Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/390 E. 2022/717 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/390 Esas
KARAR NO : 2022/717
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2017
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizin … karar sayılı kararına karşı bulunulan istinafın esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin … karar sayılı kararının bozularak kaldırılmasına Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin … Karar sayılı kararı ile karar verilerek, dosya HMK 373/1 maddesi uyarınca gönderilmiş olmakla, … Esas kaydı yapılan davanın açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin eczacı olduğunu, eczaneye gerekli ilaçların teminine ilişkin davalı şirkete ait ecza deposundan mal alımını sağladığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2014 yılı Mart ayında başladığını ve 2016 yılı sonuna kadar devam ettiğini, talep edilen malların teslim edilmemesi nedeniyle ticari ilişkinin 2017 yılında sonlandırıldığını, müvekkilinin davalı şirketten mal temin edebilmek için malların bedelleri kadar davalı şirkete senet verdiğini, düzenlenen senetler karşılığı kadar davalı şirketin müvekkilinin eczanesine mal göndermediğini, müvekkilinin teslim edilen mal karşılığı kadar fatura tanzim ettiğini, davalı şirket tarafından Antalya … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile mal teslimi yapılmayan senetlerin takibe konulduğunu, davalı şirketin önce senet alıp daha sonra mal teslim etmesi ve elindeki senetleri kötüye kullanarak mal teslim etmeden senet bedellerini istemesi nedeniyle müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin davalı şirkette mal teslimi yapılmayan … tanzim tarihli … vade tarihli 43.617,00 TL bedelli ve 15/04/2017 vadeli 25.765,00 TL bedelli 2 adet seneti bulunduğunu, bu nedenlerle dava konusu senetlerim icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin 2 senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya ve bölgelerinde ilaç ve ecza ürünleri sattığını, davacının müvekkili şirketle yapılan ticaret gereğince satın almak istediği mal bedeli kadar senet tanzim ederek müvekkili şirkete verdiğini ve bu şekilde çalıştığını iddia ettiğini, davacının bir nevi bu senetlerin teminat senedi olarak verildiğini iddia ettiğini, kendisine mal teslimi yapılmayan hiçbir müşterinin senet tanzim ederek borçlanmadığını, dava konusu senetlerin dava tarihinden henüz vadesi gelmemiş senetler olduğunu, Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takibe konu edilen senetler olmadığını, taraflar arasındaki ticarete ilişkin fatura ve ticari defterler incelendiğinde davacının müvekkili şirkete borcu bulunduğunun tespit edileceğini, dava konusu senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin senetler üzerinde bir kayıt bulunmadığı gibi bu yönde yazılı sözleşme de bulunmadığını, senedin peşinen düzenlenerek teslim edildiğini ve malların bundan sonra gönderilidği iddiasının ticari hayatın mantığına ve olağan akışına aykırı olduğunu, farklı tarihlerde senet tanzim eden davacının mal teslim edilmemesine rağmen toplamda Temmuz 2016-Ağustos 2016-Eylül 2016-Ekim 2016 ve Kasım 2016 aylarında peş peşe 5 ayda farklı senet vermiş olması iddiasının tutarsız olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
B) BİRLEŞEN DAVA (Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas Sayılı Dosyasında) :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ecza-satımı ile ilgili ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili … Eczanesinin sahibi olup, eczanesi için gerekli olan ilaçların temini davalı şirkete ait ecza deposundan yaptığını, davalı şirketten talep ettiği malların teslim edilmemesi nedeniyle müvekkili davalı ile olan ticari ilişkisini 2017 yılı içinde sonlandırdığını, müvekkilinin davalı şirketten mal satın alabilmek için davalı şerkete talep ettiği ilaçların bedelleri kadar senet verdiğini, ticari ilişki içerisinde mal teslimini fatura ile yapan davalı şirket tarafından Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak edilen senetler karşılığında herhangi bir mal teslim edilmediğini, davalı şirket önce senet alıp daha sonra mal teslim etmesi ve elindeki senetleri kötü kullanarak mal teslim etmeden senet bedellerini istemesi nedeniyle müvekkilinin mağdur edilmek istendiğini, müvekkili ile davalı şirketin ticari defter kayıtlarının incelenmesinde görüleceği üzere düzenlenen faturalar karşılıklı olarak kaydedilmiş olup, bu kayıtlar fiili olarak eczaneye teslim edilen malları gösterdiğini, bu fatura kayıtlarının incelenmesi ile görüleceği üzere davalı şirket tarafından müvekkili eczanesine takibe konu senetler için mal teslimi yapılmadığını, fiili olarak teslim edilmemiş olan mallar için verilen senetlerin takibe konulması ile davalı şirketin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, Antalya … İcra Müdürlüğü … sayılı icra takibi için İİK Md 72/3 hükmü gereğine icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi kararı ile ayrıca icra takibinin durdurulmasına, müvekkilinin Antalya … İcra Müdürlüğü … sayılı icra takibine dayanak olan senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlatılmış olması nedeniyle alacağın %50’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; tarafların aynı olduğu, aynı iddialar ile başkaca senet borçlarına karşılık Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının konusu, vakıalarının ve tarfalarının aynı olması, aynı ticari defterler üzerinde inceleme yapılacak olması sebebiyle birleştirilmesi gerektiğini, müvekkilinin Antalyla ve bölgelerinde ilaç ve ecza ürünleri satan bir firma olduğunu, davacının ise eczacı olduğunu ve uzun zamandır aralarında ticari bir ilişki bulunduğunu, davacının senetleri teminat senedi olarak verdiği iddiasının yersiz olduğunu, davacıya mal teslimi yapılmayan hiçbir müşteri senet tanzim edilerek borçlandırılmadığını, tarafların ticari defter ve belgeleri incelendiğinde davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunun ortaya çıkacağını, davacının farklı tarihlerde senet tanzim ettiğini, mal teslim edilmemesine rağmen Temmuz 2016, Ağustos 2016, Eylül 2016, Ekim 2016 ve Kasım 2016 aylarında peş peşe 5 ayda 5 farklı senedi verdiğini, bu nedenlerle iddialarının yersiz ve mantıksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. talep etmiştir.
Mahkememizin … karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu; “Taraflar arasında ticari ilişkiye dayalı cari hesap ilişkisinin olduğu, davalının, eczane işleten davacıya ilaç ve ecza ürünleri sattığı anlaşılmaktadır. Yapılan bilirkişi incelemesinde, taraflar arasında 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari ilişkilerinde, öncelikle mal teslimi ve sonrasında takip eden ay içerisinde bono yoluyla ödeme yapılmak suretiyle devam eden cari hesap ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Her iki davaya konu bonolar “malen” kayıtlı olup, “malen” ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı borçlu tarafından ikrar edilmiştir. Alacaklının mal teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. Yazılı ikrarın aksini, diğer bir deyişle malın teslim edilmediğini borçlu (davacı) kanıtlamak yükümlülüğündedir. Taraflar arasında süre gelen ticari ilişki mal teslim sonrası bono verilmesi şeklinde olup, dava konusu bonoların avans olarak verildiği davacı tarafça yazılı delillerle kanıtlanamamıştır. Asıl davaya konu bonoların bedellerinin ödenmediği sabittir. Birleşen davaya konu bonolar ise, ödenmediği için davalı tarafça takibe konulmuş ve takipten sonra ancak ihtiyati tedbir uygulanmasından önce davacı tarafından kısmi ödeme yapılmıştır. Dolayısıyla takip tarihi itibariyle birleşen davaya konu bonoların da davacı tarafça ödenmediği anlaşılmıştır. Diğer yandan, ek bilirkişi raporu ile taraflar arasında vade farkı faturalarının ödenmesine ilişkin teamül (fiili uygulama) bulunduğu anlaşıldığından, davacının vade farkı faturalarına yönelik itirazı yerinde görülmemiştir. Buna açıklamalara göre, davacının, iş bu dava ve birleşen davaya konu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olduğu, aksinin kesin delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından, her iki davanın da reddine karar verilerek, ihtiyati tedbir kararları fiili olarak uygulanmak suretiyle davalının alacağına geç ulaşmasına neden olunduğu anlaşıldığından, İK. 72/4 maddesi uyarınca dava konusu alacakların %20 oranında tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamı ile;
” (1) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince birleşen davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince asıl davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
(3) Asıl dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Menfi tespit davasının reddi halinde İİK’nın 72/IV maddesi gereğince borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, alacaklının bir icra takibi yapmış olması, bu takibin durdurulması veya icra veznesindeki paranın davalı alacaklıya ödenmemesi için davacı borçlunun ihtiyati tedbir kararı almış ve bu kararın infaz edilmiş olması gerekmektedir.
Somut olayda, … tarihli tensip zaptı ile davacının tedbir talebinin İİK’nın 72/2 maddesi uyarınca dava konusu aşağıda niteliği yazılı 69.382,00 TL ‘nin %15’ine tekabül eden … TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında kabulü ile; … tanzim tarihli … vade tarihli 25.765,00 TL bedelli bonoların davalı tarafından icra takibine konu edilmemesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davacı borçlu aleyhine Antalya … İcra Dairesi nezdinde … tarihinde … Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçilmesi üzerine, Mahkemece İcra Dairesi’ne gönderilen … tarihli müzekkere ile ‘’ … tarihli tensip zaptı ile senetlerin icra takibine konu edilmemesi şeklinde tedbir kararı verildiği, tedbir kararının kaldırılmadığı, karar kesinleşene kadar geçerli olduğu..’’ hususu bildirilmiş ve yine aynı tarihli bir başka müzekkere ile ‘’… tedbir kararının kaldırılmadığı, karar kesinleşene kadar geçerli olduğu şeklindeki bilgilendirme yazısının sehven gönderildiği, işleme alınmaması ve müzekkerenin işlemsiz iadesi.. ‘’ istenmiştir. Bu durumda, İİK’nın 72/IV. maddesindeki tazminat koşullarının oluşmadığı nazara alınarak, davacı borçlu aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı haklı ve yerinde görülmekle uyularak yargılamaya devam edilmiş, yapılan değerlendirmede haklı görülen bozma ilamına uyulmakla asıl davada davanın esası yönünden davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuş olmakla ret kararı aynen hüküm altına alınmış, davalının İİK 72/4 uyarınca talep ettiği tazminat yönünden yapılan değerlendirmede bozma ilamında da belirtildiği gibi … tarihli müzekkere ile ‘’… tedbir kararının kaldırılmadığı, karar kesinleşene kadar geçerli olduğu şeklindeki bilgilendirme yazısının sehven gönderildiği, işleme alınmaması ve müzekkerenin işlemsiz iadesi.. ‘’ istenmiş olmakla 72/IV. maddesindeki tazminat koşullarının oluşmadığı nazara alınarak davalıların tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Birleşen Antalya … ATM’nin … esas sayılı dosyası yönünden ise mahkememizin … karar sayılı ilamında verilen karar, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas, … Karar sayılı ilamında kesin olarak onanmakla karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin … esas sayılı dosyası yönünden;
*Davanın REDDİNE,
*Davalının davacı aleyhine İİK 72/4 uyarınca tazminat isteminin REDDİNE,
2-Birleşen Antalya … ATM’nin … esas sayılı dosyası yönünden;
Mahkememizin … karar sayılı ilamında verilen karar, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamında kesin olarak onanmakla karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Asıl davada;
*Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 2.978,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,65 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 11.101,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesin
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 22/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır