Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2022/147 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/595 Esas
KARAR NO : 2022/147
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Antalya … Tüketici Mahkemesi’nin … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … AŞ adına yetkili … arasında Antalya … Noterliği … tarihli araç satış sözlemesi ile hususi kullanım amaçlı, … Plaka … satışı gerçekleştiğini, müvekkilinin aracı satış sözleşmesi ile davalıdan 81.026,00 TL bedel karşılığında satın aldığını, müvekkilinin satın aldığı bu aracı 12.02.2021 tarihinde … Ltd. Şti Yetkili servise götürdüğünü ve araçta bulunan eksik/kusur/ayıpları tamir-onarım ettirilmek zorunda kaldığını, servisin bu hizmetleri toplam 12.242,74 TL bedel karşılığında gerçekleştirdiğini, satım sözleşmesi akdedilirken bu eksiklerden hiçbirinin bilgisinin müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin satıcı ile iletişime geçemeye çalışsa da aramalarının sonuçsuz olduğunu beyanla ayıplı mal onarım bedeli 12.242,74-TL’ nin araç satış sözleşmesinden, mahkeme aksi kanaatte ise arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüketici değil tacir olduğunu, oto alım satım işi ile iştigal eden bir tacir olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı değil ticari bir uyuşmazlık olduğunu beyanla dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini, yine yetkili yer mahkemesinin Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, eksik harcın tamamlanması gerektiği yönünde usuli savunmaları ile birlikte, davanın zaman aşımına uğradığını, ticari araç olarak satın alınan noter sözleşmesinde yazılı hali hazır durumu ile satın alındığını, ikinci el olarak alındığını, davacının aynı zamanda oto alım satımı yapan galerici bir tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, gerekli muayeneyi yapmasına rağmen sonradan ayıp iddiasının kötü niyetle yapıldığını, iddia ettiği ayıban satışın yapıldığı 28.10.2020 tarihinden önce var olduğunu ispat etmesi gerektiğini, kendilerine yapılmışı bir ayıp ihbarı bulunmadığını, TTK 18/3maddesinde belirtilen şekilde ihbarda bulunması gerektiğini, ihbarın yapıldığının tanıkla ispat edilmeyeceğini, tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6762 sayılı TTK ‘nun 25/3. (6102 sayılı TTK’nın 18/1-c) maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunmasının zorunlu olduğunu, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gün içinde, gizli ayıplarda ayıp ihbarı süresi olmayıp ihbar derhal yapılması gerektiğini, davacı süresinde usulüne uygun herhangi bir ayıp ihbarı yapmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Antalya … Tüketici Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile Mahkememize gelen davada;
Mahkememiz 30.11.2021 tarihli ara kararı ile aracın satış işleminin Antalya’da yapılmış olması nedeniyle sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlığın çözümünde HMK 10.maddesi uyarınca Mahkememizin yetkili olduğu belirlenerek davanın esasına geçilmiştir.
25.01.2022 tarihli ara kararı ile: davacı vekiline davalı yana ayıp ihbarı yaptıklarına dair delillerini dosyaya sunması için 2 hafta kesin süre verilmiş ve kesin süre içerisinde delil bildirilmediğinde ayıp ihbarı yapılmadığının kabul edileceğinin ihtarı yapılmış ancak verilen kesin süreye rağmen bu hususta dosyaya delil sunulmamıştır.
Dava, tacirler arası ayıplı mal satışından kaynaklı alacak davasıdır.
Satıcının ayıptan sorumluluğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp kavramının tanımı kanunda tam olarak bulunmamakla birlikte, ayıptan sorumluluk halleri bu maddelerde hüküm altına alınmıştır. Ayıp kavramı hakkındaki genel tanım, sözleşme gereği edimin taşıması gereken nitelik ile mevcut nitelik arasındaki fark şeklindedir.
TBK. m. 219’da sözleşmeye aykırılık halinde iki ayrı durum mevcuttur. Bunların ilki, satıcının alıcıya birtakım nitelikler bildirmesi ve bu niteliklerin söz konusu şeyde bulunmamasıdır. İkincisi ise sözleşme konusu şeyden beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumların mevcut olmasıdır. Buna dürüstlük kuralı çerçevesinde karar verilmektedir. Alıcının beklediği faydanın dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada objektif değer baz alınır.
Satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için aranan şartlar:
a) Ortada bir ayıp bulunmalıdır
Ayıp; maddi, ekonomik veya hukuki olabilir. Satılanın yırtık, bozuk, kırık, lekeli olması gibi haller maddi ayıp teşkil eder. Hukuki ayıp ise, satılanın değerini ve ondan beklenen faydaları etkileyen eksikliklerdir. Satıcının bildirimi yoksa fakat eşyanın niteliği gereği, eşyadan beklenen bir fayda varsa, dürüstlük kuralı çerçevesinde beklenen bu faydanın sağlanamaması durumunda ayıptan bahsedilebilir.
b) Satılandaki ayıp önemli olmalıdır.
Ayıp sonucunda, söz konusu şeyin değerinin veya elverişliliğinin önemli şekilde azalması veya tamamen ortadan kalkması gereklidir. Bu gibi durumlarda, satılan şeydeki ayıp önem kazanmış olur. Önemsiz ayıplardan dolayı satıcı sorumlu tutulamaz.
c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır.
Bu konu, TBK. m. 222’de düzenlenmiştir. Buna göre, “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse olur.” Böylece alıcı, sözleşmenin kurulması esnasında ayıpları biliyorsa, bunları kabul etmiş sayılır ve satıcı ayıptan sorumlu olmaz. Ancak bunların gerçekleşebilmesi için, alıcının sözleşmeden önce, satın aldığı şeyi gözden geçirme imkânını bulabilmesi gereklidir . Burada gözden geçirmeden kasıt, olağan bir muayenedir.
Alıcının satın aldığı şeyde, dikkatli özeni gösterseydi fark edebileceği ayıplardan da satıcı sorumlu değildir. Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir. Olağan gözden geçirme, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesidir. İlk bakışta görülebilecek olan ayıplar mevcutsa, satıcının ayrıca bunu üstlenmesine gerek yoktur. Bu gibi durumlarda, sorumluluk aranmaz.
d) Ayıptan sorumluluk sözleşme ile kaldırılmıyor olmalıdır
e) Alıcı ayıbı kabul etmemiş olmalıdır
f) Alıcı ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır
Alıcıya kanunen yüklenen külfetler, satılanı gözden geçirme ve varlığı iddia edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleridir. Alıcı, satın aldığı malı gözden geçirmek ve herhangi bir ayıp halinde de bunu satıcıya bildirmek zorundadır . Bu zorunluluklar TBK. m. 223’te düzenlenmiştir. TBK. 223’e göre, “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Burada kesin bir süre belirlenmemiştir, ancak alıcı ayıbı en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür.
Tacirler arası ticari satımlarda, satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı teslimden itibaren 8 gün, diğer hallerde ise 2 gün içinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu hüküm 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” Bu durumda, TBK. m. 223 burada da uygulama alanı bulacaktır. TBK. m. 225’e göre, satıcının ağır kusurlu olması halinde ayıbın kendisine zamanında bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Aynı hüküm, satıcılığı meslek edinmiş kişiler için de geçerlidir.
Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü alıcıya düşer.
Bir sözleşmede ayıbın şartları mevcut ise ve alıcı da kendisinden beklenen külfetleri yerine getirmişse, bu durumda alıcı TBK. m. 227’de kendisine tanınan haklardan birini kullanabilir. Bu haklar;
-Sözleşmeden dönme, bedelde indirim talebi, satılanın ücretsiz onarımı talebi, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebi (Kaynakça: ARAL, Fahrettin, Borçlar Hukuku (Özel Borç İlişkileri), 8. Baskı, Ankara, 2009- AVUZ, Cevdet, Borçlar Hukuku Dersleri (Özel H, 9. Baskı, İstanbul, 2011)
Bu açıklamalar ışığında; Antalya … Noterliği’nin … yevmiye nolu 28.10.2020 tarihli satış sözleşmesi, … Ltd.Şti tarafından davacı adına düzenlenen 12.02.2021 tarihli 12.242, 74 TL bedelli fatura ve tüm dosya mündericatına göre davacının 28.10.2020 tarihinde satın aldığı araçta gizli ayıbın ortaya çıktığı iddiası açtığı iş bu davada; davacının süresinde muayene yaptırma yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi araçta satış tarihinden önce var olduğunu ve sonra ortaya çıktığını iddia ettiği ayıbı davalı yana TTK 18/3.maddede belirlenen şekliyle ayıp ihbarında bulunmaksızın tamir ettirdiği, bu halda TTK 23/1-c maddesi yollamasıyla BK 223/2.maddesi uyarınca aracı ayıplı haliyle kabul etmiş sayılması gerektiği anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 209,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 128,40 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
6-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.15/02/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı