Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/690 E. 2018/392 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/690
KARAR NO : 2018/392
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/09/2016
KARAR TARİHİ: 25/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında … tarihinde sıhhi tesisat işçilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin … Mahallesindeki, taşınmaz üzerinde bulunan 7 ayrı bloğun sıhhi tesisat işlerinin yapımına başladığını, işin %98’ini ayıpsız bir şekilde tamamladığını, kalan eksik işleri tamamlamak için defalarca davalı şirket yetkilisinin uyarıldığını, ancak malzeme eksikliği bahanesiyle işin tamamlanmasına engel olunduğunu, müvekkilinin işe çağrılması halinde maksimum bir günlük işinin kaldığını, sözleşmeye aykırı olarak hak edişlerin her defasında eksik ödendiğini, işin bitirilmesine engel olunmasının tek sebebininde ödenmemiş bakiye 12.150,00.-TL hak edişin ödenmemesi olduğunu, müvekkilinin kalan hak edişin ödenmesi ve eksik işin tamamlanması bu amaçla işe çağrılması hususunda davalıya ihtarname gönderdiğini, ihtarnamenin gereğinin yerine getirilmediğini, bunun üzerine takip başlattıklarını, haksız itiraz ile takibin durduğunu, itirazda bahsedilen laminant parkelerin zarar görmesinin sebebinin tamamen şantiye şefinin kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle, tarafların … tarihinde imzaladıkları sözleşme gereğince işin … tarihinde bitirilmesi gerektiği hususunda anlaştıklarını, işin süresinde bitirilmemesi sebebiyle müvekkilinin mehil vererek davacıya ihtar çektiğini, davacının karşı ihtarname göndererek işin bitirilmesinin engellendiğini iddia ettiğini, yaptırdıkları tespit sonucu sunulan bilirkişi raporunda sözleşme kapsamında yapılmayan toplam iş miktarının %70 kadar olduğu ve eksik işlerin tamamlanması için gereken sürenin 20 gün olduğunun belirtildiğini, davacı yüklenicini ihtara rağmen işi yapmaması sebebiyle müvekkilinin işi başkasına yaptırdığını, bundan ötürü zararlarını saklı tuttuklarını, davacıya yaptığı işin karşılığının ödendiğini, bir borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yüklenici tarafından başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptaline ilişkindir.
Davacının tacir olup olmadığının tespiti için … Gelir İdaresi Başkanlığı ve … Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda davacının gün ısı montajı işinden dolayı esnaf ve sanatkarlar siciline 2008 tarihinde kaydının yapıldığı, işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2015 yılı için yıllık gayri safi hasılatının 33.293,40-TL olduğunun bildirildiği görülmüştür. UYAP üzerinden yapılan sorgulamada da davacının tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar Tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre 2015 yılında defter hadlerine göre davacının yaptığı işe göre 2.bentteki sınırlara ilişkin gayrisafi hasılat 88.000,00.-TL olarak belirtilmekle, davacının ise 2015 yılı için gayrisafi hasılatı vergi beyannamesi ile 33.293,40-TL olarak bildirildiğinden davacının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre davacı gerçek kişinin durumu incelendiğinde, davacının basit usul ile vergilendirildiği, esnaf odasına kayıtlı olmadığı, ticaret sicil kaydının bulunmadığı, işletme defteri tuttuğu, faaliyet alanı itibariyle Vergi Usul Kanunu anlamında ve Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre ticari kazanç sektöründen vergiye tabi olduğu ve buna göre de esnaf sınırının aşılmadığı görülmüştür.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davalı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davacı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
KARAR : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.25/05/2018

Katip
*E-imzalıdır.

Hakim
*E-imzalıdır.