Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/283 E. 2023/524 K. 05.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/283 Esas
KARAR NO : 2023/524
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 05/09/2023

Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı Antalya Genel İcra Müdürlüğü … sayılı dosya ile takip yapıldığın, icra takibine konu olan senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, “Senedin neyin teminatı olduğu açık şekilde senede yazılmış ya da senet dışı yazılı bir belge ile belirlenmiş ise senedin teminat senedi olduğu kabul edilecektir. Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar VEYA AYRI BİR BELGE (İİK’NUN 169/A MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN) İLE TEMİNAT SENEDİ OLDUĞUNUN KANITLANMASI GEREKİR. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – Tarih: 28.03.2018 Esas: 2017/1140 Karar: 2018/563)” davaya konu senette, ekte sunulan … tarihli ve tarafların imzalarını taşıyan protokol ve takibe konu senette de açıkça belirtildiği üzere (söz konusu protokolde ” ..bu borç karşılığı şirket tarafından ödenecektir. Borç bitmeden ortaklar kar almayacaklar. Kar payının alınmaması nedeniyle teminat olarak … keşide tarihli ve … bedelli bonoyu … ve …’a vermiştir. ) ( Ayrıca takibe konu senette de notolarak düşülen ” … Şti ile ilgili şirkete yapılan ödemelere karşılık protokolle alınan miktarlar şirketten ödemeler alınınca senet imza atanlara iadeedilecektir.” demektedir.) takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, kambiyo senedi olmadığını, dolayısıyla, kanun ve Yargıtay uygulamalarına göre, kambiyo senedi olarak takibe konulmasının da mümkün olmadığını, yine, bono vasfı bulunmayan belgeye dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılamayacağına ilişkin kural da dikkate alındığında (ük m. 168/1) davalı tarafından davacı aleyhine takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafından kötü niyetle ve teminat senedi olduğu bilinerek (takibe konu senet, kambiyo senedi vasfında olmadığından ) yapılan icra takibine konu borçlarının olmaması nedeniyle, eldeki davayı açma zarureti doğduğunu, bu durumun davacının büyük mağduriyetine neden olduğunu, bu sebeple dava açılmasının zorunlu hale geldiğini, ayrıca alacaklı görünen davalının haklarında işlem yapmaması için takibin teminatsız olarak durdurulmasını ve neticede davacının dava konusu edilen icra dosyasından kaynaklı olarak davalıya borcu olmadığının tespitini talep ettiklerini, öncelikle takibin durdurulmasını, davacının dava konusu edilen icra dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın kambiyo senedine dayalı bir takipte borçlu bulunmadığına yönelik bir menfi tespit davası olduğunu, kambiyo senetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalının davacı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünde … E. sayılı dosya ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığını, takibin devamı sırasında davacının davalı aleyhine takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı, teminat senedi olduğu ve dolayısıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna başvuramayacağı gerekçesiyle menfi tespit davası açıldığını, davalının, takibe konu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, senedin teminat senedi olduğuna dayanak gösterilen protokolün davalının bilgisi haricinde düzenlendiğini, davacının davasına dayanak yaptığı protokoldeki imzaların davalıya ait olmadığını, davalının hiç bir zaman böyle bir protokol düzenlemediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, – Protokolün ilk hali için atılan imzaların tarihi senet tarihiyle aynı olmakla birlikte protokol üzerinde yapılan düzeltmelere ilişkin herhangi bir tarih yer almadığını, eğer senet ve protokol aynı tarihte hazırlanmış ve protokolün ilk hali bilgisayar çıktısı şeklinde alınmış ise yapılan düzeltmelerin de bilgisayar çıktısı şeklinde alınmış olmasının olağan beklentinin gereği olduğunu, protokolün altında çeşitli imzalar yer aldığını ve özellikle … isminin çevresindeki farklı imzaların da kime ait olduklarının anlaşılamadığını, ayrıca düzeltmenin yanında yer alan imzaların alttaki imzalara göre eksik ve belirsiz olduğunu, kaldı ki mahkemeye protokolün aslının ibraz edilmediğini, davacı tarafın sunduğu protokolde düzeltmeler kısmında davaya konu senedin teminat senedi olduğunun el yazısı ile sonradan yazıldığını, sonradan el yazısı ile yazılan kısımdaki yazıların kime ait olduğunun tespit edilebilmesi için davacının ve aynı zamanda protokolde imzası geçen vekili …’un yazılarının incelenmesini ve bu yazıların kendileri tarafından yazılıp yazılmadığının bilirkişi tarafından tespit edilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın sunduğu protokolde … Amerikan Dolarının davalı tarafından şirkete ödünç verildiğinin yazdığını, davacı taraf böyle bir protokol ile davaya konu senedin kendi borcu olmadığını, davaya konu alacağın şirketin borcu olduğunu ispatlamaya çalışmakta olduğunu, çünkü davacı ve vekilinin kurup, sonradan da yine davacı ve vekili tarafından kasten batırılan … Şirketinin aktif bir malvarlığı olmadığını, davacı tarafın davalıdan şahsen aldığı borcu sonradan kendisinin hazırladığı ve mahkemeye ibraz ettiği protokol ile sanki aslında şirketin borcuymuş gibi göstererek kötü niyetli bir şekilde borçtan kurtulmaya çalıştığını, zaten şirketi de daha önce batırdıkları için davalının da böylece alacağını tahsil edememiş olacağını, davacının bu davası ve dayanak gösterdiği protokolün haksız çıkar elde etmeye yönelik sonradan kendileri tarafından uydurulmuş bir evrak olduğunu, eğer protokolde bahsedildiği gibi gerçekten davalının bu … doları şirkete ödünç vermiş olsaydı, niçin davaya konu kambiyo senedini davacının kendi adına borçlu olarak imzaladığını? davacının bahsettiği protokolün içeriği gerçek olsaydı ve bu ödünç para davacıya değil de şirkete verilmiş olsaydı borçlu kısmında şirketin kaşesi ve imzasının olması gerektiğini, niçin şirkete ödenen para için başkası borçlu gösterilerek senet alınsın ve niçin arkasından da böyle bir protokol yapılsın? Böyle bir işlem yapmanın mantığı nedir? şirketin kambiyo senedi imzalama yetkisi yok mudur da şirket adına başkaları kambiyo senedi imzalamaktadır? Davacının şirketin ortağı veya yetkilisi bile olmadığını, davacı niçin ortağı olmadığı bir şirkete ödünç verilen borç paraya ne sıfatla borçlu olarak imza atmıştır? Tüm bu sorular ve cevaplarının davacının iddialarının ne kadar akıl ve mantık dışı olduğunu gözler önüne sermekte olduğunu, kaldı ki eğer bu borç para şirkete ödünç olarak verildiyse böyle bir borcun şirketin ticari defter kayıtlarında niçin yer almamaktadır? Davacı vekilinin aynı zamanda … şirketinin de ortağı olduğu için şirkete böyle bir nakit para giriş çıkışı olmadığını, ticari defterlerde böyle bir kayıt bulunmadığını çok iyi bilmekte olduğunu, mahkemenizce de bu hususta … Şirketinin ticari defter kayıtlarının celp edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve protokolde bahsedildiği gibi … Doların ticari şirket kayıtlarına işlenip işlenmediğinin, şirketin banka hesaplarına böyle bir nakdin girip girmediğinin incelenmesini talep ettiklerini, ticari şirket kayıtları incelendiğinde böyle bir paranın hiç bir zaman şirket hesaplarına ve ticari defter kayıtlarına girmediğinin görüleceğini, hiç bir şekilde şirkete gitmeyen bu paranın davacının kendi adına bankaya yatırmış olması ihtimaline karşı davacının ve vekilinin banka hesaplarının incelenerek böyle bir para giriş çıkışı olup olmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, bu durumun ortaya çıkması da protokoldeki imzaların sahte olduğu gibi içeriğindeki bahsedilenlerin de gerçeğe aykırı olduğunu ortaya çıkaracağını, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olup, böyle bir senedin altındaki yatan temel hukuki ilişkinin bir önemi olmadığını, davacı tarafın bu senetten dolayı borçlu olmadığını iddia ediyor ise bunu ispatlaması gerektiğini, davalının … şirketine borç para vermediğini, davaya konu alacağın davalının davacıya verdiği bir borç para olduğunu ve davacının da bu borcu ödemediği için davalı tarafından davacıya karşı takibin başlatıldığını, senedin hiç bir yerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare olmadığını, senetteki alacağın … şirketi ile ilişkilendirecek en ufak bir kayıt olmadığını, şirket kaşesi, imzası olmadığını, şirket kayıtlarında böyle bir para giriş- çıkışı olmadığını, ticari defterlerde böyle bir kayıt olmadığını, dolayısıyla davacının fotokopisini sunduğu protokolün bir geçerliliği ve gerçeğe uygunluğunun da olmadığını, mahkemece yüzde 15 teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de bu kararın yerinde olmadığını, İİK 72/3 maddesi gereğince; İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ihtiyati tedbir isteyen tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, ancak davacının sunduğu fotokopi ve her yeri karalanmış bir belgenin yaklaşık ispat için yeterli sayılmaması gerektiğini, davacının mahkemeye haklılığını yaklaşık olarak ispat edebilecek bir delil sunmadığını, bu durumda HMK 390/3. maddesi gereğince yaklaşık ispat yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, neticeten davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğü … sayılı icra dosyasının tetkikinden: Alacaklı … vekili tarafından borçlular …, … aleyhine … USD asıl alacak, … USD işlemiş faiz, … USD komisyon olmak üzere toplam … USD alacağın tahsili için … USD miktarlı … tanzim tarihli, … vade tarihli senede dayalı olarak, … tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Takibe konu senedin teminat senedi olup olmadığı, … tarihli protokol altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı, protokolde el ile yazılı kısımların kime ait olduğu, protokol içeriğinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, davaya konu borcun dava dışı şirketin borcu olup olmadığı taraflar arasında ihtilaflı olduğu belirlenmiştir.
Mahkememiz … tarihli ara kararı ile; dosyanın grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi ile; dava dilekçesi ekinde bulunan … tarihli Protokol başlıklı belge altında bulunan imzaların ve el yazısı kısmında bulunan imzaların davalıya ait olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiş;
Grafoloji Uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
“Tetkike konu:“PROTOKOL” başlıklı, “…”, “…” ve “…” adlarına imzalı … tarihli belgedeki metnin sağ tarafının orta kısmında atılı bulunan imzanın ve belgenin alt kısmında “…” isim yazısı altında atılı bulunan imzanın … elinden çıktığı” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
“1-İş bu davada davalı olan tarafından senet alacağına karşılık iş bu davada davacı olan ve
… tarihinde Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası ile aşağıdaki şekilde icra takibi başlatılmış olduğu,
TUTAR AÇIKLAMA
… asıl alacak
… işlemiş faiz
… komisyon
… TOPLAM

2-Dava dosyası içerisine davacı tarafından sunulan bir protokol olduğu bu protokolün …, … ve …, tarafından … tarihinde İmzalandığı,
3-… … …Ltd Şti’nin ibraz edilen 2013,2014,2015,2016,2017 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2018 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulmadığı,
4-… … …Ltd Şti’nin incelenen ticari defter kayıtlarında dava konusu olan senedin kayıtlı olmadığı, … Bankalar hesabında … direk olarak veya parça parça ortaklar tarafından bankaya yatırıldığına dair bir kayıt olmadığı,
5-Davacı yanca sunulan protokol tarihi olan … tarihinde … TL karşılığı merkez bankası kuruna göre …*…-… etmekte olup … … …Ltd Şti’nin ticari defter kayıtlarında senet alacaklısı davalı …’ın bu tarihe kadar şirket için yapmış olduğu harcamalar toplamının ise … olduğu, davacı yanca sunulan Protokolde “Şirket olarak … Bankası’ndan alınacak olan hayvancılık kredisinin teminatını nakdi olarak … Amerikan Doları bankaya … şahsen vermiştir. Kredi karşılığı henüz bankadan tahsil edilmediği için, şirket ortakları tarafından protokol tarihine kadar şirket nam ve hesabına yapılan … Amerikan Doları harcanmıştır. Bu bedel (… Dolar) … tarafından şirkete ödünç verilmiştir.” denmekte olup protokol tarihine kadar şirket defterlerinde senet alacaklısı olan davalı …’ın … bir harcama yapmadığı ancak protokol tarihinden kredi kullanıldığı tarihe kadar toplam şirket için yaptığı ödemelerin … yükseldiği bu tutarın … de bankadan çekilen krediden …’a ödendiği, ve … tarihinde alacağının … düştüğü bu tarihten sonra da davalı …’ın şirket adına ödemeler yapmaya devam ettiği ve … takip tarihi itibari ile …’ın … … …Ltd Şti’nden … alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu,
6-Davacı yanca sunulan protokol tarihi olan … tarihinde … TL karşılığının merkez bankası kuruna göre …*…-… etmekte olup senet alacaklısı davalı …’ın protokol tarihi … tarihine kadar şirket için yapmış olduğu harcamanın … olduğu, dava konusu senedin şirket kayıtlarında olmadığı tespitlerimiz ile davalının iddiasındaki gibi protokolün geçerli olup olmadığı ve dava konusu senetten ötürü davacının borçlu olup olmadığı hususu hukuki değerlendirme gerektirdiğinden takdirinin Mahkemeye ait olduğu” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişinin … tarihli ek raporunda özetle:
“Davacının itiraz dilekçesi incelendiğinde dava konusunun menfi tespit olduğu ve davalının şirkete bir para verip vermediğinin tespiti olduğundan kök raporumuzda davalının dava dışı şirkete bir para verip vermediği araştırılmış ve buna göre de tespitlerimiz yapılmış olup prokotokolün geçerli olup olmadığı ve verilen senedin şirketi bağlayıp bağlamayacağının değerlendirmesi hukuki bir değerlendirme gerektirdiğinden bu hususta bir değerlendirme yapılmamış ve takdir sayın mahkemenize bırakılmıştır. Bu nedenle dava konusu ile ilgili incelemelerimiz yapıldığından cevaplanacak bir husus olmadığı değerlendirilmiştir.
Kök raporumuzda davacının takip tarihi … tarihinde … … …Ltd Şti’nden olan alacağı … olduğu tespit edilmiş olup bu tutarın takip tarihindeki USD değerinin 1USD=… … olduğu hesaplanmış olup davalının iddiasındaki gibi protokolün geçerli olup olmadığı ve dava konusu senetten ötürü davacının mı yoksa şirketin mi borçlu olup olmadığı hususu hukuki değerlendirme gerektirdiğinden takdirinin Mahkemeye ait olduğu” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Menfi tespit davasına dayanak olan sunulan protokolün tetkikinden (protokol üzerinde yapılan değişikliğe ilişkin paraf imzanın davalı eli ürünü olduğu grafoloji uzmanı bilirkişi raporu ile belirlenmekle); protokolün taraflar … Ltd Şti , ortaklar: … (… nam ve hesabına kendi adına ortak – emaneten) , … başlığı ile düzenlendiği, içeriğinde “Ortakları … (… nam ve hesabına kendi adına emaneten ortak), … kendi aralarında anlaşarak şu şekilde karar almışlardır. Şirket olarak … Bankası’ndan alınacak olan hayvancılık kredisinin teminatını nakdi olarak … Amerikan Doları bankaya … şahsen vermiştir. Kredi karşılığı henüz nam hesabına yapılan … Amerikan Doları harcanmıştır. Bu bedel (… Dolar) … tarafından nakit olarak şirkete ödünç verilmiştir bu borç karşılığı şirket tarafından ödenecektir borç bitmeden ortaklar kar payı almayacaktır kar payının alınmaması nedeniyle teminat olarak … keşide tarihli ve … bedelli bonoyu … ve … vermiştir…” şeklinde anlaşmaya varıldığı, protokolün …, …, … ve … tarafından … tarihinde imzalandığı belirlenmiştir.
Bu halde davalının şirkete … USD borç verdiği, borcun şirket tarafından ödeneceği, borç ödeninceye kadar ortakların kar payı almamayı taahhüt ettikleri ve bu amaçla teminat amaçlı davaya konu bononun düzenlendiği, ancak bononun vade tarihi olan … tarihine kadar bu borcun ödenmediği, ödendiğinin davacı yanca da iddia edilmediği, bu nedenle bononun mevsimsiz takibe konu edildiğinden de bahsedilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararı infaz edilmediğinden davalı lehine tazminata hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gerekli 269,85 TL harcın, peşin alınan 22.884,96‬ TL harçtan mahsubu ile artan 22.615,11 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 155.205,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 05/09/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza