Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/674 E. 2022/934 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/674 Esas
KARAR NO : 2022/934
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/02/2014
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizin 23/02/2021 tarih ve 2021/33 E, 2021/120 K sayılı kararı Yargıtay 4.HD’nin … sayılı kararı ile bozularak gelmiş olmakla … sırasına kaydedildi.
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ün kullandığı … plakalı aracın müvekkillerinin babası yaya …’a çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin babası …’un kaza neticesinde hayatını kaybettiğini, kazaya karışan aracın sürücüsünün davalı … adına kayıtlı olduğunu, diğer davalı … Sigorta AŞ’ de sigortalı olduğunu beyanla müvekkillerinden … için şimdilik 5.000,00 TL maddi, … için şimdilik 5.000,00TL maddi olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın belirlenecek olan bedele ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı … için kaza tarihinden itibaren ,sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte, … için 150.000,00TL manevi tazminattan ve … için 150.000,00 TL manevi tazminattan az olmamak üzere toplam 300.000,00TL manevi tazminatın belirlenecek olan bedeli ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kaza tarihinden itibaren davalı … ‘den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı araç ile kaza yaptığını, 08/06/2013-08/06/2014 tarihleri arasında davalı … şirketine süper kasko sigorta paket poliçesi (genişletilmiş kasko) ile sigortalı bulunduğunu ve bu poliçe ile sigorta şirketinin manevi tazminat sorulumluğunu üstlendiğini, bu sebeple davanın anılan sigorta şirketine bu poliçe yönüyle ihbarına karar verilmesini, anılan kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkilinin normal seyrinde devam ederken müteveffanın aniden önüne çıktığını, müvekkilinin davacı tarafın iddia ettiği gibi aşırı hız vs gibi bir durumun söz konusu olmadığını, kaza nedeniyle açın Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, açılan kamu davasının sonucunun beklenmesini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunduğunu, sigortalılarının trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalılarının kusurlu olması halinde doğduğunu ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın 24 ve 22 yaşlarında erkek çocuklarının olduğunu ve bu yaştaki erkek çocukların destekten yoksun kalma durumlarının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin dava açılmasında bir sebebinin bulunmadığından ve davacıların dava öncesinde yaptıkları herhangi bir başvurularının da bulunmadığından Yargıtay içtihatları uyarınca müvekkilinin temerrüdü ve sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başladığını ve dava konusu kaza ile ilgili açılan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin bu dosyası ile birleşen yine mahkememizin … esas dosyasında dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün kullandığı … plakalı aracın müvekkilinin babası yaya …’a çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin babası …’un kaza neticesinde hayatını kaybettiğini, kazaya karışan aracın, sürücü … adına kayıtlı olduğunu, diğer davalı … şirketinde sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin kardeşleri için davalılar adına Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına dava açıldığını, açılan davanın derdest olduğunu, usul ekonomisi açısından iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, davalı hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava açıldığını, açılan davada davalıya ceza verildiğini, ancak kararın henüz kesinleşmediğini, müvekkilinin henüz 31 yaşında olduğunu ve babasının desteğine muhtaç olduğunu beyanla, davalının aracı üzerine ihtiyati tedbir konulması ile müvekkili için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 50.000,00 TL’den az olmamak üzere manevi tazminatın ise davalı …’den tahsiline ve işbu dava dosyası ile Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesini talep ve dava etmiş ve 29/05/2015 tarih … karar sayılı karar ile birleştirme kararı verilerek dosya arasına alınmıştır.
Kazayla ilgili açıdan ceza dosyasının sureti ile bu dosyada yapılan keşif alınan bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumunun kusura ilişkin raporu getirtilmiştir. Kazanın meydana gelmesinde davalıların kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılmak üzere dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş ve 18/05/2015 tarihli Adli Tıp Raporuna göre; davalı sürücü …’ün %75 oranında kusurlu bulunduğu ve davacıların yakını müteveffa yaya …’un %25 oranında kusurlu bulunduğu bildirilmiştir.
Dosya aktüerya bilirkişisi …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişi 30/06/2015 tarihli raporuna göre, babalarının ölümü dolayısıyla kaza tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmiş davacıların hak etmiş olduğu destekten yoksunluk tazminatının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili davacılar … ve …’ın öğrenci olduklarına dair okudukları üniversiteden alınan öğrenci belgelerini ibraz etmiştir.
Davacı tarafın itirazının değerlendirilmesi ve birleştirilen dosya davacısı için de hesap yapılarak ek rapor sunulması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi 20/10/2015 tarihli ek raporunda sonuç olarak; …’nin destekten yoksun kalmadığını, diğer davacılar … ve …’ın üniversite öğrencisi olduğunun kabulü halinde babalarının ölümü dolayısıyla davalının sorumlu olduğu destekten yoksunluk tutarının … için 7.963,50 TL ve … için 11.457,98 TL olduğu bildirilmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 31/12/2015 tarihli dilekçesi ile davacı … için talep ettikleri 5.000,00 TL maddi tazminat taleplerini 2.963,50 TL daha arttırarak 7.963,50 TL’ye artırdıklarını ve davacı … için talep ettikleri 5.000,00 TL maddi tazminat taleplerini 6.457,98 TL daha arttırarak 11.457,98 TL’ye arttırdıklarını bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu; “Dava trafik kazasına dayalı olarak açılmış tazminat davasıdır. Davacıların murisi davalı sürücünün kullandığı aracın çarpması sonucunda vefat etmiştir. Davacılardan … ve … üniversite öğrencisidir. Dolaysıyla babalarının desteğinden mahrum kalmışlardır. Davacı … ise 1984 doğumludur ve evlidir. Yaşı itibariyle babasının desteğini muhtaç değildir. Bu nedenle destek kaybı sözkonusu olmamıştır. Kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü %75 oranında kusurludur. Davalı sürücü ve sigorta şirketi de oluşan zarardan sorumludurlar. Sigorta şirketinin sorumluluğu kendi sigortalısının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlıdır. Bu nedenle davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş ,birleşen davada davacı olan Bahar’ın maddi tazminat talebi reddedilmiştir.
Davacılar kazada babalarını kaybetmişlerdir. Babalarını trafik kazasında kaybeden davacıların manevi açıdan ızdırap duymuş olmaları muhakkaktır. Manevi tazminat duyulan ızdırap nedeniyle bozulan ruh dengesinin yerine gelmesi için kabul edilen bir telafi şeklidir. Bu nedenle takdir edilecek manevi tazminatın felaketi özlenir hale getirecek miktarda veya mağdur için zenginleşme aracı olacak tutarda olmaması gerekmektedir. Ayrıca fiille tazminat arasında makul ve muhik bir orantının da olması gerekir. Davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olması, ölenin yaşı ,tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın kendine has özelliği nazara alınarak uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmış ,davacıların talepleri kısmen kabul edilmiştir.” gerekçesi ile verilen 04.02.2016 tarihli karar,
Davalı … vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 19.02.2019 tarih ve … Esas, … sayılı kararı ile “Davacılar vekili asıl ve birleşen davada; davalıların işleten sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların babası yaya …’a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında …’un hayatını kaybettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL maddi tazminatın davalı … için kaza tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte tahsili ile … için 150.000,00TL ve … için 150.000,00 TL, … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı … ‘den tahsilini talep etmiş ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini … için 7.963,50 TL … için 11.457,98 TL ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili; gerçekleşen kazada davalının kusursuz olduğunu, davalının kazaya karıştığı aracın davalı … şirketine süper kasko sigorta paket poliçesi ile sigortalı bulunduğunu ve bu poliçe ile sigorta şirketinin manevi tazminat sorumluluğunu üstlendiğini,, müteveffanın aniden önüne çıktığını, davalının aşırı hızı olmadığını, ceza dosyasının derdest olduğunu, sonucunun beklenmesini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … şirketi vekili; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluğun sigortalının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalının kazada kusurunun bulunmadığını, kusur oranlarının tespiti ile davacıların yaşı itibariyle destekten yoksun kalma durumlarının bulunmadığını, davacıların dava öncesinde yaptıkları herhangi bir başvurularının da bulunmadığından müvekkilinin temerrüdü ve sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başladığını, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 1- Asıl davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden … için 7.963,50 TL, … için 11.457,98 TL olmak üzere toplam 19.421,48 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile (sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren yasal faizi ve poliçe limiti ile sınırlı olarak) birlikte davalılardan tahsiline,manevi tazminat yönünden; … için 40.000,00 TL, … için 40.000,00 TL olmak üzere 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline,
2-Birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı …’nin maddi tazminat talebinin reddine, davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eşi/ annesi olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kazanın meydana geldiği tarih de göz önünde bulundurularak davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi ve kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, uyulan bozma ilamına göre araştırılması gereken başkaca bir husus veya toplanması gereken delil bulunmadığından davacıların asıl ve birleşen dava ile açmış oldukları manevi tazminat davasında önceki karardan daha düşük bir tazminata hükmedilerek karar verilmiştir.
Mahkememizin 23/02/2021 tarih ve 2021/33 E, 2021/120 K sayılı kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 4.HD’nin 14/06/2022 tarih ve 2021/20626 E, 2022/8734 K sayılı kararı ile;
”1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.6098 sayılı TBK.’nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda mahkemece, her ne kadar bozmaya uyularak yargılama yapılmış ve bu suretle hükmedilen manevi tazminat miktarları düşürülmüş ise de yukarıda belirtilen hususlar, somut olayın özellikleri ve kaza tarihi dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve davacılar için hakkaniyete uygun bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, uyulan bozma ilamına göre araştırılması gereken başkaca bir husus veya toplanması gereken delil bulunmadığından davacıların asıl ve birleşen dava ile açmış oldukları manevi tazminat davasında önceki karardan bir miktar daha yüksek tazminata hükmedilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 32.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/12/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 32.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/12/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Birleşen dosya davacısı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 32.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/12/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
4-Asıl dava ve birleşen davada davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin verilen hüküm temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususta tekrar karar verilmesine yer olmadığına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gerekli 4.440,15 TL harcın davacılar tarafından yatırılan 1.024,85 TL ve davalı tarafından bozmadan önce yatırılan 4.440,15 TL harç olmak üzere toplam 5.465,00 TL harçtan mahsubu ile artan 1.024,85 TL harcın davacıya iadesine,
2-A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
3-A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
4-A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
5-A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gerekli 2.220,10 TL harcın peşin alınan 174,20, bozmadan önce davalı tarafından yatırılan 2.558,20 TL olmak üzere toplam 2.732,40 TL harçtan mahsubu ile artan 512,30 TL harçtan 174,20 TL’sinin davacıya, 338,10 TL’sinin davalı … …’e iadesine,
2-A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’den alınarak davacı …’ye verilmesine,
3-A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … …’e verilmesine,
4-Manevi tazminat için; esas ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 261,40 TL’nin davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 85,00 TL’sinin davalı … …’den alınarak davacılara verilmesine, geri kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca iadesine
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 22/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır