Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2022/1023 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/409 Esas
KARAR NO : 2022/1023
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 26/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 19.06.2020 başlangıç tarihli bir yıl süreli kobi paket sigorta sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin iş yerinde sigorta sözleşme süresi içinde hırsızlık olayı olduğunu ve 3 adet lokum kesme makinesinin çalındığını faturalı olan bu malın bedelinin ödenmesi için sigorta şirketine başvurulduğunu sigorta şirketinin ise olayın meydana geliş şekli ile hasar beyanı arasında çelişki olduğu gerekçesiyle teminat bedelini ödemediğini, müvekkilinin iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerini aldığını bu sebeple teminat şartlarını sağladığını belirtmiş makine bedellerinin kendilerine verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde kendilerine yapılan hasar başvurusu sonrası bir ekspertiz firmasından hizmet alındığını, buna göre düzenlenen raporda hırsızlık hadisesinin oluştuğuna dair net bir kanaatin oluşmadığının ortaya çıktığını, bu eksper raporuna göre olayın sigorta şirketinden para almak için kurgulanmış bir durum olduğunun anlaşıldığını belirtmiş davanın reddini talep etmiştir.
Davacının “sözleşme” başlıklı adi yazılı bir belge sunduğu, bu belgede çalındığı iddia olunan makinelerin satışının kararlaştırıldığı ancak makinelerle ilgili teknik herhangi bir özelliğe yer verilmediği görülmüştür.
Davalı vekilinin kendi yaptırdığı eksper raporunu sunduğu, raporda kullanılan asma kilitlerin yan kısmından ezilme olduğu, iş yerinde mevcut olan alarm sisteminin çalışır durumda olmadığı, etraftan yapılan araştırmada olay gününe ilişkin herhangi bir gürültü şikayetinin olmadığını, sigortalı iş yeri sahibi ile yapılan görüşmede alıcı ile yapıldığı söylenen sözleşmenin sunulmadığı, yurt dışı giriş çıkış kayıtlarının gösterilmek istenmediğini bunların daha sonra whatsapptan gönderildiğini, makinelere ilişkin herhangi bir fotoğraf sunulmadığı, tarif edilen makinenin olası boyutları düşünüldüğünde sigortalı aracına sığmasının mümkün olmadığı, sigortalının faaliyete başladığı zamandan bu yana ilk defa sigorta yaptırdığı ve belirlediği teminat miktarının yaptığı iş kolu düşünüldüğünde işlettiği iş yerine koyulacak ürünlerle karşılanmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınan raporda ilgili makinelerin 307.500 TL +KDV üzerinden alındığının kayıtlı olduğu, 223.700 TL’lik ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu ancak ödeme belgesinin ibraz edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Dava dışı satıcı firmanın davacı ile aralarındaki alım satıma ilişkin kayıtları sunduğu görülmüştür.
Alınan ilk makine mühendisi bilirkişi raporunda bu tarz makinelerin piyasada mevcut olduğu, her birinin ederinin KDV dahil yaklaşık 80.000 TL olduğunun bildirildiği; sigortacı bilirkişi eklenerek alınan ek raporda olayın meydana geliş tarzı, hasar beyanı ve ibraz edilen belgeler arasında uyumsuzluk ve çelişkiler görüldüğü, iş yerinde bulunan emtialar dikkate alındığında aşkın sigortanın mevcut olduğu, teminat şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
Alınan ilk raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmekle bu kez talimat yoluyla bilirkişi raporu alınmış, rapora göre davacı ifadesi ile dosyaya makineler için sunulan belgelerin birbiri ile uyumlu olmadığı, genel ölçüleri verilen bu makinenin belirtilen kolilere nasıl sığdığının anlaşılamadığı, özel imalat olduğu iddia edilen makineye ilişkin imalat projesinin dosya içerisinde yer almadığı bu makineler dahil hiç bir makinenin projesi olmadan imal edilmesinin mümkün olmadığı, teknik hiç bir detayın bulunmadığı ihraç edileceği söylenen makineye ilişkin herhangi bir … gibi kalite belgelerinin mevcut olmadığı, makine için ödendiği iddia edilen bedel ile satıldığı iddia edilen yabancı para değerinin o tarihteki kur karşılığı dikkate alındığında sunulan sözleşmenin güvenilir olmadığı, teslim tarihinde makinelerin elinde olmasına rağmen bunları iş yerinde bırakıp Ukrayna’ya gitmesinin ve iş yeri alarm sisteminin çalıştırılmadığı dikkate alındığında iş yeri güvenliğinin sağlanmadığı bildirilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Eldeki dava sigorta sözleşmesi kapsamında teminat bedelinin ödenmesi talebidir. Davacı vekili sigorta sözleşmesi devam ederken rizikonun gerçekleşmesine rağmen teminat bedelinin ödenmediğini öne sürmüş davalı ise sunulan belge ve beyanlara göre hasar bildiriminin sigortadan para almak için uydurulduğu bu sebeple teminatın ödenmesi talebinin yerinde olmadığını iddia etmiştir.
Taraflar arasında akdedilmiş ve geçerli bir sigorta sözleşmesi olduğu, yaşandığı öne sürülen riziko hadisesinin de bu sözleşme süresi içine denk geldiğinde uyuşmazlık yoktur. Sorun rizikonun gerçekten gerçekleşip gerçekleşmediği, zararın ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Sigorta sözleşmesinde sigortalının temel yükümlülükleri prim ödemek, sigorta konusu hakkında doğru beyanda bulunmak, rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın artmasını önlemek ve sigortacıya bildirimde bulunmaktır. Sigortacı ise sigortalıyı aydınlatma, rizikoyu taşıma ve tazminat ödeme yükümlülüğü altındadır. Buna göre sözleşmede teminat altına alınmış riziko gerçekleştiğinde belirlenen teminat kapsamında sigortalının zararı karşılanacaktır. Bu kapsamda riziko mahallinin sigorta sözleşmesine uygun olduğu, gerekli önlemlerin alındığı ve zararın doğduğunu ispat yükü sigortalıdadır. Rizikonun beyan edildiği şekliyle gerçekleşmediği, zararın mevcut olmadığı, poliçeye aykırı davranıldığı veya aşkın sigorta bulunduğu gibi sigortacının yükümlülüğünü azaltan veya ortadan kaldıran hususların ispat yükümlülüğü ise sigortacı üzerindedir.
Bu kapsamda somut olay incelendiğinde iş yerinin demir korkuluk ve asma kilit ile güvenlik altına alındığı, alarm sisteminin bulunduğu, sigorta primlerinin ödendiği anlaşılmakla sigortalının üzerine düşen bu edimleri yerine getirdiği görülmektedir. Ancak, davacı sigortalının beyan yükümlülüğünü doğru yerine getirip getirmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Olaya ilişkin araştırma raporu incelendiğinde meskun bir site içerisinde asma bir kilidin amaca uygun olmayacak şekilde yan kısımda vurularak kırılmış olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Zira yapılan bu işlemin demir korkuluk/kafes de göz önüne alındığında etraftan rahatlıkla duyulabileceği açıktır. Diğer taraftan asma bir kilidin açılması için makul olan onu ezmek değil kilit kısmının aksi yönünde yani yukarıdan aşağı doğru bir kuvvet uygulayarak asma kilidi gövdesinden ayırmaktır. Buna göre olayın oluş şekli hayatın olağan akışına uygun değildir. Diğer yandan davacı bir mal sigortası yaptırmamış, iş yeri paket sigortası yaptırmıştır. Bu sebeple çalındığı iddia olunan malın orada olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacı her ne kadar bu mallara ilişkin fatura sunmuş ise de sunulan faturaların düzenleyeninin davacının yakın akrabası olması, emtianın herhangi bir kargocu/taşıyıcı kullanılmadan iş yerine getirilmiş olması, yine alınan raporlarda da belirtildiği şekilde ilgili makinelerin belirtilen kutulara ve binek bir araca sığmasının mümkün olmaması, ihraç edileceği iddia edilen bir makineye ilişkin herhangi bir teknik projenin olmaması, sözleşmenin hiç bir teknik detay içermemesi göz önüne alındığında malın bu haliyle iş yerinde mevcut olduğu ve rizikoya uğradığının kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca belirtilen şekliyle bu makineler hakkında düzenlenen sigorta poliçesinin malın değerleri göz önüne alındığında aşkın sigortaya vücut verdiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 1463.maddesinin ilk fıkrasında aşkın sigorta düzenlenmiş bu hükme göre aşkın kısmın geçersiz olduğu belirtilmiştir. İkinci fıkrada ise kötü niyetli aşkın sigorta düzenlenmiştir. Buna göre mali çıkar sağlamak amacıyla kötü niyetle yapılan aşkın sigorta sözleşmesi geçersizdir. İlk fıkradan farklı olarak burada sözleşmenin kısmen dahi olsa ayakta tutulması mümkün değildir. Somut olay incelendiğinde yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında davacının mevcut olmayan, kendi iştigal alanına girmeyen bir emtiayı kapsar şekilde ve işletme başlangıcından beri ilk kez ve yüksek tutarda düzenlediği sigorta sözleşmesinin TTK 1463/2.maddesi gereği kötüniyetli aşkın sigorta olduğu ve sözleşmenin geçersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Bu sebeple davalı sigorta şirketinin teminat ödemesinin reddine dair işlemin yerinde olduğu, davacının davasında haksız olduğu kanaatine varılmış ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile artan 260,85 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsiline,
6-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 26/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır