Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/180 E. 2018/720 K. 16.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/180
KARAR NO : 2018/720
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ: 16/11/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki ticari iş gereği takip konusu faturanın kesildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine cari hesap alacağına ilişkin davalı hakkında icra takibine girişildiğini davalının faturayı tebliğ almasına rağmen hiçbir şekilde itiraz etmeyip ödeme de yapmadığını, itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı herhangi bir cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından irsaliye fatura sureti, faturanın tebliğine ilişkin kargo evrakı, cari hesap ekstresi delil olarak sunulmuş, mahkememizce davalının tacir olup olmadığı ile ilgili araştırma yapılmış, davalının isticvaben cevabının alınması için talimat yazılmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Dava, mal teslimine ilişkin faturaya dayalı başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine fatura ve cari hesaba dayalı olarak 506,53 TL asıl alacak üzerinden örnek no:7 olan ödeme emri ile takibe girişildiği, davalının süresinde itirazda bulunmuş olduğu, takibin durduğu, eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Isparta Gelir İdaresi Başkanlığından ve Esnaf Sanatkarlar odasından celp edilen bilgilere göre davalının tacir olduğu, mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasındaki beyanında ve sonradan sunduğu … havale tarihli beyan dilekçesinde dava dilekçesi ekinde sundukları kargo teslim evrakının irsaliyeli fatura ile fatura konusu malların davalıya teslimine ilişkin olduğunu, yine ön inceleme duruşmasındaki beyanında dava dilekçesinde değeri sehven 503,53 TL olarak belirttiklerini , dava değerlerinin esasen 506,53 TL olduğunu belirtmiştir.
Davalı taraf dosyaya yanıt vermediğinden davacı vekilince sunulan irsaliyeli fatura ile kaşeli ve imzalı kargo teslim evrakı talimat mahkemesi aracılığıyla meşruhatlı isticvap davetiyesi ile kendisine tebliğ edilmiş olup, davalı duruşmaya katılmadığından fatura içeriğini kargo ile gönderilen evrakın bu faturaya ilişkin olduğunu kabul etmiş sayılmış yine meşruhatlı davetiyeye rağmen defterlerini sunmayarak defterleri ibrazdan kaçınmış sayılmıştır.
… havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, defterlere göre taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olup, dava konusu alacağın dayanağı olan faturaya istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 506,53 TL tutarında davalı şirketten alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
YİBBGK’nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere;
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK md. 21/2). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK’nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki (6102 TTK m. 21/2-3) karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge, belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan yasanın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın münderecatından söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK.230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı,
Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK m. 222. maddesi (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85. maddeleri) uyarınca ispatlamış olur
Somut olayda takip konusu faturanın davacının usulüne uygun tuttuğu defterlerde kayıtlı olup, bu fatura sebebiyle davalıdan alacaklı olduğunun görüldüğü, davalının defterlerini sunmayarak ibrazdan kaçınmış sayıldığı, meşruhatlı isticvap davetiyesine rağmen duruşmaya katılmayarak malın ve faturanın teslimine ilişkin kaşeli ve imzalı kargo evrakını ve fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığı, davalının söz konusu faturaya aldığı tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz ettiğine dair herhangi bir savunma ve delilin bulunmadığı, gelinen aşamada takip konusu faturaya konu malların davacı tarafça davalıya teslim edildiği anlaşılmakla davanın kabulüne itirazın iptaline, alacak likit olduğu ve davalı itirazında haksız olduğu için aleyhine icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın kabulü ile; … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile, takibin 506,53 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına,
2-Davalının asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan ilk masraf 36,00 TL, 65,00 TL talimat masrafı, 57,10 TL müzekkere masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 139,00 TL tebligat gideri, 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 828,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 506,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/11/2018

Katip …
*E-imzalı

Hakim …
*E-imzalı