Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/505 E. 2022/10 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/505 Esas
KARAR NO : 2022/10
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın 22/11/2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisi …’dan dolayı müvekkilleri aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, murise ait imzanın çekin arka yüzünde ciranta olarak bulunduğunu, çekin keşide tarihinde ise karalamanın mevcut olduğunu, keşideci ile paraf imzalarının da birbirini tutmadığını, farklı olduğunu, bu nedenle takibe dayanak belgenin kabiyo senedi niteliğinin de bulunmadığını, çekteki imzanın murise ait olmadığını, murisin imzasına benzetildiğini, çekteki imzaya itiraz ettiklerini, çekteki imzanın bir an için murise ait olduğu kabul edilse bile murisin bu imzayı kendi adına değil ortağı olduğu şirket adına attığını ve imzasının şirketin kaşesinin üzerinde olduğunu beyanla takibe konu çekte murise ait imzanın olmaması, imza ona ait ise şahsen borçlu olmaması nedeni ile müvekkillerinin borcunun olmadığının tespitine ve takibin iptaline, %40’dan az olamamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacıların murisi olan …’ın ciranta olarak imzalamış olduğu çekte bulunan alacağını alabilmek için 20/08/2012 keşide tarihli 50.000,00 LT bedelli çekten dolayı Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacılar aleyhine icra takibi başlattığını, davacıların murisinin imzasının … Ltd. Şti’yi temsilen ciranta olarak atıldığını ve akabinde kendi el yazısı ile ismini ve soy ismini yazarak tekrar şahsi borçlu olarak da şirket kaşesinden sonra bizzat imzaladığını, bu durumun davacıların murisinin şahsi borçlu olarak da sorumlu olduğunu gösterdiğini, davacıların kaşe üzerindeki imzasının murisin imzası olduğunu da kabul ettiklerini, diğer imzanın da murisin kendi imzası olduğunu, çekteki paraf imzanın kedişeci şirket yetkilisi tarafından atıldığı için ciranta olarak imzalayan davacıların murisinin imzasına benzememesinin gayet doğal olduğunu, bu nedenle murisin imzasının taklit edilerek atıldığı iddiasının da gerçeklere aykırı olduğunu beyanla davanın reddi ile %40 icra inkar ve kötü niyet tazminatı alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/436 Esas 2016/208 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu;
“Davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde muris …’ın şirket kaşesi üzerine imza attığını, şahsı imzasının bulunmadığını iddia etmiş ise de; çekde bulunan ciro silsilesinin incelemesinde davaya konu çekin … Ltd. Şti şirketi lehine tanzim edildiği, … Ltd Şti şirketi adına muris …’ın şirket kaşesini vurarak çeki ciro ettiği, bu cirodan sonra muris …’ın kendi ismini yazarak ve şirket kaşesini vururak 2. Kez çeki ciro ederek davalı şirkete devrettiği, muris …’ın 2. Cirosunun şahsı adına verilmiş olduğu, isminin altına şirket kaşesinin vurulmasının …’ın cirosunu ortadan kaldırmayacağı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli, … Karar sayılı ilamı ile; ” İcra takibine konu edilen çek incelendiğinde; çekin lehtarının … Ltd. Şti. olduğu, ilk cironun … Ltd.Şti tarafından kaşe basılmak ve kaşenin üzerinin yetkili temsilci tarafından imzalanmak suretiyle yapıldığı, ikinci cironun ise yine … Ltd. Şti. kaşesi üzerine tek imza atılmak ve aynı zamanda kaşenin üzerinin şirketin yetkili temsilcisi … tarafından imzalanmak suretiyle yapıldığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 629. maddesi atfıyla limited şirketlere de uygulanması gereken “imza şekli” başlıklı 372/1. maddesi uyarınca şirket adına imza yetkisini haiz kişiler şirketin unvanı altında imza atarlar. İcra takibine konu çekte bulunan ciroda şirket unvanını içeren kaşenin üzerine şirket yetkilisi ismini yazmak ve imzalamak suretiyle ciro yapmıştır. İsimde, imzada şirket unvanını gösteren kaşe üzerindedir. Ayrıca şirket kaşesinin, muris …’ın adresini gösterdiği şeklinde yorumlanması da şirketin adının üzerinin çizilmemiş olması nedeniyle mümkün görülmemiştir. Lehtar olan … Ltd. Şti’nin iki kez ciro yapması nedeniyle cirolardan birinin …’a ait olduğunun söylenebileceğinin kabulü de kıymetli evrakın düzenlenmesi, devri, sıkı şekil şartlarına tabi olması nedeniyle yine mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davacılar murisi …’ın söz konusu ciroya dayalı olarak çekteki borçtan şahsen sorumlu tutulması mümkün olmadığından, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı haklı ve yerinde görülmekle uyularak yargılamaya devam edilmiş, yapılan değerlendirmede uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere TTK 372/1 uyarınca şirket kaşesi altına yetkili olarak imza atan davacılar murisinin borçtan şahsen sorumlu olmadığı, kıymetli evrakın düzenlenmesi, devri, sıkı şekil şartlarına tabi olması nedeniyle iki kez ciro yapılmasının da şahsi sorumluluk olarak yorumlanamayacağı kanaatine varılmakla davacılar murisinin şahsen sorumlu olmadığı alacak nedeniyle takip yapıldığı kabulüne göre davacıların 50.000,00 TL bedelli bu çekten sorumlu olmadıkları kabul edilmiş, ancak davalının kötüniyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davacılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmeyerek dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacıların ( davacılar murisinin ) Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasında takibe konu 20/08/2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine,
Davalının kötü niyeti ispatlanamadığından, kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 1.054,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.360,75 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.054,75 peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı ve 222,20 TL posta,tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.301,25 TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.06/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır