Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/158 E. 2018/571 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/158
KARAR NO : 2018/571
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
KARAR TARİHİ : 18/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; alacaklısı … Elk. …, borçlusu müvekkil şirket olarak düzenlenen … vade tarihli, 18.700,0.-TL bedelli senetin ödenmesi için müvekkiline ihbarname gönderildiğini, keşideci kısmındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’ya ait olmadığını belirterek, bu senet dolayısıyla müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin elektrik elektronik sektöründe toptan ve perakende satış ticari ile uğraştığını, davacının uzun yıllardır müvekkilinden mal aldığını, davacı şirket görevlileri tarafından ticari avans hesabı olarak …tarihinde … vade tarihli 18.700,00.-TL bedelli bono ile davaya konu … tarihli 18.700,00.-TL bedelli bono olmak üzere 2 adet bono teslim ettiklerini, müvekkilininde karşılığında mal verdiğini, vade tarihi … tarihi olan bononun davacı şirketin muhasebe sorumlusu olarak bildikleri … tarafından ödenerek bono aslının bankadan iade alındığının, söz konusu bono ile davaya konu bono üzerindeki yazı ve imzaların bire bir aynı olduğunu, müvekkilinin tüm bu ticari alım satımlar esnasında kendilerine davacı şirket yetkili ve sorumlusu olarak tanıtan … ve …isimli şahıslarla muhatap olduğunu, … isimli kişi ile müvekkilinin hiçbir zaman doğrudan ilişkisinin olmadığını, imzanın şirket yetkilisi …’ya ait olmadığı düşünülse bile söz konusu senedin şirket görevlilerince müvekkiline verilmiş olması aynı anda verilen sıralı senetlerden ilkinin davacı şirket tarafından ödenmesi, ticari işlere ve senetlere dayanak faturaların davacı şirketin kabulünde olması karşısında söz konusu senedin şirketin bilgisi dahilinde düzenlendiğini gösterdiğini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, yargıtay içtihatlarına göre zımni ya da açık olarak yetkilendirilmiş kişi ye da kişiler için tanzim edilen kambiyo senetlerinden şirketin sorumlu olacağı, davacı şirketin kötü niyetli olarak bu davayı açtığını belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE;
Davacı vekili tarafından bono sureti, ihtarname, davalı vekili tarafından … vade tarihli senedin ödendiğine dair tahsilat makbuzu, bu senedin ve dava konusu senedin suretleri, irsaliyeli fatura suretleri, cari hesap ekstresi delil olarak sunulmuş, mahkememizce …’in davacı şirket çalışanı olup olmadığı, davacı şirketin temsilcisinin kim olduğu ile ilgili araştırmalar yapılmış, davacı şirket yetkilisinin elverişli imza örnekleri toplanarak imza incelemesi yaptırılmış, konuyla ilgili davalının şikayeti üzerine yapılan ceza soruşturma dosyası celp edilmiş, … vade tarihli senedin ödenip ödenmediği ile ilgili bankadan cevap yazısı alınmış, tarafların ticari defterleri incelenmiş, tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Dava, bonodaki keşidecinin imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesi ile takipten önce açılmış menfi tespit davasıdır.
Dava konusu … düzenleme tarihli, … vade tarihli 18.700,00.-TL bedelli bononun incelenmesinde, davacı şirketin keşideci, davalının lehtar olduğu görülmüştür.
Tarafların incelenen ticari defterlerinde davacının defterlerinin usulüne uygun olmadığı, bonoların defterlerde yer almadığı ama davalı adına alacak kaydedilen faturalara istinaden davacının davalıya 176.864,84.-TL borçlu olduğunun görüldüğü, davalının defterlerinin usulüne uygun olup, fatura ve bonoların defterlerde yer aldığı, buna göre davalının davacıdan 18.808,78.-TL alacaklı olduğunun görüldüğü anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen bilgilerden bononun düzenleme tarihinde …’nın davacı şirket yetkilisi olduğu, yaptırılan imza incelemesi sonucu düzenlenen … tarihli bilirkişi raporuna göre bono üzerinde atılı bulunan borçlu imzalarının … elinden çıkmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacı şirket ile uzun süredir ticari ilişki içinde olduğunu, bu süre zarfında hiçbir zaman davacı şirket yetkilisi … ile muhatap olmadıklarını, şirket yetkilisi olarak hareket eden …, ve … ile muhatap olduklarını, dava konusu bono ile aynı tarihte verilmiş ve vade tarihi daha önce olan bononun davacı şirket tarafından ödendiğini, bu bonolar üzerindeki imza ve yazıların aynı olduğunu belirtmiştir. Gerçekten de bankadan celp edilen müzekkere cevabında davalının savunmasında belirttiği … düzenleme tarihli, … vade tarihli 18.700,00.-TL bedelli bononun ödenerek bono aslının … teslim edildiğinin belirtildiği görülmüştür. SGK’nın yazı cevabına göre … ve …’nin davacı şirket çalışanı olduklarını, … adında çalışana rastlanmadığı anlaşılmıştır.
Davalının şikayeti üzerine … ve … hakkında resmi belgelerde sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan soruşturma dosyasında … davalı ile ticari ilişkilerinin olduğunu, bundan dolayı ona borçlu da bulunduğunu, ancak dava konusu senetle bilgisinin olmadığını, …ve …nın iş yerinde çalışmış olabileceklerini, bononun bunlar tarafından tanzim edilmiş olabileceğini, ancak kendisinin bu bonodan kesinlikle haberi olmadığını, tanzim edilirken kendisine sorulmadığını belirtmiş, … ve … de davacı şirkette çalıştıklarını ancak dava konusu bonoyu kendilerinin düzenlemediklerini ifade etmişlerdir. … ise bono üzerindeki yazıların kendisine ait olduğunu ancak, imzanın kendisine ait olup olmadığının bilmediğini, kaşenin şirkete ait olduğunu, …’nın her zaman şirkette olmadığını, bu yüzden mal teslim ve kabulünün şirkette olduğu zaman kendisinin yaptığını, nakit para olmayınca mal karşılığı kambiyo senedi düzenleyip verdiğini, buna dair herhangi bir yetkisinin olmadığını, fakat senet düzenlediğinde bu durumdan …’nın bilgisinin ve rızasının olduğunu, kendisinin itiraz etmediğini, dava konusu bonodan ise …’nın haberinin olmayabileceğinin kendisinin şirketten kar payı da aldığını belirtmiştir.
Dava konusu bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ya ait olmadığı anlaşılmakla birlikte esas uyuşmazlığın davacı şirket çalışanları tarafından tanzim edilmiş olma ihtimali bulunan bonodan davacı şirket yetkilisinin bilgi ve rızasının olup olmadığı, vade tarihi daha önce olan bononun ödenmiş olmasının dava konusu bonoya geçerlilik kazındırıp kazandırmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Şirket yetkilisi …’nın şirket çalışanlarının zaman zaman şirket işlerini takip ettiğine yönelik beyanı ile davacı şirkette çalıştığı anlaşılan …’nin şirkette şirket yetkilisinin olmadığı zamanlarda mal teslim ve kabulünü yaptığını, karşılığında kambiyo senedi düzenleyip verdiğine, bundan şirket yetkilisinin haberi olduğuna, dava konusu bonoyu kendisinin yazdığına ancak imzanın kendisine ait olup olmadığını bilemediğine yönelik beyanları dikkate alındığında …’nin ticari vekil veya ticari mümessil olarak hareket edip etmediğinin tespiti ve bu anlamda kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili olup olmadığının irdelenmesi gerekmiştir.
6098 sayılı TTK’nın 547. Ve 548. Maddesinde ticari temsilcinin tanımı ve temsil yetkisinin kapsamı düzenlenmiş olup, bu düzenlemelere göre; Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir. İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmış olmasına bağlı değildir.Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili sayılır. Ticari vekil ise 551. Maddede düzenlenmiş olup maddeye göre; Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir. Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez.
Somut olayda …’nin ticari temsilci olarak sicile tescil ettirilmediği, böyle bir tescil olmasa bile ticari temsilcinin sahip olabileceği yetkilerle donatıldığını gösteren herhangi bir vekaletname veya yetki belgesinin de bulunmadığı, bu haliyle ticari temsilci olarak kabul edilemeyeceği ticari vekil olduğunun kabulü halinde ise ticari vekilin ancak kendisine açıkça yetki verilen hallerde kambiyo taahhüdünde bulunabileceği, somut olayda dava konusu bono yönünden davacı şirket yetkilisi tarafından …’ye açıkça yetki verildiğini gösteren herhangi bir delil kabul ve ikrarın bulunmadığı, bu haliyle bononun davacı şirketi bağlamayacağı, vade tarihi daha önce olan bononun ödenmiş olmasının veya davacının davalı şirkete faturalardan kaynaklı borçlu bulunmasının durumu değiştirmeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak dava konusu bono yönünden davacı şirketin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, koşulları bulunmadığından davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın Kabulü ile; keşidecisinin … Elektrik elektronik Tur. İnş. Kuy. Ltd. Şti lehtarının … Elk … olduğu, … düzenleme tarihli, … vade tarihli, 18.700,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine,
2-Davalının tazminat talebinin reddine,
3. Alınması gerekli 1.277,39 TL harçtan peşin alınan 319,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 958,04 TL harcın davalıdan tahsiline,
4.Davacı tarafından yapılan ilk dava masrafı 77,40 TL, 140,00 TL tebligat gideri, 830,00 TL bilirkişi ücreti, 56,60 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.104,00 TL ile peşin olarak alınan 319,35 TL olmak üzere toplam 1.423,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5. Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.244,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6. Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf verillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.18/09/2018

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.