Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/885 E. 2018/288 K. 25.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/885 Esas
KARAR NO : 2018/288
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/04/2011
KARAR TARİHİ: 25/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin torf üzerinde fide üreticisi olduğunu, davalılardan … firmasının tarımsal üretim malzemesi imal ederek sattığını, … firması da … firmasının ürettiği tarımsal üretim malzemelerini torf ürününü satın alarak davalılardan … Tohumculuk firmasına sattığını, müvekkili bu torf ürününü …Tohumculuktan alarak 2010 yılında üretiminde kullandığını, üretimdeki bitkilerde izlenen olumsuz gelişme nedeniyle Antalya … Asliye hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, ibraz edilen raporda torfun ayıplı olduğunu, torfun 6.0 olması gereken pH değerinin yapılan analizlerde değerlere uygun olmadığının tespit edildiğini, torf partilerinin yeterli ve uygun kök gelişimi sağlayamadığını, bitki gelişimi için gerekli ortamı temsil edemediğini, standart üretim girdilerine uyumsuz kalarak zarara neden olduğunu, davalılar torf ürününü üreten, ihraç eden ve satan firmalar olarak zararı doğuran zincirin ortaklaşa ve zincirleme sorumluları olduklarını, müvekkilinin yaşanan söz konusu olaylardan ötürü ciddi bir itibar ve prestij kaybı yaşadığını, o dönem piyasasında ve özellikle üreticiler arasında ürünlerin sürekli olarak kötülendiğini, ortaya çıkan itibarsızlığın olumsuz ticari ve manevi etkilerinin halen giderilemediğini belirterek (KDV hariç) 6.089.343,00.-TL maddi tazminat zararının ve 200.000,00.-TL manevi tazminat zararının olay tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı … davaya cevap vermemiş, son celse vekili aracılığıyla temsil edilerek duruşmadaki beyanı ile müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalılardan … firmasına satılan torf nedeniyle zarar gördüğü iddia edilen fideler ve topraklar, bitki hastalıkları, katkı maddeleri, tarımsal ilaçlar, tohum kalitesi, aşılama, sulama vb açıdan incelenmeden sadece davacının verdiği bilgilere dayanılarak davacı lehine taraflı bir bilirkişi raporuna karşı açılan davayı kabul etmediklerini, davacı firma ile davalı … yetkililerinin aynı kişiler olduğunu, müvekkili aleyhine ve davacı lehine ibraz edilen hiçbir delili kabul etmediklerini, müvekkili firmanın merkezinin Almanya menşeili bir firma olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, tacirler arasındaki ayıp iddiasına istinaden dava açma süresinin 6 ay olduğunu, davalı … firmasına … tarihleri arasında 23 ayrı partiler halinde muhtelif miktarlarda torfların teslim edildiğini, pH değerlerinin düşük olması nedeniyle dava konusu zarar miktarının belirtildiğini, ancak davacı firma 2010 yılı içerisinde satın aldığı toplam torfun % 42’lik kısmını davalılardan … firmasına iade ettiğini, Türkiye’de özellikle 2010 yılı yaz aylarında … adı verilen domates zararlısı nedeniyle domates üretiminde ciddi sıkıntıların yaşandığını, ihracatın durma noktasına geldiğini, buna ilişkin zararların müvekkilinden talep edilemeyeceğini, davacı şirketin pH değeri basit bir cihazla tespit edilerek sorunlu ise ya iade edilmesi ya da ek katkı maddeleriyle istenilen değere çekilerek kullanılması mümkün iken, adeta pH değeri ancak üretim safhasında ortaya çıkan gizli bir ayıpmış gibi bütün torfları üretimde kullandığını iddia ederek 2010 yılı yaz ve sonbahar aylarında domates zararlısı sorunu ve bu sorundan kaynaklı piyasa sorunları ve başka işletmesel sorunlarından kaynaklı bütün zararları için dava açmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin diğer davalı … şirketine torf ürünü tedarik ettiğini, davacı şirket ile müvekkili arasında akdi herhangi bir ilişkinin söz konusu olmadığını, zarara uğrayan tarafın zarara ve failine ıttıla tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmayan davanın zaman aşımından reddi gerektiğini, pH seviyesinin düşük olsa dahi bu kadar büyük zarara neden olmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği hasarın müvekkili yönünden ispatlanması gerektiğini, davacı tarafın tedbirli bir tacir gibi davranmadığını, zararın olduğu kabul edilse bile artmasına davacı şirketin sebebiyet verdiğini, düşük adetli bir test üretimi yapılmadan çok miktarda fide üretimine geçilmemesi gerektiğini, zarar gördüğü iddia edilen fidelerin üretiminde söz konusu torfların kullanıldığının ispat edilmesi gerektiğini, Almanya’da bulunan sigorta şirketi tarafından yapılan analizlerde Türkiye’de bulunan kullanıcıdan alınan örnekler ile üreticinin üretim tesisinden alınan örneklerin birbirini doğrulamadığını, tespit dosyasında ibraz edilen raporun kısmi inceleme neticesinde düzenlendiğini, raporda 5.000.000 adet fidenin zarar gördüğünün belirtildiğini ancak davacı firma tarafından 4931 adet torf paketinin iade edildiğini, 6804 adet torf paketi ile belirtilen miktarda üretim yapılamayacağını, müvekkili şirketin tüm dünyaya torf ithal eden bir firma olduğunu, başka firmalardan buna ilişkin şikayet bulunmadığını, standartlara uygun üretim yapıldığını, manevi tazminat talebine ilişkin şartların oluşmadığını belirterek hukuki ve cezai takibat ve tüm sair tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … tarihli ara kararı ile davacı tarafça zarar miktarı ve sorumluların öğrenildiği tarih olan tespit tarihinden sonra dava tarihine kadar TTK 25/4 maddesinde öngörülen 6 aylık zaman aşımı süresi dolmadığından zaman aşımı itirazının reddine, … tarihli ara kararı ile de 5718 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında kanunun 40. Maddesine göre Türk Mahkemelerinin milletler arası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını belirleyeceği ve 6100 sayılı Hmk’nın 16. Maddesine göre zararın meydana geldiği yer olan Antalya’da da dava açılabileceğinden yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış, davacı vekili tarafından davalı …’den satın alınan ve iade edilen tüm torf faturaları, irsaliyeler, analiz raporları, imha tutanakları, iptal edilen siparişler, teslim belgeleri, bedelsiz teslime ilişkin faturalar, dava dışı firmalardan alınan fide faturaları, fiyat listeleri, fotoğraflar, cdler, yazışmalar, etiket örnekleri, analiz sertifikaları, iptal edilen siparişler, bedelsiz verilen siparişler, teslim edilemeyen fidelerin yerine başka firmalardan satın alınan fidelere ait fatura ve tüm dökümleri, ibraz edilmiş, davalı tarafça uzman bilirkişi raporu ibraz edilmiş, Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … Değişik iş sayılı tespit dosyası getirtilmiş, Antalya Tarım İl Müdürlüğü’nden, Gümrük Müdürlüğü’nden ve Bakanlıktan davalı …ş tarafından yapılan ithalatlara ilişkin tüm izin belgeleri, analiz sonuçları, raporlar, gümrük belgeleri getirtilmiş, Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğünden davacı şirketin 2010 yılı üretim beyannameleri getirtilmiş, Ziraat Odası, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden Tuta Absoluta (Domates güvesi) zararlısının Akdeniz bölgesinde fide üreticileri ve sebze yetiştiricileri bakımından yol açtığı zararlar ve araştırmalara ilişkin tüm raporlar istenmiş, davacı tanıkları usulünce dinlenmiş, davacı ve davalı …’nin ticari defter ve kayıtları celp edilmiş, talimat yoluyla Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinden bir hukukçu ve iki fide konusunda uzman ziraat mühendisinden rapor alınmış, taraf vekillerinin rapora yönelik itirazları ve karar vermeye yeterli olmaması nedeniyle yine talimat yoluyla Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinden bir hukukçu, üç ziraat mühendisi ve bir mali müşavirden yeniden rapor alınmış, itiraz üzerine Tekirdağ Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla yeniden rapor alınmış, yine taraf vekillerinin itirazları ve raporlar arasında çelişki bulunması nedeniyle Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla bir hukukçu, üç fide konusunda uzman ziraat mühendisi ve bir mali müşavirden ayrıntılı rapor alınmıştır.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi … D. İş sayılı tespit dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalılar … ve … A.ş aleyhine tespit istendiği, mahallinde yapılan tespit ve analiz sonucunda ziraat mühendisi bilirkişi tarafından ibraz edilen … tarihli raporda sonuç olarak, davacının ph ve ec değerleri yönünden standart olmayan torf kullanmak suretiyle üretim planlamasında hedeflediği fide sayısına uluşamadığı, yetiştirdiği fidelerin kısmen zayıf gelişip, bir kısmının öldüğü, bir kısmının gelişme geriliği dolayısıyla Antalya Tarım İl Müdürlüğü teknik elemanlarının gözetiminde tutulan imha tutanaklarıyla imha edildiği, sipariş iptalleri yapmak zorunda kaldığı, talepleri geri çevirmemek adına başka firmalardan fide satın alarak üreticiye verdiği, maddi ve manevi zarara uğradığı, pazar kaybına uğradığı, fakat teslim tarihine kadar oluşan zararlara ilişkin yapmış olduğu hesaplamalara göre imha edilen fideler nedeniyle 4.075.443,00.-TL, geç teslimden dolayı 75.000,00.-TL, bedelsiz verilen aşılı fidelerden dolayı 334.764,00.-TL, bedelsiz verilen aşılı fidelerden dolayı 19.706,00.-TL ve üretim aşamasındaki fide kayıpları nedeniyle 1.584.430,00.-TL olmak üzere toplam 6.089.343,00.-TL zarara uğradığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …beyanında, 2010 yılında tohumlarını ektiklerini, tohumlar çıktığında bir kısım fidelerde gelişme bozukluğu olduğunu fark ettiklerini, yaptığı incelemede ya torftan ya da kök hastalıklarından ileri gelebileceğini tahmin ettiklerini, torfu aldıkları şirkete ve Almanya’da ki üretici şirkete başvurduklarını, ALmanya’dan bir yetkili gönderildiğini, yaptığı incelemede torftan kaynaklanabilir dediğini ve numune alarak götürdüğünü, sonrasında ph oranının düşük olduğu ve bunun zarara sebep olabileceği yolunda rapor gönderdiklerini, davacı tarafça yapılan analizlerde de ph oranının düşük olduğunu tespit edildiğini, bu nedenle torfun bir kısmının kullanılmayarak iade edildiğini, başka torf kullandıklarını ve sorunun ortadan kalktığını, torfun tamamının … A.ş’den alındığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı …, …, …, …’ de benzer beyanda bulunmuşlar, davalı tanığı … ise, Almanya’da ki fabrikada işçi olarak çalıştığını, ürettikleri bütün partilerden numune alarak ph değerini ölçtüklerini, değerlerin uygun olmadığında göndermediklerini, uzun süre bekletmeden dolayı veya rutubete bağlı olarak eksilebileceğini, kendisinin de kontrol için davacının işletmesine geldiğini, işletme sahasında kendi ürettikleri torfun bulunmadığını beyan etmiştir.
Talimat yoluyla Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bir hukukçu ve iki ziraatçi öğretim üyesinden alınan … tarihli raporda özetle ve sonuç olarak, fidelerde oluşan gelişme zayıflığı ve bozukluğunun güveden olma ihtimali bulunmadığını, güvenin steril ortam olan serada etkili olamayacağını, deneyimli bir firma olan davacının yeterli izolasyon ve ilaçlamayı yapmasının muhtemel olduğunu, kullanılması gereken torftaki ph değerinin idealinin 5,5-6,5 arasında olması gerektiğini, düşük olmasının asit ortamlar yaratarak fidenin kök gelişimini engellediğini, bozulma ve kısalık meydana getirdiğini, besin alımına engel olduğunu, davacının satın aldığı yoğunluktaki bir malzemenin kimyasal yolla ph değerinin ayarlanamayacağını, üründeki ayıbın sebep olduğu zararlardan üretici, ithalatçı ve üretici benzeri kişilerin yani üretici olmayan fakat başkası tarafından üretilen ürünü kendi adı veya unvanı altında piyasaya süren kişilerinde sorumlu olduğunu, zararın ayıplı ürünün kullanımından kaynaklanmadığının sorumluların ispatlamak zorunda olduğunu, bu nedenle davacının tespit dosyasıyla belirlenen 6.089.343,00.-TL zararının davalılardan talep edebileceği, yine davacının itibar kaybına uğradığı tespit edilirse manevi tazminatta talep edebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine talimat yolu ile Adana Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile alınan bir hukukçu, üç ziraatçı ve bir mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden alınan … tarihli raporda özetle ve sonuç olarak, davacının satın aldığı torfun bir kısmını kullanmadan iade ettiği, … Asliye Hukuk Mahkemesi … d. İş sayılı dosyada yapılan tespitte fide üretim sahasında inceleme yapılarak fidelerin yerinde görüldüğünü, farklı serilerden torf örneği alındığını, sadece gözle yapılan kök incelemesi ile fidelerdeki gelişme geriliği ve bozukluğunun nedeninin ph değerine bağlı olduğunun kesin bir şekilde tespit edilemeyeceğini, başka faktörlerinde zarara neden olabileceğini, bu aşamada gecikme nedeniyle tespitin mümkün olmadığını, davacının süresinde muayene yükümlülüğünü yerine getirerek davalılara ihbar etmediğini, davalıların kusuru ispat edilemediğinden tazminat sorumluluğunun doğduğuna hükmedilemeyeceğini belirtmişlerdir.
Taraf vekillerinin itirazları ve raporlar arasındaki çelişki nedeniyle dosya talimat ile Tekirdağ … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, talimatla alınan … tarihli bir hukukçu, bir mali müşavir ve üç akademisyen ziraat mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen raporda özetle ve sonuç olarak, tespit bilirkişi tarafından hazırlanan ve davacı tarafından …e hazırlatılan raporlara göre davacının satın aldığı torf ürünlerinin ph değerinin gerek ambalajda yazan miktarlar gerekse ideal ölçülere göre düşük olduğu, düşük ph değerli torflarla üretilen fidelerde gelişme bozukluğu olduğu maddi zararın olduğu, torfun ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, üretici ithalatçı ve üretici benzeri kişi olan davalıların ayıptan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekillerinin gerekçeli itirazları ve raporu hüküm vermeye el verişli görülmemesi nedeniyle dosya bir bütün halinde defterlerle birlikte Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yönlendirilerek bir hukukçu, bir mali müşavir ve üç akademisyen ziraat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, ibraz edilen … tarihli raporda özetle ve sonuç olarak, davacı ile davalı …ş arasındaki ilişkinin satım sözleşmesi olduğunu, davalı satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu bulunduğunun, alıcı davacının da muayene ve ihbar yükümlülüğü olduğunu, zaman aşımının TTK 25. Madde gereğince 6 ay olduğunu, davalı … Firması’nın üretici sıfatı ile ayıptan sorumluluğu bulunduğunu, pasif husumet ehliyetinin de bulunduğunu, sorumluluğun Borçlar Kanunu 41. Madde de düzenlenen haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu nedenle kusur, zarar ve illiyet bağı hususlarının gerçekleşmesi gerektiğini, zaman aşımında Borçlar Kanunu 41. Maddeye göre değerlendirilmesi gerektiğini, davalı … firmasının ise satıcı ve üretici sıfatının bulunmadığını, sadece marka sahibi olarak üretici kabul edilemeyeceğini, bu nedenle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, pasif husumet ehliyetinin de bulunmadığını, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit dosyasında rapora dayanak alınan denemelerin bilimsel kriterlere uygun olmadığı, fakat sipariş iptalleri, iadeler ve Tarım İl Müdürlüğü teknik elemanları gözetiminde yapılan imhalar göz önüne alındığında fidelerde önemli bir gelişme problemi olduğunun anlaşıldığını, uygun ph değerine sahip olmayan torf kullanımının bitki gelişimiyle gerileme ve bozulma meydana getireceğini, dosyadaki fotoğraflardan yapılan değerlendirmede de fidelerdeki gelişme bozuklukları ve kayıpların kullanılan yetiştirme ortamının ph değeri ile ilgili olduğunu, torf ile ilgili yapılan tüm analizlerde ve davalı şirket çalışanı tarafından yapılan laboratuvar sonuçlarına göre ph değerinin düşük olduğunu, bu nedenle davacının satın aldığı, bir kısım torfların ayıplı olduğunu, ayıbın malın ilk teslim halinde değil, daha sonra kullanılması esnasında ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğunu, her üretim öncesi ölçüm yapılamayacağını, ambalajına yazılan özelliklerin doğru kabul edilmesi gerektiğini, ph değerinin ilave katkılarla düzeltilmesinin büyük işletmelerde mümkün olmadığını, davacının veya başka bir etkenin zarardan etkisinin tespit ve ispat edilemediğini, davalı …’nun zaman aşımı itirazının bulunmadığını, davalı … açısından zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığını, davalı … firmasının sorumluluğunun bulunmadığını, zararın oluşmasında davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusur veya ihmal bulunmadığını, davacı tarafça imha edilen fideler nedeniyle oluşan zararının 4.075.443,00.-TL olduğunu, davacı tarafça geç teslim edilen ürünler sebebi ile uğranılan bir zarar, yine bedelsiz verilen aşılı ve normal fideler sebebi ile uğranılan bir zarar ve üretim kaybı sebebiyle uğranılan bir zarar ispatlanamadığını belirtmişlerdir.
Dava, iş hacmi yüksek bir firma olan davacının faaliyet alanı olan fide yetiştiriciliğinde kullanmak üzere davalı …ş’den satın aldığı torfun kısmen ph değerinin gerçek olması gereken ideal düzeyde ve ambalajın üzerinde yazdığı seviyede olmaması nedeniyle ph düşüklüğünden kaynaklanan fidelerdeki gelişme bozukluğu ve arızalar nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tahsili davasıdır. Davacı tarafça gelişim bozukluğu nedeniyle bir kısım fidelerin İl Tarım Müdürlüğü Teknik Personeli kontrolünde tutanakla imha edildiği, bir kısmının satılmış olduğu, çiftçiler tarafından iade edildiği, bir kısmının yerine yenisinin verildiği, bir kısmının yerine başka firmalardan satın alınarak vermek zorunda kaldıkları, fidelerdeki gelişme bozukluğu nedeniyle sipariş iptallerinin yapıldığı ileri sürülmüş, davalı tarafça zaman aşımı, yetki, husumet itirazında bulunulmuş ve ph değerinin bilimsel yollarla ölçülmediği, yokluklarında yapılan tespit ve rapora itiraz ettikleri, zararın başkaca etkenlerden oluşmuş olabileceği kusur ve zarar nedeninin ispatlanmadığı, zarar miktarının da ispatlanmadığı ileri sürülmüştür.
Davacı, dava konusu torfları davalı …ş’den satın almış olup, davalı … satıcı sıfatı ile torfta çıkan ayıplardan sorumludur. Yine davalı … dava konusu torfun üreticisi konumunda olup, BKK 41. Madde gereğince haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde kusur ile verdiği zararlardan sorumludur.
Davalı … ise dava konusu torfu kendisi adına ambalajlara ismini yazarak kendisini üretici olarak gösterip tüm gümrük işlemlerini, analiz raporlarını sunmuş olmakla, üreticinin yanında kendisi de üretici benzeri sıfatıyla ayıp ve zararlardan müteselsilen sorumludur.
Davalı … zaman aşımı itirazında bulunmamış, diğer davalılar yönünden ise zarar ve sorumluların öğrenildiği tespit tarihinden itibaren dava tarihine kadar zaman aşımı süresi dolmamış olmakla zaman aşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yine zararın meydana geldiği yerde de dava açılabileceğinden yetki itirazının de reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça Antalya … Asliye hukuk mahkemesinni … D.iş sayılı tespit dosyasında yapılan tespit ve yapılan deneyler sonucu alınan bilirkişi raporu, davacı tarafça …laboratuvarında yaptırılan kontroller ve bizzat davalı teknik elemanının davacının işletmesine gelerek aldığı numune sonucu hazırladığı raporlardan davacının satın aldığı torfun ph değerinin ideal üretim ölçüsünde ve ambalajında gösterilen değerlerde olmadığı açıktır. Yine bizzat il tarım müdürlüğü teknik personelin kontrolünde yapılan imha ve tutulan tutanaklardan ve tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporundan yine dosyada mevcut fotoğrafları inceleyen bilirkişi raporundan davacı tarafça üretilen fidelerin bir kısmında gelişim bozukluğu ve arızası bulunduğu açıktır. Davacı tarafça yaptırılan tespit ve mahkememizce alınan ve zarar konusunda birbirini teyit eden bilirkişi raporlarından fidelerdeki gelişim bozukluğunun ph değerinin düşüklüğüne bağlı olduğu, başkaca herhangi bir etken veya davacı kusurunun tespit edilemediği, torftaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacı tarafça muayene ve ihbar yükümlülüklerine uyulduğu, davalıların üretici, satıcı ve üretici benzeri sıfatı ile ayıp nedeniyle davacının uğradığı zararlardan sorumlu oldukları, ayıplı torf nedeniyle davacı tarafça toplam …-TL tutarında fidenin imha edilmiş olduğu, bu zararın son imha tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça iade edilen fideler, bedelsiz verilen fideler ve üretim kaybı nedeniyle zarara uğradıkları da iddia edilmiş ise de, bu konuda fidelerin zarara uğradığı ve bu nedenle üretim kaybı doğduğu konusunda herhangi bir tespit bulunmadığı gibi zararda ispat edilemediğinden fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden ise, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı olmadığı gibi itibar kaybına uğradığı konusunda herhangi bir delil ve ispat bulunmadığından manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
A-Maddi tazminat davası yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile …-TL tazminatın davalı … AŞ dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizinden sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE;
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
Alınması gerekli 278.393,51.-TL harçtan, peşin olarak alınan 93.396,75.-TL harcın mahsubu ile kalan 184.996,76.-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen ALINMASINA,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 21,30.-TL, tebligat gideri 298,00.-TL, müzekkere gideri 64,00.-TL, bilirkişi ücreti 15.400,00.-TL, talimat gideri 1.513,50.-TL, tanık gideri 60,00.-TL olmak üzere toplam 17.356,80.-TL yargılama giderlerinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 11.616,50.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 93.396,75.-TL olmak üzere toplam 105.013,25.-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davalı … tarafından yapılan 50,00.-TL talimat masrafı ve 2.800,00.-TL bilirkişi ücretinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 942,55.-TL’nin davacıdan alınarak davalı … şirketine VERİLMESİNE,
Davalı …
tarafından yapılan 50,00.-TL talimat masrafı ve 2.800,00.-TL bilirkişi ücretinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 942,55.-TL’nin davacıdan alınarak davalı …
şirketine VERİLMESİNE,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 105.954,43.-TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 80.408,50.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
B-Manevi tazminat davası yönünden
Davanın REDDİNE;
Alınması gerekli 35,90.-TL harcın davacıdan ALINMASINA,
Davacı tarafça manevi tazminat davası yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.180,00.-TL nisbi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça, okunup, usulünce anlatıldı.25/04/2018

Başkan …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Katip …
(E-İmzalı)