Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/118 E. 2023/219 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/118 Esas
KARAR NO : 2023/219
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 21/02/2023
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: üvekkilinin davalı … ile birlikte, … tarihinde, Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğünde tescilli olup iki ortaklı, …’ni kurduklarını, … tarihinde Ticaret Sicil Memurluğunca tescil ve ilan edilen Genel Kurul Kararı ile aksi karar alınıncaya kadar şirket müdürü olarak tayin edildiğini, buna karşın kısa bir süre sonra T.C. Antalya … Noterliği nin … tarih … sayı ile tasdikli, (Müdür Atama) … tarihli … sayılı Genel Kurul Kararı ile; Şirket müdürü … (…) ün müdürlüğünün devamına, karar tarihinden itibaren aksi karar alınıncaya kadar T.C. Uyruklu, … T.C. Kimlik No’lu, …’nun da şirket müdürü olarak atanmasına, …’ün müdürler kurulu başkanı olarak atanmasına, şirketi resmi dairelerde, bankalarda, kamu kurum, ve kuruluşlarında, tapuda, her türlü işlemi yapmaya aksi karar alınıncaya kadar şirket müdürleri … ‘nun şirket ünvanı veya kaşesi altında münferiden temsil ve ilzam etmek üzere yetkili kılınmasına oy birliği ile karar verildiğini, müvekkiline şirketin yönetim işlerinde söz hakkı tanımadığını, şirketten dışladığını, aralarında geçimsizlik olduğunu, müvekkiline haksız ve mesnetsiz ithamlarda bulunduğunu, defter ve kayıtları incelemesine izin vermediğini, bu nedenlerle müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi ve ayrılma paylarının hesaplanarak ödenmesini, olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemiyle ayrı bir dava açmaya hazırlanmakta olup bunun için arabuluculuk başvurusu yapılmış olup ilk oturum … tarihine planlı olduğunu, şirketi temsil yetkisinin bir kayyıma verilmesini, davalının şirketi temsil yetkisinin tamamen kaldırılmasını talep ettiğini, davalı müvekkili ile birlikte 1/2 hisse ile ortak oldukları şirketin müşteri portföyünü kullanarak ayrı bir şirket kurup bu şirket üzerinden gizlice ticaretini yürütmesinin müvekkilimi ilgilendiren bir yönünün olmadığını iddia ettiğini, müvekkilinin “…” adıyla işletilen zincir kahvelerin yetkilileri ile genel bir çerçeve anlaşması yaptığını ve genel merkezin yönlendirmesi ile Türkiye geneli bayilerden kumaş siparişi verildiğinde kararlaştırılan fiyattan sipariş alınacağı konusunda mutabık kalındığını, davalı da bu anlaşmadan haberdar olduğunu, buna rağmen davalı bayilerden arayanlara bu anlaşmadan habersizmiş gibi daha düşük fiyattan satış sözü verdiğini duyar duymaz müvekkilim arayıp kendisini uyarmak istemiş ise de davalı uzun bir süre telefona cevap vermediği gibi daha sonra açtığında da hatasını kabul etmeyip müvekkilimi tehdit etme yoluna gittiğini, bu hatalı tutum, şirketin “…” adıyla işletilen zincir kahvelerle olan ticaretini olumsuz etkilemiş ve güven sorunu yaşanmasına yol açtığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’nun 235. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, yukarıda izah edilen haklı sebeplerin bulunmasına nazaran, limited şirket müdürü …’ün temsil yetkisinin nihai kararla birlikte kaldırılmasını, ancak öncelikle gecikmesinde tehlike bulunan hâller bulunduğundan yine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’nun 235. maddesinin 1. fıkrası uyarınca adı geçenin temsil yetkisininin “ihtiyati tedbir” olarak kaldırıp bu yetkinin “tedbiren” müvekkiline verilmesini, olmazsa şirketi idare ve temsil edecek tarafsız bir kayyıma verilmesini, kayyımın atanması, görevleri, mahkemece verilen temsil yetkisinin ve bunların sınırlarının mahkemece resen tescil ve ilan ettirilmesini, yapılacak yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin … tarihli davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, feragat nedeniyle tedbir kararının kaldırıldığının Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesini, denetim kayyumu için yatırdıkları avans tutarının kullanılmayan bakiye kısmının ve yargılama giderinin artan kısmının iadesini talep ettiği görüldü.
Davalı … vekilinin … tarihli dilekçesi ile, davadan feragati kabul ettiklerini, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği görüldü.
Tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK. 307. maddesinin “Feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”. HMK. 310. maddesinin “Feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” hükümleri uyarınca, davacı vekilinin davadan feragat ettiği ve vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-… tarihli tensip ara kararı ile denetim kayyumu olarak atanan Mali Müşavir bilirkişi …’ın görevinin sonlandırılmasına,
3-Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tedbir kararının kaldırıldığının bildirilmesine,
4-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca iadesine,
Dair, TARAFLARIN YOKLUĞUNDA gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, anlatıldı. 05/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır