Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/310 E. 2021/587 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/310 Esas
KARAR NO : 2021/587
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizden verilen … tarih ve … sayılı kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin … Karar sayılı KALDIRMA kararı ile dosya gelmiş olmakla Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:müvekkili şirketin taşımacılık işiyle uğraştığını, davalı şirketin yurt dışından turist getiren seyahat acentası olduğunu, 3 yıl süreyle gelen yolcuların taşıma işiyle müvekkili şirketle anlaşıldığını, karşı tarafın yolcularını başka bir taşıma şirketine taşıttırdığını, davalı taraf sözleşmeye, yasaya sözleşmede karar altına alınan sadakat borcunu aykırı davranması ve sözleşmenin gizliliğini ihlal etmesi sebebiyle sözleşmenin uygulanamaz hale geldiğini ve sözleşmeyi feshettiğini Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … ile Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarında beyan ettiğini, müvekkili şirketin zarara uğradığını ve 10.000,00 TL zararın davalıdan alınarak müvekkile verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan davanın taraflar arasında imzalanan turistik taşıma sözleşmesinden kaynaklandığını, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının davaya konu alacak için Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ilgili davanın Antalya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görüldüğünü, müvekkil şirketin iş hacmi düşünüldüğünde taşıma işi için başka bir şirketle daha anlaşmasının kesinlikle rekabet yasağını ihlal anlamına gelmediğini, davacı taşımacıya ait araçların belirlenen saatlerde istenilen aktarım noktaları veye otellerde bulunmak başta olmak üzere davalı şirkete bağımlı olarak iş görmeyi ve davalının talimatlarına uyma borcunu yüklendiği halde, sözleşme ile yüklendiği edimleri gereği gibi ifa etmediğini, davacı şirket tarafından taşıma sözleşmesinin bilinçli olarak ihlal edildiğini, sözleşmenin 9.6 maddesinde belirlenen özen yükümlülüklerine aykırı davarandığını, davacının 27.02.2014 tarihinde davalıya çektiği ihtarnameden sonra 28.02.2014 tarihinden itibaren belirtilen ihlallerin yaşanmaya başlandığını, işin savsaklandığını, müvekkili şirketin sürekli zor durumda bırakıldığını savunarak, davacının açtığı belirsiz alacak davasının reddini talep ettiği görülmüştür.
Davacının … tarihli dilekçesi ile dava değerini 439.770,67 TL olarak artırdığı ve eksik harcı 27.01.2017 tarihinde ikmal ettiği anlaşılmıştır.
Taraflara arasındaki ihtilafın … tarihinde imzalanan ve … ila … tarihini kapsayan Turistik Taşıma Sözleşmesi’nden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Sözkonusu sözleşmede davacı şirketin taşımacı sıfatıyla yer alduğu, davalının işveren acente olduğu, yapılan hizmet sözleşmesinin 3. maddesi ile; taşımacının, özmülkü olan veya kiralık aracı ile acenteye bağlı olarak çalışma, acententenin göstereceği iş ve işlemlerle ilgili olarak acentenin emir ve talimatlarına göre hareket etme, taraflarca sözleşmede belirlenen kilometre kadar yol yapılma taşımacıya ait araçların belirlenen saatlerde istenilen aktarım noktaları veya otellerde bulunmak başta olmak üzere acenteye bağımlı olarak iş görme, acentenin talimatlarına uyma borcu altına, acentenin ise taşımacıya sadakat, rekabet etmeme, bu sözleşmede yer alan ya da başta Türk Borçlar Kanunu olmak üzere , kaninlardan doğan yükümlülük ve haklarını bu sözleşmeye uygun olarak kullanma, mutlak olarak taşımacının taşıma bedellerini ödeme borcu altına girdikleri, sözleşmenin 9. Maddesinde genel hükümlerin, 10. Maddesinde gizililik şartının düzenlendiği görülmüştür.
Davacı tarafından Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinden; davacı taşımacının davalıya sözleşmenin 3. Maddesinde yer alan sadakat ve rekabet borcu altında bulunmasına ve yine sözleşmenin 4. Maddesine göre sözleşmenin 01.04.2013 ila 31.03.2016 tarihlerinde ifa edileceği belirtilmesine rağmen, yükümyüyüklerini ihlal ettiğinin, başka bir taşımacıyla çalışmasının mümkün olmamasına rağmen Antalya’da faaliyet gösteren … Turizm San. Ve Tic. Ltd.Şti isimli firma ile turistik taşıma sözleşmesi yapıldığı ve yine bu firmadan alınan teminat çeklerinin keşideciye gösterildiğinin tespit edildiği belirtilerek, davalı acentenin sözleşmeden kaynaklı sadakat borcu, rekabet etmeme borcu ve sözleşmenin gizliliğini ihlal etmesi nedeniyle ihtarat yaptığı, sözleşmenin uygulanamaz hale gelmesine sebep olunması halinde uğranılacak kar kaybı dahil hertürlü zararın isteneceği ve gerekli hukuki yollara başvurulacağının bildirildiği,
Davalının bu sefer Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu intarnamesi ile davacının … tarihinden … tarihine kadar olan 6 farklı sözleşmenin ihlali kapsamında kalan aksaklık yaratan eylemlerinin ayrı ayrı belirtilerek, aksaklıkların devam etmesi halinde hukuki yollara başvurulacağının ihbar edildiği görülmüştür.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davacı şirkette operasyon müdürü olarak çalışıyorum, biz davalı şirket ile 3 yıllık sözleşmeye yaptık ancak 1 yılın sonunda davalı şirket fiyatlarımızın yüksek olduğu iddia ederek … şirketi ile sözleşme yaptı, sözleşmeye yaptıktan sonra bizi caydırma politikası uyguladı, bizim şirket 3 yıllık sözleşmeye güvenerek 40’a yakın araç satın aldı, bu sebepten dolayı zararı oldu. davalı taraf işlerde hata olduğunu, işlere aksattığımızı söyleyerek bize baskı uyguladı, bizim yaptığımız işlerde herhangi bir aksama olmadı. Sözleşme resmi olarak fes edilmedi ancak davalı taraf 2014 yılı Şubat ayının sonlarına doğru diğer firma ile anlaşma yaptı. Kasıtlı araç arızası söz konusu değildir, ufak tefek araç arızalınması durumunda gerekli tedarikleri ve önlemleri aldık. Davalı şirketten başka da tur operatörlüğünü yapıyoruz ancak davalı firma büyük çaplı bir firmadır, bizim sözleşme yaptğımız diğer firmalar davalıya göre küçük firmalardır, davalı haricinde 10-15 civarında firma ile bu şekilde taşımacılık sözleşmemiz vardır ” demiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: “Ben davacı şirkette operasyon elemanı olarak çalışıyorum, sözleşme tarihinde yaz sezonu sonuna kadar davalı şirket ile herhangi bir sorun yoktu, işlerimizi yaptık ancak sezon sonunda davalı şirket çeşitli bahaneler üretmeye başladı, araçlarımızın arıza yaptıığını, müyterinin yanlış otele götürüldüğü gibi çeşitli bahaneler ve şikayetler ileri sürmeye başladılar bunun üzerine başka bir firma ile sözleşme yaptıklarını öğrendik, biz işlerimizi yaparken davalı tarafın başka bir firma ile (… firması) müştere t aşıttığını da tespit ettik dedi. Bütün araçların aynı günde arıza yapması gibi bir durum söz konusu değildir, Arıza olması durumunda yerine başka bir araçta göndermişizdir, transferlerin yoğun olduğu yaz döneminde böyle bir sorun zaten yaşanmamıştır, sezon sonunda böyle bir durumun olması söz konusu değildir. Davalı taraf havalimanında bizim araçları parka çektirdi, saatlerce orada durdurdu, müşterileri … firması ile gönderdi. Şirketimiz bu iş için çok fazla yatırım yaptı.” demiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davacı şirkette çalışıyorum, havalimanı sorumlusuyum, davalı taraf sebepsi yere bahaler üretmeye başladı davalı tarafın havalimanında araçların nerede durduğu herkes tarafından bilinir, bizim bütün şöforler de bu araçların durduğu yeri bilirler, ancak daha sonradan çeşitli bahaneler üretmeye başladılar, davalı şirketin bizden kiraladığı araçlar vardır, bu kiraladığı araçların bütün sorumluluğu ve iş idaresi kendilerindedir, bizden ilave araç istedikleri zaman yarım saat içerisinde göndeririz ancak araçlarımız hazır olduğu halde davalı şirketin yetkilileri ve elemanları beni arıyarak araçların gelmediği veya farklı yerde durduğu söyleyeme başladılar, bu araçların yönetme yetkisi olduğundan zaten bizim onlara müdahale etmemiz söz konusu değildir, bizim ardaç havalimanında olduğu halde davalı yolcularını … firması ile taşıtmaya başladı. Sebebini davalı çalışanlara sorduğunda senin aracın havalimanına girmedi diye söylüyorlar oysakı yan yana çalışıyoruz benden böyle bir şey talep edilmeden başka bir firma ile yolcu taşıttılar, bizim araçların 5-6 tanesinin şöforleri ile birlikte havalimanına çekip akşama kadar boş durdurdular, amaçları bizi yıldırmaktı ” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA: “Ben 2011-2015 yılları arasında davalı … şirketinde operasyon sorumlusu olarak çalıştım, ben sözleşmenin konusu hakkında fazlaca bilgim yoktur, davacı … şirketi ile havaalanından otellere, otellerden havaalanına müşterilerin transferleri konusunda çalışıyordum, turlarla ilgili olarak da başka bir firma ile çalışıyorduk, davacı firma ile de turlarla ilgili olarak çalışmalarımız vardı ancak başka firmalarla da çalışıyorduk, bunu davacı firmada biliyordu, havaalanından otellere müşteri nakli konusunda sadece davacı firma ile çalışıyorduk, sözlşmenin kim tarafından fes edildiği konusunda bilgim yoktur. Son aylarda 2014 yılının şubat ayında davacı firma ile sıkıntılar çıkmaya başladı müşterileri havaalanından alırken bizim otoparka araçlarını göndermesi gerekirken araçlarını başka bir otoparka gönderiyorlardı, otellerden müşterileri getirirken de araçları sık sık arıza yapmaya başladı bunu bilinçli bir şekide yapıyorlardı, şüphelendiğimiz için 1 sefer takip ettik, havalaanından otele doğru giderken aksuyu geçtikten sonra davacı tarafın arabasını sağa çektiği, şoförü arıza yaptığını söyledi, bu durumu davacı firmaya söyledik, araç göndereyeceği söylemesine rağmen göndermediler, bizde misafirlerimizi çalıştığımız firmanın aracı ile otele gönderdik, o gün davacı tarafın bütün araçları bu şekilde arıza yaptı, daha doğrusu belek bölgesinden gelen bütün araçları arıza yaptı, davacının belekten gelen 4 otobüsü vardı, 4’üde arıza yaptı. Arızalarla ilgili tutanak tutmadık, kendilerini aradık, araç göndereceğini söylediler, araçlar gelmeyince müşterileri bekletmemek için başka bir firma ile gönderdik, firmanın ismi … turizm şirketiydi, bizim havalaanında bize tahsis edilen bir yer yoktur ancak sürekli olarak müşterilerimiz bizim standımız bulunduğu yerin arka kısmına gelirler, önceleri buraya gelirdi ancak o gün gelmemişlerdi, davacı firmayı uyardık araçların havalaanında olduğu söylediler, ancak davacı tarafın araçları havalaanında yoktu, başka bir firmadan araç tahsis ettik bu şekilde müşterileri nakil ettik” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davalı şirkette havalimanından sorumlu operasyon müdür yardımcısıyım, ben sözleşme içeriyi ile bilgim yoktur ancak son zamanlarda davacı şirketle bazı sorunrlar yaşadık, bu sorunlardan biri araçların arıza yapması diğeri de havalimanında bizim müşterilerimizin olduğu yer de değil başka bir yere götürmeleri ile bizim havalimanında sürekli olarak taşıttığımız yer vardı, bu yere değil başka bir yere araçlarını götürdüler, bunu bir kez yaşadık. Araçların arızalanması son zamanlarda sıkça yaşandı, ikame araç gönderildiği olurdu ancak bazen geç gönderilirdi bazen de hiç gönderilmediği durumlar olurdu ” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davalı şirkette araçlardan sorumlu operasyon müdür yardımcısıyım, 1 yıl davacı firma ile çalıştık, ancak yeni sezona hazırlanırken davacı taraf çok fazla fiyat artış talebinde bulundular fiyatlarla ilgili görüşlemer devam ederken davacı şirket işi yavaşlatmaya, sevkiyatları geç yapmaya başladı, bazen de araçların arıza verdiğini söyleye başladılar, Şubat ayında Belek bölgesindeki bütün araçların arıza yaptığını söylediler belek bölgesinden havalimanına yolcuları başka bir firmanın araçları ile naklettik, o anda Belek bölgesinden davacı firmanın 4-5 aracı vardı hepsi birden arıza yaptığını söylendi . Ben … firması ile yolcuları havalimanına transfer ettim, o sıralarda bu firma ile sözleşmemiz yoktu, daha sonradan sözleşme yapıldı, bizim firmanın havalimanında yolcularını transfer ettiği yer bellidir, davacı taraf araçlarını bizim yolcularını transfer ettiğimiz yerde bulundurmuyordu, sadece havalimanında başka yerlerde bulunduruyorlardı, amaçları işi aksatmaktı. Hem otellerden havalimanıma transfer, hem de otellerden günlük turlar için tur hizmeti almaktayız, günlük turlar için tur hizmetlerini başka bir firima ile yaptığımızı davacı tarafça bilmektedir, davacı taraf bunu başka bir firmaya verilmesini istemiştir. Davacı firmadan kiraladığımız araçlar vardır, kiraladığımız araçların şöforu ile birlikte kiralıyoruz, aracın yakıtını biz koyuyoruz, aracın yapacağı işide biz belirliyoruz, ayrıca kendi araçlarımızın yapamadığı yani kiraladığmız araçların yapamdığı bazı işleri de davacı tarafa veriyoruz” demiştir.
Mahkememizin … tarihli ara kararı uyarınca;
Bilirkişi …, mali müşavir bilirkişi …, bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle:
1. Taraflar arasında düzenlenen … tarihli Turistik Taşıma Sözleşmesi ile ortaya çıkan ticari ilişkinin … tarihinde başladığı, … tarihinde sonra erdiği,
2. Her iki tarafı da ticaret şirketi ve dolayısıyla tüzel kişi tacir olan sözleşmenin feshinin TTK m.18/3 kapsamında usulüne uygun bir fesih olmadığı; sözleşmenin feshinin rakip firma ile aynı konuda anlaşma yapılmasından kaynaklanan bir haksız fesih olduğu; davacı tarafın yoksun kaldığı kârı talep edebileceği,
3. Davacı şirketin, taraflar arasında düzenlenen Turistik Taşıma Sözleşir esi ile aynı şartlarda fesih tarihinden itibaren en erken 1 yıllık süre sonunda yeni bir sözleşme yapabileceğinin değerlendirildiği,
4. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin hacmi ve davacı şirketin karlılık oranlarına göre, davacı şirketin 1 yıllık süredeki net kâr kaybının 439.770.67 TL tutarında olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacının dava değerini artırmasından sonra dosyanın heyete tevdii üzerine davalı vekilinin itirazları da değerlendirilmek suretiyle, bilirkişi heyetine turizmci bilirkişi eklenmek suretiyle … tarihli ara kararı uyarınca alınan,
Turizm uzmanı bilirkişi …’nin de dahil olduğu Bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle:
… tarihli asıl (kök) Bilirkişi Kurulu Raporu’na taraflarca yapılan itirazların, kanaat üzerinde bir değişikliğe sebep olmadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Dosyaya alınan bilirkişi raporlarının esas hakkında karar vermeye ve yargı denetimine elverişli olmadığı tespit edilmekle; İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, bir sektörel turizmci bilirkişi, iki sektörel taşımacı (turistik taşıma işi yapan), bir mali müşavir ve bir taşıma sözleşmesi alanında uzman hukukçu akademisyen bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile; … tarihli ara kararı uyarınca rapor tanziminin istenmesine karar verilmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla turizm otelcilik, acenteler ve konaklama işletmeciliği uzmanı bilirkişi …, turizm uzmanı…, turizm işletmeciliği uzmanı …, mali müşavir bilirkişi…, lojistik ve taşıma uzmanı bilirkişi … ‘dan oluşan bilirkişi heyetinin düzenlediği … tarihli kök raporda özetle:
“1- Davacı ile davalı arasında sözleşmenin, TTK m. 850 manasında bir taşıma sözleşmesi değil, taraflar arasında yapılacak taşıma sözleşmelerine uygulanacak hukuku düzenleyen çerçeve taşıma sözleşmesi şeklinde akdedildiği, zamanaşımı itirazlarının somut olaya uymadığı,
2- Taraflar arasında 01.04.2013 tarihi itibar ile üç (3) yıllık akdedilen karşılıklı olarak imzalanmış olan Turistik Taşıma Sözleşmesinin usulüne uygun olmayan bir fesih yöntemi ile tek taraflı feshinin dayandığı sebepler değerlendirildiğinde haksız bir fesih olduğu;
3- Davacı ve davalı arasında imzalanmış olan Turistik Taşıma Sözleşmesinin 01.04.2013-31.03.2014 tarihleri arasında geçerli olduğu kararlarına bağlanmışken davalı firma
… tarihinde davacı firmanın rakibi olan … Turizm Sağlık Eğitim Basın Yayın San. Tic. Ltd.Şti sözleşme imzalayarak Davacı ile imzalamış olduğu sözleşmenin 4. Maddesini ihlal ederek sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirdiği;
4- Davalı … Turizm gibi önemli ve ölçekli bir firma ile sözleşme imzalayan davacı … Taşımacıiık’ın sözleşmesinin haksız olarak fesih edilmesi üzerine davacının maddi olarak kayıp yaşadığı iddialarında haklı olduğu;
5- Seyahat Acenteleri Yönetmeliği yükümleri gereğince Resmi Gazete ilanı ile 04.09.1996 tarihinde seyahat acentesinin transfer esnasında; Seyahat acentesi işletme belgesinin noter ve Türsab tarafından onaylanmış sureti, Yolcu Listesi, Türsab araç plakası, Araçlar acente tarafından kiralanmışsa kiralama sözleşmesi, Transfer esnasında bulunan yetkili kişide Türsab tarafından verilen personel kimlik kartı ve görevli yazısı bulundurması gerektiği, araçların yanlış otellere yolcuları bıraktığı, yanlış yolcular alındığı yönündeki iddialarında transfer aracı içinde görevli bulundurulması zorunluluğu nedeni ile görevlininkonuya müdahale ederek tutanak tutulduğuna dair bir belgeye ulaşılamadığı için iddialarının belgelenmemesi sebebi ile haksız olduğu;
6- Meydana gelen davacı yoksun kalınan kazanç zararı bakımından bir yıllık süre üzerinden 299.460,85 TL kâr kaybı tazminatı ödenmesi gerektiği;
7- Hükmedilecek tazminat tutarından davacının ticari kayıtlarında davalıya olan 260.213,61 TL borcunun mahsubu ile kalan tutar bir yıllık süre üzerinden 39.247,24 TL ödenebilmesinin mümkün olduğu ” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bu defa taraf vekillerinin itirazları ve dosya kapağında bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2006/12430 E-2007/14950 K, 2014/11166 E- 2014/18250 K ve diğer emsal karar örneklerinin dikkate alınarak ek rapor tanzimi için dosyanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine tekrar talimat yazılmasına karar verilmiş
Bilirkişi heyeti … tarihli raporunda özetle:
“a) Sözleşmenin fesih dönemi olan Şubat-2014 döneminden sonraki 1 yıl İçinde öngörülen kazanç kaybının 302.310,72 TL olduğu,
b) Sözleşmenin fesih dönemi olan Şubat-2014 son bulduğu Mart-2016 dönemine kadar öngörülen kazanç kaybının 653.117,32 TL olduğu,
c) Sadece bir (1) yıl esas alındığından 302.310,72 TL -260.213,61 TL= 42.097,11 TL davacı alacağı hesaplandığı,
d) Eğer, toplam sözleşme süresi gözetilecek olursa da, 653.117,32 TL-260.213,61 TL= 392.903,71 TL davacı alacağından söz edilebileceği,
e) Davacının bir (1) yıldan daha fazla süre tazmin talepleri bakımından yeni sezonda yeni işler yapabileceği, kalan süreden dolayı ayrıca zarara uğramasının olağan olmayacağı, bir (1) yıllık sezon içinde zarar hesabının kadri marufunda olduğu, dosyada atıf yapılan yargı kararlarının da bu yönde yorumlanabileceği,
f) Ek raporda değişikliğin küsuratların tekrardan gözetilmesi ve değerlendirilmesinden kaynaklandığı ” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalını cevap dilekçesinde yer alan Mahkememizin …/… E sayılı dosyasının tetkikinden; davacı … Birlik… Ltd. Şti nin aynı sözleşmeden kaynaklı bakiye cari hesap alacağı için başlattığı icra takibine dayalı olarak açtığı itirazın iptali davası olduğu, iş bu dava konusu ile farklı konuda olması nedeniyle derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu;
“Davalı ile davadışı … firmasının 25.02.2014 ile 30.04.2015 tarihleri arasında geçerli olan ve davacı firma ile aynı işleri yapmak konusunda anlaşıldığı hususu taraflar arasında ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin TTK 850 vd. Maddelirende rüzenlenen taşıma sözleşmesi değil, BK hükümlerine tabi hizmet sözleşmesi olduğu, davalının bir yıllık zamanaşımı itirazının da bu sebeple yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya mündericatına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin ilk önce davalı şirket tarafından ihlal edildiği, sözleşmedeki rekabet yükümlülüğüne aykırı davaranarak davacının rakibi olan … firması ile aynı işleri yapması için 25.02.2014 başlıngıç tarihli sözleşme imzaladığı, dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yanca sözleşmenin bitimine 2 yıldan fazla süre varken haksız olarak feshedildiği,
Bu durumda davacının haksız fesih nedeniyle uğradığı zararı davalı şirketten talep etme hakkının bulunduğu kabul edilmiştir.
Zarar miktarının Yargıtay 11 HD .nin yerleşik içtihatlarından hareketle, davacının aynı veya benzer şekilde sözleşme yapması için gereken makul süre tespit edilip, bu sürede elde edeceği gelir hesaplanıp, anılan süre içinde yapmadığı giderler mahsup edilmek suretiyle belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının turizm taşımacılığı işi yapması nedeniyle, bu sürenin bilirkişi raporlarında 1 yıl olarak belirlendiği görülmüş ve konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından, belirtilen ilkeler doğrultusunda hazırlanan son ek rapora itibar edilerek davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesi ile davanın KISMEN KABULÜ İLE; 302.310,72 TL’nin 10.000,00 TL’lik kısmının dava tarihinden, bakiye kısmının 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlı reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE dair verilen karar,
Taraf vekillerince istinaf edilmiş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin … tarih ve … sayılı ilamı ile ; “…Taraflara arasındaki ilişki, taşıma hizmet sözleşmesi olup TTK’nın 850. maddesi kapsamında olmadığından davalının zamanaşımına yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir.
Müspet zarar, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. Bu durumda davacının taşıma yapılmayan seferler için talep ettiği yoksun kalınan kar, müspet zarar kapsamı içerisinde kalmaktadır.
Bilirkişilerce davacı şirketin feshedilen sözleşme yerine en erken bir yıl geçmeden yeni bir sözleşme imzalayamayacağı görüşü bildirilmiş ise de, davalı sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiş ve fesih tarihten itibaren taşıma için araç kuralamasından vazgeçtiğini e-mail ile davalıya bildirmiştir.
TBK’nın 408. maddesi uyarınca davacının mevsimsel turizm işi yaptığı, turizm sezonu dışında araçlarının bir kısmı ile fesih tarihinden sonra başka işler alabileceği gözetilerek buna göre hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken davacının bir yıl boyunca başka bir iş bulamayacağı faraziyesine dayalı olarak davanın yanılgılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. TBK’nın 408. maddesi değerlendirilmek suretiyle davacının haksız fesih sebebiyle kaçırdığı fırsatlar ve yapmak zorunda kalacağı masraflar ve bu arada da kısmen de olsa alabileceği taşıma işi nedeniyle elde edebileceği kar durumu nazara alınarak davacının kendi ihmali ile kaçırdığı gelir kaybının da tazminattan indirim yapılarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusu yerindedir.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizce taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmiş, kaldırma kararı içeriğine göre toplanması gereken delil ya da araştırılması gereken başkaca husus bulunmadığından, kaldırma kararı gerekçesi doğrultusunda davacının alacağından takdiren %10 hakkaniyet indirimi yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 272.079,65 TL’nin 10.000,00 TL’lik kısmının dava tarihinden, bakiye kısmının 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlı reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 18.585,76 TL harçtan peşin alınan 7.510,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.075,48 TL harcın davalıdan tahisili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma, 7.510,28 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 7.750,00 TL bilirkişi ücreti, 384,20 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 8.134,20 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 5.032,50TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri olmak üzere 174,30 TL yargılama giderinden 66,40 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 27.495,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 19.880,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.05/10/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı