Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/17 E. 2022/385 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/17 Esas
KARAR NO : 2022/385
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkil aleyhine Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası üzerinden tanzim 26.12.2016 tanzim 06.12.2019 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli bono sebebine dayanarak icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibini ve takip konusu borcu kabul etmediklerini, müvekkilin davalı bankaya borcu bulunmadığını, icra takibi konusu olan bonolarda keşideci olarak görünen ve vekil edenin abisi olan merhum …’nun davalı bankadan çekecek olduğu kredi için işbu bononun düzenlendiğini, davalı bankanın müvekkile söz konusu kredi için teminat olarak bu bilgisayar çıktısı şeklinde olan senetleri içeriği boş olarak imzalattığını, müvekkilin senetleri imzaladığının farkında olmadığını, davalı bankanın dava dışı asıl borçluya hayat sigortası yapmadığı için sorumluluk altında olduğunu, davalı bankanın tacir vasfında olduğunu ve 2016 tanzim 2019 ödeme tarihli bir senedi alacaklı yerine geçecek şekilde ciro yolu ile almasının olağan dışı olduğunu, bu sebeplerle müvekkilin bankaya Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına konu bonodan kaynaklı borçlu olmadığına ve icra takibinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu edilen ve kambiyo senedi vasfı taşıyan bononun tahsil edildiğinde borçtan mahsup edilmek üzere müvekkil bankaya ciro yolu ile teslim edildiğini, takibe konu bononun 6102 Sayılı Kanunun 776. maddesinde sayılan tüm unsurları içerdiğini, senet üzerinde teminat iddiasını kanıtlayan herhangi bir ibare bulunmadığını, sözleşme ve bononun aynı tarihli olmasının senedi teminat senedi haline getirmediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 680. maddesi uyarınca açık poliçe düzenlenebileceğinden iddia edildiği gibi imza dışındaki diğer unsurların sonradan doldurulmuş olmasının senedin geçerliliğine etkisi olmadığını, davacının iddialarını, HMK 200. md uyarınca senetle ispat etmesi gerektiğini, keşideci ile lehtar arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayalı şahsi defi’lerin müracaatta bulunan yetkili ve iyiniyetli hamil olan müvekkil bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, iş bu menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılmış olup ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, davacının sadece kendisi ile ilgili iddialarını ileri sürebileceğini, bu nedenlerle davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Mahkememizce Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. Yapılan incelenmesinde özetle; alacaklının … A.ş., borçluların … Gıda Tarım İnş. Oto Nakl. Turzm San ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, 74.444,22 TL üzerinden takibe geçildiği, davalının yapılan takibe itiraz etmesi üzerine takibin geçici olarak durduğu görülmüştür
Alınan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; takip konusu kredi alacağının kaynağı … Gıda Tarım İnşaat Oto Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine kullandırılan krediler ise değerlendirmelerimiz aşağıdaki gibi olacaktır. Bankacılık uygulamasında kredilerin geri ödenmesinde güçlük yaşanan durumlarda kullanılmak üzere yaygın şekilde uygulanan bir yöntem olan ve kredi borçlusu tarafından boş senedin imzalanarak banka yetkililerine teslim edildiği, gerektiği durumlarda kullanılmak üzere banka kasalarında saklandığı ve TTK’na göre açığa imza atmak suretiyle tanzim olunan bononun hukuken geçerli olduğu; takibe konu senedin tanzim tarihi olan 26.12.2016 tarihinde asıl kredi borçlusunun toplam sözleşme kadar senet alındığı, vade tarihinin ise 06.12.2019 gibi 3 yıllık uzun bir dönemi kapsadığı, Genel Kredi Sözleşmesine bağlı açılan kredilere alınan munzam teminat olduğunun anlaşıldığı; takibe konu bononun taraflar arasındaki sözleşme uyarınca teminat senedi olarak düzenlenmiş ise, bono mücerret borç ikrarını içeren senet olmaktan çıkacağı, bono niteliğini kaybedeceği ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu olamayacağı; bunların yanında davacı …’ın dava dışı … Gıda Ltd. Şti. ile davalı banka arasında imzalanan 23.12.2016 tarihli … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi ve sözleşmeyle bağlantılı 250.000,00 TL Limitli Cari Hesap Sözleşmesi ile 23.12.2016 tarihli … numaralı Ticari Kart Sözleşmesine 250.000,00 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu; hususları dikkate alındığında davalı bankanın davacıdan ve diğer bono borçlularından 06.12.2019 bononun vade tarihinde toplam (6.666,68 + 8.120,00 + 2.030,00 = 16.816,68 TL) 16.816,68 TL anapara alacağı bulunmaktadır. Davacının bonodaki sorumluluğunun yanı sıra … Gıda Ltd. Şti.’ne 250.000,00 TL limitle kefaleti bulunduğu, ancak, davacı vekilinin beyan ettiği gibi dava dışı bir diğer borçlu olan …’nun şahsi kredi borçlarından kaynaklanan alacak sebebiyle bono takibi başlatılmış ise; yukarıda bonoya ilişkin yaptığımız genel değerlendirmeler geçerli olmakla birlikte, …’nun davalı bankadan kullanmış olduğu kredilere ilişkin hesap özeti ve ödeme planları ile tasfiye hesaplarına ilişkin hesap özetlerinin ve davaya konu 26.12.2016 tanzim 06.12.2019 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli borçluları … Gıda Tarım İnşaat Oto Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … olan bonoya ilişkin bir örneğin dosyaya sunulması halinde bu hususta da ek raporla değerlendirme yapılabileceği kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Alınan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; kök raporumuzda, 06.12.2019 bononun vade tarihinde toplam (6.666,68 + 8.120,00 + 2.030,00 = 16.816,68 TL) 16.816,68 TL anapara alacağı hesaplandığından; 16.816,68 + 8.651,46 = 25.468,14 TL nakit alacak ve kalan 15 adet çeke karşılık (2.030,00 X 15 = 30.450,00 TL) 30.450,00 TL gayri nakit alacak hesaplandığı, özetle;
25.468,14 TL nakit ve
30.450,00 TL gayri nakit olmak üzere toplam 55.918,14 TL alacak bulunduğu kanat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Alınan 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kök raporda ve ek raporda tespit ettiğimiz üzere davalı … ve dava dışı …’nun kefaleti bulunan ve aynı zamanda bono borçlularında olan … Gıda Tarım İnşaat Oto Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait dosyada mevcut hesap özetleri incelendiğinde, 06.12.2019 bononun vade tarihinde toplam (6.666,68 + 8.120,00 + 2.030,00 + 8.651,46 = 25.468,14 TL) 25.468,14 TL nakit anapara alacağı ile 4 adet nakde dönüştüğünden kalan 15 adet çeke karşılık (2.030,00 X 15 = 30.450,00 TL) 30.450,00 TL gayri nakit alacak hesaplandığı, ek raporda tek tek listelenen …, numaralı 4 adet çek nakde dönüştüğünden toplam 8.651,46 TL nakit alacaklara ilave edilmiştir. Kalan 15 adet çek nakit alacağa dönüşmediğinden ve belirsiz alacak olduğundan çek yaprağı başına 2.030,00 TL’den toplam 30.450,00 TL gayrinakit alacak bulunmaktadır. Yani ek rapor da yaptığımız hesaplama doğru ve geçerli bulunduğu, davacı vekilinin itirazları değerlendirilmesi: davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, genel kredi sözleşmesine bağlı Kefalet sözleşmesinin 3.1. maddesinde kefilin GKS kapsamında kullanılan veya kullandırılacak nakdi gayrinakdi tüm borçlar ile asaleten ve kefaleten doğmuş doğacak tüm borçların, faizlerinin ve ferilerinin kredi alanla birlikte sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt ettiği, 3.12. maddesinde ise; kefalet tutarıyla sınırlı olmak üzere bankanın kefilden gayri nakdi kredilerin faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmek üzere 3 gün içinde bankaya depo edilmesini isteyebileceği, kefilin de bu talebin yerine getirilmesinden sorumlu olacağı yazılı bulunduğu, Genel Kredi Sözleşmesinin 8.04.g. maddesinde de; teminat mektubu bedelinin deposuna ilişkin hüküm bulunduğu, sözleşmelerde gayri nakit kredilerin deposuna ilişkin açık hüküm bulunduğundan, dosyaya sunulan çek takip kaydı değerlendirilerek hesaplama yapıldığı, bununla birlikte, davalı banka vekili gayri nakit çek risklerine ilişkin %50 marjla depo edilmesi gerektiği yönündeki iddiasına ilişkin sözleşmede hüküm bulunmamakla birlikte, bankacılık uygulamasında da yeri bulunmamaktadır. Ancak, 5941 sayılı kanun kapsamında çek yaprağı başına yasal yükümlülük bedelinin arttırılması halinde artan risk kadar müşterisinden depo talebinde bulunabilecektir. Yine, nakde dönüşen 4 adet çek nakit alacaklara kalan 15 adet çek başına yasal yükümlülük bedelleri toplamı gayrinakit alacaklara ilave edildiği, bunun yanında, nakde dönüşmeyerek henüz banka riskini oluşturmayan ve tedbir için deposu istenen bu çeklerle ilgili olarak, 5941 sayılı yasa uyarınca bankanın sorumluluğunun çekler üzerinde yazılı baskı tarihine göre 5 yıllık zaman aşımı süresi bulunduğu, Yüksek Mahkemenin çek depo taleplerinin ferdileştirilmesine ilişkin değişik görüşleri bulunduğundan, sözleşmede çek yapraklarına ilişkin depo talep edilebileceğine dair açık hüküm bulunmakla birlikte, geçerli bir kefalet sözleşmesi dolayısıyla henüz riski gerçekleşmeyen, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulup kurulamayacağı hususunda takdirin sayın mahkemeye bırakıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava bonodan borçlu bulunmadığına dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı yan senedin boş olarak ve dava dışı üçüncü kişinin borcuna teminat amacıyla verildiğini bu nedenle kambiyo vasfı bulunmadığını, bononun düzenleme ve vade tarihleri nazara alındığında hayatın olağan akışına uymayan niteliği bulunduğunu beyan etmiş, davalı ise bononun tahsil edildiğinde borçtan mahsup edilmek üzere ciro yolu ile bankaya sunulduğunu savunmuştur.
Öncelikle bononun boş olduğu halde imzalanması iddiası yönünden yapılan değerlendirmede bu hususun kabul edilmesi halinde dahi, bononun kararlaştırılan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu davacı yazılı delille ispatlamalıdır. Bu nedenle hayatın olağan akışı vs savunmaya itibar edilemez. Bankaca dava dışı üçüncü kişinin borcuna mahsuben ciro yolu ile devralındığı beyan edilmiş olmakla davacının bu senetten dava dışı …’nun borcu kadar sorumlu olması gerektiği bakiyesinin bedelsiz olduğu kabul edilmekle, bankacı bilirkişiden bu yönde rapor aldırılmış, banka kayıtları incelenerek hazırlanan 31.10.2021 tarihli rapor oluşa uygun gerekçeli ve denetlenebilir olmakla yerinde görülmüş, senet vade tarihi itibariyle, dava dışı üçüncü kişi …’nun 25.468,14 TL nakit ve 30.450,00 TL gayri nakit olmak üzere toplam 55.918,14 TL borçlu olduğu böylelikle 250.000,00 TL lik senedin 194.081,76‬ TL lik kısmından borçlu olmadığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Gayrinakdi alacak taleplerinden kefilin sorumlu olmayacağına dair itirazlar sözleşmede bu yönde açık hüküm bulunduğundan, kaldı ki ciro yolu ile verilen senetten tüm alacak tahsil edilebileceğinden yerinde görülmemiştir.
Davacı yan takipten değil de senetten borçlu olmadığına dair menfi tespit talep ettiğinden takip tarihine göre değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiş, işlemiş faiz hesabı da yapılmamıştır ve senet vade tarihi itibariyle yapılan alacak hesabına göre hüküm kurulmuştur.
55.918,24 TL yönünden İİK 72 uyarınca tedbir uygulanmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir. Bankanın tüm senedi kısmen takibe koymadığı, yargı içtihatlarına göre bildirilen akdi faiz yerine fiilen uygulanan akdi faize göre temerrüt faizi hesaplanmasının yarattığı farklılık bakımından kötü niyetli olduğu kabul edilmediğinden kötüniyet tazminatına da hükmedilmemiştir.
Dava bonodan borçlu olmadığı istemine ilişkin olup bono değeri 250.000 olmasına rağmen davacının 74.444,22 TL üzerinden harç yatırdığı gerekçeli karar yazım aşamasında fark edilmiş, tahsil edilmeyen eksik harç davalıya yüklenmiş, ancak vekalet ücreti davacı bakımından harç yatırılan tutar üzerinden, davalı bakımından ise reddedilen tutar nazara alınarak hesaplanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davacının Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyasına dayanak bononun 194.081,76‬ TL lik kısmından borçlu olmadığının tespitine,
Tedbir kararı uygulanmadığından reddedilen kısım yönünden davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 13.257,72 TL harçtan peşin alınan 1.271,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.986,39 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 1.271,33 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 66,10 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 666,10 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 517,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.477,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.069,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.21/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır