Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/698 E. 2022/210 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

ESAS NO : 2021/698 Esas
KARAR NO : 2022/210
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/05/2011
KARAR TARİHİ: 01/03/2022

Davacı-karşı davalı-birleşen dosyalar davacısı … Konut Yapı Kooperatifi vekilinin 03/02/2020 tarihli Yargıtay’a hitaben yazdığı dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesini talep etmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 19/01/2021 gün ve … E, … K sayılı kararı ile “Mahkememizin 03/10/2019 gün ve … E, … K sayılı kararının onanmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 378/1 maddesi gereğince yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı Mahkemece inceleneceğinden, davacı-karşı davalı-birleşen dosyalar davalısı …Konut Yapı Kooperatifi’nin yargılamanın iadesi talebi içeren dilekçesinin yerel Mahkemesince incelenmesine ” karar verildiği ve dosyanın karar düzeltme talebinin Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nce reddedilerek gelmesi üzerine Yargılamanın İadesi yönünden bir karar verilmek üzere … E sırasına kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin … E sayılı dosyasında;
Asıl davada davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 27.03.1995 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkilinin 180 Adet daire yapacağının, bu dairelerin 80 adetini davalıya, 100 adetinin ise müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, daha sonra ek sözleşme ile ek olarak bazı işler belirlendiğini ve ana sözleşmenin eki olarak yürürlüğe sokulduğunu, müvekkilinin taahhüt ettiği işe başladığını ve daireleri %50 seviyesinde tamamlandığını, bu durumun 2 tespit raporu ile belirtildiğini, işin süresinin 14.04.2000 tarihinde dolması nedeniyle müvekkili ile davalının bir araya gelerek sözleşme süresini 01.05.2000 tarihinden başlamak üzere 18 ay sonraya ötelediklerini, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle müvekkilinin yükümlülüğünü yerine getiremez hale geldiğini, bu nedenle inşaata devam edilemeyeceğini davalıya bildirildiğini, bunun üzerine davalının müvekkilinin yaptığı imalat bedeli ve inşaat seviyesinin tespiti için Antalya 4. As. Hukuk Mahkemesinin … diş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, bu tespiti ilgi tutarak noter ihtarnamesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, müvekkili kooperatifin genel kurul toplantısına katılan davalı koop. vekili …’un müvekkile yaptığı imalat karşılığı 35 dairenin Anahtar karşılığı teslim edileceğinin taahhüt ettiğini ve müvekkilinden daire verilmesi konusunda icap niteliğinde belge aldığını, müvekkilinin de davalı temsilcisinin bu sözlü beyanına karşılık yapılacak anlaşmaya temel olmak üzere Antalya 1. Asliye . Hukuk Mahk. … diş. sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, bu tespit raporuna göre müvekkilinin yaptığı imalat bedelinin … TL olduğunun tespit edildiğini, ancak davalı temsilcisinin şifahen vermiş olduğu sözü yerine getirmediğini, ihtarname çekerek bu sözün yerine getirilmesinin istendiğini, ancak davalının cevabi ihtarnamede müvekkilinin herhangi bir alacağının olmadığını bildirdiklerini, bu nedenle 1. As. Hukuk Mahk. yapılan tespitte belirtilen rakamın dava tarihindeki değeri olan … TL nin dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanacak faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise cevabında; davacının inşaatı % 24 seviyesinde tamamladığını, %50 seviyesini nereden bulduğunun anlaşılamadığını, davacının 23.07.2002 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin tüm zararlarını karşılamak kaydı ile sözleşmenin feshini kabul ettiğini, müvekkilinin 35 daire verileceğine dair herhangi bir beyanı ve kabulü olmadığını, inşaat seviyesi itibarı ile davacıya kalacak olan blokta dahil yapılan imalat tutarının … TL civarında olduğunu, sözleşmenin 19. maddesinde sözleşmede belirtilen şartlar sürede yerine getirilmezse tapu verilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu hükme göre davacının müvekkilinden bir talepte bulunamayacağını, sözleşmenin 20. maddesine göre de işin süresinde bitirilememesi halinde mahkeme tespitine takiben sözleşmenin tazminatsız feshedileceği hükmünün mevcut olduğunu, davacının süresinde inşaatı bitiremediğini, sözleşmenin 20 md. de dikkate alınarak davanın reddi gerektiğini, davacının 23.07.2002 tarihli dilekçe ile müvekkilin zararlarını karşılayacağını bildirdiğini, müvekkilinin sözleşmenin feshinden sonra yeni yüklenici bulmakta zorlandığını ve tespit raporunda belirtilen miktar kadar yeni yüklenici ile yapmış olduğu anlaşmada zarara uğradığını, uğradıkları zararın davacının yaptığı imalat ile eşdeğer olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde açmış olduğu karşı dava ile müvekkilinin menfi ve müspet zararlarının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … TL nin davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyalar:
1-Mahkememizde açılan … esas sayılı dosya 24.06.2009 tarihinde bu dosya ile birleştirilmiştir.
Birleştirilen dosya davacısı … Konut Koop. vekili dava dilekçesinde ;davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ,müvekkilinin zararlarının tazmini için açtıkları … esas sayılı dosyada zararlarının 188.808,00TL olarak hesaplandığını ,ancak taleplerinin 50.000,00TL olması nedeniyle bu tutar üzerinden karar verildiğini ,kalan 138,808,00TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Konut Yapı koop. vekili ise cevap dilekçesinde ; sözleşmenin feshedilmesine rağmen ,davacı kooperatifin müvekkilinin imalat bedellerini ödemediğini , bedellerin tahsili için … esas sayılı davayı açtıklarını ,imalat bedellerini ödenmesine karar verildiğini , davacının müvekkilihe karşı edimlerini yerine getirmediği için zararlarının oluştuğunu ,reeskont faizi talebinin yasal olmadığını ,her iki kooperatifin uğradığı zararların hesaplanarak mahsuplaştırılması gerektiğini ,haksız davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
2- Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası 19.10.2011 tarihinde aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından bu dosya ile birleştirilerek dosya içine alınmıştır.
Davacı ….Tüccarlar Konut Koop. vekili dava dilekçesinde ;taraflar arasında mülkiyeti davacıya ait Antalya Merkez, …ada … parsel, … ada …parsel ve … ada … parselde kayıtlı arsalar üzerinde inşaat yapılması için 27/03/1995 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin yapıldığını, 180 daireden 80 adedinin davacıya, 100 tanesinin ise davalıya bırakılmasının kararlaştırıldığını, bilahare sözleşmenin eki olarak ek protokoller de düzenlendiğini, inşaat süresinin ilk sözleşmede 14/04/2000 tarihi olduğunu, bilahare 01/05/2000 tarihinden başlamak üzere 18 ay uzatıldığını, davalının edimlerini yerine getirmemesi ve getiremeyeceğini bildirmesi karşısında sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini, fesih sonrası davalı kooperatifin yapmış olduğu imalat bedeli için Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …esasında görülen davayı açtığını, açılan davanın müvekkilinin açtığı menfi ve müspet zararların tazmini talepli ve 50.000,00 TL bedelli davayla birleştirildiğini, yaptırılan bilirkişi incelemesinde müvekkilinin zararının 188.808,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkili kooperatifçe açılan … esas sayılı ve 138.808,00 TL bedelli davanın da bu davalarla birleştiğini, mahkemece davalı kooperatifin yapmış olduğu imalat tutarının 758.712,33 TL olarak belirlendiğini ve müvekkili kooperatif yönünden ise taleple bağlı kalınarak 188.808,00 TL menfi ve müspet zararının bulunduğunun hüküm altına alındığını, mahkemece verilen hükmün Yargıtay’ca bozulduğunu, mahkemenin bozma kararına uyduğunu ve … esas sayılı dava dosyası üzerinden yeniden hüküm kurulduğunu, verilen yeni kararın temyiz aşamasında bulunduğunu, müvekkilinin … esas sayılı 138.808,00 TL bedelli karşı davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, bu nedenle karara çıkan dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, istenebilir zararı olan 439.910,93 TL’dan hüküm kurulan 50.000,00 TL ve 138.808,00 TL bedel tenzil edildikten sonra kalan bakiye 251.102,93 TL için işbu davayı açmak durumunda kaldıklarını bildirmiş ve belirtilen miktarın akdin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
3- Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası 11.01.2013 tarihinde bu dosya ile birleştirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif ile davalı kooperatif arasında 27.03.1995 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, daha sonra sözleşmenin eki olarak ek protokoller tanzim edildiğini, inşaat süresinin ilk sözleşmeye göre 14.04.2000 olan süresinin 18 ay uzatıldığını, davalı kooperatifin edimlerini ifa edemeyeceğinin anlaşılması üzerine fesih ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalının 20.07.2002 tarihli dilekçe ile müvekkilinin kooperatifin tüm zararlarını karşılayacağını taahhüt ettiğini ve feshi kabul ettiğini bildirmesi üzerine sözleşmenin haklı nedenlerle müvekkili tarafından feshedildiği, sözleşmenin feshi üzerine davalı tarafın yapmış olduğu imalat bedeli için Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açtığını, müvekkili tarafından müspet ve menfi zararların tazmini için açılan dava ile birleştirildiğini, mahkemece verilen kararın Yargıtay incelemesi neticesinde bozulduğunu, bozma üzerine … esas numarasına kaydının yapıldığını, müvekkili tarafından haricen yaptırılan karot muayenesi ve zemin etüdü raporları, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası vs raporlar ile davalı kooperatifçe yapılan imalatın projesine aykırı olduğu, inşaatın halihazır durumu itibariyle kullanılamaz durumda bulunduğu, yeniden inşaat ruhsatının verilemeyeceği, şartları mevcut ise davalı kooperatifçe masrafı karşılanmak üzere güçlendirilmesi, ruhsat alınamayacak ise yıkımına karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalının yapmış olduğu inşaatın güçlendirme ile inşaat – iskan ruhsatı alınması mümkün ise güçlendirilmesine ve güçlendirme masraflarının davalıya tahmiline, aksi halde güçlendirme ile inşaata iskan ruhsatı alınması mümkün değil ise ekonomik değeri bulunmaması nedeniyle yıkımına, yıkım ile ilgili tüm masrafların davalıya tahmiline, dosyanın Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekili ise bu davaya verdiği cevap dilekçesinde ;davanın BK 126 maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını ,sözleşmenin feshedildiği 23.07.2002 tarihinden itibaren 9 yıllık bir sürenin geçtiğini ,davacının dilekçesinin ekinde sunduğu …Yapı Denitim firmasından alınan raporların imalatın yapılıp teslim edilmesinden yaklaşık 10 yıl sonra verildiğini , davacının bu süre içinde kendisine teslim edilen imalatları ne kadar koruduğunun önemli olduğunu ,diğer müteahhitlerle devam eden davalarının buna ışık tutacağını ,davacının daha önce Antalya 2.Sulh hukuk mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasındaki aynı iddialarla her nasılsa Antalya 1.Asliye hukuk mahkemesinin … sayı ile yürüyen bir dava varken iddialarını usulen bu davada ileri sürmesi gerekirken ,usule aykırı olarak tespit davası açtığını ve mahkemeyi yanlış yönlendirerek rapor aldığını , rapora itirazlarını bildirdiklerini , davacının daha önce aldığı raporlarda binaların beton dayanımının yeterli olduğu belirtildiğini ve buna dayanarak inşaatın yeni yüklenicilere verdiğini, müvekkilinin ruhsatı yenileme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını , davacının Muratpaşa belediyesinin imalatların projeye aykırı olduğunu belirttiğine dair iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu ,belediyenin ruhsat yenilemesi için karot testlerinin yapılması gerektiğini bildirdiğini ,davacının kendi sorumluluğunda olan hususları müvekkilinin sırtına yıkmaya çalıştığını ,müvekkilinin binaları imal tarihindeki yasal mevzuat ve fen kaidelerine uygun şekilde yaptığını ve 23.07.2002 tarihinde söz konusu imalatları davacıya teslim ettiğini ,davanın haksız olduğunu reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu verilen … E- … K sayılı karar, davacı- karşı davalı ve davalı- karşı davacı vekillerince temyiz edilmiş, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 10.04.2008 gün ve … Esas, … karar sayılı ilamı ile taraf vekillerinin sair itirazlarının reddine karar verildikten sonra ” Tarafların sözleşmenin feshi konusunda iradeleri, davalının 28.05.2002 tarihli fesih ihtarına karşılık veren davacının 23.07.2002 tarihli cevabi yazısında, feshi kabul etmek sureti ile cevap tarihinde birleşmiştir. Bu nedenle yüklenici gerçekleşen imalatı 2002 yılı piyasa fiyatları ile isteyebilir. Oysa, hükme dayanak bilirkişi raporunda 2002 yılı Yapı maliyetleri birim fiyatlarından kar oranı düşülerek hesaplama yapma yoluna gidilmiştir. O halde, mahkemece yapılması gereken iş, uyuşmazlık konusu bulunmayan fesih tarihi itibarı ile mevcut imalatın mahalli piyasa fiyatları ile tutarı hesaplanıp, asıl davada bu miktar üzerinden hükme varılmasından ibarettir. Bilirkişinin düşüncesi ile bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü doğru olmamıştır.
Karşı davada, akdin feshi nedeni ile uğranılan menfi ve müspet zararların tahsili istenmişse de, akdi fesh eden taraf olumlu zararını isteyemez. BK.nun 108. Maddesi uyarınca ancak menfi zararlarını isteyebilir. Ne varki, davacı 23.07.2002 tarihli cevabi yazısında davalının uğradığı kira kayıplarını ödemeyi de kabul ettiğinden, kira bedelinin inşaatın teslimi gereken 01.11.2000 ila, feshin gerçekleştiği 23.07.2002 arası dönem için hesaplanarak zarara katılması gerekir. Menfi zararın hesabına gelince; Davalının yeniden sözleşme yapılması sonucu ilk sözleşme tarihi itibarı ile davacı yerine başkası ile sözleşme yapsaydı, ne miktar bağımsız bölüm alacağı bulunmalı, bundan yeniden sözleşme yapması sonucu verilen daire sayısı farkı nedeni ile varsa uğradığı ve imar değişikliği sonucu … ada, … parselde oluşan kat kaybı sonucu uğradığı zararı, yine ikinci sözleşmede katlanmak zorunda kaldığı alt yapı giderleri, imara uygun olması kaydı ile havuz yapmak durumunda kaldığından, katılacağı masraf toplamı arasındaki fark yeniden oluşturalacak uzman bilirkişi heyetine incelettirilmeli ve alınacak raporlarla saptanıp karşı davada hüküm altına alınmalıdır. Öde yandan, asıl davada oran belirtilmeksizin ticari faiz istenilmesine göre istemin yasal faiz olarak kabulü yerine reeskont faizine hükmedilmesi de HUMK.nun 74. maddesine aykırı olmuştur. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. ” gerekçesi ile bozmuştur.
Bozma ilamına uyularak verilen …/E- … K sayılı karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacı ve karşı davalı ile davalı karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacının karşı dava ve birleşen dosyaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı-karşı davalı yüklenici … tarafından açılan asıl davada sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği belirtilerek yapılan imalâtın bedeli olarak … TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istenilmiş, yüklenici davalı … Konut Yapı Kooperatifi cevabında sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini açıklayarak karşı davasında sözleşmenin feshi nedeniyle müspet ve menfi zarar kapsamında uğranılan zararlar için şimdilik 50.000,00 TL’nin davacı yüklenici kooperatiften tahsilini istemiş, arsa sahibi kooperatifçe bozma sonrasında açılan birleşen davada ise haklı fesih nedeniyle uğranılan zararın 188.808,00 TL olduğu belirlendiğinden şimdilik 138.808,00 TL’nin faizi ile tahsili istenilmiştir.
Bozma sonrası mahkemece asıl davada … TL imalât bedelinin davalı arsa sahibi kooperatiften tahsiline ve karşı dava ile birleşen davanın kabulü ile arsa sahibi kooperatifin uğradığı zarar karşılığı toplam 188.808,00 TL’nin yüklenici kooperatiften tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilâmında akdin feshi nedeniyle menfi zararların talep edilebileceği, ancak davacı karşı davalının kira kayıplarını da ödemeyi taahhüt etmesi nedeniyle kira kaybı ile birlikte menfi zarara hükmedilmesi gereğine işaret edilmiş, menfi zararın hesaplama yöntemi de gösterilmiştir. Bozmadan sonra mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda yüklenicinin yaptığı imalât bedelinin 742.132,80 TL, kira kaybının 66.400,00 TL, daire kaybı nedeniyle zararın 1.40 adet, yeni sözleşme nedeniyle katılmak zorunda kaldığı masraflardan payı 149.608,01 TL bulunmuş, ikinci heyetten alınan raporda da imalât hakedişi 742.132,00 TL, kira kaybı zararı 103.950,93 TL, daire kaybı zararının olmadığı, kat kaybından ise 12 daire karşılığı uğranılan zararın 336.000,00 TL olduğu açıklanmıştır. Raporlarda yüklenicinin yaptığı imalât bedeli hesaplamasında çelişki bulunmamakla beraber bozma kapsamında davalı-karşı davacının uğradığı zarar yönünden yapılan hesaplamalarda çelişki bulunmakta olup mahkemece bu husus üzerinde durulmaksızın talebe göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle davalı-karşı davacının talebine konu ettiği kira ve menfi zarara ilişkin olarak talep edilen miktarı açıklattırılmalı, bundan sonra her iki bilirkişi raporundaki çelişkiler Dairemizin hükmüne uyulan bozma ilâmı kapsamında giderilerek karşı dava ve birleşen davadaki davalı-karşı davacı talebi hakkında karar vermekten ibarettir. Diğer taraftan gerek asıl dava ve karşı dava, gerekse birleşen dava farklı davalar olup hepsi hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece de bu ilkeye göre karar verilmiş ise de hüküm kısmında icra aşamasında dikkate alınabilecek mahsup konusunda karar verilerek asıl davada kabul edilen miktardan karşı dava ve birleşen davada hüküm altına alınan miktarın mahsubuna şeklinde karar verilmesi de kabule göre doğru olmamış, kararın belirtilen sebeplerle taraflar yararına bozulması uygun görülmüştür.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak verilen … E- … K sayılı 3.karar Asıl davada davacı-karşı ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz edilmiş Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 04.04.2018 tarihli … Esas, … Karar sayılı karar ilamı ile ;
“Asıl davada;
Davacı vekili, müvekkili yüklenci ile davalı arsa sahibi arasındaki 27.03.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmeler ile imal edilecek 180 ade daireden 80 adetini davalıya, 100 adetinin ise müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin inşaatı %50 seviyesinde tamamladığını, işin süresinin 14.04.2000 tarihinde dolması nedeniyle müvekkili ile davalının bir araya gelerek sözleşme süresini 01.05.2000 tarihinden başlamak üzere 18 ay sonraya uzattıklarını, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle müvekkilinin yükümlülüğünü yerine getiremez hale geldiğini, bu nedenle inşaata devam edilemeyeceğini davalıya bildirildiğini, müvekkilinin yaptığı imalat bedelinin … TL olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, bu rakamın dava tarihindeki değeri olan …TL nin dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanacak faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin 20. maddesine göre sözleşmenin tazminatsız olarak fesh edildiğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davasında ise; müvekkilinin menfi ve müspet zararlarının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … TL nin davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2007/154 E. sayılı davada;
Davacı vekili, davalının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ,müvekkilinin zararlarının tazmini için açtıkları … E. sayılı dosyada zararlarının 188.808,00 TL olarak hesaplandığını, bu dosyada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 50.000 TL istendiğini ileri sürerek bakiye 138,808,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, her iki kooperatifin uğradığı zararların hesaplanarak mahsuplaştırılması definde bulunmuş, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2011/164 E. sayılı davada;
Davacı vekili, müvekkilinin … E. sayılı 138.808,00 TL bedelli davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu ileri sürerek, istenebilir zararı olan 439.910,93 TL’dan bakiye 251.102,93 TL miktarın akdin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2011 – 548 e sayılı davada;
Davacı vekili, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası vs raporlar ile davalı kooperatifçe yapılan imalatın projesine aykırı olduğu, inşaatın halihazır durumu itibariyle kullanılamaz durumda bulunduğu, yeniden inşaat ruhsatının verilemeyeceği, şartları mevcut ise davalı kooperatifçe masrafı karşılanmak üzere güçlendirilmesi, ruhsat alınamayacak ise yıkımına karar verilmesinin bildirildiğini ileri sürerek; davalının yapmış olduğu inşaatın güçlendirme ile inşaat – iskan ruhsatı alınması mümkün ise güçlendirilmesine ve güçlendirme masraflarının davalıya tahmiline, aksi halde güçlendirme ile inşaata iskan ruhsatı alınması mümkün değil ise ekonomik değeri bulunmaması nedeniyle yıkımına, yıkım ile ilgili tüm masrafların davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 50.000,00 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, birleşen 2011/548 E. sayılı davabın kabulü ile binların yıkılmasına ve yıkım bedeli olan 150.000,00-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2007/154 E. sayılı dava yönünden davacının davasının kabulüne 138.808.00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2011/164 E. sayılı dava yönünden -davacının davasının kabülüne 251.102,93 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-karşı ve birleşen davalarda davalı … Konut Yapı Kooperatifi vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davacı – karşı davalı ve birleşen dosyalar davalısı … Konut Yapı Kooperatifi vekilinin asıl dava ve birleşen 2011/548 E. sayılı davadaki tüm, Karşı dava ve birleşen 2007/154 E. ile birleşen 2011/164 E. sayılı dava dosyaları yönünden ise, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Karşı dava ve birleşen 2007/154 E. ve 2011/164 E. sayılı dava dosyaları yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince; taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak fesih edilmiş olmasına rağmen müspet zarar mahiyetinde kira tazminatı talep edilemez. Ancak, davalının 23.07.2002 tarihli cevabi yazısı ile müspet zarar mahiyetindeki kira zararını da ödemeyi kabul ettiği gözetilerek mahkemece tazminata karar verilmiş ise de, karşı dava ve birleşen dosyalarda her bir dosya için ne miktar kira tazminatına karar verildiğinin hüküm yerinde belirtilmemesi hatalı olmuştur.
Öte yandan; sözleşmenin geriye etkili fesh edilmiş olması ve yapıların yıkımı ile yıkım bedeline hükmedilmiş olmasına göre; mahkemece, imar tadilatı nedeniyle davacının elde etmekten mahrum kaldığı bağımsız bölüm bedellerini isteyemeyeceği gözetilerek bu talebin tazminat hesabında dikkate alınması da doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu 2019/23 E-2019/592 K sayılı karar ile;
“…02.04.2019 tarihli ara kararı ile;Asıl dosyada karşı davacı-birleşen dosyada davacı (Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/154 Esas, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/164 Esas) … Konut Yapı Kooperatifi A.Ş vekiline her bir dava dilekçesinde talep ettiği alacak kalemleri yönünden (menfi ve müspet zarar olarak ileri sürülen) ayrı ayrı miktarlarının belirlenerek dava dilekçelerini açıklaması ve buna ilişkin yazılı beyanlarını ibraz etmesi için duruşma gününden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
Ara karar uyarınca verilen 02.04.2019 türihli dilekçe ile; 19.10.2011 tarihli dilekçe ile “Kira bedeli olarak 239.920,00 TL, menfi zarar olarak ise 400.998,00 TL talep ettiklerini, Bu miktarın karşı dava ve birleşen 2007/154 nolu davalar açısından davalar açısından dağılımının;
Asıl davaya karşılık olarak açılan 2003/824 nolu davada istenilmiş bulunan 50.000,00 TL tazminatın tamamının kira kaybına ilişkin olduğunu,
2007/154 E sayılı olarak açılan davada 138.808,00 TL zararın tamamının da kira bedeli olduğunu,
19.10.2011 tarihli delekçelerinde belirttikleri gibi toplam kira bedeli taleperinin 239.920,00 TL olduğunu, bunun 50.000,00 TL sinin asıl davaya karşılık olarak açılan davada, 138.808,00 TL sinin de 2007/154 E sayala davada talep edildiğini,
19.10.2011 tarihli dilekçe ile talep ettikleri 400.998,00 TL menfi zararın diğer dava dosyasına ait olduğunu” belirtmişlerdir.
Dosyanın tetkikinden, son Yargıtay bozma ilamına göre; Mahkememizce asıl davanın reddine, birleşen Antalya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/548 E sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne dair verilen kararların, bozma ilamı dışında kalarak kesinleştiği görülmüştür.
Yargıtay bozma ilamına göre Mahkemeci araştırılacak başka bir husus bulunmadığından, dosyaya alınan bilirkişi raporlarından hareketle yoksun kalınan kira kaybı alacağının 103.910,93 TL, başlanmayan 12 daire için menfi zararın 336.000,00 TL olarak belirlendiği tespit edilmiştir. Uyulmasına karar verilen bozma ilamına göre kira tazminatı alacağı her ne kadar müspet zarar mahiyetinde olup sözleşmenin geriye etkili feshi nedeniyle istenemez bir tazminat ise de, davalının 23.07.2002 tarihli dilekçesi ile müspet zarar niteliğindeki kira zararını da ödemeyi kabul etmesi göz önüne alınarak ve bozma ilamından sonra dosyaya sunulan belirleme dilekçesi esas alınarak, davacının 103.910,93 TL kira tazminatı alacağının asıl davaya karşı açtığı karşı davanın tamamen, birleşen Mahkememizin 2007/154 E sayılı dosyasında kısmen kabulü ile, davacının bakiye kira alacağı kısmı ve mahrum kalınan bağımsız bölüm bedelleri için ( 2007/154 E ve 2011/164 E sayılı dosyalardaki talepleri) açtığı davaların ise reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile;
1-a)Asıl davanın REDDİNE ilişkin hüküm Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden, asıl dava hakkında YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
b)Asıl davada, arsa sahibi …tarafından açılan KARŞI DAVANIN KABULÜ ile; 50.000,00 TL kira tazminatı alacağının, davacı-karşı davalı …Konut Yapı Kooperatifi’nden alınarak karşı davacıya verilmesine, faiz talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Birleşen Antalya 2. ATM’nin 2011/548 E sayılı dosyasında; davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden, bu dava hakkında YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
3-Birleşen Mahkememizin 2007/154 E sayılı dosyasında davacı arsa sahibi … tarafından açılan alacak davasının KISMEN KABULÜ İLE; 53.910,93 TL kira tazminatı alacağının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-Birleşen Antalya 3.ATM’nin 2011/164 E sayılı dosyasında, davacı arsa sahibi … tarafından açılan alacak davasının REDDİNE,
Karar verilmiş, karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin … E- … K Sayılı kararı ile onanmış, Davacı Karşı davalı … Konut Yapı Kooperatfi vekilinin karar düzeltme talebi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 19.10.2021 gün ve … E- … K Sayılı kararı ile reddedilerek hükmün 19/10/2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı-karşı davalı vekili dilekçesinde özetle: Davalı tarafından müvekkil ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden sonra …Yatırım Turz. İnş. Yaş Sebze Ve Meyve Ür. Pet. Ür. Maden Tic. Ve San. Ltd. Şti ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkil tarafından dava konusu edilen yapılar yapıldıktan sonra … Yatırım Turz. Ltd. Şti firması tarafından da inşaatlar kaldığı yerden %4 ila %6 arasında bir yapım oranı ile yapım işleminin devam etmiş olduğunun mahkemeye sundukları kararlardan anlaşıldığını, Antalya 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E ve … K sayılı kararı ile davalının açmış olduğu sözleşmenin iptali davasının reddedildiği, Yargıtay 23.hukuk Dairesinin … E ve …K sayılı kararı ile mahkemenin bu kararının onandığı, yine Yargıtay 23.hukuk Dairesinin … E ve … K sayılı kararı ile davalının karar düzeltme talebinin reddedildiğini, yine davalı tarafından aNtalya 2.asliye Hukuk Mahkemesinin … E dosya ile açılan tazminat davasının ve … K sayılı kararı ile reddedildiği, Yargıtay 23.hukuk Dairesinin … E ve … K sayılı kararı ile mahkemenin kararının onandığını, bu her iki davaya bakıldığı zaman bu her iki davanın davalı tarafından açıldığı, dava tarihlerine ve davanın konusuna bakıldığı zaman davalı tarafından dava konusu yapıların çürük olduğu, yıkılması gereken yapılar olduğu şeklinde iddiada bulunulmamakta olmakla birlikte yapılar sağlam olarak değerlendirilerek dava dışı … Ltd. Şti firmasından tazminat talebinde bulunduğunun anlaşıldığını, davacının dava konusu yapıların çürük olmadığını aslında kendisinin de bilmekte olup bu iki davayı da dava konusu yapıların sağlam olduğunu kabul ederek dava dışı …firmasına tazminat davası açtığını, davalının müvekkilin sözleşmesini feshetmesinden sonra dava dışı …firması ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı, …firması tarafından dava konusu yapılarda inşaatların yapılmasına devam edildiği, daha sonra … firmasına tazminat ve sözleşmenin geriye etkili olarak feshine ilişkin iki ayrı dava açtığı açılan davaları davalının kaybettiği ve yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği müvekkil tarafından sonradan öğrenilmiş olduğundan bu yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna müvekkil adına başvurulduğunu, çünkü davalının bir tarafta müvekkile karşı dava konusu yapıların çürük olduğunu iddia etmiş olmakla birlikte mahkemeden bu yönde karar aldırdığını, bir yandan da dava dışı …firması ile dava konusu yapıların tamamlanması için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, sözleşme gereğince yapıların yapılmasına devam edildiğini, %4 ila %6 arasında dava dışı firma tarafından inşaatlara ilaveler yapılmış olduğunu, davaları kendi menfaatlerine olarak gerçek dışı bir şekilde mahkeme kararlarını birbiri ile tezat oluşturacak şekilde yönlendirerek, mahkemeleri yanılttığını, mahkemelerce farklı kararlar verilmesinin sağlandığını, dava dışı … firması ile olan mahkeme kararlarından müvekkilin bilgisi olmamakla birlikte yargılamanın yenilenmesi talep edilen karar ile bu kararlar arasında içerik ve öz itibariyle çelişki olduğunu, müvekkil ile davalı arasında 27.03.1995 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak inşaatların yapılmasına başlandığı, davalının 2001 tarihinde yürürlüğe giren yapı denetim kanununa tabi olmayan dava konusu yapıların 2001 tarihinden önce yapılan yapılar olduğunu, 2001 tarihinde yürürlüğe giren yapı denetim kanununun geriye yürütülerek evvelinde yapılan yapıların bu kanun kapsamında çürük olduğu tespiti ile sanki müvekkil tarafından çürük yapı yapılmış imajı verilerek müvekkilin iş bu tazminat davasının reddine karar verilmesinin sağlandığını, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 1995 yılında yapılarak dava konusu yapıların 2000 yılına kadar müvekkil tarafından yapılmış olduğu, 2001 yılında yapı denetim kanununun yürürlüğe girdiği, davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yapılan yapıların karşılığı olarak müvekkile herhangi bir bedel ödemediğini, müvekkil tarafından iş bu tazminat davasının bu nedenle açıldığını, mahkemece karar verildikten sonra dosyanın temyiz aşamasında iken, davalı tarafından 2001 yılında yürürlüğe giren yapı denetim kanunu ile de yapıların bu kanuna göre çürük olduğunun tespiti ile sanki yapıların yapıldığı tarihteki kanun ve mevzuata göre yapıların çürük yapıldığı intibaının verilerek müvekkilin açtığı tazminat davasında mahkemenin yanlış yönlendirilerek ve hile ile kandırıldığını, konuyla ilgili olarak mahkeme kararlarının dosya içerisine sunulmadığını, sanki müvekkil tarafından yapılar çürük yapılmış gibi değerlendirilerek davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile bu hususların mahkemece tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yargılamanın iadesi talebinin ,hile yapıldığının öğrenildiği tarihten itibaren üç aylık süre içerisinde istenebileceğini, hilenin ne olduğunun da anlaşılamadığını, karot testinin hatalı olduğu iddiasında ise testin Mahkemece seçilen bilirkişi heyetince yapıldığını, bilirkişi raporlarında hile varsa, bilirkişilerin de Mahkeme tarafından seçildiğini, herhangi bir bilirkişi heyeti tarafından gerçeğe aykırı rapor verilmiş ise ispatlamanın davacıya düştüğünü, müvekkil tarafından yapılan hilenin dayanağının Mahkeme kanalı ile yaptırılan test ve keşifler ise bu durumda bilirkişilerin yanlış rapor verdiklerinin kanıtlanması gerektiğini, müvekkiline isnat edilecek hilenin ne olduğunun açıklanması gerektiğini, Yargıtayın, iade talebinin yetkili Mahkemece incelenmesi gerektiğine ilişkin kararın üzerinden iki yıl geçtiğinden ve iade için öngörülen süre geçirildiğinden iade talebinin reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından dayanak yapılan taleplerin Mahkeme tarafından ayrıntılı olarak kararda incelenmiş olmakla ,yapılan iade talebinin art niteli olduğunu, art niyetli olarak yapılan talep dolayısıyla ve müvekkili kooperatifin olası zarar ve ziyanları dikkate alınmak suretiyle Hukuk Usulü Yasasının 378. Maddesi hükümlerince iade isteminde bulunanın teminat yatırmasına karar verilmesini talep ettiklerini, neticeten yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Mahkememizin onanarak kesinleşin … E- … K sayılı dosyasında, Yargıtay 15.HD.nin … E- … K sayılı bozma ilamından sonra …E- … K sayılı 10.09.2015 tarihli kararı ile asıl davanın reddine ilişkin olarak verilen ve Yargıtay 23.HD nin 04.04.2018 tarihli ilamı ile 19.12.2018 tarihli …E- … K sayılı karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karar ile kesinleşen karara karşı ( nitekim Mahkememizin onanan 03.10.2019 tarihli son kararında “Asıl davanın REDDİNE ilişkin hüküm Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden, asıl dava hakkında YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA” şeklinde hüküm kurulmuştur.) 6100 sayılı HMK 374.vd.maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi talebi ile açılmıştır.
Talebin 03.10.2019 tarihli son karardan sonra dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğu sırada Yargıtay’a gönderilen 03.02.2020 tarihli dilekçe ile yapıldığı ve Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 19/01/2021 gün ve … E, … K sayılı kararı ile “Mahkememizin 03/10/2019 gün ve … E, … K sayılı kararının onanmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 378/1 maddesi gereğince yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı Mahkemece inceleneceğinden, davacı-karşı davalı-birleşen dosyalar davalısı … Konut Yapı Kooperatifi’nin yargılamanın iadesi talebi içeren dilekçesinin yerel Mahkemesince incelenmesine ” karar verilmiş ve bu nedenle talep yukarıdaki esasa kaydedilerek incelenmiştir.
Mahkememizce yargılamanın iadesi talebinin değerlendirilebilmesi için davacı vekiline dava değeri olan 1.154.983,50 TL üzerinden nispi harç olan 19,724,23 TL’den peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu harç düşüldükten sonra bakiye 19.669,83 TL nispi harcı yatırması için 1 ay kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde eksik harç tamamlanmadığı taktirde Harçlar Kanunu 30 ve HMK 150.maddesi uyarınca davanın işlemden kaldırılacağı hususunun ihtarına karar verilmiş, eksik harç kesin süre içinde ikmal edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 375 şu şekilde düzenlenmiştir:
(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi (Ek ibare: 25/07/2018-7145 S.K./19. md)
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda davacının yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak olarak ileri sürdüğü sebeplerin; uyuşmazlığa konu taşınmazın 4708 sayılı Yapı Denetim Kanu’nun (13.07.2001 tarihli R.G de yayımlanmış ve yayım tarihinden otuz gün sonra yürürlüğe girmiştir) yürürlüğe girmesinden önce 1994-1995 yıllarında yapılmaya başlanması ve Mahkememizin birleşen 2011/548 E sayılı dosyasında davanın kabulü ile davaya konu edilen binaların yıkılmasına karar verildiği halde binaların yıkılmadığı ve karşı tarafın başka bir firma ile anlaşarak inşaata devam etiği ve bu hallerin hukuken fahiş hata ve karşı tarafın hilesi olarak kabul edilmesi gerektiğine yönelik olduğu görülmüştür.
Davacının olaya yanlış mevzuat uygulanması yönündeki taleplerinin yargılama aşamasında ve Yargıtay incelemesinde yargılamanın yenilenmesini talep edence ileri sürüldüğü, bu savunmanın yerinde görülmediği kaldı ki bu hususun yukarıda sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden biri olmadığı kabul edilmiştir.
Yine yıkım kararına rağmen davacı yanca yapılan binaların yıkılmadığı ve başka bir firma tarafından tamamlanmaya başlandığı, dolayısı ile davacı tarafından yapılan kısmın kullanılmasının hile niteliğinde olduğu iddiasının ise; lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya alınan bilirkişi heyeti raporu ile binaların projeye, deprem yönetmeliğine ve imar mevzuatına uygun olmadığının belirlenmesi üzerine asıl dava ile talep edilen imalat bedeli alacağının reddedildiği, buna mukabil arsa sahibinin açtığı birleşen davanın kabulü ile binaların yıkımına ve yıkım bedelinin birleşen dosya davalısından (asıl dava davacısı yükleniciden) tahsiline karar verildiği, mevzuata aykırı olarak imal edilen yapının yıkılmamış olmasının hukuki ve cezai yaptırım gerektirmesi karşısında davacının bu iddiasının da yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilemeyeceği, bu haliyle davanın (yargılamanın iadesi talebinin) HMK 379/2.maddesi uyarınca esasa girmeden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın (yargılamanın iadesi talebinin) HMK 379/2.maddesi uyarınca esasa girmeden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 19.669,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 19589,13 TL harcın istek halinde yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı-karşı davalıya iadesine,
3-Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı-karşı davalıya iadesine
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.01/03/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı