Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/146 E. 2018/628 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/146
KARAR NO : 2018/628
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/03/2018
KARAR TARİHİ: 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … günü müvekkilinin, …’un sevk ve idaresindeki … (…) plaka sayılı araç ile çarpıştığını ve … Eğitim Araştırma Hastanesi’nden alınan rapora göre % 13 oranında özürlü kalacak şekilde yaralandığını, soruşturma sonucunda Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi’nde (… E.) ceza davası açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, kaza sonrasında, … tarihinde sigorta şirketine tazminat ve giderlerin ödenmesi için talepte bulunulduğunu, ancak verilmiş yanıt ile istemin örtülü olarak reddedildiğini, davacının, büyük acı çekmesine neden olduğunu, sonuçlarının devam edeceğini, uğradığı kaza sonucunda sol ayağı kırılan ve omurga bölgesi ağır zarar gören müvekkil kaza nedeni ile hayatını idame ettirmede dahi zorlanır hale geldiğini belirterek bedensel zararları için şimdilik 3.500 TL, motosiklet onarım bedeli için 200 TL, tedavi amaçlı ulaşım gideri için 100 TL olmak üzere toplam 3.800 TL’nin temerrüt tarihinden (…) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigorta şirketi olmadığını, limited şirket olduğunu, sigorta şirketlerinin anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulabileceğini, müvekkilinin uluslarası hasar tasfiye işlemlerini yapan bir şirket olduğunu, vekaleten hareket ile bu işlemi yaptığını, bu sebeple hiçbir şekilde müvekkili şirketin sorumluğu bulunmadığını, şirket aleyhine dava açılamayacağını, yabancı araçların sebep olduğu trafik kazaları için kanuni düzenlemenin 4477 sayılı motorlu taşıtlar zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin avrupa sözleşmesinin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun gereği muhatabın Türkiye Motorlu taşıt bürosu(TMTB) olduğunu müvekkilinin TMTB’yi temsilen yabancı sigorta şirketi (…) adına kazanın tedvirini sağlayan vekil olduğunu, … adına vekaleten işlem yaptığını, vekilin de taraf ehliyetinin olmadığını belirterek husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1, 85/1 ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesi uyarınca trafik kazasından kaynaklı bedensel zararın (geçici ve sürekli iş gücü kaybı) ve ulaşım gideri ile araç hasarının tazmini istemine ilişkindir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1. maddesinde işletenlerin bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarını karşılamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, bir motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne kadar veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle sigortacının sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasında kazaya karışan aracın yabancı plakalı olup yabancı sigorta şirketi olan … sigorta şirketine sigortalı olduğu, davalının bu şirketin Türkiye’deki irtibat bürosu olduğu noktalarında uyuşmazlık olmayıp, uyuşmazlık davalıya husumet yöneltilip yöneltilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Konuyla ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, … tarih … esas … karar sayılı ilamında “.. yabancıların işleten oldukları araçların Türkiye’ye girdikten sonra verecekleri zararlar da sigorta güvencesi altında bulunduğundan davacıların farklı olasılıklara göre farklı kişi ve kurumlara karşı husumet yöneltebilecek olmalarına, zira öncelikle bu araçların Türkiye’de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu trafik sigortası yoksa, 2918 Sayılı KTK.’nun 91/6. maddesi uyarınca bu araçlar için Türkiye sınırlarına girişleri sırasında zorunlu trafik sigortası sözleşmesi yapılması mecbur olduğundan, böyle bir durumda husumetin bu şirkete yöneltilebilecek bulunmasına, ikinci olarak bu araçların Türkiye’de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu trafik sigortası varsa, bu kez ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının imzaladığı “yeşil kart sistemi” hükümleri uyarınca, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na veya Büro’nun yetkili ve görevli kıldığı bir Türk sigorta şirketine husumetin yöneltilmesinin mümkün bulunmasına..” şeklindeki gerekçelerle davalıya yöneltilen tazminat davasında husumet sebebiyle red kararı veren yerel Mahkeme kararını onadığı görülmüştür.
5684 Sayılı Sigortacılık kanunun 3 maddesi doğrultusunda sigorta şirketlerinin ancak anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulabileceği, davalı şirketin sigorta şirketi olmadığı, dava konusu olayda da dava dışı yabancı sigorta şirketine aracılık yaptığı, acente sıfatının bulunmadığı, zaten doğrudan doğruya acenteye karşı dava açılamayacağı, somut olayda kazaya karışan yabancı plakalı aracın yabancı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş zorunlu trafik sigortası bulunduğundan yargıtay ilamında da belirtildiği üzere Avrupa Konseyi mensuplarının imzaladığı “yeşil kart sistemi” hükümleri uyarınca, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na veya Büro’nun yetkili ve görevli kıldığı bir Türk sigorta şirketine husumetin yöneltilmesi gerektiği anlaşılmakla davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan HMK’nun 114/1/d maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alınmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davaci tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/10/2018

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.