Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/518 E. 2018/110 K. 23.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/518 Esas
KARAR NO : 2018/110
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ: 23/02/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirket bünyesinde portföy yetkilisi olarak 14.08.2000-20.10.2014 tarihleri arasında çalıştığını, davalının işine fesih bildirimi ile son verildiğini, iş akdinin feshinden sonra davalının … Sigorta Şirketinde çalışmaya başladığını, davalının çalıştığı sürede görevi itibariyle yüksek fon değerleri olan müşterilerle çalıştığını, müşterilerin her türlü bilgisine sahip olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin ticari sırlarına nüfus etmiş olduğunu, aralarında imzalanan rekabet yasağı ticari sırların saklanması hakkındaki anlaşmanın 5. Maddesinde müvekkil şirketin müşterilerinden %10 adetinin ve/veya müşteri birikim tutarından %10 kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olmasının sözleşmenin ihlali sayılacağının hüküm altına alındığını, sözleşmenin ihlali halinde zararların tazmininin yanı sıra müvekkil şirketin müşterisinin birikim tutarının %50’si oranında cezai şartın ödeneceğinin kararlaştırıldığını, başka sigorta şirketlerine aktarılan fon değerinin davalının aracılık ettiği toplam fon birikim tutarının %17,40 olduğunu, aktarılan fon değeri bu tutarın %10’undan fazla olduğundan sözleşmenin ihlal edilmiş sayıldığının belirterek, şimdilik 10.000,00.-TL cezai şart alacağının hukuka aykırılığın tespit edildiği tarihten itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, aralarındaki sözleşmenin ilk kez 28.10.2009 tarihinde imzalatılmak istendiğini, müvekkilinin işini kaybetmemek için sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldığını, imzasının altına da her nedenle ayrılırsam ayrılayım bu sözleşmenin maddeleri beni bağlamayacaktır, notunu yazdığını, aynı sözleşmenin 14.12.2009 tarihinde tekrar imzalatıldığını, bunda da müvekkilinin ihtirazı kayıtla sözleşmeyi imzaladığını, müvekkilinin işten atılacağının baskısıyla sözleşmeyi imzaladığını, iş akdinin haksız fesih edildiğini, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini, rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacının müşterilerinin bilgilerini ifşa etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.04.2016 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, yukarıdaki esas numarasına kaydedilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından iş sözleşmesi, fesih bildirimi, rekabet yasağına ilişkin sözleşme fon tutarlarına ilişkin liste delil olarak sunulmuş, mahkememizce SGK ve Emeklilik Gözetim Merkezi Kayıtları celp edilmiş, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya sureti getirtilmiş, taraf tanıkları dinlenerek tüm deliller toplanmıştır.
Dava, rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin ihlali sebebiyle cezai şart alacağının tahsili istemine yöneliktir.
Taraflar arasında 2009 yılında yaklaşık iki ay ara ile aynı mahiyette rekabet yasağı ticari sırların saklanması hakkında anlaşma başlıklı iki adet sözleşmenin imzalandığı, sözleşmede davalının aracı olarak anıldığı, sözleşmenin 3. Maddesinde sadece aracı işçi aleyhine rekabet yasaklarının düzenlendiği, cezai şart başlıklı 5. Maddesinde aracının hizmet verdiği ve/veya aracının yönetici olarak dönem yaptığı dönemde kendisine bağlı çalışmış tüm aracıların kendisine bağlı çalıştıkları süre boyunca hizmet verdikleri Avivasa Müşterilerinden %10 adetini ve/veya müşteri birikim tutarından %10 kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olmasının sözleşmenin ihlali ve sözleşmede yer alan hükümlere aykırılık olarak kabul edileceğinin, sözleşmeye aykırılık halinde Avivasa’nın uğradığı zararların yanı sıra müşteri birikim tutarının %50’si oranında cezai şartın aracı tarafından Avivasa’ya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 4. Maddede sözleşmenin Avivasa ile aracı arasındaki hizmet ilişkisi süresince ve hizmet ilişkisinin bitiminden itibaren 2 yıl süreyle geçerli olacağının kararlaştırıldığı, davalının her iki sözleşmeyi de ihtirazı kayıtla imzaladığı görülmüştür.
Rekabet yasağına ilişkin sözleşme veya sözleşme şartları konusunda sözleşmenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 348 ve devamı maddelerinde yapılan düzenlemelere göre “Rekabet memnuiyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir.( m.348/2) Rekabet memnuiyeti ancak işçinin iktisadi istikbalinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, mahal ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise muteberdir. (m.349)
İş hukukunda rekabet yasağına ve cezai şarta ilişkin düzenlemelerin işçinin iktisadı açısından mahvına neden olmaması ve rekabet yasağının işçinin iktisadı geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin yükü bakımından duruma göre sınırlandırılması gerekmektedir. Bu sınırlandırma yapılmadıkça rekabet yasağının da geçerli olmayacağı hem 818 sayılı BK da hem de 6098 sayılı TBK da hüküm altına alınmıştır.
Yine 818 sayılı BK da herhangi bir düzenleme olmamakla birlikte 6098 sayılı TBK nın 420. Maddesinde açıkça hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olduğu düzenlenmiş olup, 818 sayılı BK da bu yönde hüküm bulunmasa bile Yargıtay içtihatlarıyla iş hukukunda işçi yararına yorum ilkesinin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmıştır.
Davalının davacı şirketin bir dönem işçisi olduğu, iş ilişkisi devam ederken aralarında yukarıda incelenen rekabet yasağına dair sözleşmelerin imzalandığı, sözleşmede sadece işçi açısından düzenleme yapıldığı, işveren aleyhine cezai şart koşulunun düzenlenmediği, sözleşmede yasağın geçerli olacağı herhangi bir coğrafi sınırlamanın da yapılmadığı görülmüştür. Sözleşmenin iş ilişkisi devam ederken imzalanması ve davalı işçinin sözleşmelere koyduğu ihtirazı kayıtlar, sözleşmenin işçinin özgür iradesiyle imzalanmamış olduğunu göstermektedir. Ayrıca her çalışanın işten ayrıldıktan sonra aynı sektörde başka bir firmada işe girmesinin haksız rekabeti doğuracağının kabulü, Anayasada hüküm altına alınan çalışma hakkı hürriyetine aykırılıktır. Somut olayda rekabet yasağı sınırının belli bir bölge olarak belirlenmemesi, sadece işçi aleyhine düzenleme getirmesi, sözleşmenin işçinin özgür iradesiyle oluşturulmaması sebepleriyle rekabet yasağına ilişkin sözleşme ve cezai şart geçersiz olup davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın REDDİNE;
Alınması gerekli 35,90.-TL harcın, peşin olarak alınan 170,80.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 134,88.-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davalı tarafça yapılan 100,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya tarafa VERİLMESİNE,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.180,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.23/02/2018

Katip
(E-İmzalı)

Hakim
(E-İmzalı)