Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/40 E. 2022/507 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/40 Esas
KARAR NO : 2022/507
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın Antalya … Noterliğinin … yevmiye numaralı 23/06/2021 tarihli ihtarnamesi ile haksız alacak talebinde bulunduğunu, ilgili ihtarnameye Ankara … Noterliğinin … yevmiye numaralı 05/07/2021 tarihli ihtarnamesi ile cevap ve itirazlarını bildirdiklerini, davalı yanın ihtarnamesinde hiçbir maddi delile dayalı olmayan bir kısım haksız alacak talebinde bulunarak müvekkili şirketi borçlandırma gayretine girdiğini ve ilgili ihtarnameyi dayanak evrak tutarak Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyası aracılığıyla ilamsız icra takibi başlattığını, icra takibine konu ödeme emrinin müvekkili şirketin hiçbir surette kullanımında olmayan UETS vasıtasıyla usule aykırı olarak 24/12/2021 tarihinde tebliğ olduğu ileri sürülerek ilgili icra müdürlüğünce icra takibinin kesinleştirildiğini, müvekkilinin … AŞ ile imzaladığı UETS sisteminin kullanımına dair hiçbir sözleşme bulunmadığını, bu sebeple müvekkilinin davalı tarafça başlatılan icra takibinden haberi olmadığını ve yasal süresi içerisinde itiraz edemediğini, müvekkilinin davalı yana hiçbir surette borcu bulunmadığını, davalının elinde hiçbir maddi delil niteliğine haiz fatura vs evrak bulunmadığından ilgili icra takibine de dayanak olarak noter ihtarnamesinin konu edildiğini, müvekkili şirketin kamu kurum ve kuruluşlarına iş yapan saygın bir firma olduğunu, haksız icra takibinden kaynaklı müvekkilinin ticari ve mutat tüm iş ve işlemleri durduğundan itibar kaybı yaşamakta olduğunu belirterek, öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile icra takibinin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin davalıya karşı borçlu bulunmadığının tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri, avukatlık ücreti ve dava masraflarının davalı taraf üzeride bırakılmasına karar verilmesini iddia ve talep ederek dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca görevli mahkemenin Antalya Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak da müvekkili şirketin inşaat iskele elemanlarının kiralanması ve satışı hususunda faaliyet göstermekte olduğunu, davacı borçlu şirket tarafından Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu İnşaat Emlak Daire Başkanlığı’nın ihale ettiği … 500 Kişilik öğrenci yurdu yapım işi kapsamında ekte fotokopisi sunulan 19/04/2019 tarihli iskele kiralam sözleşmesi ile inşaat iskele malzemelerini kiralamak suretiyle müvekkilinden tam ve eksiksiz olarak teslim alındığını, davacı tarafça kalıp altı ve perde kalını olarak tarif edilen malzemelerin kira bedellerinin düzenli olarak faturalandırılmasının istenildiğini, dış cephe malzemelerinin kirasının ise toplu olarak iş bitiminde ödeme yapıldıktan sonra faturalandırılmasının istenildiğini, bu doğrultuda müvekkili tarafından faturaların keşide edildiğini, teslim olunmayan eksik malzemelere ilişkin zayi bedeli faturası düzenlendiğini, geri kalan dış cephe olarak tabir edilen malzemeler yönünden kira bedellerine ilişkin olarak da davacı tarafın inşaatı bitirip ödeme yapmasının beklendiğini, ancak davacı taraftan söz konusu malzemelerin kira bedellerine ilişkin bir türlü ödeme alınamadığını, ayrıca kira bedelleri alınamadığı gibi davacı tarafa teslim olunan bir çok malzemelerin iadesinin de sağlanamadığını, alacağın tahsili için borçlu davacı aleyhinde icra takibine girişildiğini, bilirkişi incelemesi sonucu müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını beyanla davanın reddini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ederek cevap ve savunmada bulunmuştur.
… tarihli mali müşavir raporunda ; 1-Taraflar arasında, ‘İskele Kiralama ‘ sözleşmesi ile ticari ilişki kurulu olduğu, Tarafların 2020 yılı ticari defterlerinin açılış / kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, 2019 yılı ticari defterlerinde ise davalının ticari defter ve tasdiklerinin yapılı olduğu, ancak davacının 2019 yılı yevmiye defterinin yasal kapanış tasdikinin yapılı olmadığı, tespit edildiği, Davacının ticari defterlerinde 2020 yılı sonu itibariyle davalıya borcunun sıfır ‘0’ olarak kayıtlı olduğu, ancak 01.11.2020 tarihli 10.073,66 TL ödeme kaydına ilişkin tahsilat / tediye belgesi sunulamadığı, ödeme yapılmış ise de; V.U.K Tebliğleri kapsamında 7.000 TL üzeri ödemelerin finansal aracı kurumlar aracılığı ile yapılması zorunluluğuna uyulmadığı, Davalının ticari defterlerinde 2020 yılı sonu itibariyle 10.071,98 TL davalıdan alacağının kayıtlı yer aldığı, tespit edildiği, Davalının takipte talep ettiği, sözleşme ve tutanak ile verilen iskele ve malzemelere ilişkin 187.536,72 TL alacak talebinde bulunduğu, alacak talebinin ticari defter kayıtları ile uyumlu olmadığı, görüş ve kanaatine vardığını beyan etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Eldeki dava faturaya dayalı başlatılan icra takibine karşı menfi tespit isteminden ibarettir. Davacı davalıya borçlu olmadığını öne sürmüş, davacı ise davalının iddialarının doğru olmadığını taraflar arasında bir kira ilişkisi olduğunu iddia etmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nin 4.maddesi kapsamında kira ilişkisinden kaynaklanan tüm davaları görmek sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Taraflar arasındaki ilişki incelendiğinde bahse konu faturaların defterlerde yer aldığı ve aralarında bir ticari ilişki olduğu, davalı şirketin iştigal konusunun iskele malzemelerine ilişkin olduğu bu malzemelerin nitelikleri itibariyle satın alınmaktan ziyade her bir inşaat işi için kiralanma yoluna gidildiğinin bilindiği; bunun yanında davacının dava dilekçesine eklemiş olduğu ihtarnamede de aralarında bir kira ilişkisi olduğunu kabul ettiği görülmektedir. Bu halde eldeki uyuşmazlığın temeli taşınır kira sözleşmesine dayanmaktadır. Bu halde uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemeleri olup görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine,
2-Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
3-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nun 19/3 ve 20/1 c 1 maddeleri uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu anlatıldı. 02/06/2022

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı