Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/513 E. 2021/531 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/513 Esas
KARAR NO : 2021/531
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/09/2021

… Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … tarih ve …/… Esas, …/… K sayılı Gönderme kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosya …/… E sırasına kaydedilerek;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin … tarihinde Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil ve … tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek … Köyü … ‘da kurulduğunu, müvekkili şirket kendi üretim seralarında domates üretimi gerçekleştirip iç piyasa ve ihracata satışı, sera malzemeleri ile inşaat malzemeleri satışı yaptığını, şirket ana sözleşmesinde belirtilen alanlarda faaliyet gösterdiğini, şirketin … tarihi itibari ile kayıtlı sermayesi 6.000.000,00-TL olup, tamamının ödendiğini, şirket ortağının sermaye taahhüt borcu bulunmadığını, müvekkilleri …, … ve müvekkili olmayan …’ın şirketin ortağı olup, müvekkillerin şirketin tüm faaliyetlerini idare ettiklerini, her iki şirket ortağı müvekkiller hakkında, alacaklıların haciz yolu ıle yapacakları takibin şirketin ticari faaliyetlerini sürdürmesini engeller nitelikte olacağını, şirket ortağı müvekkillerinin, şirketin faaliyetleri için ihtiyaç duyulan banka kredilerine müştereken ve müteselsilen kefaletleri sebebi ile borçlanmış durumda olduklarını, esasen bu borcun şirketin borcu olup; konkordato kurumundan beklenen amacın gerçekleşmesi halinde borçların tamamının ödenmiş olacağını, konkordato sebebi ile müvekkil şirketin koruma altına alınması durumunda, şirket alacaklılarının, müvekkillerden …, …, …, … hakkında başlatmaları muhtemel olan icra takiplerinin şirketin faaliyetlerinin engellenmesi sonucunu doğuracağından, konkordatodan beklenen amacın sekteye uğrayacak, dolayısıyla bu durumun şirketin faaliyetlerinin devamını da engelleyeceğini, bu sebeplerle konkordato başvurusunda talep etmiş olduğumuz tüm hukuki koruma tedbirlerinin müvekkil …, …, … ve müvekkil … hakkında da uygulanmasını talep ettiklerini, öncelikle, İİK m.286 hükmüne göre konkordato talebinin içermesi gereken Konkordato Ön Projesi ile diğer tüm belgelerin işbu dilekçe ve ekinde eksiksiz olarak sunulduğu dikkate alınarak, İİK. m. 287 uyarınca müvekkiller …LTD. ŞTİ., …,…, …, … (gerekirse müvekkillerin ya da geçici komiserin talebi ile iki ay uzatılmak kaydıyla) tensiple birlikte derhal üç aylık süre ile geçici mühlet verilmesine, ve geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla, Mahkeme tarafından tayin edilmek üzere bir geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine;
A) İİK m. 288 uyarınca geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan, GEÇİCİ MÜHLET KARARI İLE BİRLİKTE İİK m. 294 HÜKMÜNDE BELİRTİLEN KESİN MÜHLETİN SONUÇLARINA HÜKMEDİLMESİ ve bahsi geçen hükmün gereği olarak, Sayın Mahkemece verilecek geçici mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmaması ve evvelce başlamış takiplerin durması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmaması, geçici mühlet içinde ihtiyati haciz kararlarının uygulanması halinde bunun durdurulması ve kaldırılması, geçici mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesinin durması ve müvekkil şirketin malvarlığının korunmasına yönelik diğer tedbirlerin alınmasına yönelik karar verilmesine;
*Tedbir kararının verilmesinden sonra İİK “nun 88. Maddesi kapsamında paraların haaczedilmesi yada bankada bloke edilmesi muhafaza tedbirlerinden olduğu, aynı kanunun 89. Maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi ve paraların ödenmesi takip işlemi olduğundan, haciz ihbarnamesinin gönderilmesi nedeniyle 3. Kişilerdeki alacakların ve — haczedilen — malların — alacaklısına ödenmemesine, paraların muhafaza ve bloke altına alınmamasına, şirket hesapları üzerindeki blokelerin de üçüncü kişilerdeki hak alacak hak ediş ve blokelerin kaldırılmasına, müvekkil şirketin üçüncü kişilerdeki hacizli hak,alacak,hak ediş ve blokelerin şirket yetkilisine teslimine,
* Müvekkillerce sözleşmelerin ifası için (mal ve hizmet alımları dahil olmak üzere verilmiş
olan teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesine,
* Bankalarca müvekkil şirkete ve müvekkil şirket yetkililerine verilen teminat mektuplarının süresinin sona ermesi durumunda, bankaların müvekkil sirkete ve müvekkil şirket yetkililerine sözleşme ile tayin ve tahsis ettikleri limit dahilinde vermiş olduğu teminat mektuplarıın süresini uzatmasına — yönelik — tedbiren, hüküm kurulmasına, konkordato sebeb ile karşılıksız işlemi yapılmamasına dair tedbir kararı verilmesine ve ilgili kararın banka genel müdürlüklerine bildirilmesine; Mahkeme gerekli görürse bankaların çekin arkasına “’İşbu çekin keşidecisi hakkında, -Mahkemenin ilgili dosyası belirtilmek suretiyle- geçici mühlet kararı verildiğinden çek hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır.” şeklinde bir şerh düşülmesine ilişkin bankaların genel müdürlüklerine yazılmasına;
* Konkordatonun ruhu gereği konkordatoya tabi alacaklılarda ayrım yapılmasının alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olması sebebiyle geçici mühlet kararından itibaren alacaklılar ve 3. kişiler nezdinde müvekkillerin jğan ve doğacak alacakları üzerine bankaların ve ger alacaklıların haciz, bloke, takas ve mahsup uygulanamayacağına dair tedbir kararı verilmesine,
* Müvekkiller aleyhine açılması muhtemel icra takiplerinde Geçici Mühlet kararından itibaren İ.İ.K’NUN 89. Maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmemesine, bu tarihten sonra haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, müvekkillerin 3.kişilerdeki doğmuş ve doğacak alacaklarını tebliğ alan müvekkillerin alacaklı olduğu kişilerin müvekkile olan borçlarını ihtarname sebebi ile blokede tutmaları halinde, blokenin kaldırılarak iş bu alacağın
müvekkillere ödenmesine ve bu paranın konkordato komiseri denetiminde ticari faaliyetler doğrultusunda kullanılmasına;
* Müvekkillerin, bankalara vermiş olduğu müşteri çeklerinin banka tarafından tahsili halinde; bankaların, şirketin nakit akışında yer alan çek bedellerinin.,7101 sayılı Kanuna aykırı biçimde, — müvekkillerin bankaya olan borcundan mahsup etmemelerine dair tedbir kararı verilmesine,
* İİK m.296 uyarınca, müvekkillerin taraf olduğu sözleşmelerde hüküm bulunsa dahi, iş bu sözleşmelerin, müvekkillerin Bankalar Birliğine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna, özellikle Fethiye Tapu Müdürlüğüne, … Tapu Müdürlüğüne, Antalya/… İlindeki tüm icra müdürlüklerine ve diğer lazım gelen yerlere bildirilmesine;
B-İKİNCİ AŞAMADA VE GEÇİCİ MÜHLET İÇİNDE:
İİK m. 289/1 hükmü uyarınca Sayın Mahkemece verilen geçici mühlet içinde olmak kaydıyla, Mahkemenin tayin ettiği geçici komiser ile alacaklıların konkordato talebine ilişkin beyanları dikkate alınmak suretiyle, müvekkiller tarafından teklif edilen konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde, müvekkillere alacaklıları ile konkordato yapabilmesi için BİR YIL SÜRE (gerektiğinde altı ay uzatılmak kaydı ile) İLE KESİN . MÜHLET VERİLMESİNE ve kesin mühlet kararı ile birlikte geçici komiser ya da komiserlerin görevlerinin devamı ile İİK m. 294 vd. hükmünde belirtilen kesin mühletin tüm sonuçlarına hükmedilmesine;
C-ÜÇÜNCÜ AŞAMADA /E KESİN MÜHLET İÇİNDE:
a) İİK m.308/h hükmü uyarınca Konkordato projesi kapsamında olmayan rehinli alacaklılar ile kesin mühlet içinde borçların yapılandırılması için anlaşma yapma imkanı da getirilmiş olduğundan, bu çerçevede, rehinli alacaklılar ile görüşülerek 2004 sayılı İcra İflas Kanunumun 308/h maddesi uyarınca “Rehinli alacaklılarla müzakere ve harçların yapılandırılması” işlemimi gerçekleştirilmesine çalışılacaktır. Böylelikle, Mahkeme tarafından verilecek kesin mühlet zarfında, müvekkillerin rehinli alacaklıları ile anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet etmesi ve bu KONUDA REHİNLİ ALACAKLILAR İLE MÜZAKERE YAPILMASININ SAĞLANMASINA;
b) Sayın Mahkeme tarafından verilecek kesin mühlet içinde ve Mahkemenin görevlendirdiği komiser nezaretinde yapılacak alacaklılar toplantısı ve İİK hükümlerine göre işletilen yasal prosedürün tamamlanmasının ardından, İİK m. 305 hükmü uyarınca konkordato projesinin tasdiki için belirtilen şartların yerine getirildiği Mahkeme tarafından tespit edildiği takdirde, İİK m. 300 hükmü uyarınca KONKORDATONUN TASDİKİNE,
c) Konkordatonun tasdiki kararı ile birlikte, İİK m. 306 uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerini getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilmesine ve İİK m.307 uyarınca rehinli malların muhafaza altına
alınması ve satışının, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesine ve 307. maddede yer alan şartları taşıyan müvekkil şirketlerin finansal kiralama konusu mallarının iadesinin karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verilen …/… Esas, …/… K sayılı karar ile; “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesine göre, her iki tarafin da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmamalarına bakılmaksızın bu kanunda ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Ticaret Mahkemesi sifatıyla … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, dava tarihinde …’ta müstakil ticaret mahkemesi bulunmadığından ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla … Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmıştır.
Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı, 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) olmak üzere Antalya ilinin mülki sınırları olduğu ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan, iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulması zorunludur.
“Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının 14.05.2015 tarihli Olur’u ile İskenderun ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu ve 03.08.2015 faaliyete geçtiğinden mahkemece dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re’sen devredilmesine (aktarılmasına) veya gönderilmesine karar verilmesi gerekirken…” (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 2016/8699 esas 2020/164 karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinin sınırlarının yargı çevresinin (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) Antalya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesi ile birlikte mahkememiz dava konusu somut uyuşmazlık bakımından görevsiz hale geldiğinden …” gerekçesi ile dosyanın HSK’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile görevli ve yetkili Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Yine karar içeriğinde Yargıtay Yargıtay 23. HD’nin 06.12.2018 tarih 2018/2293 esas 2018/5694 karar, 08.10.2018 tarih 2016/968 esas 2018/4574 karar ve 16.10.2017 tarih 2016/881 esas 2017/2697 karar sayılı ilamları emsal gösterilerek, bu emsal kararlar doğrultusunda gönderme kararı verildiği açıklanmış ise de; bildirilen bu emsal kararların ilk defa ihtisas mahkemesi kurulan yerlerde, ihtisas mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler için verilen görevsizlik-gönderme kararlarına ilişkin içtihatlar olduğu, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı, 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararında ise yeni bir ihtisas mahkemesinin kurulmasının söz konusu olmadığı, sadece kurulu olan Antalya Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin genişletilmesine karar verildiği dolayısı ile … Asliye Hukuk Mahkemesince Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verilen kararın gerekçe içeriği ve UYAP sisteminden görevsizlik kararı ile karar numarası alınarak dosyanın kapatılmış olması nazara alındığında, kararın HMK hükümleri çerçevesinde teknik anlamda görevsizlik kararı olarak verildiği, bu halde kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerektiği, kaldı ki Mahkemenini gönderme kararının gerekçesinde değindiği Yargıtay 23.HD.nin emsal kararları incelendiğinde; ihtisas mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler nedeniyle dosyanın yeni kurulan ihtisas mahkemesine gönderilmesine dair verilen gönderme kararlarına yasa yolunun açık olduğunun kabul edilmesi gerektiği görülmüştür.
5235 sayılı yasanın Hukuk mahkemelerinin yargı çevresini düzenleyen 7.maddesi; ” Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır. (Ek cümle:22/7/2020-7251/55 md.) Ancak özel kanunlarla kurulanlar da dâhil olmak üzere, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilir. (Mülga ikinci fıkra:22/7/2020-7251/55 md.) Coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
” hükmünü içermektedir.
Yargıtay’ın hukuk daireleri uygulamasında, “davanın açıldığı tarihteki” yetki sınırlarının esas alınması gerektiği (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2020 tarih 2020/488E. 2020/807K. sayılı kararı); yargılama devam ederken yargı çevrelerinin Hakimler Savcılar Kurulu kararı ile değiştirilmesi halinde dahi “davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkisinin devam ettiği”, yeni yargı çevresinin Hakimler Savcılar Kurulu Kararından “sonra açılan davalar” için uygulanması gerektiği (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2014 tarih 2014/9664E. 2014/13521K. sayılı kararı); Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yetki çevresinin belirlenmesi kararında “derdest dosyaların devri ile ilgili herhangi bir ibare bulunmaması halinde ilk davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemenin yargı yetkisinin devam ettiği” (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2015 tarih 2015/1494E. 2015/5742K. sayılı kararı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2020 tarih 2020/9810E. 2020/10498K. sayılı kararı) yönündeki kararları istikrar kazanmış ilkeleridir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında yargı çevresine ilişkin bu kararın açıkça “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiş olması, yargılama devam ederken yargı çevrelerinin Hâkimler Savcılar Kurulu kararı ile değiştirilmesi halinde dahi “davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkisinin devam etmesi”, yeni yargı çevresinin Hâkimler Savcılar Kurulu Kararından “sonra açılan davalar” için uygulanması gerekmesi, “derdest dosyaların devri ile ilgili herhangi bir ibare bulunmaması halinde ilk davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemenin yargı yetkisinin devam etmesi”; “tabii hâkim ilkesi” nazara alındığında, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında yargı çevresine ilişkin bu kararın 01/09/2021 tarihinden sonra açılan davalara uygulanması gerektiği açık ise de;
Sonuç olarak, yukarıda açıklandığı üzere … Asliye Hukuk Mahkemesi ( Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) tarafından verilen karar teknik anlamda görevsizlik kararı olduğu halde, kararın taraflara tebliği ve kesinleştirilmesi hususunda usulü eksiklikler bulunduğu, usulü eksikliklerin giderilmesi için dosyanın Mahkemesi’ne iadesine karar verilmesi gerektiği ve gönderme kararının yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine Mahhkememizin davaya bakmakla görevli ve yetkili olup olmadığı hususunda karar verilebileceği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin iş bu davaya bakmakla görevli ve yetkili olup olmadığı şimdilik değerlendirilmeksizin, sadece ilk kararı veren mahkemenin tebligat ve kesinleştirme eksikliklerinin giderebilmesi amacıyla bu esas sıramızın kapatılarak, dosyanın ilk kararı veren … Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’ne gönderilmesine,
2-Harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davaya bakmakla görevli ve yetkili Mahkemesince takdir edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile KESİN olarak karar verildi.17/09/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı