzenlenen her faturada kayıp kaçak bedeli adı altında çeşitli bedellerin tahsil edildiğini, müvekkilinin faturalarını düzenli ödediğini, hiçbir şekilde kaçak elektrik tüketimi yapmadığını, kayıp kaçak bedeli dışında faturalarda yer alan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedellerinin iadesine ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından verilmiş kararların bulunduğunu, … tarihinden dava tarihine kadar müvekkilinin ödediği kayıp kaçak, trt payı, dağıtım bedelleri, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedellerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek müvekkilinin alacaklı olduğu miktarın belirlenerek şimdilik 10.000,00.-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, mahkememizin görevli olmadığını, yargı yolunun idari yargı olduğunu, kayıp kaçak bedellerinin tahsil edip etmeme noktasında müvekkili şirketin herhangi bir inisiyatifinin bulunmadığını, söz konusu bedellerinin EPDK tarafından belirlenen ve lisans sahibi şirketlerin uymakla yükümlü olduğu tarifelere dayandığını, aksine bir uygulama yapılmasının yasal olarak mümkün olmadığını, davacı tarafından tarife uygulamasının iptali için idari yargıya dava açılmasının gerektiğini, davalının sözleşme ile uymayı kabul ettiği ve mevzuat gereğince alınan bedellerin iadesi için açtığı davanın sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu … tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan 6446 sayılı EPDK’da yapılan yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi” gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiştir.
Dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş, usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, tahakkuk ettirilen elektrik fatura bedellerinden tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi davasıdır.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlığın esasının düzenlendiği doğrudan bir yasa hükmü bulunmamakla birlikte davanın dayanağının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları ile Anayasanın Vergi Ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme oluşturmaktadır. Bu düzenlemelere göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Karar tarihinden sonra 15/02/2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarih ve 2016/150 Esas 2017/179 Kararı ile 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkrasındaki “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği, ancak 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen diğer hükümlerin Anayasaya aykırı bulunmayarak iptali taleplerinin ret edildiği, bu nedenle 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen düzenlemeler gereğince Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerin son kullanıcıdan tahsil edilebileceği, yine 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. Maddesinde ki “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesinin Anayasaya aykırı bulunmayarak iptali talebinin reddedilmesi nedeniyle 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davacının, davanın açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliğine istinaden davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, HMK’nun 331.maddesi uyarınca dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak ve davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilerek anılan gerekçelerle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiş, dosya daha evvel temyiz incelemesinden geçmiş olmakla her ne kadar kısa kararda sehven istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiği yazılmışsa da, bu husus esasa etki etmediğinden yapılan maddi hata düzeltilerek karar Yargıtay İlgili Hukuk Dairesinde temyiz kanun yoluna tabi tutulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
6719 Sayılı Kanunun 21 maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17 maddesine eklenen 10. fıkrası hükmü ve 6719 Sayılı Kanunun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20 maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
Alınması gerekli 35,90.-TL harcın, peşin olarak alınan 170,78.-TL ve ıslah harcı 188,31.-TL olmak üzere toplam 359,09.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 323,19.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
23/10/2017 tarihli … nolu harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, bakiye karar harcı davalı tarafça yatırılmış ise yatırıldığına ilişkin sayman mutemedi alındısı mahkememize ibraz edildip, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 31,80.-TL, tebligat gideri 123,00.-TL, müzekkere gideri 7,40.-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00.-TL, temyiz ve istinaf posta gideri 65,80.-TL, olmak üzere toplam 1.228,00.-TL yargılama giderlerinin ve mahkememizde alınan harç gideri 35,90.-TL olmak üzere toplam 1.263,90.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 2.180,00.-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.30/05/2018

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)