Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/371 E. 2023/434 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/371 Esas
KARAR NO : 2023/434
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca davalının sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde işi bitirememesi halinde cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının eksik ve hiç yapmamış olduğu işlerin bulunduğunu, sözleşmeye uyulmaması sebebiyle davacı lehine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tasfiye işlemleri yapabileceğini ancak kat maliklerini temsil kabiliyeti bulunmadığından onlar adına davaya konu sözleşmeyi imzalamasının mümkün bulunmadığını, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, geç teslimin Covid-19 salgını dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, davacının bu nedenle davalıya tutanak ile süre uzatımı verdiğini, cezai şartın TBK 27 uyarınca batıl olduğunu, TBK 139 uyarınca karşılıklı alacakların takası talebinde bulunduklarını beyan etmiş, davanın reddini dilemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Taraflar arasında imzalanan sözleşme celp edilmiş, mahallinde keşif icra edilmiş, alanında uzman bilirkişilerden rapor aldırılmıştır. Antalya … ATM … değişik iş dosyası dosyamız arasındadır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ve eksik iş iddiasına dayalı alacak ve cezai şart alacağı davasıdır.
Davacı eksik ayıplı iş ile ilgili alacaklı olduğunu, 30 gün için cezai şart alacağı bulunduğunu iddia etmiş, davalı ise davacının temsil kabiliyeti bulunmadığından öncelikle sözleşmenin geçersiz olduğunu savunmuştur. Öncelikle sözleşmenin geçerli olup olmadığı hususu irdelenmiş olup, gerçekten de tasfiye halindeki yapı kooperatifinin tasfiye amacı dışında kalan bir sözleşme yapması, … bölüm sahiplerini borçlandırması mümkün değildir. Davacının böyle bir yetkisi bulunmadığından yapılan sözleşme … bölüm sahipleri bakımından sonuç doğurmaz. Dolayısıyla davalı kat maliklerinden işbu sözleşme uyarınca alacak talep edemez. Ne var ki kat maliklerine yaptığı işler için vekaletsiz iş görmeye dayalı alacak iddiasında bulunabilir. Ayrıca davalı davacı ile bu sözleşmeyi imzalarken ve sözleşmeyi uygularken geçersizliği bilebilecek durumdadır. Buna rağmen sözleşmeyi imzalayıp fiilen uygulamış olmakla eldeki davada sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek TMK 2 dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacaktır. Bu nedenle sözleşmenin davalıyı bağladığı kabul edilmiştir. Sözleşme geçerli olmakla davacının tarafı olması sebebiyle aktif husumet ehliyeti bulunduğu da kabul edilmiştir. Ne var ki sözleşmenin 6. Maddesi kapsamında bilirkişi raporuna göre halen alacağı bulunan davalıdan sözleşme uyarınca cezai şart istenmesi mümkün değildir. Bu kalem yönünden koşulları oluşmadığından ret kararı vermek gerekir.
… bölüm malikleri dosyamızda dava dışı 3. Kişi konumunda olup keşif sırasında her birinin dairesindeki eksiklikleri incelemek fiilen mümkün olmamıştır. Eser sözleşmesinde ayıplı ifa ve eksik ifada iş sahibinin seçimlik hakları TBK 475 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre davacı sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım talep edebilir. Ancak somut olayda sözleşmeye göre bedeli her bir … bölüm maliki ödeyeceğinden ve her bir daire bakımından eksik ve ayıplı işin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinden davacı kooperatifin bedelde indirim isteme hakkı bulunmamaktadır. Eksik ve ayıplı iş yönünden bedel davacı yanca karşılanmadığından bedelde indirim talep etmesi mümkün görülmemekle ve yine her bir dava dışı malikin ödemeleri tek tek ele alındığında davalıya halen borçlu oldukları anlaşılmakla ödenmeyen bedelin iadesi de mümkün olmayıp bu iddialar her bir … bölüm malikince onlara karşı yapılan takiplerde ileri sürülebilir. Davacının ayıp nedeniyle alacak iddiası da bu kapsamda dinlenilemez. Davalının takas mahsup talebi de yerinde değildir. Taraflar arasında karşılıklı borç ve alacak doğmadığından takas mahsup da mümkün değildir. Alınan bilirkişi raporunda götürü bedel kararlaştırılan sözleşmede oransal tespit yapılmaması hatalı olsa da sonucu etkili görülmediğinden bu yönde ek rapor aldırılmaksızın davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli … TL harcın, peşin alınan … TL harçtan mahsubu ile bakiye … TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen … TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.15/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır