Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 E. 2022/208 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/154 Esas
KARAR NO : 2022/208
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizin … tarih ve … karar sayılı kararı Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin … karar sayılı kararı ile kaldırılarak dosya gelmiş olmakla, … esasa kaydı yapılarak dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kiracı müvekkili ile kiraya veren davalı arasında 01.01.2020 başlangıç tarihli iş yeri olarak kullanılmak üzere 1 yıllık kira kontratı imzalandığını, Bu sözleşmeye göre aylık kira bedeli 1.500 TL olarak belirlenmiş ve 4.000 TL depozito bedeli kararlaştırıldığını, Mevzubahis kira sözleşmesi imzalanırken davalı ile davacı arasında 2 yıllık kira bedeli olan 36.000 TL’ lik teminat bonosu düzenlendiğini, Depozito için de 2 tane 2.000 TL bedelli bono düzenlendiğini, Depozito bedeli olarak kararlaştırılan 4.000 TL ise sonradan elden verildiğini, Davalı taraf müvekkilinin kirayı 2020 yılının Mart ayında meydana gelen salgın hastalık döneminde piyasanın kötü olması ve iş yerinin sokağa çıkma kısıtlamalardan ötürü kapalı olması sebebiyle aylık olarak düzenli şekilde ödeyememiş olması bahanesiyle 01.07.2020 tarihinde kira akdinin bittiğini söylediğini, Ancak davacı müvekkili ise dekontlardan da anlaşılacağı üzere kiralanana ait borçlan kullandığı süre boyunca(6 ay) kira bedellerini eksiksiz ödediğini, Davalı taraf Antalya Genel İcra Dairesi … Sayılı dosyasına konu 36.000 TL, 2.000 TL ve 2.000 TL bedelli üç adet kambiyo senedine dayanak olarak icra takibi başlatmış olup müvekkilinin mernis adresi olduğu iddia edilen bir adrese ÎİK 21/2 yoluyla tebligat göndererek takibi kesinleştirdiğini, ve müvekkilinin iş yerinden çıkmasını beklemeden kiracının haberi olmaksızın icra kanalı müvekkilinin kiralamış olduğu taşınmazın kilidini değiştirip tahliye işlemini gerçekleştirdiğini, Bunlarla yetinmeyen kiraya veren davalı teminat bonosunu kötü niyetli olarak icra takibine koymuş ve kendisine tebligat yapılamadığı için hiçbir şeyden haberi olmayan müvekkilinin mallarına haciz koydurduğunu, Davanın kabulüyle, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibinin iptaline, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve yargılama giderlerin karşı tarafa yükletilmesiyle karşı vekalet ücretine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe konu olan senetlerin üzerinde hiç bir şekilde kira karşılığı olarak verildiğine ilişkin bir ibare yazmadığını, davalı müvekkiline karşı açılmış bulunan iş bu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememiz … Sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, işbu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi, … kr. Sayılı kararı ile;
“Dava kira sözleşmesinin teminatı olarak verilen senede dayalı icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
Davacı vekili, davacı davaya konu senetlerin kira ilişkisi sebebi ile 2 yıllık kira bedeli karşılığında teminat olarak verildiğini,müvekkilinin kira sözleşmesi ile davalıya ait işyerini kiraladığını, kiralananı kullandığı 6 ay boyunca kira bedellerini eksiksiz ödediğini, davalının haksız bir şekilde bu senetleri icra takibine koyduğunu belirterek bu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise senedin verilen borç nedeni ile tanzim edildiğini savunmuştur.
Bilindiği üzere kambiyo senedi (bono) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK’nun md. 236 – HMK’nun md. 188) yemin (HUMK.md. 344- HMK.’nun md 227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
Dava konusu senet kambiyo senedi niteliğinde olup, bono, belli bir borç ikrarını içermesi gerektiğinden bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etme külfeti keşideci olan davacı taraftadır. Davacı bu bonoyu davalıya kira sözleşmesi gereğince verdiklerini ileri sürmekte, davalı ise aksini savunmaktadır. Bu iddia ve savunmalar kapsamında değerlendirme yapıldığında; Davacı taraf davasını kira ilişkisinin varlığı savına dayandırdığına ve davalı tarafça bu iddia kabul edilmediğine göre HMK’nun ispata ilişkin kuralları çerçevesinde davacı davasına dayanak yaptığı kira sözleşmesi ile ilgili hususları ispat külfeti altındadır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamında, yine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamında benzer şekilde “Davacı vekili dava dilekçesinde kira bedelleri karşılığı verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek davayı da dilekçesinde kiraya veren olarak bildirdiği davalıya yöneltmiş olup, bu durumda kira sözleşmesinden dolayı verilen senet nedeni ile 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.” denilmiştir.
Öncelikle, bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir.Buna göre eldeki davada davacının savını, yani taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu yönündeki iddiasını sulh hukuk mahkemesinde ispatlaması gerektiği açıktır. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine göndermesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Mahkemesi Kararı uyarınca uyuşmazlığın genel mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine,
2-Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
3-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nun 19/3 ve 20/1 c 1 maddeleri uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu anlatıldı. 28/02/2022

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı