Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/830 E. 2021/937 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/830 Esas
KARAR NO : 2021/937
DAVA : Alacak(Ticari Vekalet İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizin …/… E sayılı dosyasının … tarihli ara kararı uyarınca tefrik kararı verilerek yukarıdaki esas sırasına kaydedilen dosya ele alındı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… E sayılı dosyasına vermiş olduğu karşı dava dilekçesinde özetle: Müvekkiliinin, 2012 yılından bu yana gayrimenkul sektöründe resmi olarak faaliyet gösterdiğini, 2016 yılında emlak portföyleri içinde bulunan Antalya Güzetoba’da bulunan … Sitesinde bulunan bir villayı satılığa çıkardığını, bu gayrimenkulün mülkiyetinin, Moskova’da yaşayan bir Rus vatandaşına ait olduğunu, müvekkilinin, gayrimenkule 1.000.000,00 £ (Bir milyon Euro) karşılığında satılacağına ilişkin branda astığını, müvekkilinin, isminin daha sonra … olduğunu öğrendiği … no’lu telefondan gelen arama üzerine … ile görüştüğünü, villaya müşteri olduğunu ve bu suretle müvekkili ile tanıştığını, müvekkilinin; villaya ait tapu kayıtları, villa bilgileri, sahiplik bilgileri, villanın detaylı resimleri ve diğer dökümanları yanında götürerek bu davete icabet etttiğini, …’ın evrakları inceleyerek müvekkiline 970.000,00 £ (dokuz yüz yetmiş bin Euro) karşılığında villayı alım teklifinde ve ayrıca müvekkilime 42 yerine 15.000,00 £ hizmet bedeli teklifinde bulunduğunu, müvekkilinin, ilgili şahısla ilk görüşmeleri olması nedeniyle resmi prosedürler çerçevesinde ilgili şahıstan söz konusu gayrimenkul satışının gerçekleşmesi halinde kendisine ödenecek bedelin ikrarını içeren yazılı evrak aldığını, …’nın 1.000.000,00 EURO satış bedelini kabul ettiğini, kaparo vermek istediğini, müvekkilinin satışa ilişin vekaleti olmadığından bahisle teklifi kabul etmediğini, mülk sahibini tekrar aramak istediğini belirttiğini, geçen süreçte döviz kurunun arttığını, …’nın villayı satın almak yerine başka yatırımlar yapacağını belirterek satın almaktan vazgeçtiğini, müvekkiline ilettiğini, müvekkiline büyük ölçekli arazi bulma veya toplama konusunda yardımcı olup olamayacağını sorduğunu, müvekkilinin olumlu yanıt verdiğini hukuki ve ticari ilişkinin bu şekilde başladığını, müvekkilinin iş yaptığı … ile birlikte Afyon İli Çay İlçesi ve Dinar İlçesinde bir takım araziler bulduğunu, … ve şoförü ile gidilerek birlikte gezildiğini, arazinin … tarafından olaylandığını, müvekkili ile işlemler için %10 hizmet bedeli üzerinde anlaşmaya varıldığını, daha sonra söz konusu araziden davacı tarafın vazgeçtiğini, müvekkilinin daha sonra Burdur, Denizli ve Karaman bölgesinde araziler bularak detaylı rapor hazırlayıp sunum yaptığını, ayrıca Konya, Eskişehir, Kayseri ve Niğde gibi bölgelerde araştırma yaptığını bu bölgeler için müvekkilinin araziler bulduğunu, detaylı raporlar hazarladığını ve sunup yaptığını, 15/07/2017 tarihinde müvekkiline Konya ili ve çevresinde arazi alması için … tarafından genel vekaletname verildiğini, gayrimenkul satın alındığını, sonrasında müvekkilinin …’nın … A.Ş isimli şirketini 2016 yılında kurduğunu, şirketin sermayesi yüksek gösterilse de içi boş bir şirket olduğunu, parasının ve mali gücünün aslında olmadığını fark ettiğini, müvekkilinden İsrail’e gitmesi ve kredi sağlayan firmalarla kendi şartlarını görüşerek işlemlere başlanmasının istendiğini, yine çeşitli alım satım işlemleri yapıldığını, sonrasında …’nın müvekkiline tavrının değiştiğini, önemli bir hususun: Antalya … Noterliği’nin … ve … sayılı azilnamesi ile müvekkilini azleden davalının daha sonra 27/06/2019 tarihli sözleşme ile müvekkile yeniden gayri menkul satış yetkisi vermesi olduğunu, bu hususun başlı başına azil iradesinin samimi olmadığını, yapılan tüm işlemlerden bilgi sahibi olunduğunu ve en önemli onay verildiğini gösterdiğini, neticeten; şimdilik 10.000 TL ‘si dava konusu işlerden, 10.000 TL’si dava konusu dışında kalan vekil sıfatı ile yapılan çalışmalardan kaynaklanan alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı Davalı-Davacı vekili karşı dava cevap dilekçesinde özetle: Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu vekalet ile belirli şekilde sayılan taşınmazların satışının yetkisi ve Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu vekalet ile de … diğer yakın mevkilerdeki taşınmaz alım-satımlarının yetkisi verildiğini, ilaveten gayrimenkul satış yetkisi verilmesinin, vekilin kendisine, Konya İli Tuzlukçu İlçesinde taşınmazların satın alınması için gönderilen para ile ilgili hesap verme borcunu ortadan kaldırmadığı gibi icazet niteliğini de barındırmadığını, borçluya, takip dayanağı olan dekontlardan ve davacının ikrarından da anlaşılacağı üzere gayrimenkul alımı ve tapu giderleri olarak gönderilen 8.328.000,00-TL’den, vekalet görevi kapsamında yaptığı ve belgelendirilebilmiş tüm giderler düşüldükten sonra bakiye 5.337.342,57-TL’nin kaldığı anlaşılmakla, TBK’nın 508.maddesi gereği vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlü olmasına rağmen, vekil eden şirkete yapılan herhangi bir ödeme bulunmaması sebebiyle dava açıklarını, ayrıca borçlunun itirazında aradaki hukuki ilişkiyi kabul etmesi sebebiyle vekil eden şirketin iddiasını İİK’nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerle ispatlama yükümlülüğü bulunmamakla, aksine davalının (vekilin) hesap verme yükümlülüğü sebebiyle ispatla mükellef olmasına rağmen, itirazında paranın tamamını vekalet görevinin ifasında kullandığına dair belge de sunulmaksızın soyut ve alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olarak itiraz edilmiş bulunduğunu, davalı-karşı davacının açmış olduğu davanın öncelikle görev ve zamanaşımı yönünden reddine, görevli ticaret mahkemesine gönderilmesi halinde dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirilmediğinden usulden reddine, şayet usule ilişkin itirazları yerinde görülmez ise açıklanan nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava ve karşı davanın açılmış olduğu Antalya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… E sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararının Antalya BAM …HD nin …/… E-…/… K sayılı kararı ile kesinleşmesi sonrası dosya Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin …/… Esasına kaydedilmiştir.
Arabuluculuk dava şartı yönünden yapılan incelemede, asıl davada arabuluculuk başvurusunun yapıldığı, karşı davada ise kesinleşen görevsizlik kararına rağmen ön inceleme duruşma gününe kadar arabulucuya başvurulmadığının belirlenmesi üzerine ön inceleme duruşması ara kararı ile karşı davanın tefrikine karar verilmiştir.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi ” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından Mahkememizce ön inceleme tutanağının düzenlendiği güne kadar Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle gelen şi bu davada arabulucuya başvurulmadığı anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Antalya BAM 11.HD 2021/1758 E-2021/1435 K sayılı, Antalya BAM 2020/811 E-2021/1348 K sayılı emsal kararları)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 342,00 TL’den mahsubu ile artan 282,70 TL’nin istemi halinde davacıya iadesine, ,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,,
4-A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.30/12/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı