Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/176 E. 2023/351 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/176 Esas
KARAR NO : 2023/351
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/05/2023

Antalya … İş Mahkemesinin … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının … tarihinden itibaren davalı işveren yanında şoför-yük taşıma sıfatıyla çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin … tarihinde işveren tarafından sonlandırıldığını, bildirimde bulunulmadan ya a haklı bir gerekçe bildirilmeden iş akdinin feshedildiğini, çalışmasını sürdürürken davalının telefonla arayarak iş akdini sonlandıracağını, bundan sonra çalışmaması gerektiğini belirttiğini, bundan bir müddet sonra SGK’dan çıkışının verildiğini, maaşlarının tam ve düzenli bir şekilde ödenmediğini, sadece zaman zaman zaruri ihtiyaçlarını karşılaması için harçlıklar verdiğini, toplu maaş ödemesi yapılacağı bahanesiyle sürekli oyalandığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığını, uzun yol taşımacılığı yaptığı için sabit bir mesai başlangıç ve bitiş saatinin bulunmadığını, her zaman için çıkmış olduğu görevlerde günlük mesai saatini aşarak fazla mesai yaparak çalıştığını, bazı taşımacılık faaliyetlerinde konaklamalı olarak çalıştığını, şehir dışında da mesaisine devam ettiğini, zaman zaman hafta tatili yapmadan ve UBGT günlerinde çalıştığını, davalı işverence iş sözleşmesinin başlangıcından sonlanmasına kadar hiçbir aya ilişkin asgari geçim indirimlerinin müvekkiline ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, UBGT ücreti, hafta tatil ücreti, yıllık izin ücreti, maaş ve ücret alacağı, AGİ ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ile aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının … tarihinden başlamak kaydıyla … dönemine kadar kendisiyle ortak olduğunu ancak işlerin kötü gitmesi sebebiyle ortaklığın sona erdiğini, davacı ile ortak olduğunu ancak işlerin kötü gitmesi sebebiyle ortaklığın sona erdiğini, davacı ile ortak olduğunun whatsapp kayıtları ve şahit anlatımlarıyla ve diğer delillerle sabit olduğunu, ortak olarak çalıştıkları dönemde davacının “başıma bir sağlık sorunu v.s. gelebilir, o yüzden beni sigortalı göster” dediği için kendisini sigortalı gösterdiklerini … tarihinden itibaren çalışanların otomatik olarak BES planına dahil edilmesi zorunluluğu getirildiğini bu sebeple 2019 yılı Ocak ve Şubat ayında maaş şeklinde davacının banka hesabına nakit girişinin sağlandığını, akabinde davacının zorunlu BES sisteminden çıktığını, davacının banka hesabına yapılan ödemenin bu sebeple olduğunu, bu tarihten sonra da bankaya ödeme yapılmadığını, davacının bu ortaklık yaptıkları döneme dair kendisinden hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, aksine davacının kendisinden habersiz tahsilat yaptığını, kendisine bildirmediğini, bu sebeple asıl alacaklı olan kişinin kendisi olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Taraf vekillerine delillerini bildirmek üzere usulünce süre verilmiş olup ileri sürülen deliller toplanarak taraflarca isimleri bildirilen tanıklar ayrıntılı olarak dinlenilmiş, TÜİK kazanç bilgi sorgulama raporu, ücret araştırma yazı cevapları, Antalya Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, Düden Vergi Dairesi Müdürlüğü, SGK İl Müdürlüğü ve Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, … cevabi yazıları ve ekleri celb edilerek dosyamız içine alınmıştır.
Toplanan deliller çerçevesinde dosya üzerinde takograf bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi tarafından … havale tarihli raporu ibraz edilmiştir.
Toplanan deliller çerçevesinde dosya üzerinde hesap bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi tarafından … havale tarihli raporu ibraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından … tarihli ıslah dilekçesi verilerek bilirkişi raporu doğrultusunda dava değeri arttırılarak gerekli harç eksikliği ikmal edilmiştir.
Her ne kadar taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor dosya içeriğine toplanan delillere ve kanun yolu incelemesine olanak verecek derecede uygun bulunduğundan bilirkişi raporuna itirazlar kabul görmemiş olup bilirkişi raporu verilen kararda dikkate alınmıştır.
Davacı … tarihli celsede alınan isticvap beyanında; “Davalı … Plakalı … marka bir tır aldı, ben de şoför olarak çalışmaya başladım, 3.500-TL aylık ücretle işbaşı yaptım, davalı bana iki defa bankadan maaş ödemesi yaptı, diğer aylara ilişkin ödemeleri ise eksik olarak yaptı yahut hiç yapmadı, eksik olaraktan kastım ise avans şeklinde davalıdan 500,00-TL 1.000-TL civarında para istiyordum o da elden veriyordu, yahut ev kiramı (550,00-TL) bazen verir, yine bazen elektrik su gideri gibi fatura paralarımı verirdi, düzenli olarak bir aylık ödemem olmadı, kendisiyle ortak da değildim, bana seninle ortak olacağız diyordu ancak ortaklığın kapsamına içeriğine ilişkin herhangi bir ayrıntı söylememişti, bana çıkıncaya kadar kazancından herhangi bir yüzdelik kısmını yahut ortak olduğumuzu gösterir tarzda bir ödeme yapmış değildir, muhtemelen benim alacaklarımı ötelemek için uydurduğu bir yalandı” şeklinde beyanda bulunduktan sonra davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunduğu whatsapp konuşma kayıtlarına ilişkin ekran görüntüsü gösterilerek sorulduğunda: “ben kayıtlardaki konuşmaları hangi ortamda hangi durumda yazdığımı şuan hatırlamıyorum, benim kendisiyle bir ortaklığım yoktur, paramı kurtarabilmek için (yeni araba alıp paramın üstüne yatmasın diye) kendime ait binek aracı kullanması için ona verdiğim doğrudur, bir sene civarında araç ondaydı, 5-6 ay zaten kazalı olduğu için kullanılmadı” demiş ve beyanına devamla; “çalıştığım aracın fenni muayenesi bitti, bu yüzden dorseyi …’da bıraktım, aracın muayenesini yaptırmak üzere Antalya’ya geldiğimde işten çıkışımın yapıldığını söyledi, alacaklarımı sorduğumda ödeyeceğini söyledi, ben bu işte çalışırken nakit olarak tahsil ettiğim paraları davalıya veriyordum, zaten havale yapılanlar onun adına yapıldığı için benimle bir ilgisi yoktu, davalı bana normalde maaşlarımı aylık olarak ödemesi gerekiyordu, bu yüzden tahsil ettiğim paraların içinden maaş alacaklarımı almıyordum, davalının vermesini bekliyordum, benim belli bir çalışma sistemim yoktur, yük olduğunda (genellikle çektiğim yük hurdaydı, bunun haricinde meyve sebze) genellikle 15:00-16:00 gibi yüklenir ve yola çıkılır, haftada 2 günde 1 Antalya’ya geldiğim de olur, haftada bir gün Antalya’ya uğradığım da olur, tamamen yükün durumuna ve gidilen yerin uzaklığına bağlıdır, İzmir, Adana, Mersin gibi sahil illerine çokça giderdim, hafta tatil günüm diye bir gün tatilim yoktu ancak haftada 1-2 gün evde yük beklediğim de olmuştur, ayda 1-2 gün evde yük beklediğim de olmuştur, bunun bir ortalaması yoktur, ben maaş almadığım yada eksik maaş ödendiği dönemlerde kendi birikmişimden ihtiyaçlarımı karşılıyordum, davalı yük bulamadığında benim ona yük bulmuşluğum vardır ve ona yükü sarmadan önce ona sorarım al derse alırdım, bu aldığım yükten dolayı kazanılan para eğer yine nakit ödendiyse bunu da davalıya fatura karşılığında teslim ederdim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tarihli celsede alınan isticvap beyanında; “Ben davacıyla kahvede tanıştım, benim kendime ait … … Evden eve nakliyat isimli şahıs şirketim vardır, davacı 15-20 gün süreyle kahvehanede işsiz bir vaziyette duruyordu, ben de ofisimin yakınında olduğu için genelde kahvede duruyordum, kendi çalışanlarımı işe göndermek için birkaç defa telefon etmem gerekiyordu, davacı da benim personellerle bu kadar uğraştığımı görünce bana “sen bir tır al, ben işi bulurum, şoförlüğünü de ben yapacağım, aylık 10-15 bin TL para kazanırız, ne kazanırsak yarı yarıya kar ortağı olarak paylaşırız” dedi. Ben de teklifi makul buldum ve tır aldım, davacı da çalışmaya başladı, aramızda davacıya aylık belirli bir sabit ücret ödeneceğine dair herhangi bir şey kararlaştırılmadı, davacı yük işini kendisi ayarladı, yine günlük çalışma saatlerini kendisi ayarladı, aşağı yukarı birlikte 29 ay bu şekilde çalıştık, bu süre içerisinde sadece 3 defa kamyona yükü ben buldum, yani ben ayarladım, başkaca da ne davacıya talimat verdim ne de tıra yük buldum. Hatta davacı 10 gün civarı cezaevine girmişti, bu süreçte de tır yattı, çalışmadı. Biz davacıyla belirttiğim anlaşmayı 2017 yılı haziran ayı gibi yaptık, davacıya 2019 yılına kadar hiç para hesabı sormadım, bana getirip verdiği ücret mazot parasını karşılamıyordu, tırın mazot deposunu da ben dolduruyordum, buna rağmen davacı kazandığı ve nakit olarak elden aldığı paraların sadece cüzi kısmını bana veriyordu gerisini vermiyordu, hatta 2019 yılı Ocak ve Şubat aylarında tır için toplam yaptığım harcama 17bin TL iken davacının bu aylar içerisinde bana teslim ettiği para ise 4bin TL kadardı, davacıya para hesabı sormaya başlayınca ve tırdan para kazanmadığımı, bu işi sonlandıracağımı söylediğimde evden eve nakliyatta kullandığım 10 tekerli kamyonlardan birisini kendisine vermem gerektiğini, çünkü ortak olduğumuzu ve buna kendisinin hak kazandığını söyledi, hatta bana bu dönemde “ben battaniyemi alır cezaevinde yatarım, senin çoluğun çocuğun var sen düşün” şeklinde tehditvari sözlerde söylemişti, daha sonra ben davacıya önceki alacak verecekleri bir kenara bırakıp temiz bir sayfa açalım, sen yola gittiğinde sana 2bin-3bin tl artık ne kadar tutacaksa belli bir miktar para vereyim, sen mazot parası, yemek parası, konaklama vs. Hepsini bu paranın içerisinden harca, o işten aldığımız kazancı da yarı yarıya paylaşalım şeklinde bir teklif sundum, davacı da bana küfürlü bir cevap verdi ve kabul etmedi, davacı çalıştığı süre boyunca çalışma düzenini kendisi ayarladı, yük bulduğunda çalıştı, bulamadığında çalışmadı. Davacı son 5 ay bana hiç irsaliye fatura kesmedi, yani bu dönemde benim tırımla başkasına iş yaptı, bayramlarda davacının tırla memleketine gittiğini …’dan duydum, yani davacı tırı istediği gibi kullanıyordu, aramızdaki tartışmadan sonra davacı tırı bulamayalım diye plakalarını sökmüş, ben de kendisinden cezaevine girip çıkıp biri olduğu için şikayetçi olamamıştım, plakalarım kayıp diye başvuru yapmıştım, SGK kapsamında davacıyı ortağım diye gösterme imkanım yoktu, yolda davacının araç kullanırken ceza yediğinde ya da bir kaza yaptığında başım ağrımasın diye davacıya sigorta yaptım, ayrıca ben de davacı da birbirimize ödeme yaparken elden yaptık, aldığımız işlerde iş sahibi bazen ödemeyi nakit ve elden davacıya yapıyor, bazen ise benim banka hesabına yatırıyordu, benim davacıya elden verdiğim ödemeler aldığımız işten dolayı hesabıma yatan paradan verdiğim ödemelerdir, yine davacının da bana elden verdiği cüzi paralar da nakit olarak yapılan işten dolayı iş sahibinden aldığı paralardır, elimde iş sahiplerinin benim hesabıma yatırdıklarını gösterir kayıtlar ile davacıya yine iş sahipleri tarafından nakit olarak elden ödenen para miktarlarını gösterir faturalar mevcuttur, bunları düzenleyerek dosyaya sunacağız, davalı tanığı …’ın beyanında geçen 2.500-TL mevzusu da yanlış anlaşılmıştır, orada davacı ile aramızda konuşurken davacıya aracın kazanmadığını söylüyorum, davacı da aracın kazandığını söylüyor, ben de bunun üzerine davacıya madem araç kazanıyor aylık sen bana 2.500-TL para ver, kazancın üstü senin olsun demiştim, bunu tırın para getirmediğini belirtmek için söylemiştim. 2019 yılı Ocak ve Şubat ayında yasal mevzuattan dolayı bireysel emeklilik sistemine zorunlu geçişe ilişkin durumdan dolayı kendi evden eve personellerim de dahil olmak üzere herkesin elden verdiğim maaşını bankaya yatırmak durumunda kaldım, davacıya da bu kapsamda yasal zorunluluk nedeniyle (onu da sigortalı gösterdiğim için) bankadan davacıya da ödeme yaptım, diğer çalışanlarım göstermelik olarak bankadan yatırdığım paraları geri iade ettiler ancak davacı iade etmedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; İş sözleşmesinin iş veren tarafından haklı sebep olmaksızın feshi iddiasına dayalı kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, UBGT ücreti, AGİ ücreti, yıllık izin taleplerine ilişkin alacak davasıdır.
Davacının davalı ile arasında bağımlılık unsurunun bulunmadığı, işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı, eldeki davada adi ortaklıktan kaynaklı bir alacak talebinin de bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının işçi maaş, ücret, kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı, UBGT, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, agi alacağına ilişkin davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,5 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 680,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 24/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır