Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/602 E. 2022/1034 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/602 Esas
KARAR NO : 2022/1034
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … Merkezi’nin işletmecisi olduğunu, üzerinde kayak tesisleri ve otel bulunan tesisin bulunduğu davalıya ait arazinin müvekkili şirketçe kullanımına ilişkin taraflar arasında bir sözleşme mevcut olduğunu, iş bu dava konusu yapı kayıt belgelerine konu tesislerin bir çoğunu müvekkilinin sözleşme çerçevesinde hem ülkemize hem Antalya iline ciddi bir turizm tesisi kazandırmak amacıyla yaptığını, yapıların çok cüzi bir kısmının ise (pansiyon ve resturant) davalı kooperatif tarafından teslim edilmiş metruk yapı niteliğinde iken müvekkili tarafından kullanılabilir hale getirildiğini, müvekkili şirket tarafından bahsedilen tesise çok ciddi yatırımlar yapılmasına rağmen süreçte bölgenin imar probleminin çözülememesi nedeniyle müvekkili şirketçe kullanılan kooperatife ait arazi üzerinde bulunan otel binası, müştemilat ve diğer tesislerin 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. Maddesi gereğince yapı kayıt belgelerinin alınması gerektiğini, bu hususta davalı kooperatif yetkilileri ile ilgili belediyeye gidilerek görüşmeler yapıldığını, yapı kayıt belgelerini gayrimenkulün sahibi bulunan kooperatif tarafından alınması gerektiği bilinen bir gerçek olduğu gibi yapılan görüşmeler sonucunda belediye yetkililerince de ifade edildiğini, zira , gayrimenkul sahibi olmayan, kiracı sıfatını taşıyan müvekkilinin yapı kayıt belgesi almak gibi bir sorumluluğu ve yetkisi olmadığını, ancak bu görüşmeler esnasında konu mütalaa edilirken kooperatifin kasasında yapı kayıt belgesi alınması için gereken bedelin mevcut olmadığı, yasal fırsatın kaçırılmaması ve imar barışından faydalanılması gerektiği kooperatif yetkililerince ifade edildiğini, bunun üzerine iyi niyetle müvekkil şirket yetkilisi …’nın davalı kooperatiften yetki aldığını, netice olarak tüm yapı kayıt belgesi işlemleri usulen gerçek kişi üzerinden yapıldığı için …’nın yapı kayıt belgesi müracaatlarını davalı kooperatifin vekili sıfatı ile yaptığını, davalı kooperatifin yasa gereği sorumlu olduğu ve ödemesi gereken bedeli de ödeyemeyeceğini ifade ettiği için müvekkili şirket tarafından da davalı kooperatifin yatırması gereken yapı kayıt belgesi bedellerinin davalı kooperatifin yerine yatırıldığını, müvekkili şirketin davalı kooperatifin yerine yatırdığı … TLnin ödenmesi neticesinde davalı kooperatif adına yapı kayıt belgelerinin tanzim edildiğini, davalı kooperatiften, davalı kooperatifin yapı kayıt belgeleri için müvekkil şirketin ödediği bedellerin talep edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine, kooperatife, Antalya …Noterliği’nin … yevmiye ve … tarihli ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen bedellerin ödenmediğini, kooperatif aleyhine Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı kooperatif tarafından borcun tamamına, dayanak belgesine, faizine, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, yapı kayıt belgelerine ilişkin yasal düzenlemenin dayanağının 3194 Sayılı İmar Kanunun geçici 16. Maddesi olduğunu, neticeten davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaliile takibin devamına, Haksız ve kötüniyetli itirazda bulunan davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamaküzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle davacı davada taraf sıfatı taşımadığını ayrıca, davacı şirket ile müvekkil kooperatif tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan kira sözleşmesinden de görüleceği üzere ‘’her ne kadar başlıkta kira sözleşmesi’’ ibaresi bulunmakta ise de kira bedelinin azlığı ve kiracının yükümlülükleri bakımından ‘’yap işlet devret Modeli’’ olan kira sözleşmesi 3. Maddesi gereğince davacı şirket tarafından kira müddetinin başlangıcından itibaren 5 sene içerisinde ‘’mevcut bina ve temelleri kullanılamayacak olduğundan tamamı yıkılmak suretiyle aynı yerde veya kiraladığı taşınmazlardan uygun görülen bir yerde asgari en az 60 yataklı bir otel ‘’ yapma edimi üstlenildiğini, kiracı tarafından 07.07.2002 tarihli sözleşmenin yaklaşık 17 sene sonrasında dahi otel yapılmadığını ve sözleşme ediminin yerine getirilmediğini, kiracının iş bu edimi yapmaması sebebiye Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyası üzerinden tespit yapıldığını müteakiben kiracıya ihtar çekildiğini kiracının halen edimini yerine getirmemiş olması sebebi ile tahliye davası açıldığını, öncelikle, kooperatif tarafından ilgili kişi ile hiçbir görüşme ve talep alışverişinde bulunulmadığını, davacı şirketin süresinde tamamlayıp ruhsatını almadığı metruk binalara kendi insiyatifi ile imar barışından faydalanmak sureti ile başvuru yaptığını, ancak kendince kooperatife haber vermeksizin yapmış olmasının, ilgili başvurunun mülk sahibinin müvekkil kooperatif olması sebebi ile yalnızca müvekkili kooperatif başkanının e-devlet uygulaması üzerinden yapılabileceğinin davacı tarafından sonradan fark edildiğini, durumun toparlanmaya çalışıldığını, nitekim ilgili Kanun hükmünde başvuru yapabilecek kişilerin açıkça belirtildiğini, eğer ki müvekkili kooperatif yetkilileri tarafından böyle bir talepte bulunulacak olsa idi başvurunun kooperatif başkanı e-devlet uygulamasından yapılacağını, ödemesi kiracı tarafından yapılacağını, ancak davacı şirketin kendince ileride koz olabileceği düşüncesi ile başvuru yaptığını, ancak yapı kayıt belgelerinin bu yanlış başvuru sebebi ile kesin iptal olacağından kooperatiften yardım talebinde bulunduğunu, belgenin iptal olmasındansa yardımcı olunması amacı ile vekaletname verildiğini, iş bu vekaletin dahi karşı tarafa güven bulunmaması sebebi ile 3 gün süreli olduğunu, davacının da bu üç günlük süre içerisinde eskiden yapmış olduğu başvuruları güncelleme yaptığını, böylece 30.12.2019 tarihinde yapmış olduğu düzenleme tarihinde 3 günlük yetki süresi içerisinde yapmış olması sebebi ile yapı kayıt belgelerini yasal zeminde garanti altına aldığını, davanın soyut ve gerçekdışı iddialar ile açıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E sayılı takip dosyasında, davacının (kiracı) Antalya … Noterliği’nin … yevmiye no’lu … tarihli vekaletname uyarınca davalı borçlu/ kiraya veren adına yapı kayıt belgesi alınması için ödenen bedellerin tahsili amacıyla başlattığı ilamsız icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın haksız olup olmadığı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarının taraflar arasında ihtilaflı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın kira sözleşmesinde kiraya verenin borçlarını düzenleyen BK 301 vd.md hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerektiği belirlenmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklananmaktadır. Dava, 06/09/2022 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/ 2 maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2- Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
3-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 27/12/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı