Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/121 E. 2022/761 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/121 Esas
KARAR NO : 2022/761
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2014
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderildiği, Mahkememizin yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılan dosyanın yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı vekili, davacı yüklenici şirket ile davalı arsa sahipleri arasında 15.09.1997 de bir “gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı … sözleşmesi” düzenlendiğinden, yüklenici şirketin daha sonra bu sözleşmeyi arsa sahiplerinin onayı ile 23.10.1997 de davalı kooperatife devrettiğinden, buna göre tapuların önce şirkete, şirketten de kooperatife devredileceğinden, ancak arsa sahiplerinin sözleşmeye aykırı olarak, tapuları yüklenici şirket devretmediğinden, kooperatif üyeleri ile başka kişilere devrettiğinden, kooperatifin ve arsa sahiplerinin anlaşarak yüklenici şirketi devre dışı bıraktıklarından, sorumluluğu devam ettiğinden yüklenici şirketçe eksik işlerin de tamamlandığından, davalıların haksız işlemleri sebebi ile alacağını alamayan yüklenicinin başka iş de yapamadığından, kazanç kaybına uğradığından söz ederek, ileride artırılması kaydıyla 20.000-TL fazla imalat bedelinin, 10.000-TL kira bedelinin ve 5.000-TL kazanç kaybının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiş talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … Tur. Tic. İş. Ltd. Şti nin sermayesini, sahip olması gereken en az sermaye miktarına yükseltmediğinden 14.02.2014 tarihinde infisah ediliş sayıldığı ve ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliğini kaybettiği, … Yapı Kooperatifi’ nin Ise yıllar önce tasfiye edilerek feshedildiği ve ticaret sicilinden silindiği, hem davacının hem de davalılardan kooperatifin hak ehliyeti dolayısıyla davada taraf ehliyeti bulunmadığı, varlığı iddia edilen alacakların zamanaşımına uğradığı, davacının dilekçesinde, hangi davalıdan ne kadar talep ettiği, davalıları müteselsilen sorumlu tutup tutmadığı, gecikme kirasının hangi dönemi kapsadığı ve neye ilişkin olduğu, iş gücü kaybının neden kaynaklandığının açıklattırılması gerektiği, kısmi dava açması mümkün bulunmayan kalemlerde fazlaya ilişkin dava açamayacağından diğer kalemlerde azami dava değeri açıklattırılmadığı takdirde müvekkillerinin savunma hürriyetinin kısıtlanmış olacağı, Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … karar sayılı dosyasında müvekkillerinin alacaklı olduğuna hükmedildiği, davacının herhangi bir alacağı olmamasına rağmen, aksi görüş hasıl olursa takas mahsup talebinde bulundukları, gecikmeden doğan kira bedelini talep edebilmesi için öncelile kendi borçlarını ifa etmiş olması gerektiği, Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … karar sayılı dosyasında müvekkillerinin alacaklı olduğuna hükmedildiği, yüklenicinin kat karşılığı … sözleşmesinin 1. Maddesinde sözleşmeyi kooperatife devretmeye yetkili olduğu, bu yetkisini kullanarak … Kooperatifi ile arasında akdedilen Antalya 8. Noterliği’ nin … yevmiye numaralı ve 23.10.1997 tarihli Düzeltme Şeklinde Sözleşmeyle Devri yaptığı, bahsi geçen devir sözleşmesinde “Şirketin yukarıda anılan sözleşmede sorumluluk ve yükümlülüğü baki kalmak kaydıyla, sözleşmenin şirkete yüklediği vecibeler ve sağladığı haklar adı geçen devir alan kooperatife geçmiştir” ifadesi bulunduğu, davacı yüklenicinin bahsi geçen dasya içerisinde mevcut 24.10.1997 terihli adi yazılı … sözleşmesine göre … karşılığında bayındırlık fiyatları * 9615 kar karşılığında … yapma işini bu kez kooperatiften devraldığı, kooperatiften bayındırlık fiyatları * 915 de kar aları davacının arsa sahiplerinden fazla iş bedeli talep edemeyeceği, aynı eser için iki kez tahsilat yapmak istediği, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere tüm haklarını üçüncü kişiye devretmiş olan davacının devrettiği hakkı müvekkillerinden talep etmesinin mümkün olmadığı, bu hakları devralanın talep etme hakkı olduğu, 6100 sayılı Yasa’ nın B4. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi uyarınca alacaklı oldukları mahkeme kararındaki alacaklarını ödeyerneyen böylece acz içinde kalmış bulunan davacının teminat göstermesi gerektiği, tüzel kişiliği bulunmayan ve kötü niyetle dava açan davacının 6100 sayılı Yaşanın 329. Maddesinin 1. Fıkrasına göre avukatlık asgari ücret tarifesince müvekkillerine tazminat ödemesini ve 2. Fıkrası uyarınca da para cezasına çarptırılmasına karar verilmesini talep ettikleri, davacının 12 adet bağımsız bölüm üzerine yapılan işlemlerin açıkça hukuka aykırı olması sebebiyle teminatsız tedbir konulmasını talep etmişse de bu bağımsız bölümlere ilişkin bir tescil talebinin olmadığı ve harç da yatırmadığı, aksi takdirde harç yatırması ve dava açması gerektiği, açmışsa da sebebini açıklaması gerektiği, harç dahi yatırmadan teminatsız tedbir talebinin tnümkün olmadığı, bu bağımsız bölümlerin bazılarına ilişkin yukarıda bahsedilen kesin hüküm olduğu, kesin hüküm itirazında da bulundukları ve davacının aleyhe olan hiçbi iddiasını kabul etmediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … karar sayılı kararı ile ” Davacı, bir ticaret şirketi dolayısıyla tacirdir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu … tarihli toplantıda yapı kooperatiflerinin de tacir olduğunu benimsemiştir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 4.2.1959 gün ve 13/5 saylı kararı ile ise ” usuli müktesep hak hükmünün vazife konusunda kaide olarak tatbik yeri yoktur” ilkesi benimsenmiştir. Yani … tarihli İBK bağlayıcıdır ve buna göre davanın asliye ticaret mahkemesinde rüyeti gerekir. Yargıtay’ın daha önce görev nedeni ile hükmü bozmamış olması, usuli müktesep hakka vücut vermez. Davacı, davalı kooperatif ile arsa sahiplerinin el ve iş birliği içerisine girerek kendisini zarara uğrattığını ileri sürmekte, onlardan yoksun kaldığı kazanç kayıpları ile imalat bedeli ve gecikme tazminatı talep etmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir kararında dava arkadaşı konumundaki taraflardan biri için özel , diğeri için genel mahkemelerin görevli olması halinde, her ikisi hakkında açılan davanın özel mahkemede görülmesi gerektiğine işaret etmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu)” kanaatine varılmakla, görevsizlik kararı verilmiş ve mahkememizin yukarıda esas sırasına kaydı yapılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava arsa maliklerine karşı eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkin olup, davalı kooperatif yönünden devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine dayanmaktadır.
Davacı arsa maliklerine karşı açmış olduğu davada arsa maliklerinin yaptığı kooperatife karşı devirlerin aralarındaki kat karşılığı … sözleşmesine aykırı olduğunu, arsa maliklerinin devirleri kendisine yapmayarak davalı kooperatif ile ibralaşmasının önüne geçtiğini böylelikle zarara uğradığını beyanla tazminat, sözleşme uyarınca arsa sahiplerine karşı sorumluluklarının devam ettiğini, eksik işleri bizzat tamamladığını, sözleşmede belirlenen işlerden daha fazlasını yaptığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Arsa maliklerine karşı açılan davanın temeli taraflar arasındaki kat karşılığı … sözleşmesine dayanmaktadır. Bu sözleşmeden doğan alacaklar üzerinden 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Somut olayda dosya kapsamından anlaşıldığı üzere arsa maliklerine fiili teslimin 30.11.2002 tarihinde yapıldığı, iskan ruhsatının ise 29.07.2005 te alındığı sabittir. Eldeki dava iskan tarihinden 9 yıl geçtikten sonra açılmış olup 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Kaldı ki devir sözleşmesinde hakların yüklenici davalı kooperatife geçtiği kararlaştırılmış olmakla devirlerin kooperatife yapılmasında davalı arsa maliklerinin kusuru da bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekir.
Davacının davalı kooperatife karşı açmış olduğu dava ise eser sözleşmesi değil devir sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olmakla 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu düşünülmüştür. Dava kısmi dava olarak açılmış olduğundan dava tarihi itibariyle açılan kısım zamanaşımı süresi içinde kaldığından esasa ilişkin değerlendirme yapılmış, ıslah ile artırılan kısım yönünden ise 10 yıllık süre dolduğundan zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmekle yetinilmiştir.
Esasa ilişkin yapılan değerlendirmede davacı yan davalı kooperatifin eksik iş yapması sebebiyle arsa sahiplerine ödediği eksik iş bedellerini, fazla imalat bedellerini ve geç teslim nedeniyle kira bedellerini ve yine tarafına ödeme yapılmaması nedeniyle zarar etmesinden kaynaklanan iş gücü kaybı adı altında tazminat talebinde bulunmuştur.
Kira bedeli yönünden arsa maliklerine karşı açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği yukarıda ayrıntılı açıklanmış olup, davacının kat karşılığı sözleşmesindeki hak ve yükümlülüklerini davalı kooperatife devretmesi nedeniyle ondan tahsil edilen kira bedellerini rücu ilişkisi içinde isteyebileceği kabul edilmiş ise de kesinleşen 8 Asliye hukuk mahkemesi ilamı uyarınca arsa maliklerinin bu yönde açtığı dava reddolunmakla, davacı böyle bir ödeme yapmadığından davacının davalı kooperatife rücuen açtığı davanın haklı dayanağı bulunmamaktadır. Alınan bilirkişi raporu uyarınca sözleşmeye göre asansör ve pvc doğrama kalemleri fazla imalat olarak kabul edilebilir.
Fazla imalatlar yönünden müteahhitin ortak alanda yaptığı fazla imalatlar yerleşik yargı içtihatları uyarınca aynı zamanada kendi lehine olmakla bundan kaynaklanan talepte bulunamayacağı açık olup, asansör ortak alanda olup davacının talebi yerinde değildir. Pvc yönünden rapor uyarınca bu bedelin taşeron ödemesine yansıdığı ispatlanamadığından davacının bu talebini de ispatlayamadığı kabul edilmiştir.
Davacının tarafına ödeme yapılmaması nedeniyle zararına ilişkin talebi de ele alınmış, sözleşmeye göre davacının 4 nolu bağımsız bölümü hak etmiş olduğu kesinleşen 8 Asliye hukuk Mahkemesi ilamına göre kabul edilmiştir. Sözleşmeye göre bu tapu davacıya genel iskan hazırlıkları sırasında iskandan hemen önce verilmelidir. Dosya kapsamına göre iskan ruhsatının ise 29.07.2005 te alındığı, davacı tarafından davanın tapu hak edilmesinden önce 2004 yılında açıldığı, dava sonucunda 4 nolu bağımsız bölümün davacı lehine tapusunun iptal edildiği anlaşılmıştır. BU nedenle geç ödeme olgusu kabul edilmemiş, kaldı ki davacı bu geç ödeme nedeniyle kar mahrumiyeti alacağını talep edebilmek için zararını ortaya koyacak somut delil de sunmamıştır. Bu nedenle davacının subüt bulmayan taleplerinin tümden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A-Davalı kooperatif yönünden;
*Davacının …, fazla imalat, kira, iş gücü kaybı nedeniyle açmış olduğu davanın 35.000,00 TL’lik kısmı yönünden subut bulmayan davanın REDDİNE, ıslah edilen fazlaya ilişkin tutarın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
B- Arsa maliki davalılar yönünden;
*Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 1.704,76 TL harçtan mahsubu ile artan 1.624,06TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.971,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara (1/2 si arsa maliki gerçek kişi davalılara eşit oranda ; 1/2 si davalı kooperatife olacak şekilde) verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır