Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/315 E. 2022/621 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/315 Esas
KARAR NO : 2022/621
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ: 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının eşinin yapacakları bir iş nedeniyle dava konusu senedin verildiğini bu senedin teminat senedi olduğunu, senedin davalıya kötü niyetle ciro edildiğini, davalı adına atılmış imzanın ona ait olmayabileceğini belirtmiş takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde bahsi geçen iddiaların ancak lehtara karşı ileri sürülebileceğini, senette teminata ilişkin bir ibarenin bulunmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtmiş davanın reddini talep etmiştir.
Takibe esas senedin incelenmesinde ön veya arka yüzünde herhangi bir teminat ibaresinin yer almadığı, lehtarın …keşidecisinin …avalin ise dosyamız davacısı …olduğu, senedin davalıya ciro edildiği davalı tarafından takibe girişildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde yer alan sözleşme başlıklı belgede bir takım yapılacak işlerin belirlendiği, iki parça halinde kaparo verildiği, parayı alanın …, parayı verenin …olduğu davacının da şahit olarak isim ve imzasının bulunduğu herhangi bir senede atıf yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Eldeki dava avalist tarafından hamile karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı vekili senedin bir teminat senedi olmakla müvekkilinin borçlu olmadığını, senedin davalıya borçtan kurtulmak maksadıyla ciro edildiğini öne sürmüştür.
Teminat senedi olmakla bedelsizlik iddiası kambiyo senedinin zorunlu unsuru olan kayıtsız şartsız bir borç ödeme vaadinin olmayışına dayanmaktadır. Bu ise iki şekilde vaki olur ki birincisi kayıtsız şartsız borç ödeme vaadine halel getirecek tarzda bir teminat ilişkisi ibaresinin senet metninde açıkça yer alması ikincisi ise senet metninde yer almasa dahi taraflar arasındaki sözleşmede yer alan teminat hükmüyle senede açıkça atıf yapılmasıdır. Birinci ihtimalde bedelsizlik iddiası herkese karşı ileri sürülebilirken ikinci ihtimalde bedelsizlik iddiası keşideci tarafından lehtara karşı ileri sürülebilir.
TTK’nın 778/3 maddesi gereğince bonolar hakkında uygulanacağı hüküm altına alınan 702/2.maddesine göre aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksanlıktan başka bir sebeple batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. Avalist lehine aval verdiği kişinin ileri sürebileceği kişisel defileri değil ancak kendi kişisel defilerini alacaklıya karşı ileri sürebilir.
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde davacının keşideci lehine aval verdiği, senedin üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibare olmadığı ve ayrıca dayanılan sözleşmenin de senede atıf yapmadığı gibi senet lehtarının bu sözleşmede alacaklı gözüktüğü bu haliyle – diğer unsurlar da tamam olduğundan – senedin tüm unsurlarının tam olduğu, geçerli bir kambiyo senedi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ileri sürebileceği tek iddia olan şekle aykırılık nedeniyle geçersizlik de mevcut değildir. Davacı her ne kadar davalının imzasının ona ait olmayabileceği gibi bir iddiada bulunmuş ise de, – her ne kadar çık bir imza itirazı ifadesi yoksa bile – imza itirazı kişisel bir defi olup ancak sahibi tarafından ileri sürülebilecektir. Kaldı ki davalı hamil olduğundan somut olayda senette onun imzasının olup olmamasının bir hükmü de yoktur. Bu sebeple avalistin sorumluluğunun keşidecinin sorumluluğundan bağımsız bir borç yarattığı, bunun tek istisnası olan senedin şekle aykırılık nedeniyle hükümsüz sayılmasını gerektirecek bir hususun da mevcut olmadığı görülmekle yerine olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE, takip durmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 4.269,38 TL harçtan mahsubu ile artan 4.188,68 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 25.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 04/07/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır