Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/753 E. 2021/849 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/753 Esas
KARAR NO : 2021/849
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/04/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2021

Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … tarih ve …/… E, …/… K sayılı Gönderme kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosya …/… E sırasına kaydedilerek;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Elmalı sanayi A3 bloktan F3 Bloğa seyir halinde iken kavşağa kontrolsüz olarak geldiği ve devam ettiği sırada, sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, Davacı-müvekkili …, … plaka sayılı araçta iken yaralanmış ve müvekkili ömür boyu geçici ve sürekli iş göremezliğe mahkum kaldığını, Davalılardan … Fidancılık Ltd. Şti’nin maliki olduğu ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı araç, kaza tarihi itibari ile davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, Kaza sonrası müvekkil tarafından yapılan şikayet sonucu Elmalı Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı … hakkında Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan dolayı kamu davası açılmış olup dosya derdest olduğunu, Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere davalı …’ın 2918 sayılı K.T.K’nun 84. maddesinde yer alan sürücü kusurlarından 57/1-B-4 maddesini (Trafik işaret levhası bulunmayan kavşaklarda bölünmüş yola çıkan sürücüler bu yoldan gelen araçlara ilk geçiş hakkının vermemek) ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu belirtildiğini, müvekkili iş göremezlik oranının tespiti için Elmalı Devlet Hastanesi’ne başvuru yapmış ancak müvekkilde iş göremezlik oranı bulunmadığı belirtildiğini, Elmalı Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında aldırılan Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin … tarihli ve … sayı numaralı raporunda “…’in trafik kazası nedeniyle Elmalı Devlet Hastanesi’ne müracaat ettirildiği, yapılan muayenesinde ve tetkiklerde sol humerus kırığı olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmadığı ve vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu” belirtildiğini, bu nedenle müvekkilde geçici ve kalıcı iş göremezlik bulunmakta olup tedavi evraklarının istenilmesini ve Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmasını talep ettiklerini, Müvekkili söz konusu olay nedeniyle iş ve gücünden kalmış ve bu kayıp nedeniyle malvarlığında azalma meydana geldiğini, Müvekkilinde sürekli olacak şekilde çalışma gücünde işgücü kaybı mevcut olduğunu, Müvekkilinin uzun bir süre hastanede tedavi görmüş ve sonrasında da evinde dinlenmek zorunda kaldığını, yukarıda açıklanan ve mahkemece resen gözetilecek nedenlerle ve her türlü fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, Müvekkilinin geçici işgöremezliğine ilişkin olarak (fazlaya ilişkin ve arttırma hakları saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 1.000,00 T.L maddi tazminatın kaza tarihi olan 29.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesini, müvekkilinin sürekli iş görmezliğine ilişkin olarak (fazlaya ilişkin ve arttırma hakları saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 1.000,00 T.L maddi tazminatın kaza tarihi olan 29.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesini, 50.000,00 T.L manevi tazminatın kaza tarihi olan 29.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte – davalılardan sigorta şirketi hariç olmak üzere – diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine hükmedilmesini, Yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davacı tarafından açılan usule aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddi gerektiğini, Müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki ve davalılardan … şirketi adına kayıtlı olan … plakalı araç ile sanayi içerisinde seyir halinde iken, Elmalı Sanayi içerisinde kavşaktan kurallara uygun şekilde döndüğü sırada, kendine göre yoklun sağ tarafında bulunan ve … ticaret inşaat malz- … ( kaza tarihinden sonra limited şirketi olmuştur) adına olan şahıs şirketine ait tuğlaların olması ve refüj üzerindeki tabelaların görüş açısını kapatması sonucu yolu tam olarak görememesi neticesinde, Davacının da içinde bulunduğu, alkollü olan …’nun sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın, hızı 50 km olması gereken meskun mahalde yaklaşık 100 km hızla gelmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, Söz konusu kazada müvekkilinin de yaralanmış ve tedavi altına alındığını, kaza sonrası tutulan tespit tutanağında, tarafların yaralı olması nedeni ile beyanları dahi alınmadan müvekkilime asli kusur, …’na ise tali kusur izafe edildiğini, Elmalı Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı dava açılmış ve devam eden celselerde … tarihli keşif sonucu , Yeminli Trafik Bilirkişisi … tarafından sunulan … tarihli bilirkişi raporunda Müvekkilin yüksek derecede tali kusurlu olduğu, …’nun yüksek derecede tali kusurlu olduğu, kavşak dönüşü sağ taraftan gelen araçların görüş açısını kapatan ve olay tarihinde olduğu gibi yığılı olan tuğlaların … Ticaret İnşaat Malzemeleri- … isimli şahıs şirketi tali kusurlu izafe edildiğini, mahkeme aracılığı ile yapılacak olan keşif sonrasında bilirkişilerce sunulacak kusur raporunda müvekkilin kusuru olmadığı açık bir şekilde ortaya çıkacağını, ayrıca, davacı …, kazanın tarafı olan …’nun yakın arkadaşı olup, araçta bulunmasının ticari hiçvir yönü olmayıp, tamamen hatır taşımacılığı bulunduğunu, davacı tarafta herhangi bir maluliyet çıkması veya tedavi süresince tam malul sayılması durumlarında hatır taşımacılığı indirimi yapılması gerektiğini, Ayrıca, söz konusu dava müvekkiline, müvekkilin sevk ve idaresindeki aracın maliki olan şirkete ve aracın sigortasının bulunduğu sigorta şirketine karşı açılmış olup, iş bu davanın kazanın diğer tarafı olan … ile … Ticaret İnşaat Malz-…’ ya iş bu davanın ihbar edilmesi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen mahkemece de res’en takdir edilecek nedenlerlerden dolayı; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, davanın … ve … Tic. İnş. Malz-…’ya ihbar edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan sigorta şirketi vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; İşbu dava ile müvekkili şirket nezdinde … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle davalı taraf aleyhine maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve davanın tarafımıza ihbar edildiği anlaşıldığını, Öncelikle mahkeme nezdinde görülmekte olan işbu davada ihbar olunan sıfatı ile davaya dahil olduğumuzdan hakkında hüküm kurulmamasını talep ettiklerini, manevi tazminat talepleri karayoları trafik kanunu ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı kalan hallerden olmakla, işbu davanın müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacının kusura ilişkin iddiaları asılsız olmakla, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini talep etme zarureti doğduğunu, Zira müvekkili şirket yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile davacının sakatlığı arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın adli tıp 3. ihtisas kurumu’na sevk edilerek erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliğe göre rapor tanzim edilmesi gerektiğini, mahkemece davacının kazayla illiyet bağı bulunan gerçek maluliyet oranının tespiti hususunda inceleme yaptırılması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının talebine konu geçici işgöremezlik tazminatı, geçici bakıcı, tedavi gideri ve tedavi kapsamında sayılan diğer giderler yasa değişikliği ile sgk’nın sorumluluğuna eklenen tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafların talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı tazminatı ve diğer tedavi giderlerinden SGK sorumlu olduğunu, işbu nedenle bu taleplerin reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, ayrıca, kabul manasına gelmemek üzere, davacı taraf sigortalı araçta yolcu konumunda olup hatır taşıması ve emniyet kemeri yönünden de müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin faiz sorumluluğu’nun dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiğini, Kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde öncelikle yukarıda açıklamış oldukları üzere müvekkili şirkete gerekli evrakların tümü ile başvuru yapılmamış olduğundan davacıların usule uygun olarak başvuru yapmadığı kabul edilerek temerrüt tarihi dava tarihi olarak alınması gerektiğini, işbu talebinin kabul görmemesi halinde ise başvurunun müvekkili şirkete ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, yukarıda belirtildiği üzere Yargıtay Kararında görüleceği üzere davayı kabul manasında olmamak üzere, söz konusu davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faiz yasal faiz olması gerektiğini, yukarıdaki açıklamaların da nazar-ı dikkate alınmasını ve aleyhe hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu cevaba cevap dilekçesinde; Davalı …’ın cevap dilekçesindeki iddia ve beyanları hukuki dayanaktan yoksun ve yersiz olup kabul etmediklerini, Davalı … cevap dilekçesinde kendisine göre sağ tarafında bulunan … Ticarete ait olan tuğlaların olduğunu, görüş açısının kapanması nedeniyle kaza meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında kendisine asli kusur ve diğer sürücü Hüseyin’e tali kusur verildiğini iddia etmiş ancak davalı …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Elmalı sanayi A3 bloktan F3 Bloğa seyir halinde iken kavşağa kontrolsüz olarak geldiği ve devam ettiği sırada, sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere davalı …’ın 2918 sayılı K.T.K’nun 84. maddesinde yer alan sürücü kusurlarından 57/1-B-4 maddesini (Trafik işaret levhası bulunmayan kavşaklarda bölünmüş yola çıkan sürücüler bu yoldan gelen araçlara ilk geçiş hakkının vermemek) ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu belirtildiğini Davalı … cevap dilekçesinde iş göremezlik çıkması durumunda hatır taşımacılığı indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiş ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyeceğini, Davalı … cevap dilekçesinde davanın …’na ve …’a ihbar edilmesini talep etmiş ancak davalı tarafın 3. kişilerin sorumlu olmadığı ve davayla ilgisi bulunmadığı bir konu hakkında ihbar talebinde bulunması hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddini talep ettiklerini, haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Trafik bilirkişisi mahkememize vermiş olduğu raporunda sonuç olarak; Meydana gelen bu kaza, kaza yeri, kazanın oluş şekli, yolun yapısı, kaza anını gösteren kaza cd si ile dosya içeriği incelenerek değerlendirildiğinde; … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın; sanayii içi A3 blok istikametinden gelip F3 blok istikametine sola dönüş yapmak isterken sola dönüşünü geniş kavis ile yapması gerekirken dar kavis ile yaptığı, sağından gelen trafiği yeterince ve dikkatlice kontrol etmediği, sağından gelen araca ilk geçiş hakkını vermediği tespit edildiğinden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; Madde 53b-4 sola dönüş yapan sürücüler dönüşe başlamadan, sağdan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadır. Madde 53b-6 sola dönüş yapan sürücüler gireceği yolun gidişe ayrılan kısmına girmek üzere, dönüşünü yaparken, arkadan gelen ve sola dönecek diğer taşıtları engellememek için, geniş kavisle dönüş yapmak zorundadır. Madde 57c-2 Kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş ise; motorlu araçlardan soldaki, sağdan gelen araca ilk geçiş hakkını vermek zorundadır, maddelerinde belirtilen kuralları ihlal ettiği; … plakalı otomobil sürücüsü …’nun; sanayii içi 5 blok istikametinden gelip, sanayii yolu Finike çıkışı istikametine seyir halinde iken bahse konu kaza noktasına kontrolsüz kavşağa geldiğinde, kazanın meydana geldiği yerin meskun mahal ve kontrolsüz kavşak olduğuna dikkat ederek aracın hızını bu yol şartlarına göre ayarlaması gerekirken aracın hizini bu şartlara göre ayarlamadığı ve frene basmasına rağmen duramayarak kavşağa kontrolsüz giren … plakalı aracın sağ arka yan kısmına kendi aracının ön kısmı ile çarptığı tespit edildiğinden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; Madde 52-aSürücüler kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadır, maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiğini raporunda belirtmiştir.
Mahkememizce dosya taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda dosya ek rapora gönderilmiştir.
Mahkememize gelen ek raporda sonuç olarak; Meydana gelen bu kazada … tarihinde düzenlediği bilirkişi raporunda da belirttiğim gibi … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; Madde 53b-4 sola dönüş yapan sürücüler dönüşe başlamadan, sağdan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadır. Madde 53b-6 sola dönüş yapan sürücüler gireceği yolun gidişe ayrılan kısmına girmek üzere, dönüşünü yaparken, arkadan gelen ve sola dönecek diğer taşıtları engellememek için, geniş kavisle dönüş yapmak zorundadır. Madde 57c-2 Kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş ise; motorlu araçlardan soldaki, sağdan gelen araca ilk geçiş hakkını vermek zorundadır, maddelerinde belirtilen kuralları ihlal ettiği; … plakalı otomobil sürücüsü …’nun; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; Madde 52-a Sürücüler kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadır, maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiği; kanaatinde olduğunu ek raporunda belirtmiştir.
Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verilen …/… E, …/… K sayılı karar ile; “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesine göre, her iki tarafin da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmamalarına bakılmaksızın bu kanunda ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Ticaret Mahkemesi sifatıyla Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, dava tarihinde Elmalı’da müstakil ticaret mahkemesi bulunmadığından ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmıştır.
Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı, 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) olmak üzere Antalya ilinin mülki sınırları olduğu ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan, iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulması zorunludur.
“Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının 14.05.2015 tarihli Olur’u ile İskenderun ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu ve 03.08.2015 faaliyete geçtiğinden mahkemece dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re’sen devredilmesine (aktarılmasına) veya gönderilmesine karar verilmesi gerekirken…” (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 2016/8699 esas 2020/164 karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinin sınırlarının yargı çevresinin (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) Antalya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesi ile birlikte mahkememiz dava konusu somut uyuşmazlık bakımından görevsiz hale geldiğinden …” gerekçesi ile dosyanın HSK’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile görevli ve yetkili Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Yine karar içeriğinde Yargıtay Yargıtay 23. HD’nin 06.12.2018 tarih 2018/2293 esas 2018/5694 karar, 08.10.2018 tarih 2016/968 esas 2018/4574 karar ve 16.10.2017 tarih 2016/881 esas 2017/2697 karar sayılı ilamları emsal gösterilerek, bu emsal kararlar doğrultusunda gönderme kararı verildiği açıklanmış ise de; bildirilen bu emsal kararların ilk defa ihtisas mahkemesi kurulan yerlerde, ihtisas mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler için verilen görevsizlik-gönderme kararlarına ilişkin içtihatlar olduğu, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı, 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararında ise yeni bir ihtisas mahkemesinin kurulmasının söz konusu olmadığı, sadece kurulu olan Antalya Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin genişletilmesine karar verildiği dolayısı ile Kaş Asliye Hukuk Mahkemesince Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verilen kararın gerekçe içeriği ve UYAP sisteminden görevsizlik kararı ile karar numarası alınarak dosyanın kapatılmış olması nazara alındığında, kararın HMK hükümleri çerçevesinde teknik anlamda görevsizlik kararı olarak verildiği, bu halde kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerektiği, kaldı ki Mahkemenini gönderme kararının gerekçesinde değindiği Yargıtay 23.HD.nin emsal kararları incelendiğinde; ihtisas mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler nedeniyle dosyanın yeni kurulan ihtisas mahkemesine gönderilmesine dair verilen gönderme kararlarına yasa yolunun açık olduğunun kabul edilmesi gerektiği görülmüştür.
5235 sayılı yasanın Hukuk mahkemelerinin yargı çevresini düzenleyen 7.maddesi;
” Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır. (Ek cümle:22/7/2020-7251/55 md.) Ancak özel kanunlarla kurulanlar da dâhil olmak üzere, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilir.
(Mülga ikinci fıkra:22/7/2020-7251/55 md.)
Coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
” hükmünü içermektedir.
Yargıtay’ın hukuk daireleri uygulamasında, “davanın açıldığı tarihteki” yetki sınırlarının esas alınması gerektiği (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2020 tarih 2020/488E. 2020/807K. sayılı kararı); yargılama devam ederken yargı çevrelerinin Hakimler Savcılar Kurulu kararı ile değiştirilmesi halinde dahi “davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkisinin devam ettiği”, yeni yargı çevresinin Hakimler Savcılar Kurulu Kararından “sonra açılan davalar” için uygulanması gerektiği (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2014 tarih 2014/9664E. 2014/13521K. sayılı kararı); Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yetki çevresinin belirlenmesi kararında “derdest dosyaların devri ile ilgili herhangi bir ibare bulunmaması halinde ilk davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemenin yargı yetkisinin devam ettiği” (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2015 tarih 2015/1494E. 2015/5742K. sayılı kararı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2020 tarih 2020/9810E. 2020/10498K. sayılı kararı) yönündeki kararları istikrar kazanmış ilkeleridir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında yargı çevresine ilişkin bu kararın açıkça “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiş olması, yargılama devam ederken yargı çevrelerinin Hâkimler Savcılar Kurulu kararı ile değiştirilmesi halinde dahi “davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkisinin devam etmesi”, yeni yargı çevresinin Hâkimler Savcılar Kurulu Kararından “sonra açılan davalar” için uygulanması gerekmesi, “derdest dosyaların devri ile ilgili herhangi bir ibare bulunmaması halinde ilk davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemenin yargı yetkisinin devam etmesi”; “tabii hâkim ilkesi” nazara alındığında, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında yargı çevresine ilişkin bu kararın 01/09/2021 tarihinden sonra açılan davalara uygulanması gerektiği açık ise de;
Sonuç olarak, yukarıda açıklandığı üzere Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesi ( Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) tarafından verilen karar teknik anlamda görevsizlik kararı olduğu halde, kararın taraflara tebliği ve kesinleştirilmesi hususunda usulü eksiklikler bulunduğu, usulü eksikliklerin giderilmesi için dosyanın Mahkemesi’ne iadesine karar verilmesi gerektiği ve gönderme kararının yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine Mahhkememizin davaya bakmakla görevli ve yetkili olup olmadığı hususunda karar verilebileceği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin iş bu davaya bakmakla görevli ve yetkili olup olmadığı şimdilik değerlendirilmeksizin, sadece ilk kararı veren mahkemenin tebligat ve kesinleştirme eksikliklerinin giderebilmesi amacıyla bu esas sıramızın kapatılarak, dosyanın ilk kararı veren Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’ne gönderilmesine,
2-Harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davaya bakmakla görevli ve yetkili Mahkemesince takdir edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile KESİN olarak karar verildi. 10/12/2021

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı