Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2022/659 K. 17.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/85 Esas
KARAR NO : 2022/659
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka Lara Şubesi ile … Reklam Tanıtım Şirketi arasında 06.11.2013 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye dava dışı … ve davalı …’ün müteselsil kefaletlerinin alındığı, sözleşme gereğince krediler açılarak kullandırıldığını, ancak kredilerin normal seyrini kaybetmesi ve borçluların bankanın alacaklarının ödenmesini tehlikeye düşürecek miktarda hacze veya icra takibine maruz kalması üzerine kredinin 30.07.2018 tarihinde kat edilerek Beyoğlu 48. Noterliğinin 31.07.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödeme olmaması üzerine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile borçlulara ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek durduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eski eşi … ile 11.09.2015 tarihinde boşanma protokolü imzaladığını, protokolde … Reklam Tanıtım Şirketinin borçlarından sorumlu olmayacağının kararlaştırıldığını, yine protokol ile hisselerini eski eşine devrettiğini, kefalet sözleşmesinde eş rızası bulunmadığını, asıl borçlu şirketin borcu … TL olmasına karşın müvekkilin sorumluluğunun 200.000,00 TL olduğunu ve bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin bu sözleşme haricinde ticari kart sözleşmesi, esnek kredi sözleşmesi ve diğer ticari kredi sözleşmelerinde imzasının bulunmadığını, müvekkilinin boşandıktan sonra bankaya bu sözleşme gereğince kullanılacak sonraki kredilerden sorumlu olmayacağının bildirildiğini, icra takibinde uygulanan faizin hukuka aykırı olduğunu, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş ancak bölge adliye mahkemesince borcun hangi kredi ilişkisinden kaynaklandığının anlaşılamadığı yeni bir rapor alınması gerektiği gerekçesiyle karar kaldırılmıştır.
Bu kapsamda alınan yeni raporda da takibe konu borcun davalının kefili olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığı bildirilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Eldeki dava genel kredi sözleşmesine dayalı yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili davalının bu sözleşmeye kefil olarak imza attığını bu sebeple borçtan sorumlu olduğunu öne sürmüş davalı ise kendisinin eşinden boşandıktan sonra herhangi bir sözleşmeye kefil olmadığını bu sebeple borçtan sorumlu olmadığını iddia etmiştir.
Kredi sözleşmesi ve ekleri getirtilmiş ve hesaplama yapılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş asıl ve ek raporlar alınmıştır. Bilindiği üzere genel kredi sözleşmesi bir çerçeve sözleşme olup belirlenen limit dahilinde farklı zamanlarda farklı kredi sözleşmeleri akdedilerek kredi kullandırılır. Bu genel kredi sözleşmesine kefil olan kişi de belirlenen kefalet limit dahilinde bu genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredi borçlarından sorumlu olur. Kefilin şirket ortaklığından ayrılması veya başkaca bir olay kefil olduğu genel kredi sözleşmesi ayakta kaldığı müddetçe bu çerçevede kullandırılan kredilerden sorumluluğunu kaldırmaz. Ancak yeni kullandırılan krediler kefilin kefillikten ayrıldığı tarihten sonraki bir zamana denk geliyorsa kefilin bu yeni sözleşmelerden sorumlu tutulması düşünülemez. Zira bu durum ömür boyu kefalet gibi bir duruma neden olur ki bunun da kişi hak ve hürriyetlerine aykırı olduğu açıktır. Bu kapsamda somut olay incelendiğinde davalının asıl borçlu olan şirket yetkilisi ve ortağı eşinden boşandıktan sonra kefaleten sorumlu olmayacağını bankaya bildirdiği, davaya konu kredilerin ise bu bildirimden daha sonra 2017 yılında kullandırıldığı anlaşılmakla davalının bu sözleşmelerden kefaleten bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu sebeple yerinde görülmeyen davanın reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 383,56 TL harcın mahsubu ile artan 302,86 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.156,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsiline,
6-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 17/08/2022

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı