Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/395 E. 2023/533 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/395 Esas
KARAR NO : 2023/533
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2015
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememizden verilen … Karar sayılı kararına karşı bulunulan İstinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı kararının Yargıtay … Hukuk Dairesinin … karar sayılı kararı ile bozulması üzerine HMK. 373. md. uyarınca gönderilen dava dosyası Mahkememizin 2022/395 esasına kaydedilerek yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı müvekkil şirket ile davalılar arasında yapılan,… seri numaralı ve yine … seri numaralı ” sipariş sözleşmesi ” başlıklı sözleşme ile müvekkili şirketin otelinde sözleşmede özellikleri gösterilen, (1. Sözleşmede) 1350.00 m2 ve 2 sözleşmede otelin teras kısmına 206 m2 , sahil kısmına 900m2 olmak üzere toplam 2456.00 m2 lik alanda, motorlu- ışıklı pergola sistemi imal ve montajı konusunda anlaştıklarını, yapılacak işin toplam bedelinin KDV hariç … TL olduğunu ve sözleşme konusu motorlu pergola sistemlerinin 5 yıl garantili olarak imalat ve montojlar gerçekleştirildiğini ve buna ilişkin … seri nolu … TL tutarlı fatura düzenlenip teslim edildiğini, … tarihine kadar belli aralıklarla toplam … TL banka havale yoluyla ödendiğini, … sayılı tahsilat makbuzu karşılığında … nolu 100.000, TL bir adet çek, … sayılı tahsilat makbuzu karşılığında 150.000 TL … nolu 50.000 TL bedelli 4 adet çek, … sayılı tahsilat makbuzu karşılığında … nolu 137.150 TL … tarih ve … sayı tahsilat makbuzu karşılığında, … keşide tarihli toplam 66.000 TL ‘lik 2 adet çek teslim ile davalıya toplam … TL ödediklerini, bu ödemenin davalının kestiği … TL faturadan arta kalan kısmının, dava dışı otele yaptığı imalat bedelinden mahsup edildiğini, geçen zaman içinde pergolanın açılıp kapanması gittikçe zorlaşmaya, sık sık duraklamaya başlandığını, otel teknik ekibi tarafından yapılan incelemede, sistemde kullanılan motorun yeterli güçte olmadığını … tarihinde yağış sırasında pergola sistemi yine yağmura teslim olduğunu, hemen her yerinden zemine su sızdırdığını buna rağmen davalılar arızayı gidermediklerini, … tarihinde ” teknik rapor ” hazırlandığını, raporda ayıplı pergolenin tümünün sistem, olarak sökülüp yapılması için gerekli masrafın … TL olabileceğini, müvekkilin alacağının teminatı teşkil etmesi bakımından davalıların menkul gayrimenkul malları ile üçünçü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, davanın kabulü, davalılara ödenen … TL’nin davalılardan tahsiline, ayıplı işin sökümü için gereken masrafın ve menfi zararın davalılardan tahsiline, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, mahkeme tarafından sözleşmenin feshine gerek görülmediği takdirde, ayıbın giderilmesi için gerekli bedelin tespit ile davalıdan tahsiline, yargılama giderlerini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Söz konusu eserin müvekkili tarafından sözleşme ve teknik şartlarına uygun olarak yapıldığını ve şirket tarafından teslim alındığını, müvekkili tarafından eserin kullanımına ilişkin tüm detayların şirket sorumlularına bildirildiğini buna ilişkin eğitimler verildiğini, ayıbı kabul etmemekle birlikte bir hasar varsa bile bunun müvekkile yüklenemeyecek şekilde davacı şirketin kullanımından kaynaklandığını düşündüklerini, ayıp beyanlarını kabul etmemekle birlikte gizli ve açık ayıp olduğu kabul edilse bile davacı tarafından hak düşürücü süre içinde bir ihbarda bulunulmadığını, davacının haksız ve kötü niyetli olarak alacak peşinde olduğunu, söz konusu ürünün müvekkil firmanın 5 yıl garantisi altında olduğunu, davacının garanti kapsamından yararlanmak istemeyip sözleşmeden dönme niyetinde olduğunu, müvekkilinin kusursuz olarak sözleşme gereğince edimini ifa ettiğini, ve sair nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…, …, …’dan oluşan bilirkişi heyetinin … tarihli raporunda özetle:
1-Eserde açık ya da gizli bir ayıbın olmadığı,
2-Brandadaki yıpranmaların mevsim olaylarının şiddetli yaşanmasından kaynaklı olup, bundan kaynaklı olduğu, bu durumda davalıların kusurlu olmadığı,
3-Eserin garanti süresi içerisinde, davalılar trafından servis hizmetleri, davacılar tarafından davalıların işçilerinin engellenme zamanına kadar düzenli ve istem halinde gecikmeksizin yerine getirilmiş olduğu,
4-TBK m.475/1’de yer alan sözleşmeden dönmeyi gerektirecek nitelikte bir ayıbın olmadığı,
5-Eserin yeniden yapılmasını gerektirecek bir ayıbın olmadığı, sökülerek yeniden yapılmasına gerek olmadığı, elektrik sistemideki mevcut arızaların giderilmesi için gerekli masrafın ise, teknik olarak branşımıza girmemesi nedeni ile piyasada bu iş ile iştigal eden 3.firmalardan alınacak tekliflerle ortaya çıkacağı, zararın bu miktar olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DAVALI TANIĞI … İFADESİNDE:” Kendisinin davalı firmada montaj ustası olarak çalıştığığın, tentenin 2013 yılı yaz aylarında monte edildiğini, aynı yılın yaz aylarında tentenin açılma kapama sisteminde arıza meydana geldiğini havaların sıcak olması nedeniyle tente sisteminde bağlantıyı sağlayan kayışlarda genleşme nedeniyle meydana geldiği ve bu sorunun peyderpey ayda bir tekrarladığını, her defasında otele gelip tamirat yaptıklarını, aynı yılın son ballarında yağmur suyunun tahliye edilememesi nedeniyle otele geldiklerini su akan yerleri tespit edip izolasyon yaplıklarını, 2015 yılının son baharında tente sisteminin düştüğünü, tamirat için otele geldiklerinde otele alınmadıklarını, duyduğu kadarıyla otele alınmama sebebinin otel müşterilerinin yemekte olduğunun doğru olmadığını, yağmur suyu tahliyesi için birkaç defa otele geldiklerini ” beyan etmiştir.
DAVACI TANIĞI … İFADESİNDE:”Kendisinin otelde kat hizmetleri müdürü olarak görev yaptığını, tente sisteminin 2013 yılı yaz aylarında yapıldığını ik arızanın ne zaman olduğunu tam bilmediğini ancak sık sık arızaların tekrar ettiğini arıza olduktan sonra teknik ekibin geldiğini, ne kadar süre içersinde geldiğini bilmediğini, ancak çok sayıda arıza olduğunu” beyan etmiştir.
DAVACI TANIĞI … İFADESİNDE:”Kendisinin otelde operasyon müdürü olarak çalıştığını, 2014 şubat ayında işe başladığım işe başladığında teııete sisteminin kurulu olduğunu, kısa süre sonra arızaya şahit olduğunu, tentenin tam olarak açılıp kapanmadığını, ayrıca tenteden yağmur sularını sızdığım, arızaların sürekli tekrar ettiğini davalıların teknik ekiplerinin arızayı gidermek üzere sık sık geldiklerini” beyan etmiştir
DAVACI TANIĞI … İFADESİNDE:” Kendisinin otelin teknik müdürü olduğunu, motorlu pergole sistemi 2014 yılının şubat veya mart ayında teslim edildiğini, 45 gün sonra tentede arızalar meydana geldiğini, sağlıklı açılıp kapanmadığını, kayış kopmaların olduğunu, yapımcı firmaya bildirildiğini firmanın kayışı tamir ettiğini, 2015 yılının mayıs veya haziran ayında tentenin düştüğünü, ayrıca tentenin yağmur suyunu tam olarak tahliye etmediğini, bu konuda yapımcı firmanın çalışma yaptığını ancak sonuç alınamadığını, tente ile ilgili son arıza meydana geldiğinde otele alınmadığını sebebinin ise otel müşterilerinin yemek yediği saat olması nedeniyle otele alınmadığını ” beyan etmiştir.
… oluşan bilirkişi heyetinin … tarihli kök bilirkişi raporunda özetle:
Antalya …Noterliğince taraflar arasında düzenlenen … tarihli yapım sözleşmesi gereğince davacıya ait … ve …’ da, davalı tarafından yapılan motorlu ışıklı pergola sistemi ve dava dosyası içersinde bulunan bilgi ve belgeler ii/erindc bilirkişi heyeti olarak yaptığımız incelemeler ile mahallinde tarafların, davalı tarafın montaj ve elektronik elemanının hazır olduğu ortamda yapılan incelemelerde;
… tarihli ilk bilirkişi heyetinin yaptığı tespitlerden yaklaşık 6 ay sonra, işin teslim tarihinden ise yine yaklaşık 4 yıl sonra yapılan inceleme, davacı tarafta bulurum uzaktan kumanda sisteminin çalışmadığı görülmüş olup, davalı tarafın montaj ustası, kumandanın çalışmama nedeninin uzun süre kullanılmadığı için, hafızasının silinmesi okluğunu belirterek, yanında getirdiği başka bir kumanda ile yapılan tespitle, sistemin belirli bölümlerinde açılıp kapanma sorunu olduğu, bazılarının hiç açılmadığı, bazılarının düzenli açılmadığı, bazılarının bir taralında fazla, diğer tarafında az açılma olduğu, raylı sistemde kasılmalar, motorlarda zorlanmalar okluğu görülmüş, ayrıca tentenin bazı bölümlerinin birleşim yerlerinden yağmur sularının bölümüne aktığı, yağmur suyu sızıntılarına bağlı olarak brandalarda bozulma ve lekelenmeler okışiuğu.Motor ve bağlı millerde sistematik bakımları yapılmadığı için deformeler oluştuğu anlaşılmış olup, sistemin düzenli şekilde çalışması ve Pergolenin sorunsuz çalışması için sistemin komple değiştirilmesini ve ürün iadesini gerektirecek bir durumun ol madiği.gerek açılıp.kapaııma mekanizmasının, gerekse tente montajının, eiıil ekipmanlar ile onanmıııın ve bakımının yapılması gerektiği,kumandaya basınca çuhşıp.çalışmadığmı v.b.ııi anlamak için, uzmanlığa ihtiyaç olmadığından, işin gizli ayıplı değil, açık ayıplı iş olduğu kanaatimi varılmıştır
Ancak, işin sözleşmesindeki 5 yıllık garanti süresi dolmadığı için, davalı tarafın 5 yıllık garanti teminatı gereği, gerekli onarım ve bakımları yaparak sistemi çalışır bale getirilmesi gerektiği, gerekli onaranlar davalı tarafça yapılmadığı takdirde davacının gerekli onaranları yaptırması durumunda, bilirkişi heyetimizde elektrik ve elektronikçi bilirkişi olmadığı için, serbest piyasada bu işleri yapan firmalardan yapılan fiyat araştırmasında başka bir firmaya yaptırması bedelinin, K..D.V dahil
a- Sözleşme tarihi itibarıyla 14.000.00 TL olacağı,
b- Dava tarihi itibari ile 16.000.00 TL olacağı görüş ve kanaatimi varılmıştır.
… tarihli bilirkişi raporuna; davaya konu tente sistemdeki yağmur suyu akıntıları ile ilgili değerlendirme yapılmadığı, sislemdeki arızalar ile ilgili taraflar ile tarafların tanık beyanlarına yer verilmediği, beyanların ve dosya kapsamının yeterince değerlendirilmediği kanaati ile ilk bilirkişi heyetinin değerlendirmelerine katılmadıklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin … havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle:
Davalı tarafından yapılan eserde; gerek yağmur suyu gerekse açılıp kapanma mekanizmasında sık sık arızalar meydana gelmiş bu arızaların davalı tarafından bir kısmının giderildiği bir kısmının ise giderilemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda … tarihinde yerinde yaptığımız incelemeler neticesinde … havale tarihli raporumuzda yaptığımız değerlendirmeler sonucunda eserin açılıp kapama mekanizmasındaki arızlar, yağmur suyu tahliyesi ve tente kumaşında meydana gelen deformelerin ve açık ayıpların işveren tarafından kabul edilebilir arızalar olduğu, ancak yukarıda ve kök raporumuzda belirtilen bu arızaların giderilmesi gerekitği, davalının gerekli tamur ve onarımları yapmadığı takdirde, bu arızaların onarım bedelinin K.DV. Dahil 16.000,00 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… oluşan bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle:
İş sahibi davacı, yüksek fayda beklediği imalat işini yeterli özeni göstermeden ihale ederek, imalat projesini görmeden işe başlatsa dahi, TBK gereği yüklenicinin sorumluluğunda eksilme olmayacaktır. Antalya’nın kış mevsimi şartlarını, yağmur ve rüzgar riskleri ile denize sıfir noktadaki korozyon etkilerini hesaba katmak yüklenicinin borcudur. Eserin kabulünün yapıldığı, İş sahibinin de gözden geçirmeyi yaptığı kabul edilmelidir. Dosya muhteviyatından anlaşıldığı kadarıyla bu gözden geçirme sırasında bir ayıp bulunmamıştır. Eserin gizli ayıplan belli şiddetin üstündeki yağmur da ortaya çıkmaktadır. … tarihindeki keşifte de, yaz mevsimi olduğu için ayıp tespit edilmemiştir.
Yukanda da belirtildiği üzere özensiz hazırlanan sözleşmelerde, eserin hangi hava koşullarında etkin olduğuna dair bir ayrıntı yoktur. Yine de yüklenicinin e-posta mesajlarından anlaşıldığı üzere, yüklenici yağmur ile mücadeleyi taahhüdü dışında saymamaktadır.Yüklenici, eserinin kullanılmamasını gerektiren hava koşullan var ise, hangi durumda ne yapılması gerektiğine ilişkin iş sahibine eğitim vermiş olması gerekmektedir.
1) Sayın mahkeme yüklenicinin, eserin her kuvvetteki yağmurda işlevsel olduğuna dair taahhüdü olduğunu kabulü durumunda, ürünün gizli ayıplı olduğunun da kabulü gerekir. Ancak bu ayıp, iş sahibini kabule zorlayamayacak derecede ağır değildir .Zira sözleşme bedeline göre çok daha düşük bir bedel ile gerekli onarım ve bakımın eseri kullanılır vaziyete getireceği kanaatindeyiz.
2) Sayın mahkeme yüklenicinin, eserinin asıl amacının gölgelik olduğu, her kuvvetteki yağmura dayanacağına dair taahhüt bulunmadığını kabul etmesi durumunda ise, ürünün açık/gizli ayıbının olmadığının kabulü gerekir. Bu şartta yüklenici ürünün açılma/kapanma fonksiyonlarını, garanti koşullan dahilinde, garanti süresince çalışır halde tutmakla mükellef olacaktır görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
…’dan oluşan bilirkişi heyetinin … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
Meydana gelen olayda dosya içeriğine girmiş bulunan belgeler dikkate alınarak montajı yapılmış ve işletmeye alındığından sonra uzun süre geçmiş olan pergole sisteminde gizli bir ayıbın bulunmasına karar verebilecek nitelikte herhangi bir belgenin bulunmadığı, sözleşmenin iptali konusunda açılmış olan davada davacı tarafın şikayetlerini giderebilecek şekilde davalılar ile temas kurarak sorunu sonuçlandırmaya yönelmesinin daha uyğun olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… oluşan bilirkişi heyetinin … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
Dosyada bulunan tespit raporları, taraf ifadeleri ve diğer tüm belgeler, davalı şirketçe yapılan pergolenin imalat hatalı olduğunu, gerek malzeme ve gerekse imalat bakımından istenen ve kendisinden beklenen fonksiyonları yerine getiremediğini, imalatta kullanılan malzemenin dayanıksız ve düşük kalitede olduğunu göstermektedir. Yapılan imalatın bozuk ve hatalı olduğu, dosyadaki tespitlerin ve fotoğrafların dışında başka bir belgeye ihtiyaç duyulmayacak şekilde anlaşılmaktadır.
Dava konusu pergole sisteminde bulunan ayıplı imalatların, sistemin İlk kullanımında görülmemesi ve zamanla ortaya çıkması, sistemdeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu göstermektedir.
Dosyadaki fotoğraflara göre dava konusu pergole sisteminin tamiri mümkün olmayıp tümüyle ayıpsız yenisiyle değiştirilmesi gerekir. Dolayısıyla davacının davalılardan talep edebileceği toplam maddi zararı, yenisinin yapılması, eskinin sökülmesi için toplam bedeli olarak … TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… tarihli ara kararı ile en son; .Dosyanın daha önce mahallinde keşife katılan mimar bilirkişi …, inşaat mühendisi bilirkişi …, makine mühendisi bilirkişi … ile dosya üzerinden rapor düzenleyen elektrikçi bilirkişi …’e tevdi ile; dosyada bulunan önceki bilirkişi raporları değerlendirilerek ve yine keşif sırasında alınan flash bellek ve CD görüntüleri izlenerek raporlar arasındaki çelişkide giderilmek suretiyle;
*Eserdeki ayıbın imalattan kaynaklı olup olmadığı,
*Kullanıcı hatasının bulunup bulunmadığı,
*İmalattan kaynaklı ise iş sahibinin kullanamayacağı veyahut hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olup olmadığı,
*Eserin kabul edebilir nitelikte ayıplı olduğunun tespiti halinde TBK 457/2 maddesi uyarınca 2013 yılı serbest piyasa rayiş değerlerine göre yapılması gereken ayıp indiriminin,
Yargı denetimine elverişli ve gerekçeli raporla belirlenmesinin istenilmesine, sözleşmede garanti şartının bulunduğunun gözetilmesine,karar verilmiştir.
Mimar bilirkişi …, inşaat mühendisi bilirki …, makine mühendisi bilirkişi … ve elektrik mühendisi bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Eserin kabulünün yapıldığı, iş sahibinin de gözden geçirmeyi yaptığı kabul edilmelidir. Gözden geçirme sırasında bir ayıp bulunamayacaktır. Zira eserin zaafı, kanaatimizce belli şiddetin üstündeki yağmur da ortaya çıkmaktadır. … tarihindeki keşifte de, yaz mevsimi olduğu için ayıp tespit edilmemiştir.
Eserde ana malzeme olan membran örtünün muhtemel kalite düşüklüğü probleminin kabulde iş sahibince tespit edilmesinin mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
Eserin imalat şeklinden ziyade tasarımında hata bulunduğu anlaşılmaktadır.
Restoran binası çatısına yağan yağmurun da yere inerken pergola yolunu kullanması tasarımdaki hatayı göstermektedir. Heyetimiz esasen bu kadar büyük alanda, söz konusu yöntemle iş sahibinin beklentisini karşılayacak ölçüde iyi bir çözüm üretilebileceğine ve 5 yıl hizmet verebileceğine ihtimal vermemektedir. Ancak, şikayete konu olmayan sahil bölümündeki kullanma şekli ile eserden beklenen memnuniyet karşılanabilecektir. Antalya şartlarında güneş radyasyonu, aşırı yağmur ve rüzgar ile denizin korozif etkisi işin zorlayıcı etmenleridir.
Restoran pergolasında akıntı olduğu rapor edilen 2015 başındaki davacı teknik servis raporlarında, aynı tarihte çok sayıda otel bölümünün yağıştan etkilendiği görülmüştür. Buradan hareketle ilgili günlerdeki yağışın mutedil değil kuvvetli olduğunun kabulü gerekir.
Eserde elektriksel arızalar minimal etkiye sahiptir. Asıl sorun statik tasarım ve yağmura mukavemet tarafındadır.
Olayda kullanıcı hatasının olabileceği değerlendirilmiştir. Ancak kullanıcı hatası davayı temelden etkileyecek ölçüde olamaz. Özellikle davalının personelinin otele alınmamaya başlamasından sonra sistemin daha hızla yıpranmış olması beklenebilir.
Eser hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacak derecede ayıplı değildir. Zira işin % 36 dan fazla kısmı olan sahil pergolasından hiç şikayet rapor edilmemektedir. Restoran kısmının da nerede ise iki yaz boyunca işlevsel olduğu düşünülmektedir.
Heyetimiz eserden beklenen faydanın rasyonel olmadığını düşünse dahi,
yüklenicinin altından kalkabileceğinden fazla bir yükün altına girdiğini kabul etmektedir. Eserin gizli ayıbı zamanla ortaya çıkmıştır. Eser kabul edilebilir ölçüde gizli ayıplıdır.
Dava dosyası kapsamı bir bütün olarak irdelendiğinde, ikinci bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere, üründe meydana gelen ayıpların;
a) Yapılan işte sözleşme tarihi olan … tarihi itibariyle 14.000,00 TL ayıp indirimi uygulanmasının yerinde olduğu,
b) Yapılan işte dava tarihi olan … tarihi itibariyle 16.000,00 ayıp indirimi uygulanmasının yerinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu;
Dava eser sözleşmesinin ayıplı ifasından kaynaklı fesih ve menfi zararın tazminine ilişkindir.
“Mahkememizce yerinde keşfe katılmak suretiyle imalatı bizzat inceleyen bilirkişiler ile yine CD üzerinde inceleme yaparak rapor düzenleyen elektrik mühendisi bilirki tarafından alınan rapora itibar edilerek, eserdeki ayıbın eseri kabule zorlanamayacak derecede olmadığı, kabul edilebilir nitelikte ayıplı olduğu, bu nedenle davacının akdin feshini istemekte hakısz olduğu, eserdeki gizli ayıbın davacı tarafından … tarihinde noter kanalıyla davalı yükleniciye ihbar edildiği, dava tarihi itibariyle yapılması gereken ayıp indiriminin 16.000,00 TL olduğu anlaşılmakla, davacının eser sözleşmesinin feshi talebinin reddi ile; alacak davasının kısmen kabulüne, 16.000,00 TL ayıp gideri bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile verilen … Karar sayılı kararına karşı taraf vekilleri İstinaf başvurusunda bulunmuş, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … karar sayılı kararı ile:
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yarinde görülmemiş, reddine karar verilmiştir.
2-Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Uyuşmazlık, davalı tarafından ifa edilen işin ayıplı olup olmadığı, ayıplı var ise ayıbın kabule icbar edilebilecek nitelikte olup olmadığı, bedel tenzilini gerektirip gerektirmediği, ayıpların düzeltme yapılarak giderilmesinin mümkün olup olmadığı ve bunların bedeli noktasında toplamaktadır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır.
Eser sözleşmesi, 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu,TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilmektedir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek ve iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir (Yargıtay 15. H.D. 19.06.2014 gün, 2013/4976 E. 2014/4282 K. sayılı ilamı ile benzer uygulama ve içtihatları).
Bununla birlikte; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında görülen eksiklik ya da belirsizliğin tamamlanması veya giderilmesi görevi de, aynı Kanun’un 281/2. maddesine göre mahkemeye aittir. Bu halde, mahkemece re’sen veya tarafların talebi üzerine, Kanun’un 281/3. maddesi uyarınca, ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir. Nitekim, mahkemece bilirkişi raporunun denetimine imkân tanınması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 279/2. maddesi hükmünce kararda, bilirkişi raporunda inceleme konusu yapılan maddi vakıalar ile varılan sonuçların gerekçelerine yer verilmesi zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir.
Bu bilgiler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, … tarihli heyet raporu alınmış, rapora itiraz edilmesi üzerine yeni heyet oluşturularak … tarihli rapor alınmıştır. Raporlar arasında çelişki ortaya çıkması üzerine İstanbul’dan talimat ile rapor alınmasına karar verilmiş, dosyaya gönderilen tarihsiz raporda heyetin talep edilen şekilde oluşturulmaması üzerine rapor dikkate alınmamış, yeniden talimat ile İstanbul’dan rapor alınmasına karar verilmiştir. Çelişkilerin giderilmesi için talimat ile alınan raporda ise ilk iki rapordan tamamen farklı bir görüş bildirilmesi üzerine daha önce mahallinde keşfe katılan ve görüş bildiren bilirkişilerden bir heyet oluşturarak rapor alınmış ve alınan bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Bu durumda; mahkemece alınan raporlar arasında çelişki bulunmakla beraber, çelişkinin giderilmesi için daha önce görüş bildirmemiş yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken çelişkili rapor veren ve görüş bildiren bilirkişilerden rapor alınarak hüküm kurulması hatalı olmuştur. Ayrıca, hükme esas alınan raporda; sahilde yapılan ve dava konusu olmayan imalatın değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi yüklenicinin yaptığı imalat ile iş sahibinin beklentisini karşılayacak düzeyde hizmet verebileceğine ihtimal verilmediği bildirilmesine rağmen eserdeki arızaların minimal etkiye sahip olduğunu belirterek rapor içerisinde de çelişki yaratılmıştır. Açıklanan nedenlerle, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, önceden görüş bildirmiş bilirkişilerden yeniden rapor alınarak, kendi içerisinde çelişkili rapora itibar edilip yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman ve öncekiler dışında oluşturulacak teknik heyetten gerekirse keşif yapılmak sureti ile rapor alınıp daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiler ve taraf itirazları giderilecek şekilde Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak dava konusu işin ayıplı olup olmadığı, ayıplı var ise ayıbın kabule icbar edilebilecek nitelikte olup olmadığı, bedel tenzilini gerektirip gerektirmediği, düzeltme yapılarak giderilmesinin mümkün olup olmadığı, kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı ise söküm ve taşıma bedelinin ne olduğu, bedel tenzili gerekiyor ise ayıpların ortaya çıkmasından makul süre sonraki piyasa fiyatları giderim bedelinin, yüklenici karı ve KDV piyasa fiyatları içerisinde olduğundan ayrıca eklenmesiksizin tespit ettirilmesi konusunda rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.
Açılanan nedenlerle, eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur. “gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmiştir.
İnşaat mühendisi bilirkişi …, mimar bilirkişi …, elektrik mühendisi bilirkişi …, makine mühendisi bilirkişi …, borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesap uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle:
1- Heyetin imalatta tespit edilen ayıbın AÇIK AYIP NİTELİĞİNDE OLDUĞU GÖRÜŞÜNE KATILMAYIP, imalatın yapımından yaklaşık 2 yıl sonra ortaya çıkan ayıbın GİZLİ AYIP olduğu,
2- İlk bilirkişi raporunda sistemin “sorunsuz” çalıştığı tespit edildiği ve eserin teslim tarihinden 2 yıl sonra eserde oluşan ayıplar yükleniciye ihbar edildiği için söz konusu ayıbın, takdir Mahkemenize ait olmak üzere, KABULE İCBAR EDİLEBİLECEK NİTELİKTE BİR AYIP olduğu,
3- Kabule icbar edilebilecek niteliğinde bir ayıp olarak kabul edilmesi ihtimalinde ise ayıp oranında bedel indirimi istenebileceği, sonradan sistemin çalışmasının engelleyen ve 2. heyet tarafından tespit edilen ayıplı hususların ve takdir edilen bedelin, heyetimiz tarafından değerlendirildiğinde de uygun bulunduğu, dolayısıyla gizli ayıp niteliğindeki tespit edilen hususların bedelinin, sözleşme tarihi itibariyle (malzeme, montaj ve KDV dahil) 16.520,00 TL, dava tarihi itibari ile 18.880,00 TL olacağı” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin … tarihli birinci ek raporunda özetle:
1- Davacı vekili tarafından … tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde dosyanın heyetimizce hiç okunmadan, dosyadaki flash bellek ve cd incelenmeden rapor hazırlandığı iddia edilmiş ise de bu iddia mesnetsizdir. … tarihinde dava konusu pergolanın bulunduğu …’de keşif yapılmış ve daha sonra dosyada bulunan cd ve flash bellek de dahil olmak üzere dosyada bulunan bütün belgeler tek tek ve özenle incelendikten sonra bilirkişi heyet raporumuz düzenlenmiştir.
Heyetimizce hazırlanan raporun dosya içeriğindeki belgeler okunmadan yazılabilmesinin mümkün olmadığı açıktır.
2- Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin kararında belirtilen “… yaptığı imalat ile iş sahibinin beklentisini karşılayacak düzeyde hizmet verebileceğine ihtimal verilmediğinin bildirilmesi” hususuna hiç değinilmediği konusuna gelince, raporumuzda “restaurant binası çatısının yağmur sularının ayrı yerde toplanmadığı, çatıdan gelen sularının pergola üzerine gelecek şekilde olduğu görülmüştür” ibaresi yer almaktadır. Dava dosyasından taraflar arasında 900 m2 ve 1556 m2 alanlı iki adet pergola yapımı konusunda anlaşma sağlandığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde sunduğu iki adet sözleşmenin malî, hukukî ve genel şartlar hükümlerinin birebir aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirket tarafından sahil kısmında yapılan 900 m2’lik pergoladan davacı iş sahibinin herhangi bir şikâyeti bulunmamaktadır. Keşif konusu olmamakla birlikte; bu pergolanın müstakil olarak hizmet veren şekilde yapılması nedeniyle yani üzerine gelebilecek ayriyeten su yükü bulunmadığından ve üzerine gelen yağmur suyunu zemine aktarabildiğinden, sorunsuz olarak sorunsuz hizmet verdiği, bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
Dava konusu şikâyete konu pergolanın ise; otelin sürekli açık olmasıyla dört mevsim kullanılmaya ihtiyaç gösteren 1556 m2’lik restoran kısmındadır. Gerek tarafımızca yazılan kök raporumuzda gerek daha önceki bilirkişi raporlarında, restaurant binası çatısına yağan yağmurun yere inerken pergola yolunu kullandığı tespit edilmiştir.
Her iki eserde pergolada kullanılan ve ana malzeme olan membran örtüsü aynı kalite ve özellikte olmasına karşın, Sahil kısmında yapılan pergola sorunsuz hizmet verirken, restaurant tarafında yapılan pergola işlevini yerine getirmemektedir.
Restoran binası çatısına yağan yağmurun yere inerken pergola yolunu kullanması nedeni ile pergola su yükünü taşıyamadığından yetersiz kalmaktadır. İşin özünde otel binalarının çatılarından gelebilecek suyun hesaplanarak pergola üzerine gelmesini önleyecek tahliye sistemleri yapılması ve sonrasında pergola üzerine diğer çatılardan su yükü gelmeyecek şekilde projelendirilmesi için mühendislik hizmeti satın alınması gerekirken, sadece pergolanın yaptırılması için anlaşma yapıldığı görülmektedir. İşi veren otelin işi verirken yapımcı firmanın bu hizmeti yapıp yapamayacağı konusunda araştırma yapmadan verdiği anlaşılmaktadır.
3- Davacı vekilinin, gizli ayıplı olduğu belirlenen ayıplı imalat hakkında, davalı yüklenicinin sözleşmeyle garanti taahhüdünde bulunduğu hususunu değerlendirmeye almadığı iddiasına gelince; dava konusu pergolanın davacıya teslim tarihi Nisan 2013 olup, dava dosyasında taraflar arasında 2013 yılına ait dava konusu eser hakkında herhangi bir yazışma bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan … tarihli e-posta yazışmasında restoran bina çatısına yağan yağmurun bir kısmının pergola üzerinde fazladan yağmur yükü oluşturduğu bu problemi tarafların birlikte çözdüğü anlaşılmaktadır. … tarihinde davalıya noter kanalıyla teslim edildiği anlaşılan ihbarname dava dilekçesinin ekinde sunulmuştur. Restoran pergolasında akıntı olduğu rapor edilen … tarihli teknik raporda 2015 başındaki teknik servis raporlarında aynı tarihte çok sayıda otel bölümün yağıştan etkilendiği belirtilmiştir. Buradan hareketle ilgili günlerdeki yağışın olağan değil, kuvvetli olduğunun kabulü gerekir.
Dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, eserin teslim edildiği tarihte davacı tarafından gözden geçirildiği ve gerekli kontrollerin yapıldığı bu sırada herhangi bir ayıba rastlanmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla eserdeki ayıp, şiddetli yağmur nedeniyle diğer çatıların su yükünü tahliye edemediği, dolayısı ile suyun çok fazla miktarda pergola üzerine gelmesi nedeniyle olduğu ortaya çıkmıştır.
Restoran kısmında bulunan ve davanın asıl konusunu oluşturan pergolanın yaklaşık 2 yaz boyunca işlevsel olduğu, eserdeki ayıbın yaklaşık 2 yıl sonra ortaya çıkmış olması nedeniyle gizli ayıp olarak kabul edilmesi, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalı tarafından belirlenen 5 yıllık garanti süresi dolmadığı için, davalı tarafın 5 yıllık garanti teminatı gereğince, dava konusu pergolada gerekli onarım ve bakımları yaparak sistemi çalışır hale getirmesi gerektiği, bu bedelin dava tarihi itibariyle 16.000 TL olabileceği, kanaatindeyiz.
4- Nispi metoda göre hesaplama yapıldığında;… tarihli 1.sözleşme ile 1350 m2, … tarihli sözleşme ile otelin teras kısmına 206 m2, sahil kısmına 900 m2 olmak üzere toplam 2456 m2 pergola yapılacağı, sözleşme bedelinin KDV hariç 616.850 TL olduğu, (KDV dahil … TL, 1 m2 imalat bedeli: … TL / 2456 m2= 296,37 TL/m2 olmaktadır.) restaurant bölümüne yapılan pergola 1350+206= 1556 m2’dir.
Davaya konu işin bedeli: 1556 m2 x 296,37 TL/m2= … TL (KDV dahil) olmaktadır. Sözleşme tarihi itibariyle ayıp giderim bedeli (malzeme, montaj ve KDV dahil) 16.520,00 TL hesaplanmıştır. Bu bedel aynı zamanda ayıp oranında indirim bedelidir. Takdir ve değerlendirme Mahkemeye aittir.
5- Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar değerlendirildiğinde;
– Dava konusu işin gizli ayıplı olduğu,
– Ayıbın onarılabilir/giderilebilir nitelikte olduğu,
– Sözleşme tarihi itibariyle ayıp giderim bedelinin (malzeme, montaj ve KDV dahil) 16.520,00 TL olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin … tarihli 2.ek raporunda özetle:
İnceleme ve değerlendirme
… tarihli 1. sözleşme ile 1350 m2, … tarihli sözleşme ile otelin teras kısmına 206 m2, sahil kısmına 900 m2 olmak üzere toplam 2456 m2 pergola yapılacağı, sözleşme bedelinin KDV hariç … TL olduğu (%18 KDV dahil … TL, 1 m2 imalat bedeli: … TL / 2456 m2=296,37 TL/m2) anlaşılmaktadır. Restaurant bölümüne yapılan pergola 1350+206= 1556 m2’dir.
Uyuşmazlık konusu işin sözleşme bedeli: 1556 m2 x 296,37 TL/m2= … TL (KDV dahil) olmaktadır.
1- Nispi metod yöntemiyle hesaplama
Ek raporun Bilirkişi Heyetimizce İnceleme ve Değerlendirme bölümü 5.maddesinde; Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar değerlendirildiğinde; dava konusu işin gizli ayıplı olduğu, ayıbın onarılabilir /giderilebilir nitelikte olduğu, Sözleşme tarihi itibariyle ayıp giderim bedelinin (malzeme, montaj ve KDV dahil) 16.520,00 TL olduğu, kanaatine varılmıştır Ancak burada belirtilen bedel dava tarihi itibariyledir.
Sözleşme tarihi itibariyle Yargıtay Kararında belirtilen nispi metot yöntemine uyularak aşağıda hesaplama yapılmıştır. Sözleşme tarihindeki indirilecek bedel aşağıda 14.000 TL olarak hesaplanmıştır.
İndirilecek bedel= sözleşme bedeli – (sözleşme bedeli x ayıplı değer/ayıpsız değer)
Sözleşme bedeli : … TL
Ayıpsız değer : … TL (sözleşme bedeli aynı zamanda işin ayıpsız değeridir)
Ayıplı değer : … TL
İndirilecek bedel: … TL – (… TL x … TL/ …) = 14.000,00 TL olmaktadır.
2- Mahkeme ara kararında; “Mahkemece söz konusu ayıbın kabule icbar edilemeyecek nitelikte olduğunun kabul edilmesi ihtimaline binaen uyuşmazlık konusu pergolenin sökülüp yeniden yapılmasına ilişkin maliyet hesabının yapılması” talep edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle;
Tentenin söküm bedeli: 19.500 TL (%18 KDV dahil)
Tentenin konstrüksiyon dahil yapım bedeli: … TL (%18 KDV dahil) olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Sonuç olarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda oluşturulan teknik heyetten alınan kök ve ek bilirkişi raporları ve tüm dosya mündericatına göre; davaya konu eserdeki ayıbın kabule icbar edilebilecek nitelikte olduğu, bedel tenzili gerektiği, ayıpların ortaya çıkmasından makul süre sonraki piyasa fiyatları giderim bedelinin, yüklenici karı ve KDV piyasa fiyatları içerisinde olduğundan ayrıca eklenmeksizin ( davacının … tarihli ayıp ihbarına ilişkin ihtarından sonra … tarihinde dava açtığı dikkate alındığında, dava tarihine kadar geçen süre Mahkememizce makul süre olarak değerlendirildiğinden dava tarihindeki piyasa fiyatları esas alınarak yapılan hesaplamaya göre) tespit edilmesi ile 18.880,00 TL olduğu belirlenmiş, bu halde eserdeki ayıbın eseri kabule zorlanamayacak derecede olmadığı, kabul edilebilir nitelikte ayıplı olduğu, bu nedenle davacının akdin feshini istemekte hakısz olduğu, eserdeki gizli ayıbın davacı tarafından … tarihinde noter kanalıyla davalı yükleniciye ihbar edildiği, yapılması gereken ayıp indiriminin 18.880,00 TL olduğu anlaşılmakla, davacının eser sözleşmesinin feshi talebinin reddi ile; alacak davasının kısmen kabulüne, 18.880,00 TL ayıp gideri bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının eser sözleşmesinin feshi talebinin REDDİ ile; Alacak davasının KISMEN KABULÜNE, 18.880,00 TL ayıp gideri bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli, 1.289,69 TL harçtan, peşin alınan 9.647,47 TL harcın mahsubu ile artan 8.367,78 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 1,289,69 TL peşin harç ile 27,20 TL başvurma harcının davalılardandan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 12.500,00 TL bilirkişi ücreti, 8.645,5 TL tebligat, talimat, keşif ve posta masrafları olmak üzere toplam 21.145,50 TL yargılama giderlerinin davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 706,70 yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın kendisi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 1.024,50 TL yargılama giderinden 990,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan kısmın kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin, davalılardandan alınarak davacıya verilmesine,
7-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 78.064,69 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.12/09/2023

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı