Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/407 E. 2021/691 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/407 Esas
KARAR NO : 2021/691
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 27/02/2004
KARAR TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememizden verilen … tarih ve …/… Esas, …/… K sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı ile bozulmakla, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Antalya … İcra Müdürlüğünün …/ … sayılı dosyası ile borçlu … aleyhine 11.10.2002 tarihinde takibe geçildiğini, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, takibin kesinleştiğini, haciz için … adresine hacze gidildiğinde otelin davalı … Otelcilik ve Turizm Taş.Ltd.Şti ye ait olduğunun görüldüğünü, Ticaret Sicil Memurluğuna yazı yazılarak borçlu şahsın şirkette bulunan hissesinin haczinin istendiğini, borçlunun davalı şirkette bulunan 100 pay karşılığı sermayedeki % 50 hissesi üzerine 29.11.2002 tarihinde Ticaret Sicil kayıtlarına haciz konulduğunu, bilahare davalı şirkete ve ortaklarına müzekkere yazılarak şirket ortağı …”in hisesini haciz konulduğunu, ayrıca kar payı ve tasfiye paylarına haciz konulduğunu, borcun 6 ay içersinde ödenmemesi halinde şirketin tasfiyesi için dava açılacağının bildirildiğini, 6 aylık süre geçmesine rağmen borç ödenmemiş olduğundan, TTK.nun 522. maddesi gereğince şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı şirket vekili vermiş olduğu cevabında, adreslerinin tebligat çıkarılan otel adresi olmayıp … olup, müvekkil şirketin oteli işleten sıfatı ile faaliyette bulunduğunu, şu an faaliyetine ara verdiğini belirterek borçlu …’in hissesine düşen sermaye pay bedelinin nakdi karşılığının diğer ortaklar tarafından ödenerek şirketin tasfiyesine gidilmemesi, bu yönde diğer ortaklara çağrı yapılması veyahut TTK.nun 523/4. maddesi uyarıncı borçlu …”in şirket ortaklığından çıkarılması için süre verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar ise davada taraf olamayacaklarını belirterek husumet itirazında bulunmuşlardır.
Davalı vekili … tarihli dilekçesi ile borçlu hisse sahibi …”în şirketen çıkarmak amacı ile Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/ … sayılı dosya ile dava açtıklarını belirterek bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini söylemişler, Mahkemece … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/ … sayılı dosyanın sonucunun beklenmesine karar verilmiş olup,dosya sonucu beklenmiştir.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/ … Esas sayılı dosyası … tarihinde karara çıkmış, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, kararın kesinleştiğide dosyadan anlaşılmıştır.
Antalya Serbest Mali Müşavirler odasından tasfiye memuru adı istenmiş ve Metin Yalın tasfiye memuru olarak bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu;
“Dava, alacaklı tarafından hissedarlardan birinin borcu nedeni ile şirket hissesine vaki haciz sonucunda şirketin TTK.nun 522. maddesi uyarınca açılmış fesih ve tasfiye davası olup,davalı şirket ortağının borcu nedeni ile kesinleşmiş İcra takibi olduğu TTK.nun 523. maddesine göre açılan ortaklıktan çıkarılma davasının reddine karar verildiği, bu durumda davacının şirketin feshini talep etme hakkının sabit olup,henüz borç ödenmediği gibi, borçlunun şirket hissesinin diğer ortaklar tarafından alınmadığı,3. bir şahsa devredilmediği anlaşıldığı” gerekçesi ile, şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli, …/… Esas, …/ … Karar sayılı ilamı ile;”1-Dava, TTK.’nun 522. maddesine dayalı olarak davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirket ortağının davacıya olan borçlarından dolayı başlatılan icra takibinde anılan borçlunun şirketteki hisselerine haciz konulmasının ardından şirkete ve tüm ortaklara TTK.’nun 522. maddesine göre feshi ihbar tebligatlarının yapılarak, süresi içerisinde işbu davanın açılmış olduğu hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu tür uyuşmazlıklarda alacaklının feshi ihbar etmesi, limited ortaklığın münfesih duruma gelmiş sayılmasını gerektirmez.Ancak bu feshi ihbardan sonra alacaklının limited ortaklığın feshi için bir fesih davası açması gerekIr. Bu fesih davasında davacı alacaklı olup, davalı olarak da limited ortaklığın tüm ortaklarına husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta husumet yalnızca şirkete yöneltilmiş olup, şirket ortakları mahkemeye bir dilekçe sunmuşlarsa da anılan ortaklar işbu davada usulünce yer almamıştır.
Ayrıca davalı vekilince borçlu ortak …’nün pay bedelinin icra dosyasına depo edildiği savunması da yeterince araştırılıp değerlendirilmemiştir.
O halde mahkemece davacı alacaklıya şirket ortaklarına karşı dava açılıp bu dava ile birleştirilmesi hususunda süre verilmesi ve davalının borçlu ortak pay bedelini icra dosyasına yatırıp yatırmadığı tespit edilerek, eğer yatırılmışsa bu durumun somut uyuşmazlığa etkisinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E- …/… K sayılı dosyası ile, Yargıtay bozma ilamı uyarınca şirket ortakları aleyhine dava açmış, açılan dava hakkında birleştirme kararı verilerek Mahkememiz dava dosyasına gönderilmiştir.
S.M.Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
1. 6103 sayılı Kanun m.2/1 uyanca, 6762 Sayılı TTK m. 145 ‘in 6102 Sayılı TTK ‘da karşılığı olan m.133 ‘ün farklı düzenlendiği,
2. 6103 Sayılı Kanunun 2.maddesi uyarınca somut olaya uygulanacak 6102 Sayılı TTK ‘da limited şirket ortağının kişisel alacaklısına şirketin feshini talep etme imkanının tanınmadığı, 6762 Sayılı TTK m.522 ‘nin 6102 Sayılı TTK ‘da karşılığının bulunmadığı ve düzenlenmediği,
3. Limited şirket ortağının alacaklısına, ortağın şirketteki payının haczi ve satışı hakkı tanınmakla ve TTK m.11/1, m.625/1 (e) göndermesi ile m.378, m.610 göndermesi ile m.519/3, m.643 göndermesi ile m.548, m.634 göndermesi ile m.376/3’de ve m.636/3 ‘de şirketin ve işletmenin devamlılığı prensibi karşısında şirketin feshi talebinin hukuki yararının değerlendirilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Yargılama sırasında davalı şirketin ticaret sicil kaydının terkini nedeniyle ihyası için dava açmak üzere davacı vekiline süre verilmiş, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E-…/… K sayılı kesinleşmiş ilamı dosya arasına alınmış, tasfiye memuru …’ya usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen yargılamaya iştirak etmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu;
“Toplanan deliller ve tüm dosya mündericatından; asıl davada şirket, birleşen davada şirket ortakları aleyhine, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 522. maddesine dayalı olarak şirket ortağının alacaklısı tarafından şirketin fesih ve tasfiyesi talepli dava açıldığı anlaşılmakla;
Ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteyebilme imkanını tanıyan mülga 6762 sayılı TTK’nın 522. maddesi yargılama sırasında yürürlükten kaldırılmıştır. Bu maddenin yerine yürürlüğe giren ortakların kişisel alacaklıları başlıklı 6102 sayılı TTK’nın 133. maddesi “(1) Bir şahıs şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kâr ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir. (2) Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.” hükmünü haiz olup, adı geçen Yasa’da limited şirket ortağının şahsi borçları nedeniyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmemiştir.
Bu durumda, 6103 Sayılı Kanun’un ( Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun) 2/1 maddesi uyarınca, (6102 sayılı yasada ortakların kişisel alacaklıları için farklı bir düzenleme getirildiğinden) 6762 sayılı yasanın 522. Maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama olanağı kalmadığı anlaşılmakla, (Yargıtay 11.HD. 2014/14532 E-2015/2879 K., 2016/13170 E-2018/566 K sayılı emsal kararları da dikkate alınarak ) …” gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar asıl-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı ile”… Asıl ve birleşen dava, 6762 sayılı mülga TTK.’nın 522. maddesine dayalı olarak açılan davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup mahkemece, davanın dayanağı olan 6762 sayılı TTK’nın 522. maddesinin yargılama sırasında yürürlükten kaldırılması nedeniyle davada uygulama olanağının kalmamasından dolayı hem asıl hemde birleşen davanın reddine karar verilmiş, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden ise asıl ve birleşen davaların davacılarının sorumluluğuna hükmedilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331/1 maddesi, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedeceği hükmünü haiz olup, buna göre davanın konusuz kalması halinde, mahkemenin yargılamaya devam ederek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve dava açılmasına sebebiyet veren tarafı yargılama giderine mahkum etmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, yukarıda anılan HMK’nın 331/1 maddesi kapsamında dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti takdir edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tarafların dava tarihindeki haklılık durumlarına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın asıl ve birleşen davaların davacısı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce verilen kararın aynı dairenin emsal kararı esas alınarak verildiğinden ve bozma ilamındaki muhalefet şerhi gerekçesinin de benzer yönde olduğu dikkate alınarak, -Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı bozma ilamına direnilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı bozma ilamına DİRENİLMESİNE
2-Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
3-Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası yönünden:
a) Alınması gerekli 59,30TL harçtan peşin alınan 17,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 42,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c) A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d) Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
4- Birleşen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası yönünden:
a) Alınması gerekli 59,30TL harçtan peşin alınan 17,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 42,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c) A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
d) Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.05/11/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı