Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/591 E. 2018/446 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/591 Esas
KARAR NO : 2018/446
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ: 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan menfi tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asilin mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; davalının vekili aracılığıyla hakkında … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına istinaden icra takibi başlattığını, borcunun bulunmadığını, davalı ile dava tarihinden yaklaşık 7 – 8 ay öncesinde devlet memuru olmasına karşılık dükkan ortaklığı işine giriştiklerini ve buna istinaden de davalı tarafından kendisine 15.000,00.-TL para verildiğini, ortaklık işini kabul ettiğini, davalının devlet memuru olması sebebiyle resmi bir ortaklık olmadığını, davalı hileli yollarla anılan senedi boş olarak imzalattırdığını, ortaklık sebebiyle yapılan işlere istinaden davalının İBAN numarasını verdiğini, yapılan işlere istinaden ödemeler ise davalının hesap numarasına yapılacağını, lâkin aralarında anlaşmazlıklar çıkması nedeniyle ortaklık işi başlamadan bittiğini ve davalının ödediği parayı peyder pey ödenen 15.000,00-TL’den 5.000,00.-TL olan borcunun düşüldükten sonra kalan 10.000,00.-TL’yi ödemeyi teklif ettiğini, davalı dükkanı elinden alacağını beyan ettiğini, parayı kabul etmediğini ve hileli yollar ile imzalattırılan senedin üzerine 50.000,00.-TL olarak doldurulduğunu ve icra takibine konu edildiğini belirterek davalı ve vekili kötü niyetli olup haksız ve mesnetsiz yere düzenlenen bedelsiz senedi doldurarak vekili aracılığı ile işleme koymasının suç olduğunu, senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı vekilinin mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davalının öğretmen olduğunu, davacı ile araç tamiri yaptırmak maksadı ile gittiği Akdeniz Sanayi Sitesinde tanıştığını ve müvekkili birkaç kez araç tamiri yaptırdığını, davacı Akdeniz Sanayi Sitesi’nde oto kaporta işi yapmakta olduğunu, müvekkilinin araç tamirleri sırasında davacı ile aralarında geçen konuşmalarda; davacı, kendisine sermaye sağlanırsa ayda 2 – 3 bin lira kazandırabileceğini söylediğinin belirtildiğini, ardından da kendine sermaye sağlaması karşılığında müvekkile ortaklık teklif ettiğini, iş teklifini sözlü olarak kabul etmesinden sonra çeşitli zamanlarda, bazen elden bazen banka havalesi ile toplamda 50.000,00.-TL’yi davacıya verdiğini, davacının dükkan kiralarını ödeyemediğini öğrenince 22.000,00.-TL’lik kısmını işyeri sahibine kendisinin elden ödediğini, davacı, müvekkilin bunca harcamasından sonra işle ilgili hiç bir vaadini yerine getiremediğini vaatlerini yerine getiremeyeceğinin farkında olan davacı, müvekkilin talebi üzerine 50.000,00.-TL bedelli … düzenleme tarihli senedi imzalayarak, müvekkile verdiğini, davacı senet borcunu ödemek için iş yeri işletmesini satmaya karar verdiğini, satış için … ile sözlü anlaşmaya varılıdğını satış sonrası alacağı parayı doğrudan müvekkile vereceğinden yapılacak satış görüşmesine müvekkilinin de davet edildiğini, … tarihinde satış görüşmeleri için bir araya gelen taraflar, davacının ani değişimi ile neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Satış için tarafları kendisi davet eden davacı bir anda “Dükkan benim çıkın gidin, kimse benden bir şey alamaz” diyerek müvekkil ve dava dışı alıcıyı kovduğunu, müvekkilinin davacıya dükkanı satmazsa borcunu nasıl ödeyeceğini sorduğunu, ödemezse icra yoluyla tahsil edeceğini söylendiğini, davacı, savcı bulduğunu söyleyerek müvekkili memuriyetten attıracağı, borcu da ödemeyeceği şeklinde tehditlerde bulunduğunu, olayın ardından taraflarnı birbirlerinden şikayetçi olduklarını, alıcı olarak olaylara tanıklık eden dava dışı …’nin polis merkezinde verdiği ifade ile olanların sabit olduğunu, bono niteliği gereği borç ikrarı gösteren bir belge olup, sahte olduğu bedelsiz olduğu iddiaları ispat yükü iddia eden davacının ispatlaması gerektiğini belirterek haksız açılan davanın reddine % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında … havale tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile davacı asil davadan tüm sonuçları ile feragat etmiş, davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalardan olması ve feragatin kabule bağlı olmayan ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran tek taraflı bir hukuki işlem olması göz önüne alınarak feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1.Feragat nedeniyle davanın reddine,
2.Mahkememizce verilmiş bir tedbir bulunmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine
3.Alınması gerekli 35,90.-TL harcın peşin alınan 853,88.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 817,98.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4.Bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 maddesi uyarınca hesaplanan 5.850,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.21/06/2018

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)