Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/576 E. 2019/45 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/576 Esas
KARAR NO : 2019/45
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ: 23/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; dava konusu sigortası tespit edilemeyen davalı …Ticaret AŞ’ye ait … yönetiminde bulunan … plakalı aracın davacı bölge müdürlüğünün yol ağına dahil 400-09 KK nolu Kumluca – Antalya yolunun 44+900 km’sinde … tarihinde sürücü hatasından kaynaklı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında yol üzerinde bulunan 4 adet 300 mm oto grubu sinyalizasyon lambası ve sinyalizasyon direkleri hasar gördüğünü, kullanılamaz hale geldiğini belirterek öncelikle … plakalı aracın trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve sorumluluk hükümleri uyarınca 11.569,00.-TL’nin …tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı şirket vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, taleplerinin kabulünün hukuken mümkün olmadığını, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı taraflarına tebliğ edilmediğini, dava öncesinde idare ile yapılan görüşmelerde de bahsi geçen tutanağın fiziken tutulmadığının bildirildiğini, davalı şirketten dayanaksız ve haksız bir talepte bulunamayacağının yazılı olarak idareye bildirildiğini, iddia edilen olaya karışan araç şoförü ile görüşüldüğünü, iddia edildiğinin aksine herhangi bir tutanak tutulmadığının öğrenildiğini, bahsi geçen tutanağın sunulmasını ve tebliğ edilmesi gerektiğini, davanın dayanağını oluşturan eylemin oluşup oluşmadığı, oluştu ise nasıl oluştuğu vb. konularda yegâne delil olan ‘maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının bulunmaması nedeniyle dayanaksız ve haksız olarak açılan davanın reddine; dava dilekçesine ekli olarak sunulan ‘Keşif Özeti’ ve ‘Hasar Tespit Tutanağı’ başlıklı belgelerin davalı şirketin yokluğunda ve tek taraflı olarak düzenlendiğini, içerisindeki tespitlere, bedellere itirazda bulunduklarını, tek bir imza ile tek taraflı olarak düzenlenen bir belgenin ilk başta ‘tutanak’ ve ‘hukuken delil’ olarak kabulü bile mümkün olmadığını, trafik zabıtası ve/veya genel kolluk olmadan düzenlenen bir belgenin gerçeği yansıtmayacağını, hukuken delil olarak kabul edilemeyeceğini, iddia edilen kazaya karışan aracın zorunlu mali trafik sigortası bulunduğunu, davanın sigorta şirketine ihbarı gerektiğini, davanın kabulü halinde, ödemek durumunda kalınacak miktar için sigorta şirketine rücu etme durumu söz konusu olacağı için hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … adına ilanen tebligat yapılmış olup, davalı … tarafından davaya cevap verilmemiş, yokluğunda karar verilmiştir.
Dava, davacı idare tarafından meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan karayollarına ait sinyalizasyon lambası ve sinyalizasyon direkleri bedellerinin tahsili istemine yönelik tazminat davadır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 4 maddesinde ticari davalar belirtilmiş, 5. madde de ticari davaların Ticaret Mahkemelerinde görüleceği düzenlenerek görevli mahkeme belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkemece görevli olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilmesi gerekir. TTK’nun 5. maddesine göre 4. maddede sayılan ticari davalarla özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesinde görülecek işlere Ticaret Mahkemelerinde bakılır, mutlak ticari davalar yanında nispi ticari davalar da olup, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi şarttır. Somut olayda ise davacı idare tacir olmadığı gibi dava da ticari işletmesi ile ilgili olmayıp, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı anlaşılmakla davaya bakma görevi genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,

2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.
23/01/2019

Katip
(E-İmzalı)

Hakim
(E-İmzalı)