Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/347 E. 2022/868 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/347 Esas
KARAR NO : 2022/868
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin … Tarımsal Araştırma ve … A.Ş. yetkilisi ile davalı şirket … … Tarım Ve Sanayi A.Ş. yetkilisinin, … Antalya’da iki adet muz serası kurmak ve işletmek için bir ortaklık kurmaya karar verdiklerini ve bu amaçla … … TARIM SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’yi kurduklarını müvekkili … Tarımsal Araştırma ve … A.Ş.’nin sahibi ve tek yetkilisinin …, davalı … … Tarım ve Sanayi A.Ş.’nin sahibi ve tek yetkilisinin … olduğunu, huzurdaki davada kayyım atanması istenen … … Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin yönetim kurulunun, … … Tarım ve Sanayi A.Ş. ile … Tarımsal Araştırma ve … A.Ş.’ den oluştuğunu, temsilinin ise bu şirketlerin yetkilileri olan … ve … tarafından müşterek imza ile yürütüldüğünü, huzurdaki davada kayyım atanması talep edilen şirketin, iki ortaklı olup ortaklar olan şirketlerin yetkililerinin, şirketin yönetim kurulunu teşkil ettiğini, bu kişilerden bir tanesinin kendisinden beklenen özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi ya da kusurlu davranmasının hem yönetim kurulunu hem genel kurulu çalışamaz hale getirdiğini, nitekim davalı yönetim kurulu üyesi …’un, aynı zamanda şirketin %50 hissesinin sahibi olan … … Tarım ve Sanayi A.Ş.’nin de %100 hissesinin sahibi ve tek başına yetkilisi olduğunu, bu sebeple de …’un aşağıda belirttikleri davranışlarda bulunmasının hem yönetim kurulunu hem de genel kurulu çalışamaz hatta toplanamaz hale getirdiğini, yönetim kurulu üyesi …’un … işletmeciliği yapan şirketin bu derece yönetimsiz kalmasına kasden sebebiyet verdiğini, zira şirketi işlemez hale getirip şirkete ait seralardan elde edilen muzları kendi nam ve hesabına sattığını, şirketin işletmesi olan muz seraları şirket yönetim kurulu üyesi ve 3. kişilerin eline geçmiş olup şirketin yönetilemez halde olduğunu, bu durumun sorumlusunun, hisse yapısı ve temsil yetkisi avantajını kötüye kullanarak şirketin karar alma ve icra etme organları olan genel kurul ve yönetim kurulunu işlemez hale getiren tarafın … olduğunu, şirket organsız kaldığı için, yönetim kurulu üyesinin hukuk dışı fiillerine müdahale edilemediğini, huzurdaki davada yapılacak yargılama neticesinde, ivedilikle, şirketin yönetimsiz, başıboş halden çıkarılmaması halinde, mallarının şirket yönetim kurulu üyesi veya 3. Kişiler tarafından satılmaya devam etmesi ve neticede şirketin borç ödemekten aciz hale düşüp iflas haline geçmesinin kaçınılmaz olduğunu, şirkete ait seralarda yetişmiş mahsul olarak bulunan muzların muhafaza edilmesi ve acilen satılması gerektiğini, şirkete karşı suç işlediği iddiası ile Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yargılanan yönetim kurulu üyesi …’un, yetişmiş ürünleri satarak bedellerini uhdesine geçirmeye devam ediyor olmasının muhtemel olup yönetim kurulunun bu durumu engeleyecek tedbirleri alması gerektiğini, şirketin vergi ve SGK borçlarının ödenmesi gerektiğini, ancak yönetim kurulu üyesi … tarafından yapılan engelleme sebebi ile şirketin borç ödemekten aciz hale düştüğünü, şirket merkezinin kira borçlarının ödenemediğini, özetle; yönetim kurulu üyesi …’un kendisine yapılan çağrılara cevap vermeyip yönetim kurulu üyesi olarak görevini yapmaması, %50 hissedar olduğu halde bunu inkar edip şirkete ait seraları kendisininmiş gibi göstermesi, yönetim kurulu ve genel kurul toplanmasını engellemek sureti ile şirketi işlemez hale getirerek seralardan elde edilen hasılatı uhdesine geçirmesi, şirketin borç ödemekten aciz hale düşmesi sebepleri karşısında Türk Medeni Kanunu’nun 427 maddesi kapsamında şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep ettiklerini, davalıların, mülkiyeti … … Tarım Sanayi Ve Ticaret A.Ş’ye ait seralardaki ürünleri kendi nam ve hesaplarına 3. kişilere satarak uhdelerine geçirmelerinin engellenmesi için şirkete ait iki muz serasının, davanın neticelenmesine kadar mahkemece atanacak kayyum tarafından yönetilmesine, endüstriyel tarım ürünü olan muzların gelen alıcılara satılarak bedellerinin şirket hesaplarına aktarılmasına, bu talep kabule şayan bulunmazsa uygun görülecek sair önleyici tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Kurulan … … Tic. San. A.Ş. isimli firmanın, üretim, satış, ambalaj, … imalatı, montajı, projelendirilmesi vs amaçlarla kurulduğunu, kuruluş amacının iddia edildiği gibi sadece muz üretimi değil, 10 maddede sıralanan diğer amaçları da olduğunu, … Tarımsal Araştırma Ve … A.Ş. ‘nin sahibi … ile müvekkilinin ilk önce … Üretim A.Ş isimli firmaya ortak olduklarını, 2020 yılında bu firmanın Antalya ili … semtinde bir arsa kiraladığını, kiralanılan bu arsaya kapalı … yapılması için de …, ile müvekkilininin kurduğu 2 firma olan … … A.Ş Ve … … Tarımsal Araştırma ve … A.Ş. isimli firmalarla anlaşma yapıldığını, sonrasında müvekkilinin sorumluluğunun arttığını görünce, … … Tarım ve Sanayi A.Ş isimli firması ile ortak olduğu … Üretim A.Ş’ deki ortaklığından ayrıldığını ve bu ayrılığın 06.10.2020 tarih ve 10175 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığını, şirket kurulduğu andan itibaren … kurulumları ile ilgilendiğini, üretim yapmak için projeler düşünüldüğünü ancak faaliyete geçen işlemlerin gerçekleşmediğini, şirketin ilk kurulduğu ay … …. firmasının arsa ve seralarının kiralanmak istendiğini, hatta bu konuda o dönem şirket sahibi … ile kiralama sözleşmesi yapıldığını, ancak sözleşmede özel madde ile arsanın 3.kişilere kiralanmasının yasaklandığından kiralama işleminin gerçekleştiğini, kiralama işleminin gerçekte var olduğunu söyleyen davacının ne … … firmasına ne de arsa sahiplerine bir kez bile kira ödemesi yapmadığını, davacının bahsettiği gibi geçerli olan bir anlaşma yapılmadığını, … Tarımsal Araştırma ve … A.Ş.’nin … … Tarım San. AŞ., … … Tarım A.Ş. ve … … A.Ş. … Üretim A.Ş firmasına ortaklık yapmak ve … üretmek amacı ile kuruduğunu, hatta araziler kiralandığını ve bir takım çelik malzemeler temin edilerek harfiyat ve … kurulumuna başlandığını, daha sonra müvekkili …’un gördüğü lüzum üzerine hisselerini diğer ortaklara devrederek bu ortaklıktan ayrıldığını, yani davacının bahsettiği gibi bir anlaşmanın ne firmalar arasında ne de kişiler arasında yapılmadığını, geçersiz olduğu sonradan öğrenilen kiralama sözleşmesi imzalandığı tarihte … … Makina Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’nin tek yetkilisinin … olduğunu, …’un yetkili olmadığını, …’un … … Makina San Ltd Şti firmasını 07/10/2021 tarihinde devraldığını, davacının Mahkemeyi yanıltmak için gerçek dışı beyanda bulunduğunu, davacının şirkete ait olduğunu ileri sürdüğü seralara ile ilgili hiçbir emek sarfetmediğini, hiçbir hukuki işlem de yürütmediğini, davacının veya … … Tarım A.Ş firmasının Ziraat Odası kaydı ve Çiftçi Kayıt Belgesi dahi olmadığını, ayrıca davacı vekilleri ile müvekkili arasında evvele dayanan hukuki ilişki olduğundan, dosyadaki taraflar arasındaki ilişkilerde ve vekillik görevleri arasında menfaat çatışması bulunduğunu, ayrıca şirketin ayakta kalması için kayyum tayin edilmesi konulu davanın reddini talep ettiklerini, iddialara konu olayların hem Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı dosyasından hem de Antalya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı şirketin feshi dosyasında incelenmekte olduğunu, iş bu davada kayyum tayininde hukuken bir fayda olmadığı gibi mahkeme kararı ile şirketin fesh edilmesinin duruma en uygun hukuki çözüm olacağını, neticeten hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu şirkete ait ticari kayıtlar … internet sitesinden temin edilerek, davalının bildirdiği mahkeme, icra ve savcılık soruşturma dosyaları UYAP sisteminden temin edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davalı … … Tarım San ve Tic A.Ş’nin müşterek imza ile yetkilisi ve diğer ortağı … … TARIM VE SAN A.Ş adına …’un yetkisinin kaldırılması ve şirkete kayyum tayini için yasal neden bulunup bulunmadığı hususlarının taraflar arasında ihtilaflı olduğu belirlenmiştir.
Davacı, anonim şirket yöneticilerinin kötü yönetim iddiası ile şirkete TMK 427/4.maddesi uyarınca yönetici kayyumu atanmasını talep etmektedir.
Somut olayda davaya konu şirkette organ eksikliği halinin mevcut olmadığı, gerek ticari kayıtlardan gerekse dava dilekçesi içeriği ile sabittir.
6102 sayılı TTK’da limited şirketi düzenleyen hükümler içerisinde haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticinin yönetim hakkının veya temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılmasına ilişkin yasal düzenleme bulunmakla birlikte, kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinde, yönetim kurulu üyelerinin kötü yönetim yada başka bir haklı sebeple mahkeme kararı ile geçici yada nihai olarak görevden alınmaları ve dolayısı ile yerlerine kayyım atanmasına cevaz veren bir düzenleme mevcut olmayıp ancak organ eksikliği nedeni ile TTK 530/2.maddesi uyarınca tedbiren kayyım atanmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda yukarıda değinildiği gibi şirketin yönetim kurulu organı mevcut olup, bu konuda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Yine Anonim şirketlerde yönetimin ne şekilde ve kimler tarafından yürütüleceği, yöneticilerin görevlerine nasıl ve ne şekilde son verileceği TTK’da ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, sürekli olarak yönetim kurulu üyelerinin yapmış oldukları iş ve işlemlerin mahkeme tarafından atanacak denetim kayyımı/denetim kayyımı heyeti tarafından denetlenip, uygun bulduğu takdirde yapılacak işlere onay veren uygun bulmadığı takdirde onay vermeyen bir sistem de kanunda düzenlenmemiştir. Kanunda şirket ortağına bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmış, bu hakkın nasıl kullanılacağı da TTK 437 ve devamı maddelerde gösterilmiştir.
Sonuç olarak davacının kötü yönetim ya da haklı sebeplerin varlığı iddiası ile davalı anonim şirket yöneticilerinin azli ile şirkete yönetim kayyumu atanmasına yönelik talebinin yasal dayanağı bulunmadığından; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.ÜT. uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 01/11/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı