Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/191 E. 2019/83 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/191 Esas
KARAR NO : 2019/83
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2015
KARAR TARİHİ: 06/02/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan genel kurul kararının iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduklarını, … tarihli davalı genel kurul toplantı gündeminin şirketin pay defterinde nama yazılı hisse sahibi olmaları sebebi ile müvekkillerine iadeli taahhütlü olarak tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin bu durumu genel kurul toplantı tutanağının SPK’ya yapılan özel durum açıklaması ekinde görülmesi üzerine … tarihinde öğrenildiğini, posta yoluyla çağrı yapılmadığının toplantı tutanağında da yazılı olduğunu ve durumun TTK’nun 414 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin paylarının hiçbirinin borsada işlem görmediğini, borsada işlemlerinin durdurulmuş olduğunu, B grubu payların borsada işlem görmediğini, bu nedenle de SPK ilan ile tebliğe ilişkin maddesinin uygulanamayacağını, genel kurul toplantısı yapılabilmesi için gerekli toplantı yeter sayısının oluşmadığını, zira A ve B grubu hisse sahiplerinin 4/5 inin toplantıda hazır bulunması alınan kararlara olumlu oy vermiş olması gerektiğini, … tarihli genel kurul kararlarının hükümsüz olduğunu, davalı şirketin … tarihinden itibaren hiç genel kurul toplantısı yapmadığını, ilgili toplantıda seçilen tüm yönetim kurulu üyelerinin daha sonra ayrıldıklarını, şirketin mali sıkıntıları sebebi ile bir fon şirketinin katkıları ile yapılandırılmasının düşünüldüğünü, Telos isimli şirketle 2014 yılı şubat ayında sözleşme imzalandığını, yönetim kurulu üyelerinin sürekli değiştiğini, Telos Şirketi ile yapılan sözleşmeden sonra boşalan üyeliklere seçilen hiçbir yönetim kurulu üyesinin genel kurulda onayının yapılmadığını böylece sorumluluktan kurtarmak istendiğini, şirketi borca batık hale getirdiklerini, …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasında davalı şirketin iflasının ertelenmesi davasını açmaları bu durumun kanıtı olduğunu belirterek TTK’nun 449 maddesi uyarınca toplantı kararlarının yürütülmesinin geriye bırakılmasına, genel kurul kararlarının iptaline, TTK’nun 534 maddesi uyarınca iflastan sonra şirket organlarının şirketi temsil ve sorumluluğunun devam ettiğini belirterek … tarihli genel kurulun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun olarak genel kurul çağrısı yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, ortakların TTK’ nun 414 maddesi uyarınca iadeli taahhütlü mektupla ve çağrı şekline uygun olarak toplantıya davet edildiklerini, davacılardan …’in tereke temsilcisi olduğuna dair şirkete bildirim yapılmaması nedeniyle pay defterine bu hususun kayıt edilmediğini ve bu nedenle ….’e bu sıfatla çağrı yapılmadığını, butlandan bahsedilemeyeceğini, davalı şirket hakkında, …. Asliye Tic. Mah.nin … esas sayılı dosya ile iflas erteleme davası ikame edildiğini ve mahkeme şirket için esas hakkında hüküm kuruluncaya kadar iflas erteleme tedbir kararı verdiğini ve şirketin borca batık olduğunu, şirket anasözleşmesinde toplantı ve karar nisabı için ağırlaştırıcı hükümler bulunduğunun doğru olduğunu ancak davacıların bu hükümlere dayanmasının MK’nun 2 maddesi ve TTK.’nun ruhuna aykırı kulla- nıldığını, hakkın kötüye kullanılması durumunu hukukun korumayacağını, davacıların ama- cının şirket hakkında verilen tedbir kararının kaldırılması sonucu faaliyetlerine devamının engellenerek şirketin iflas etmesini sağlamak olduğunu, bu sayede şirket malvarlığından tatmin edilen alacaklıların şahsi kefaleti bulunan davacılara yönelmeyecekleri için davacıların sorumluluktan kurtulmayı planladıklarını, şirket organlarının seçilmemesi için uğraştıklarını olağanüstü genel kurul yapılmasını gerektiren hususların toplantı gündemini oluşturacağını, TTK’nun 363 maddesine göre boşalan yönetim kurulu üyesinin yerine gelen yönetim kurulu üyesinin onaya sunulma görevinin yönetim kuruluna ait olduğunu, yönetim kurulu üyeliğinin onaylanması halinde selefinin süresini tamamlayacağını, onaylanmaması halinde ise onaya sunulduğu genel kurula kadar görev yapacağını, buradaki onayın ibra ile ilgisi olmadığını, yönetim kurulu üyelerini sorumluluktan kurtarma amacı ile gündemin eksik oluşturulduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekili tarafından … C.Başsavcılığının … soruşturma … karar sayılı görevsizlik kararı, … tarihli yönetimi kurulu kararı örneği, ana sözleşme, … tarihli 2012 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı örneği, … tarihli olağan üstü genel kurul toplantı tutanağı örneği ibraz edilmiş, davalı şirketin ticaret sicil müdürlüğünden sicil dosyası, …. Asliye Tic. Mah.nin …esas sayılı dosyasında verilen karar örneği, …. Asliye Ticaret Mah.nin … esas sayılı dava dosyasında verilen karar örneği getirtilmiş, dosya bir mali müşavir ve bir hukukçu bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Davacılar vekili tarafından şirket ortaklarından …’ın veraset ilanı dosyaya sunulmuş, buna göre 4 paya ayrıldığı hissedarlarının … ve davacı olduğu, …. Sulh hukuk Mahkememisinin … esasından verilen ara karar ile …’ın terekesine davacılardan …’ın temsilci olarak tayin edildiği görülmüştür.
Davalı şirket hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esasından verilen itiraz kararı üzerine davalı şirketi iflas idaresi temsil etmiştir. Her ne kadar davalı şirket hakkında iflas kararı verilmesi İİK’nun 194 maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısının üzerinden 10 gün geçene kadar bunun istisnası acele hallerdir. Yine aynı maddeye göre ahvali şahsiyeye ilişkin davalarda bu hüküm gereği davanın ertelenmeyecek olması sebebi ile iflas dosyasının sonuçlanması beklenmemiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak davacılara çağrı yapılmadığı, bunun sonuca etkili olduğu, bu durumun bir hükümsüzlük sebebi olduğu, ana sözleşmede ön görülen ağırlaştırıcı nitelikteki toplantı ve karar nisabının oluşmamış olduğu, Bunu ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması sayılamayacağı, yönetim kurulunun yönetim kurulu üyelerini genel kurul onayına sunma yerine yönetim kurulunun yeniden seçilmesi tercihini kullanmasının sadece bu gerekçe ile hükümsüz ve iptal edilebilir olduğunun ileri sürülemeyeceğini, dava konusu genel kurul kararlarının bir bütün olarak hükümsüzlük nedeni ile iptalinin gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, dosya içeriği, toplantı tutanakları, genel kurul çağrısı dikkate alındığından somut olaya uygun hüküm vermeye elverişli bir rapor olduğu kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık … tarihli genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapılıp kararların usulüne uygun olarak alınmış sayılmasının gerekip gerekmediği ve iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede … tarihli genel kurul toplantı tutanağında toplantıya B grubu hissedarları katılmadığı genel kurulun ilan sureti ile duyurulduğu posta yoluyla çağrı yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum TTK’nun 414/1 maddesindeki pay defterinde yazılı pay sahipleri ile önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine toplantı günü ve gündemi iadeli taahhütlü mektupla bildirileceğini kuralına aykırıdır. Çağrı usulüne ilişkin bu hüküm emredici nitelikte olup bir butlan sebebidir. Davalı şirketin ana sözleşmesinde A ve B grubu payların 4/5’ine malik olan hissedarların toplantıda hazır bulunma ve olumlu oy kullanmaları gerekmektedir. B grubu hissedarlarının hiçbirinin toplantıya katılmadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda genel kurul toplantısını yokluk hükmüne tabi tutar. Davacıların usulüne uygun olarak toplantıya davet edilmemeleri sebebi ile genel kurul toplantısını iptalini istemeleri hakkın kötüye kullanılması olarak da değerlendirilemez. TTK 363. Maddesine göre yönetim kurulu üyeliklerinden biri boşaldığında yasal şartlara sahip biri geçiçi olarak yönetim kurulu üyeliğine seçilir ve bundan sonra ilk genel kurulda genel kurul onayına sunulur. Bu yeni atanan yönetim kurulu üyesinin yerine atandığı üyenin kalan süre içerisinde görev yapmasını sağlayan bir kuraldır. Alınan bilirkişi raporuna yönetim kurulunun bu şekilde boş üyeyi atadığı genel kurul onayına sunmak yerine doğrudan yeni yönetim kurulunun seçimini gündeme koyduğundan bu durum bir iptal sebebi olarak değerlendirilemez. Yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın KABULÜ ile;
Davalı müflis … İnşaat ve Sanayi AŞ’nin … tarihli olağan üstü genel kurul kararlarının İPTALİNE;
Alınması gerekli 44,40.-TL harçtan, peşin olarak alınan 27,70.-TL harcın mahsubu ile kalan 16,70.-TL harcın davalıdan ALINMASINA,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 35,90.-TL, tebligat gideri 112,00.-TL, müzekkere gideri 8,00.-TL, bilirkişi ücreti 660,00.-TL olmak üzere toplam 815,90.-TL yargılama giderlerinin ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 27,70.-TL olmak üzere toplam 843,60.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.725,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça, okunup, usulünce anlatıldı.06/02/2019

Başkan
(E-İmzalı)
Üye
(E-İmzalı)
Üye
(E-İmzalı)
Katip
(E-İmzalı)