Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/684 E. 2021/870 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/684 Esas
KARAR NO : 2021/870
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: … Ltd Şti’nin %25 ortağı olan muris …’ın 08/12/2019 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları eşi …, çocukları … ve … olduğunu, davacı müvekkili …’ın şirketteki hissesinin 77 adedini 77.000,00 TL bedel ile … leni,e 77 adedini ise 77.000,00 TL bedel ile … lehine feragat ettiğini, davalı şirketin tüm ortakları ve şirketin fiil ehliyetini kullanmaya yetkili müdürü …’ün davacıların murisi …’ın vefatını ilk günden beri bildiğini, bu sebeple TTK’nın 596.maddesi gereğince, miras yolu ile davacılara hisse geçişi genel kurul kararına gerek olmaksızın gerçekleşmiş olup iktisabın öğrenilmesinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde açıkça ve yazılı olarak reddedilmediğini ve onay vermiş sayıldığını, dava dilekçesi ekinde sundukları çağrının 4,5,6 maddelerinde davacıların murisi …’ın vefatı sebebiyle davacılara intikal eden hisselerin geçişinin oylanmasını gündem maddeleri olarak belirlendiğini, genel kurul toplantısı yapılması için gereken 3 aylık hak düşürücü sürenin geçmesiyle birlikte şirketin ortağı kabul edilen davacıların ortaklıklarının durumunun tekrar gündeme gelmesi ve oylanması genel kurul kararını sakatladığını, şirket ortağı olan davacıların genel kurula davet edilmesine rağmen, ortaklık haklarının kullanılmasının engellendiğini, vazgeçilmez nitelikteki hakların ihlal edildiğini, ttk 596.maddesi gereğince, miras yolu ile genel kurul kararına gerek olmaksızın esas sermaye payı iktisap eden davacıların bu paylara ait tüm hak ve borçlarının da genel kurul kararına gerek olmaksızın geçtiğini, davacıların davalı şirket müdürü tarafından murislerinin mirasçısı olarak toplantıya çağırılmış ve toplantıya katılmış olmalarına rağmen, oy kullanmalarına izin verilmediğini, yapılan usulsüzlük ve hukuksuzluklara karşı muhalefetlerinin tutanağa geçirilmediğini, davacıların ortaklıktan kaynaklanan tüm haklarının yok sayıldığını, davacıların vazgeçilmez nitelikteki haklarının ihlal edildiğini, kısıtlandığını ve güçleştirildiğini, Kanunun emrettiği şekilde alınmış bir genel kurul kararı olmadığından, ortakların gerçek iradeleri tutanağa yansımadığından, genel kurul toplantısı kararının kurucu unsurlarının eksik olduğunu, alınan kararların yok hükmünde olduğunu neticeten 12/10/2020 tarihli genel kurul kararının yokluğunun-hükümsüzlüğünün tespitine veya iptaleni, Antalya … Noterliğinin … tarihli, … yevmiye sayılı feragatnamesi dikkate alınarak, davacıların, davalı şirketteki muris …’dan intikal eden hisseleri kazandığının tespiti ile adlarına tesciline, davacıların iktisabının tespiti ile tescili mümkün olmadığı taktirde , TTK’nın 597.maddesi hükmü gereğince, esas sermaye paylarının gerçek değerinin … Noterliğinin … tarihli, … yevmiye sayılı feragatnamesi de dikkate alhınarak bilirkişi marifetiyle tespit edilerek belirsiz alacak davası olarak değerlendirilip, Mahkemece belirlenen miktarın davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Şirketteki miras hak ve alacağından feragat eden davacı …’ın işbu davayı açmada hukuki yararı olmadığını, davacıların, iptali istenen genel kurul toplantısına kadar esas sermaye payını miras yoluyla intikal ettiklerine dair şirkete bir bildirim yapmamış olup pay defterine kaydolmayı talep etmediklerini, … mirasçılarının; iptali istenen genel kurul toplantısına kadar gerek Antalya Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gerekse müvekkil şirkete esas sermaye payını miras yolu ile iktisap ettiklerini ve mirasçılıklarını gösteren herhangi bir belge ile pay defterine kaydedilmek üzere başvurmadıklarını, nitekim genel kurul toplantısının gerçekleştiği tarihe kadar ne şirket kayıtlarında ne de ticaret sicil kayıtlarında şirkete karşı yapılmış bir bildirimin söz konusu olmadığını, davacıların oy haklarının kısıtlandığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkil şirketin, davacılara, esas sermaye paylarını pay defterindeki gerçek değeri üzerinden almayı önerdiğini, noter onaylı feragatname ile esas sermaye paylarının gerçek değerini belirleyen davacıların bedel yönünden itirazlarında hukuki yararı olmadığını, davacıların dava dilekçesinde, müvekkil şirket tarafından esas sermaye payları için önerilen bedelin gerçek değeri yansıtmadığını, esas sermaye payının gerçek değerinin ttk 597. madde uyarınca tespit edilerek taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, esas sermaye payının gerçek değerinin bu olmadığına yönelik itirazları bulunan davacıların, kendi aralarında düzenledikleri feragatname ile 1 adet payın değerini 1.000,00 tl olarak kabul ettiklerini, miras yolu ile intikal eden esas sermaye payının değeri hususunda davacıların noter onaylı belge ile kabulünün ortada olduğunu, hal böyle iken kendi kabullerinde olan bir miktara itiraz etmelerinde hukuken bir yarar bulunmadığını, bu nedenle esas sermaye payının değerine ilişkin yaptıkları itirazın hukuki yarar yoksunluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, usulüne uygun bir şekilde tertip edilmiş genel kurul toplantısında alınan kararların tescilinin tedbiren durdurulması talebi iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan bir talep olduğunu, davacıların alınan kararları sürüncemede bırakma derdine düştüğünü neticeten davacıların davasının tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 03.06.1991 tarihinde kurulduğunu, davacıların 30.10.2010 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısı ile pay sahibi olduklarını, davalı şirkete ait … kayıtlı bir adet taşınmaz bulunduğunu, şirketin bu taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak kiraya verilmesi faaliyetini yürüttüğünü, başkaca faaliyet göstermediğini, davalı şirket müdürü … tarafından 12.10.2020 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yapılmak üzere ekte sunulan 21.09.2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi sayfasında görüleceği gibi toplantıya çağrı yapıldığını, 12.10.2020 tarihli Genel Kurul Toplantısına davacı …, davacı …’e vekaleten … ve …’ün katıldığını, müteveffa … mirasçılarınında toplantıyı takip ettiklerini, davalı şirket müdürü …’ün; müşterek müdür …’ın vefat ettiğini bildiği halde (zira müteveffanın cenaze merasiminde kendisi bizzat bulunmuştur) usulüne uygun ve süresinde genel kurul toplantısı düzenlendiğini, …’ın hisselerinin intikali için gerekli işlemleri yapmamış olup; şirketi yürütmeye tek başına yetkili olmadığı halde usülüne aykırı olarak işlemler yaptığını, davacıların oyu hilafına toplantı başkanı seçilmesi ve toplantı tutanakları imzalama yetkisinin …’e verilmesine ilişkin kararların oybirliğiyle verildiğinin tutanak altına alındığını, 12.10.2020 tarihli toplantı tutanağının 1. ve 2. maddelerinde “toplantı başkanlığına …’ün seçilmelerine” ve “toplantı tutanaklarını imzalama yetkisinin …’e verilmesine” dair kararların oybirliğiyle verildiğinin yazıldığını, bu maddelere ilişkin davacıların muhalif olduklarını, …’ün toplantı başkanı olmasına ilişkin kararlara muhalefet şerhi koymak istemişlerse de muhalefet şerhinin yazılmadığını, …’ın vefatı ile de davacılardan başka oy hakkı olan kişi de kalmadığını, Genel Kurul toplantısı aşağıda açıklanan diğer hususlar yanında bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle hükümsüz olduğunu ve iptali gerektiğini, 12.10.2020 tarihli Genel Kurul Toplantısının 7. Maddesi uyarınca …’ün müdür seçilmesine davacıların muhalefet şerhi koyduklarını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi …/… Sayılı dosyada müdür …’ün şirketi zarara uğratması ve usulsüz işlemler yapması nedenleriyle davacıların müdürün sorumluluğuna ilişkin dava açtıklarını, yargılamanın devam ettiğini, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında …’ün davacı …’e karşı işlediği yaralama suçu nedeniyle ceza aldığını ve hükmün kesinleştiğini, davacılar ile müdür … arasında başkaca da ceza davası ve soruşturma dosyaları olup; azınlık davacıların haklarının müdür tarafından gözetilmeyeceği ve hatta kasten çiğnenme tehlikesinin açık olduğunu, hal böyle iken … tarihli toplantıda verilen müdür seçimi kararının iptali gerektiğini, şirket müdürünün ibra noktasında oy kullanmasının da mümkün olmadığını, TTK 436/2 maddesi uyarınca “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz” Bu durumda da davacıların ibraya ilişkin muhalif olmaları halinde müdür ibra edilemeyeceğini, başkaca da pay sahibi bulunmayacak ve oy birliği ile ibra edilmediğine karar verilmiş olacağını, açıklanan sebeplerle davacıların ibra noktasındaki itirazları, beyanları ve muhalefet şerhleri dinlenmeyen, toplantı tutanağına geçirilmeyen Genel Kurul kararlarının hükümsüz olduğunu ve iptali gerektiğini, TTK 630. Maddesi uyarınca müdürün yönetim hakkının ve yetkilerinin kaldırılması ile yönetime kayyım atanmasını talep etmek gerektiğini, TTK 630/2 maddesi uyarınca “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” şeklinde düzenlendiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 12.10.2020 tarihli Genel Kurul Kararlarının hükümsüzlüğüne ve/veya iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Mirasçılarının (Kanuni veya Atanmış) Genel Kurul Toplantısına kadar esas sermaye payını miras yoluyla intikal ettiklerine dair şirkete bir bildirim yapmadıklarını, pay defterine kaydolmayı da talep etmediklerini, … mirasçılarının; iptali istenen genel kurul toplantısına kadar gerek Antalya Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gerekse davalı şirkete esas sermaye payını miras yolu ile iktisap ettiklerini ve mirasçılıklarını gösteren herhangi bir belge ile pay defterine kaydedilmek üzere başvurmadıklarını, Genel Kurul Kararlarının yokluğu yönündeki iddiaların gerçek dışı soyut iddialar olduğunu, bunun yanı sıra toplantı tutanağını imzalama yetkisinin toplantı başkanına ait olduğunu, şirket yöneticilerin ibrası genel kurul gündeminde yer almadığı gibi azlığın bu yönde usulüne uygun bir talebinin de söz konusu olmadığını, davacılardan … vekaleten toplantıda bulunan …’in şirkete ait birtakım evrak suretlerini hukuka aykırı yollar ile ele geçirdiklerini, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından alınan kurum görüşünde de genel kurul kararında alınan kararların hukuka uygun olduğunun belirtildiğini, davacılar tarafından gerçekleştirilen 2. genel kurul toplantısının hukuken bir geçerliliğinin mevcut olmadığını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi …/… Sayılı dava dosyası ile huzurdaki dava dosyasının bağlantılı davalar olup birleştirilmesi gerektiğini, davacıların kayyum talebinin usulüne uygun bir şekilde tertip edilmiş genel kurul toplantısında alınan kararları ve şirketin yönetimini sürüncemede bırakmak adına iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan bir talep olduğunu beyanla davacıların, TTK 630/2 uyarınca şirket yönetimine kayyum atanması talebinin reddine, davacıların, genel kurul toplantısının iptali yönündeki açtıkları davanın reddine, huzurdaki davanın, aynı sebepten kaynaklanan antalya … asliye ticaret mahkemesi …/… sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı olması sebebiyle Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi …/… sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davaya konu genel kurulun yapıldığı tarihte şirket çalışanıydım, şirkette hangi tarihte çalışmaya başladığımı hatırlamıyorum, şirket yetkilisi … benim babamdır, vefat eden ortak … dayım olur, birleşen dosyadaki davacılar … teyzem, … de eniştem olur, davaya konu genel kurulun yapıldığı tarihte ben toplantıda herhangi bir sıfatım olmadığı halde bulundum, toplantı 12 Ekim’de 10.00-10.30 sıralarında başladı, toplantıya babam …, …, …’e vekaleten oğlu … …’in diğer oğlu …, … mirasçıları … ve … ile … katıldı, bir de şirket avukatı … bulundu, gündem maddelerinin okunması ile başlandı, … söz aldı ve gündemin son maddelerinde yer alan şirketin bilanço, gelir-gider hesapları gibi kayıtları hemen incelemek istediğini söyledi, kendisine verildi, fotoğraflarını çekenler oldu, daha sonra gündem maddelerinin tek tek görüşülmesine geçildi, avukat toplantı başkanının seçilmesi gerektiğini söyledi ve başkanın görevlerini anlattı daha sonra …’ün toplantı başkanlığına seçilmesine itirazı olan var mı diye sordu, kimse itiraz etmedi, yine ikinci gündem maddesi olarak …’ün toplantı tutanağını imzalama yetkisi verilmesine itirazı olan var mı diye sordu, herkes olumlu manada kafasını salladı, hatta … müdürler kurulu başkanı o, toplantı başkanı da o olsun dedi, bu iki gündem maddesine …’ın mirasçıları dahil tüm ortaklar oy kullandı, gündemin 4.maddesine geçildiğinde avukat TTK ‘nun ilgili maddesi ile ilgili bilgi verdi, … mirasçıların ortak olarak kabul edilmemesi yönünde oy kullandı … ve … şirket ortağı olmaları yönünde oy kullandılar, … mirasçılarına bu gündem maddesinde görüş sormadılar, onlar da oy kullanmadılar, bir sonraki gündem maddesine geçildiğinde … ve …, eğer … mirasçıları ortak olmayacak ise hisseleri şirket adına alınsın şeklinde beyanda bulundular, yine bu gündem maddesine … olumlu oy kullandı, ancak … mirasçıları yine oy kullanmadılar, bu şekilde toplantı devam etti, son gündem maddesi onaylandıktan sonra … ben hiçbir şeyi imzalamıyorum ve bu toplantıyı kabul etmiyorum dedi, avukat zaten sizin imzalamanız gereken bir tutanak yok, imzalama yetkisini zaten …’e verdiniz dedi, daha sonra …, … ve … mirasçıları bir hışımla toplantı salonunda ayağa kalktılar, toplantının bittiğini avukat söyledi, tam arkalarını dönüp gitmek üzereydiler, … ve avukat da kalktılar diğer tarafa doğru yönlendiler ben de masada bulunan bilgisayar ve evrakları, dosyaları toplamaya başladım, … bu sefer dönüp geldi, diğerleri de geldiler, … benden bir evrakın fotoğrafını çekmek için istedi, hazirun cetveliydi sanırım ben gayri ihtiyari verdim, kendisi öz kuzenimdi güvendim, diğerleri U şeklinde etrafımı sarmıştı fark etmedim, … ve avukat da benim etrafımın sarıldığını görünce geri gelmişler, o sırada şirket avukatı … evrakı geri istedi, bunun üzerine … evrakı alıp hızla koşmaya başladı, şirket avukatı polis çağırın diye bağırmaya başladı, polisi aradım, durumu anlattım” ,
Asıl davada davacı vekilinin talebi ile sorulduğunda: “Babam bilgisayar konusunda iyi olmadığı için toplantı tutanağını bilgisayarda ben yazdım, … ve şirket avukatı ne dediyse onu yazdım” ,
Sorulduğunda:” Hazirun cetveli masa üzerinde duruyordu, herkes geldi imzaladı, hazirun cetvelinde benim imzam yoktur, ama dediğim gibi … mirasçıları toplantıya katıldı ve 2.ve 3.maddelerde oy kullandılar,
… öldükten bir saat sonra beni ağabeyim aradı ve vefat ettiğini söyledi, Uncalı mezarlığında defnedileceği söylendi, ailece annem, babam, kardeşim ve … ve … ailece mezarlıktaydık, benim bildiğim kadarıyla iki kuzenim ve Hasan’ın eşi yengem mirasçıdır, başka mirasçı olup olmadığını bilemem,
… tarihli tutanakla ilgili bir bilgim yoktur, o tarihte genel kurul yapılıp yapılmadığını bilmiyorum”
Birleşen dosya davacısı vekilinin talebi ile sorulduğunda:” …’ın alıp götürdüğü evrakın iade edilip edilmediğini bilmiyorum, ben … evrak fotoğrafını çekmek için almak istediğinde bir bildiği vardır diye verdim”,
Davalı vekilinin talebi ile sorulduğunda:” İbra konusu gündem maddeleri arasında değildi, dediğim gibi kim incelemek isterse gelir gider evraklarını inceledi, toplantı tutanağında da kim nasıl oy kullanmış ise aynen geçti, hatta şerh koymak isteyen varsa söylesin dedim, kendilerine kalem kağıt uzattım , not düşmelerini istedim , toplantı yaklaşık 2-2,5 saat sürdü, ses bile yükselmedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
ASIL DAVADA DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben, 12 Ekim tarihinde avukat …’in yanında stajyer avukattım, bu sebeple toplantının yapıldığı kafe gibi yere ben de gittim, dediğim gibi toplantının yapıldığı kafede şahıslardan 2-3 masa ileride başka bir masada oturuyordum, ancak toplantıda konuşulanları duyuyordum, …’ı ve mirasçılarını bilmem yine diğer ortakları da bilmiyordum, … diye bir teyze vardı, … , …’dan bahsedildi ve bizden başka kimse olmadığı için konuşulanların tamamına yakınını duydum, dosyayı da biliyordum, bildiğim kadarıyla … şirketin %50 hissesinin sahibidir, … toplantı başkan olarak oy birliği ile seçildi, toplantıda … mirasçıları ile ilgili gündem maddesi görüşülmeye başlayınca hareketlilik oldu sesler çıkmaya başladı, mirasçılar serzenişte bulundular, …, “adam öldü gitti, hakkı olan şeyleri vermiyorsunuz, bu günü mü beklediniz, hakkım haram olsun” gibi şeyler söyledi, hatırladığım kadarıyla sermaye pay geçişi oy çokluğu ile reddedildi, bu gündem maddesi ile ilgili olarak … mirasçılarına oy hakkı tanınıp tanınmadığını hatırlamıyorum, ancak önceki gündem maddelerinde kullandı, yine müdür seçimi mevzusunda tartışma yaşandı, … daha önce olduğu gibi şirketin iki temsilcisi olmasını istedi ve ana sözleşmede bu şekilde olduğunu söyledi, ana sözleşmeye bakıldı böyle bir şart olmadığı anlaşıldı, … şirket müdürlüğüne oy çokluğu ile seçildi, … ve … oyları aleyhe idi, HasanYılmaz mirasçılarının oyları alınmadı, daha sonra şirketin defterlerini nicelemek istediler baktılar toplantı dağılmak üzereydi, … , …’de bulunan hazirun cetveli ve toplantı tutanağına bakmak istedi, belgelerin fotoğraflarını çekmek istedi, … belgeleri masaya rahat çeksin diye koydu, o da belgeleri alıp kaçtı, bu sırada zaten henüz … toplantı tutanağını imzalamamıştı, dolayısıyla imzasız toplantı tutanağı ile hazirun tutanağının aslını alıp götürdü, avukat bey de polis çağırın diye bağırdı, polis geldi, tartışma yaşandı,
Sorulduğunda: Polise gittiğimizde şirket evrakları olması nedeniyle onları geri istedik, polis ilgilenmedi, savcı beyin talimatıyla sadece fotokopileri verildi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
BİRLEŞEN DOSYA DAVACISI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davaya konu genel kurulun yapıldığı yerde annem …’i temsilen bulundum, biz bir akaryakıt istasyonunun arka tarafındaki açık alanda toplantıyı yaptık, biraz bekledik, …, … ve … geldi, daha sonra da avukatları … ve yanında bir kişi ile geldiler, babam ve ben toplantıya başlamadan önce şirketin mizan ve hesap hareketlerine ilişkin bilgi ve belgeleri görmek istedik, hazirun cetvelini imzalamadan göremeyeceğimiz söylendi, hazirun cetvelini imzaladık, daha sonra bir takım belgeler verdiler ancak bu belgelerin şirketin ticari faaliyetleri ile alakası olmadığını, bilanço, mizanla ilgili bilgi vermediğini söylediğimizde şirketin hesaplarını incelememiz için şirkete ihtar çekmemizi istediler, toplantıya babam ve benim dışımda …’ın mirasçıları …, … ve … da katılmışlardı, hazirun cetveline bunların imzalarını almadılar, sonra toplantı başladı, ben ve babam madem toplantıya çağırdılar onların da hazirun cetvelinde imzaları alınması gerekir dedik ancak avukata sorabilirsiniz gerek yok dediler, …’ın öldüğüne ilişkin kendilerine bilgi vermediklerini söylediler, ancak herkes dayım …’ın öldüğünü gayet iyi biliyordu, zira hepimiz cenazedeydik, kaldı ki defin ile ilgili işlemleri … ve … yaptı, … köyde azadır, zaten şirket aile şirketidir, … kendisi toplantıyı yönetmek üzere divan başkanı olacağını söyledi, biz kabul etmedik, ancak yönetim kurulu başkanıyım ayrıca %50 oyumu kullanıyorum oy birliği ile başkan seçilmiş gibi tutanağa geçti, kendi kendine imza yetkisi verdi, halbuki biz kabul etmemiştik, … mirasçıları da kabul etmedi, onlara oy kullanma yetkiniz yok dendi, kendi avukatınızı getirseydiniz madem gibi konuşunca, … avukat …’e “şirket vekaleti verirken yaptığınız ve konuştuklarınız ile bunlar aynı değil” diye sitem etti, o da ” kim paramı verirse onu savunurum, o zaman güvenim vermeyecekti kocan” gibi konuştu, diğer maddelerin görüşülmesine geçtiler ve … mirasçılarını tamamen diskalifiye ettiler, bir kenarda oturun ya da gidebilirsiniz dediler, babam ve ben itiraz ettik, ancak kabul etmediler, diğer gündem maddelerinin görüşülmesine geçildi, şirket hisselerinin miras yoluyla devrinin kabul edilip edilmeyeceği görüşüldü, babam ve ben olumlu oy kullandık, ancak … olumsuz oy kullandı, şirket hissesinin miras yoluyla geçmesini kabul etmedi, …’ın itirazı üzerine yine tartışmalar çıktı, benzer cevaplar verildi, daha sonra da “Allahınızdan bulun ” diye sitem ederek arabasına gitti, diğer maddeler görüşüldüğünde hisseler şirkete mi geçsin 3.bir kişiye mi geçsin diye soruldu, biz muhalefet şerhimizi işletmek istiyoruz, üstteki maddeye olumsuz oy kullandığımızı, … mirasçılarına …’ın hissesinin geçmesini istediğimizi tekrar ettik, eğer geçmeyecek ise boşta kalan hisseler şirkete ait olsun diye görüş beyan ettik, toplantı bittikten sonra tutanağa muhalefet şerhlerimizin işlenip işlenmediğini görmek istedik, … çıktıyı aldığımda okursunuz dedi, birer nüsha fazla istiyoruz dedik, ondan sonra çıktıyı verdi, baktık, muhalefet şerhlerimiz yazılmamıştı, bir nüshası avukat …’in elindeydi, evrakı okudu, birşeyler söyledi, tutanakları elimizden geri istediler, biz de muhalefet şerhleri işlenmemiş, tutanağa işlensin dedik, tekrar bir kağıt çıkardılar, bir kağıt daha verdi, okudum, yine muhalefet şerhinin olmadığını gördüm, itiraz ettim, … bana bir kalem ve kağıt uzattı, “muhalefet şerhlerini buraya yaz biz gerekli görürsek işleriz, yaparız” dedi, ben yazdığımız kağıdı daha sonra çöpe atarsanız ne kıymeti kalacak dedim, bizden hazirun cetvelini vekaleten ya da asaleten yazarak eksikliği tamamlamamızı istediler, o sırada babam … asaleten yazdı imzaladı, biz bu arada … ile tartışmaya devam ettik, ben avukata mesaj çekmiştim, başka bir evrak imzalamamızı istedi, tüm sicil ve gerekli işlemler için evraklar …’e teslim edilmiştir gibi bir yazı hazırlamışlardı, onu imzalamamızı istediler, biz de imzalamadık, hazirun cetvelinin ıslak imzalı aslı bendeydi, toplantı tutanağının boş imzasız örneği bendeydi (son çıkartılan) ve yine bahsettiğim tutanak isimli evrak bendeydi, tartışma çıkınca … üzerime yürümeye kalkıştı ben de elimdeki belgeleri alarak oradan ayrıldım, önce Kepez Kaymakamlığının oradaki karakola gittim, daha sonra Kızıltoprak’taki yetkili karakola gittim, ifademi verdim, elimdeki evrakların fotokopisini verdim “,
Asıl dosya davacısı vekilinin talebi ile sorulduğunda:” Bana göstermiş olduğunuz 19/02/2020 tarihli kararı … bize getirdi, ilk geldiğinde …’ün imzası yoktu, daha sonra köye geçip …’e imzalatacağını söyledi, biz de bu böyle olmaz karar defterine yapıştırılsın ayrıca biz şirketin mali verilerini ve hesap hareketlerini incelemek istiyoruz, ondan sonra imzalarız dedik, ertesi günü … yine aynı karar kağıdını getirdi, … imzalamış gözüküyordu, bize karar defteri gösterilmiyor, yine şirket mizanı ve hesapları da gösterilmiyor, yine şirket müdürü olarak birkaç karar alınmış onlar da gösterilmiyor, bu yüzden kararı imzalamayacağımızı, karar defterine yapıştırılırsa ve istediğimiz evraklar gösterilirse imzalarız dedik, bundan sonra da zaten genel kurul toplantısı için çağrı yapıldı. “
Davalı vekilinin talebi ile sorulduğunda:” Annem ve babamın haklarını korumak adına evrakları oradan uzaklaştırdım, asılsız ve usulsüz genel kurulun resmileştirilmesine engel olmak istedim, kaldı ki kendi avukatım evrakları karakola getirmemi istedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkeme kasasında bulunan 19/02/2020 tarihli şirket ortağının vefatı, hisse intikali ve feragati hk.konulu ve …’ün imzasının bulunduğu diğer ortakların isimlerinin yazılı olduğu ancak altlarında imza bulunmayan evrak aslı için;
DAVALI ŞİRKET YETKİLİSİ İSTİCVAP BEYANINDA:” Bu imza şekil olarak benim imzama benziyor ancak kalem akışı bana benzemiyor, böyle bir imza attığımı da hatırlamıyorum, böyle bir evrak bana getirilmedi, böyle bir evraka imza atmadım, kimin düzenlediğini de bilmiyorum, bu belge altındaki imzayı kabul etmiyorum” demiştir.
Birleşen davada; HMK 31.maddesi uyarınca birleşen dosya davacıları vekilinden sorulduğunda:” Biz kayyum tayinini tedbir amaçlı istemiştik yoksa ayrıca bu hususta açtığımız bir dava yoktur, zaten dava dilekçemizin sonuç kısmında açıkça sadece genel kurul kararının hükümsüzlüğüne ve/veya iptaline karar verilmesini talep ettik” demiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl davada; davalı şirketin 12/10/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yer alan kararların TTK 622.maddesi yollaması ile TTK 545 ve devamı maddeleri uyarınca iptalinin gerekip gerekmediği, alınan kararların yoklukla- malul olup olmadığı, davacıların iktisabının tespiti ve tescili mümkün olmadığı taktirde TTK 597.maddesi uyarınca esas sermaye paylarının gerçek değerinin ne olduğu, davacıların hak ettiği sermaye değerinin ne olduğu hususlarının taraflar arasında ihtilaflı olduğu,
Birleşen davada ; davalı şirketin 12/10/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların TTK 622.maddesi yollaması ile TTK 545.vd.maddeleri uyarınca iptalinin gerekip gerekmediği ve yine alınan kararların yoklukla malul olup olmadığı hususunun taraflar arasında ihtilaflı olduğu belirlenmişir.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden getirtilen ticari kayıtlar, veraset ilamı ve tüm dosya mündericatına göre; davaya konu limited şirketin pay sahiplerinin …, …, … ve … olduğu, … ve …’ün 26.01.2014 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili şirket müdürleri olarak seçildikleri, ancak %25 pay sahibi …’ın ( asıl davada davacıların murisi) 08.12.2019 tarihinde vefat ettiği, şirket ortaklarından … ve … karı -koca olduğu, yine … ile … kardeş oldukları, …’ün ise …’in eniştesi olduğu,
Aile şirketi vasfındaki davalı şirketin şirket ortağının ölümünden tüm ortakların ve diğer şirket yetkilisinin haberdar olduğu, cenaze töreninin birlikte düzenlendiği, Hasan’ın vefatından sonra mirasçı eş davacı …’ın çocukları davacılar … ve … lehine Antalya … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu feragatnamesi ile kendisine düşen şirket hissesinden feragat ettiği,
Davaya konu … tarihli genel kurul toplantısının; şirket ortağı olan …’ın vefatı nedeniyle mirasçıları (şirket tarafından tespit edilen) …, … ve …’ın TTK 596.madde uyarınca esas sermaye paylarının miras yolu ile intikalinin kabulü ya da reddinin oylanması, müteveffa … mirasçılarının şirkete esas sermaye paylarının reddedilmesi halende TTK.596.maddesi uyarınca mirasa konu esas sermaye paylarının şirketin hesabına devrinin oylanması, müteveffa … mirasçılarının şirkete esas sermaye paylarının reddedilmesi halende TTK.596.maddesi uyarınca mirasa konu esas sermaye paylarının nereye, nasıl ve ne kadar ödeneceğinin kararlaştırılması, şirket müdürünün seçilmesi, şirket adresinin değiştirilmesinin kararlaştırılmasa, şirketin ortağı olduğu taşınmaz hakkında izale-i şüyu davası açılmasının görüşülmesi, şirketin bilanço ve gelir tablosunun görüşülmesi gündemi ile yapılmaya başlandığı,
Toplantıya … mirasçıları, …, … ve …’e vekaleten oğlu …’in katıldıkları, hazurun listesine … mirasçılarının imzasının alınmadığı, divan başkanının seçilmesi için yapılan oylama, birleşen dosya davacıları ortakların şirketin bilanço ve gelir tablolarını inceleme istemleri ve yine mirasçıların hazurun cetveline imzalarının alınıp alınmayacağı hususunun tartışılmaya başlandığı, toplantıda bulunduğu anlaşılan Av. …’in yasal süre içinde ölüm ve intikali şirkete bildirilmediği gerekçesi ile hazurun cetvelinde yer almalarına gerek olmadığını söylemesi ile toplantıya devam edildiği, mirasçılara miras payının intikali ile ilgili karada oy hakkı tanınmadığı gibi istediklerinde toplantı yerinden ayrılabileceklerinin söylendiği, oy çokluğu ile intikalin reddine karar verildiği (birleşen dosya davacılarının intikal için olumlu oy kullandıkları), toplantının devam eden gündem maddelerinde birleşen dosya davacıları ile davalı şirket yetkilisi … arasındaki tartışmanın ilerlediği özellikle muhalefet şerhlerinin tutanağa geçirilmediği hususunda tartışmanın yeniden alevlendiği, toplantı tutanağının birleşen dosya davacıların tarafından görünmek istendiği sırada oluşan kavga ortamı sonrası annesi adına toplantıya katılan … ‘in divan başkanı … tarafından henüz imzalanmayan toplantı tutanağını, ıslak imzalı hazirun çetvelini ele geçirerek toplantının yapıldığı yerden ayrılıp, doğrudan karakola giderek ifade verdiği,
Müştekilerin …, … ve …, şüphelilerin … ve … olduğu soruşturma evrakında Antalya C.Başsavcılığı’nın …/… soruşturma nolu evrak üzerinden olayın hukuki mahiyette olduğu gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK. 596/1 Maddesinde;” (1) Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer,” hükmü düzenlenmiştir.
TTK 596/1 maddesi gereği % 25 pay oranına sahip …’a ait esas sermaye payı, mirasçıları asıl dava davacılarına miras payları oranında geçmiştir. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur.
TTK.596/2 Maddesinde;” (2) Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır,” hükmü düzenlenmiştir.
TTK 596/4″ Maddesinde;” Şirket, üç ay içinde esas sermaye payanının geçişini açıkça ve yazılı olarak reddetmemişse onayını vermiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Kanunda düzenlenen üç aylık red süresi hak düşürücü süre niteliğindedir. Somut olayda pay sahibi …’ın 08.12.2019 tarihinde vefat ettiği ve 12.10.2020 tarihine kadar genel kurulca payın geçişini onaylamayan-reddeden bir kararın alınmadığı, davalı yanca mirasçılar tarafından pay intikali için şirkete yapılmış bir başvuru olmadığı ve üç aylık sürenin başlangıç süresinde bir netlik bulunmadığı gerekçesi ile kararın yasal sürede alındığı iddia edilmiş ise de; aile şirketi vasfındaki davaya konu şirkette, pay sahibinin ölümünün ve ölüm tarihinin tüm diğer şirket ortakları tarafından bilinmesi karşısında üç aylık sürenin 08.12.2019 tarihinden itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerektiği, aksi kabulün açıkça MK.2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği açıktır. Bu durumda davacıların genel kurul tarihinde şirkette pay sahibi oldukları halde TTK 417. Maddesi uyarınca toplantıya katılma ve oy kullanma haklarının açıkça ihlal edildiği sabittir.
TTK nın 447 .maddesinde de Genel Kurulun, özellikle;
A)Pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
C)Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,
Kararları batıldır.
Şeklindeki açık düzenlemeden de görüleceği üzere pay sahibinin genel kurula katılma hakkı engellenemez ve kısıtlanamaz. Dolayısıyla mirasçı davacıların toplantıya çağrılmalarına rağmen hazır bulunanlar listesine isim ve imzaları alınmayarak toplantıya katılma ve oy kullanma haklarının ortadan kaldırıldığı davaya konu genel kurul kararları yoklukla malul olduğu açıktır.
Yine asıl ve birleşen davada dava dilekçelerinin içeriği ve dinlenen tanık beyanlarına göre toplantıya katılan birleşen dosya davacılarının alınan kararlara verecekleri muhalefet şerhlerinin dahi henüz işlenmediği , bu hususta çıkan tartışma sonrası divan başkanının ıslak imzası dahi bulunmayan toplantı tutanağının toplantı salonundan çıkarılması karşısında verilen kararların esasen şeklen ve hukuken dahi oluşmadığının kabul edilmesi gerektiği de dikkate alındığında; asıl ve birleşen davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı KABUL İLE, davalı şirketin 12/10/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
ASIL DAVADA:
Alınması gerekli, 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına.
Davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 170,06 TL tebligat ve posta masrafının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
BİRLEŞEN DAVADA:
Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile, 59,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 11,50 TL tebligat ve posta masrafının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalının yaptığı 22,00 TL yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Sarf edilmeyen gideravansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, asıl dosya davacıları vekili AV. … ile birleşen dosya davacıları vekili AV. … ile asıl dosya ve birleşen dosyada davalı vekili AV…. ‘ın yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.14/12/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı