Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/738 E. 2018/265 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/738 Esas
KARAR NO : 2018/265
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2015
KARAR TARİHİ: 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle: Davalı borçluya takip dayanağı fatura muhteviyatı malların ayrı ayrı teslim edilmesine rağmen mal veya hizmetin teslim alındığı tarihten itibaren 60 gün içinde bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine gönderilen ihtarnameye davalı tarafından “borcu olmadığı ve aralarında vade farkı anlaşmasınında olmadığı” gerekçesiyle itiraz edildiğini, oysa taraflar arasında … tarihi itibariyle müvekkilinin davalıdan 96.834,85.-TL alacaklı olduğunu gösteren hesap mutabakatının bulunduğunu, hatta davalının … keşide tarihli çek ile bu borcun 89.000,00.-TL’sini ödediğini, ancak bakiye 7.262,00.-TL’lik borcu için iade faturası düzenlendiğini, müvekkilinin ise bu iade faturasını kabul etmediğini, zira müvekkilinin 7.262,00.-TL asıl alacak ile davalının müvekkiline olan borcunu zamanında ödememesinden dolayı vade farkı için 10.838,32.-TL olmak üzere toplam 18.100,32.-TL alacağı bulunduğunu belirterek girişilen takibe yapılan itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dayanağı olan faturaların müvekkilinin ticari kayıtların geçirilmek üzere teslim edilmediğini, müvekkilinden talep edilen vade farkı alaca- ğının yasal dayanağının olmadığını, zira eğer müvekkili temerrüte düşürülmüş ise talep edilebilecek olan alacağın vade farkı alacağı değil temerrüt faizi alacağı olduğunu, müvekkilinin kayıtlarına göre davacının herhangi bir alacağının olmadığını, ayrıca davacının teslim ettiği malların ürün kalitesinin düşük olması sebebiyle birçok kez şartlı kabul edildiğini, bu yüzden davacının belirlediği fiyatlama- nın da kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Ayrıca ikinci cevap dilekçesinde ise davacının dayandığı muvafakat mektubunu kabul etmediklerini bildirmiştir.
İcra dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından … tarihli 447,23.-TL bedelli, …tarihli 223,41.-TL bedelli … tarihli 654,99.-TL bedelli, … tarihli 845,55.-TL bedelli, …tarihli 2.514,90.-TL bedelli, … tarihli 1.262,50.-TL bedelli, … tarihli 866,28.-TL bedelli, … tarihli 444,40.-TL bedelli faturalar ile ihtilaf konusu … tarihli 10.838,32.-TL bedelli (ihtilaf konusu vade farkı faturası) dayalı olarak 18.101,50.-TL asıl alacak 549,78.-TL işlemiş ticari faiz üzerinden genel haciz yoluyla girişilen takibe davalının yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış raporda: Davalının ticari defterlerinin usulüne uygun açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, ticari defterlerin davalı lehine delil olma niteliği taşıdığı tespit edildikten sonra taraflar arasında 2011 yılından bu yana cari hesap ilişkisi şeklinde bir ticari ilişki sürdüğünü, davacının sevk irsaliyesi düzenleyip mal teslim ettiğini ve irsaliyeye bağlı malları da faturalandırdığını, bu faturaların davalı tarafça kayda alınıp, belirli bir vadeye bağlı olmaksızın bedelinin ödendiğini, mutabakat mektubu ve davalı kayıtlarına göre davacının … tarihi itibariyle davalıdan 96.834,85.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafça davacıya fiyat farkı faturası düzenlenip, muhasebe kayıtlarına işlendiği, fiyat farkı faturasının davacıdan temin edilen ürünlerin aynı tarihte başka üreticilerden temin edilen ürünlere göre olan fiyat farkından kaynaklanan bu fakın iadesine ilişkin olduğunun kendisine bildirildiğini, davalının davacıdan fiyat farkı talep etme hakkı olduğunun kabulü halinde davacıya borçlu olmayacağını, kabul edilmemesi halinde ise, 7.262,85.-TL borçlu olduğunun kabulü gerektiğini belirtmiştir.
Davacı fiyat farkı faturasını kabul etmediklerini, davalı ise müvekkili şirketin fiyat farkı faturası kesme hakkı bulunduğunu, zira aynı tarihlerde teslim edilen mallar ile davacının teslim ettiği malların ekonomik kıymetlerinin de farklı olduğunu bildirmiştir.
Bundan sonra mahkememizce dosya davacı defterleri üzerinde gerekli incelemenin yapılması için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi davalı yanın düzenlediği fiyat farkı faturası ile davacı tarafın düzenlediği vade farkı faturasının taraflar arasındaki ihtilafın kaynağı olduğunu, fiyat farkı faturası hariç takip tarihi itibariyle davalının davacıya 7.262,85.-TL borçlu, davacının düzenlediği vade farkı faturası hariç davalıdan 7.263,18.-TL alacaklı olduğu bu durumda 0,33.-TL farkla takip tarihi itibariyle karşılıklı kayıtların birbirini teyit ettiğini bildirmiştir.
Mahkememizce tarafların birbirini teyit eden ticari defter kayıtları itibariyle teslim edilen malların teslim tarihlerinin dosyadaki kayıtlarla da sabit olduğundan bilirkişinin harici yardımıyla teslimden itibaren temerrüt tarihi 60 gün üzerinden hesaplama yapılmak sureti ile takip tarihi itibariyle işlemiş faiz miktarları belirlenmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Taraflar arasındaki ihtilaf konusu ilk hususun, davacının düzenlediği vade farkı faturası ile davalının düzenlediği fiyat farkı faturasından kaynaklandı- ğı görülmektedir. Davalı fiyat farkı faturasının sebebini davacının gönderdiği malların kalitesinin düşüklüğüne dayandırmaktadır. Bu durum bu malların şartları varsa ayıplı veya en azından eksikli sayılmasını gerektiren bir duruma ilişkindir. Böyle bir durumda tacir tarafından yapılması gereken bu malların gerçekten niteliği ile ilgili gerekli itirazı yapmak, faturalar geldiği anda TTK 23/1c maddesi gereğince iki ve sekiz gün içinde gereken ihbarı yapmak olmalıdır. Davalı bu şekilde bir ihbar yapmadığından fiyat farkı faturası kesmeye hakkı yoktur. Davacının da vade farkı faturası kesmesi hatalıdır, zira bir borç vadesinde ödenmemiş ise bu borç için ancak temerrüt faizi istenebilir.
Küçük ve orta çaplı üreticiler ile büyük çaplı ekonomik güce sahip alıcılar arasında küçük ölçekli üreticilerin korunması amacıyla TTK’nun 1530 maddesi ihtas edilmiştir. Amaç, belirttiğimiz gibi büyük ölçekli alıcı firmaların daha küçük ölçekli firmaların kendileriyle pazarlık ve sözleşme yaparak vade tarihi belirleyememekten ve temerrüte düşürmek için devam eden bir ticari ilişkiyi riske atacak şekilde ihtarname gönderememekten doğacak zararlarını engellemektir. Kanunun 5. fıkrasına göre “sözleşmede ön görülen ödeme süresi faturanın … mal veya hizmetin … alındığı tarihten itibaren en fazla 60 gündür.” Bu durumda bilirkişi yardımıyla resen yapılan hesaplamada her bir fatura konusu malın tesliminden itibaren temerrüt olgusunun 60 günün sonunda gerçekleştiğinin kabulü gereke- ceğinden işlemiş faiz miktarları avans ticari faiz üzerinden ayrı ayrı belirlenip, bu miktarın toplamda 374,41.-TL olduğu, davacının ihtilafı olmayan, daha doğrusu fiyat farkı faturasına ilişkin kayıt dik kate alınmadığında ihtilaflı olmayan, alacağı ile birlikte toplam miktar 7.637,59.-TL ye ulaştığından bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı vade farkı faturası düzenlemiş ise de bunun düzenlenmesinde kötü niyetli bulunmadığından aleyhine tazminatla hükmedilmesi talebi reddedilip, davalı itirazında haksız bulunduğundan aleyhine tazminata hükmedilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile, davalının hakkında Antalya … İcra müdürlüğünün … Esasında girişilen takibin:
7263,18.-TL asıl alacak, 374,41.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.637,59.-TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle ayrıca takipte belirtilen diğer şartlar ile aynen devamına
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen miktar üzerinden %20 oranındaki 1.452,63.-TL tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı alacaklı takibinde kötü niyetli bulunmadığından davalının reddedilen miktar üzerinden tazminat talebinin reddine,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 521,22.-TL karar ilam harcından peşin olarak alınan 197,30.-TL ile takip sebebi ile alınan 93,20.-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 230,72.-TL harcın davalıdan alınıp hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 25,20-TL, tebligat gideri 241,00-TL, bilirkişi ücreti 330,00.-TL, Talimat gideri 763,80.-TL olmak üzere toplam 1.360,80.-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 557,20 tl sinin ve peşin olarak alınan 197,30.-TL harçtan ibaret 754,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına
Kabul edilen miktar üzerinden 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Reddedilen 11.013,69.-TL üzerinden belirlenen nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında kaldığından 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 345 mad- desi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.17/04/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır