Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/421 E. 2022/364 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/421 Esas
KARAR NO : 2022/364
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :müvekkil şirket ile davalı şirket arasında uzun süredir devam eden ticari ilişkisinin mevcut olduğunu, bu ilişkiye istinaden iki şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, ticari ilişkiden doğan ve faturalar ile muavin defter kayıtlarına göre 2020 ve 2021 yılları cari dönemine ilişkin olarak müvekkilinin davalı şirketten 16.707,24 TL alacağının bulunduğunu, müvekkili şirket zarara uğratmak amacıyla davalı şirketin mal kaçırma ihtimalinin söz konusu olduğunu ve teminatsız ve ivedi olarak davalı şirketin banka hesaplarına, tapu kayıtlarına şirket üzerindeki araç kayıtlarına ihtiyaten tedbir konulmasını ve davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirkete 18.08.2021 tarihinde dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davalı tarafın herhangi bir cevap ve savunmada bulunmadığı, tespit edilmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Alınan 08/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında e-faturalar ile ‘elektrik Malzemeleri Vb’ alımına / satımına ilişkin cari hesap ilişkisi kurulduğu, davacı defterleri üzerinden tespit edildiği, davacının 2020- 2021 yılı ticari defterlerinin e-berat onaylarının / tasdiklerinin yasal sürelerinde imzalandığı, onaylandığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, defterlerinin birbirini doğruladığı, ve davacı lehine davalarda delil vasfına haiz olduğu kanaatine varıldığı, davalı tarafın inceleme gününde ticari defter ve belgelerini sunmaması sebebiyle herhangi bir inceleme yapılamadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 16.707,24 TL asıl alacağının kayıtlı olarak yer aldığı, ve takipte talep edilen asıl alacak tutarı ile uyumlu olarak yer aldığı, davacının dava / takip tarihi itibariyle faiz talebinin bulunmadığı, takip tarihinden itibaren talep edilen TTK 1530 kapsamında temerrüt faizi hesap edilebilineceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Mahkememizce davalı şirkete 2020-2021 yılı ticari defterlerinin ibrazı için TTK 83. ve HMK 220-222 ihtarlı davetiye çıkartılmış, Tebligat kanunu hükümlerine göre tebliğ edilmiş, ancak davalı yanca ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği tespit edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Yine 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik HMK 222/3.maddesi (3. Fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere eklenen cümlele uyarınca) diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise; 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik HMK 222/3.maddesi uyarınca davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin; davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi veya davacının defter kayıtlarının aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlayamamış/ispatlamamış olması halinde davacı lehine kesin delil niteliğini haiz olduğu kabul edilecektir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davacının yasal süre defterlerini ibraz ettiği, davalının ise ibraz etmediği görülmüştür. Davacının mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine kesin delil teşkil ettiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip talebinde belirtilen asıl alacak kadar alacaklı olduğu sübuta ermekle, davanın kabulüne ve alacağın likit ve belinlenebilir olması nedeniyle davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan alacağın (16.707,24 TL)nin %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.141,27 TL harçtan peşin alınan 201,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 939,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 201,78 peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 85,00 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.046,08 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.14/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır