Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/433 E. 2018/138 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/433 Esas
KARAR NO : 2018/138
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/05/2016
KARAR TARİHİ: 13/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dilekçede özetle, müvekkiline ait araç ile davalı şirketin maliki davalı …’ın sürücüsü davalı sigorta şirketinin ise ZMMS poliçesini düzenlediği … plakalı aracın müvekkiline ait araca arkadan çarpması ile maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, aracında 5.000,00-TL’lik değer kaybı ile bunun tespiti için 354,00.-TL ödenen ücret ayrıca tamir süresi 7 gün geçtiğinden fazlasına ilişkin 3 gün için kullanmak zorunda kaldığı ikame araç için ödediği 210,00 TL olmak üzere toplam 5.564,00.TL alacak için icra takibine giriştiklerini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı işleten ve sürücü tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle meydana gelen kazada kusur oranı ve hasar miktarının belli olmadığını daha önce de kaza kaydı bulunan ve 5.811,89 TL’Lik bir maddi hasara uğrayan davacıya ait araç için istenen 5.000,00.-TL değer kaybının gerçek zarara ilişkin olmadığı, fahiş olduğu belirtilerek itiraz edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin sorumlu olduğu teminat limitinin 29.000,00 TL olduğunu kasko sigortacısına müvekkilinin 3.834,00 TL ödeme yaptığını, davacıya da … tarihinde 3.387,00 TL değer kaybı sebebiyle ödeme yapıldığını ikame araç bedelinin müvekkilinden istenemeyeceğini belirterek, fazla talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı cevaba cevap dilekçesinde davalı sigorta şirketinin müvekkiline 3.387 TL değer kaybı için ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını bildirmiştir.
Mahkememizce davalı sigorta şirketi ve davacının kasko şirketinde hasar dosyaları getirtilmiş, sigorta poliçesi incelenmiş, araç başına 29.000,00.-TL maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce bbb Merkezi’ne müzekkere yazılmış, davaya konu aracın daha önce yapıp yapmadığı sorulmuş, kaza yaptığının anlaşılması üzerine buna ilişkin hasar dosyası kasko şirketinden istenmiş, bundan sonra dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının 5.000,00.-TL olduğu, 3 günlük ikame araç bedelinin 210,00.-TL olmasının ve rapor bedelinin de 354,00.-TL olmasının olağan olduğu bildirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi bilahare verdiği dilekçede özetle, davacı vekilinin hesabına … tarihinde 3.387,00.-TL ödeme yapıldığı ancak bunun … tarihinde iade edildiği, bu sebeple müvekkilinin 3.387 TL yönünden temerrüde düşmediğini belirtmiştir. Ancak parayı gönderdiğine dair hiçbir kayıt sunmamıştır.
Davacı vekili ise, davalı sigorta şirketinin bu beyanını kabul etmemiştir.
Takip dosyası incelendiğinde, davacı tarafından 5.564 TL alacak için … tarihinde takibe girişildiği, davalıların ayrı ayrı verdikleri dilekçeler ile takibe yaptıkları itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Kusur yönünden yapılan değerlendirmeye gelince her ne kadar Mahkememizce kusur raporu alınmamış ise de olayın oluşu sabit olup davalıya ait aracın davacıya ait araca arkadan çarpması karşısında ekspertiz raporunda belirtildiği üzere tam kusurlu kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, her ne kadar davalı sigorta şirketi davacıya dava ve takip tarihinden önce değer kaybı için 3.387,00.-TL ödeme yaptığını belirtmekte ise de, bunu ispatlayamamış olması kaldı ki takipten sonra itiraz ettiği halde bu ödemeden bu itirazında bahsetmemesi karşısında Mahkememizce davalının temerrüt olgusunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Davalı sigorta şirketi doğrudan zarar olarak kabulü gereken değer kaybı ile bunun belirlenmesi için ödenen bilirkişi ücretinden sorumlu ise de, ikame araç bedelinden sorumlu tutulamaz. Zira, ikame araç bedeline ilişkin zarar ZMMS kapsamında doğrudan oluşan bir zarar değildir. Ayrıca zarar miktarının likit olmaması karşısında davanın kabulüne karşın inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın davalılar … Ltd. Şti. ve … yönünden tamamen, davalı …Sigorta A.Ş. yönünden kısmen kabulü ile ;
… İcra Müdürlüğü’nün … esasında yürütülen takibin davalı sigota şirketi dışındakiler yönünden itirazlarının iptali ile takipte belirtilen şartlarla aynen devamına
Davalı sigorta şirketi yönünden ikame araç bedeli 210,00.-TL dışındaki alacak kalemleri itibariyle takite belirtilen diğer şartlarla aynen devamına,
İkame araç bedeli yönünden itirazın iptali talebinin reddine,
Alacak likit olmadığından davacı tarafın, ikame araç bedelinin davalı sigorta şirketinden talep edilmesinde kötü niyetli davranılmadığı kanaatine varıldığından sigorta şirketinin, tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
Kabul edilen miktar üzerinden tahsili gereken 380,07 TL karar ilam harcından peşin alınan 67,20 TL harcın ve takip sırasında alınan 27,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 285,05 TL harcın 14,34 TL’sinden sigorta şirketi sorumlu olmamak kaydıyla davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Kabul edilen miktar üzerinden 2.180,00 maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen miktar üzerinden 210 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
Davacı tarafından başlangıçta yapılan 29,20 TL başlangıç masrafı ile 213,00 TL posta gideri, 50,20 TL müzekkere gideri, 330 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 622,40 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları dikkate alınarak, 10,00 TL’sinden davalı sigorta şirketi sorumlu olmamak kaydıyla ve peşin alınan 67,20 TL harcın toplamı olan 689,60.-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 13/03/2018

Katip

Hakim