Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/874 E. 2023/234 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/874 Esas
KARAR NO : 2023/234
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2022
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … Tarafından borçlu/davalıya karşı Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız olarak ödeme emrine itirazda bulunduğunu, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini müvekkili … ile davalının bir kolu olarak faaliyet gösteren davalı arasında … tarihinde bir Yurt İçi Yetkili Bileti Satış Acenteliği “YYBSA” sözleşmesi akdedilmiş olup davalının, iş bu sözleşme kapsamında iç hatlarda bilet satışına başladığını, ayrıca davalı ile … (…) … arasında ise 16 Aralık 1998 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalanmış ve davalı böylece aralarında müvekkil ortaklığın da olduğu … üyesi tüm havayollarının dış hat biletlerinin satışına başladığını, ancak davalının biletlemesini yapmasına rağmen ücretini ödemediği bilet satışları sebebiyle oluşan borçlarından dolayı … tarihinde … nezdinde işlemlerinin durdurulduğunu, davalı ile müvekkil ortaklık arasındaki acentelik ilişkisinin huzurdaki davada sunulan sözleşmelerden ibaret olmadığını, iş bu davanın sadece icra takibine konu borç ile sınırlı olmayan bir zararlar silsilesine sebep olunduğunun ve yıllar içinde kurulan güven ilişkisini nasıl kötüye kullandığının mahkemeye izahı için davalının bağlı olduğu seyahat acentesi niteliği taşıyan diğer şirketlere de kısaca değinilmesi gerektiğini, zira, hissedarları, yönetim biçimleri, yolcu portföyleri, kontrolleri ortak olan üç firma aracılığı ile müvekkil ortaklığın uğratıldığı toplam zararın takip tarihi itibariyle … TL olduğunu, davalı ile müvekkil ortaklık arasındaki hukuki ilişki davalının 16 Aralık 1998 Tarihli “…” kapsamında … akreditasyonu kazanması ile başlamış olup … tarihinde Yurtiçi yetkili Yolcu Bileti Satış Acenteliği (“YYBSA”) Sözleşmesi imzalandığını ve ihtilaf tarihine kadar kesintisiz devam ettiğini, müvekkil ortaklık nazarında şirket yönetimleri ve kontrollerinin aynı olması sebebiyle …, … ve … şirketleriyle doksanlı yıllardan bu yana devam eden tek bir acentelik ilişkisi mevcut olduğunu, davalı Antalya merkezli çalışırken, teknoloji yatırımları ile seyahat acentesi olmasının yanı sıra, havayollarının biletlerini düzenleme yetkisi olmayan alt acentelere ve müşteri potansiyeli olan diğer sektör katılımcılarına sağladığı sistemlerle kendi satış kodları ile bilet düzenleme imkanı sağlayan büyük bir konsolidatör acenteye dönüştüğünü, bu itibarla taleplerini kurduğu sistem üzerinden düzenleyen firmalardan sadece acente olarak değil, adeta bir genel dağıtım ağı olarak çalışması hasebiyle teknoloji firması olarak da kazanç elde ettiğini, satış ağı yaptığı global anlaşmalarla Ortadoğu, Latin Amerika ve Orta Asya/Eski Rus Federasyonu ülkelerine kadar yaygınlaştığını, satışları ve yatırımları ile sektörde bu tabloyu kuran davalının kuruluşu 1981 yılına dayanmakta olup davalı acenteden sonra, … ve diğer bir şubesi olan … … acenteleri için de …’nın aradığı teminat ve diğer ofis/… sertifikasyonu olan personel istihdamı şartlarını kolayca yerine getiren davalının … akreditasyonu ve akabinde havayollarından CIP almasının zor olmadığını, tüm sektörün davalıya güvendiğini, yapılanmanın farklı şehir ve farklı tüzel kişilikler gibi görünmekle birlikte esasen ortada tek bir acentelik ilişkisi ve tek bir muhatap bulunmakta olup, nitekim ihtilaf ortaya çıktığında yaşanan sürecin de bunun kanıtı olduğunu, seyahat acentesi … akreditasyonu aldığında, …’nın üyesi olan havayolları adına imzaladığı tek bir sözleşme ile havayolu ile ayrıca bir acentelik sözleşmesi imzalamalarına gerek olmadan üye havayolları adına bilet düzenleme yetkisi kazandığını, 8 adet havayolunu daha yarattığı bu güven ilişkisini kullanarak zarara uğrattığını, takibe yapılan itirazın bütünüyle mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, … acentelik sözleşmesine göre acente bedelini tahsil etmediği bileti düzenleyemeyeceğini ve düzenlediği biletin bedelini ödeme borcunun acentenin olduğunu, özetle, davalının düzenlediği biletlerin bedelini önemli bir kısmını acente olan acentelerden ve kendi müşterilerinden aldığını ama bu meblağları müvekkiline ödemediğini, davalının piyasadan daha yüksek komisyon ve teşvik sözü ile diğer konsolidatör acentelere bilet düzenleyen alt acentelerin taleplerinin kendisine gelmesini sağlamak suretiyle satışlarını arttırdığı, ödemediği dönemdeki satışlarının yüksekliği ile sabit olduğunu, davacının zaman zaman acentelerin başvurduğu muvazaalı iflas yöntemini kullandığını, neticetenborçlunun borcunu karşılamaya yetecek taşınır-taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, borçlunun Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki ödeme emrine yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: HMK 114. Maddesinde dava şartlarının düzenlendiğini, Müvekkili şirketin adresinin …/İstanbul olduğunu, dolayısı ile davaya bakmakla yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu hususun müvekkili tarafından davacıya gönderilen … ve … tarihli ihtarnamelerde de belirtildiğini, davacının delil olarak dayandığı bilet listesi, PNR tablosu gibi dokümanların davacının tek taraflı ve bilgisayar ortamında kolaylıkla düzenlenebilecek kayıtlar olduğunu, müvekkili şirketin imzasının bulunmadığı ve tarafımızca kabul edilmeyen bu kayıtlara istinaden müvekkilinden alacak talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını, huzurdaki davada ise davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşme veya fatura ilişkisinin bulunmadığını, delil olarak dayanılan belgelerin ise davacının tek taraflı olarak düzenlediği kayıtlarından ibaret olduğunu davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin ticari defterleri üzerinde bilirkişilerce yapılacak inceleme neticesinde ortaya çıkacağı üzere, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu sebeplerle haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddiyle davacı alacaklı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan davacı taraf aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasının tetkikinden; Alacaklı … Anonim Ortaklığı vekili tarafından borçlu … … Ticaret Anonim Şirketi aleyhine … TL asıl alacak ve … TL işlemiş faizi ile birlikte fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine, icra takibine, borca, faize ve bütün ferilerine yapılan itiraz üzerine takibin durdurduğu belirlenmiştir.
Davalının yetki itirazının değerlendirilmesi için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabının tetkikinden; sicile tescilli adresinin … olduğu, davalının Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı şubesinin bulunduğu, ancak dava konusu alacağın şubenin işlemlerinden kaynaklandığının iddia ve ispat edilmediği görülmüştür.
HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanun’un 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK’nin 73. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, davacının yerleşim yeri adresinin “ …” olduğu, davacının yetkisiz mahkemede dava açtığı, davalının ise ” …” olup ve davalı tarafça süresinde, usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunulduğundan, davalının yetki ilk itirazının kabulüne ve yine Mahkememiz ara kararı ile verilen ihtiyati haciz kararına İİK 265.maddesi uyarınca yaptığı itirazın aynı gerekçe ile kabulüne, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1.Birleşen dosyanın TEFRİKİNE, Mahkememizin ayrı bir esasına kaydına,
2-ASIL DAVADA;
Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile; Mahkememizin yetkisizliğine,
3-İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin yetkili olduğuna,
4-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, HMK’nun 19/3 ve 20/1 maddeleri uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
5-Yargılamaya yetkili mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
6-Davalının Mahkememizin … tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın KABULÜ İLE; ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı asıl dava yönünden kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 07/04/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza