Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/598 E. 2022/274 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/598 Esas
KARAR NO : 2022/274
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin müvekkil aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ödeme emrinin müvekkilinin ikametgah adresine tebliğ edildiğini, müvekkilinin bahse konu icra takibinden haberinin olmadığını, bu nedenle takibin kesinleştiğini, Antlaya … İcra Müdürlüğü dosyasına dayanak bono üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin “…” nin işletmecisi olduğunu, ancak müvekkilinin büfeyi devir ettiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, tüm parasal işlemlerin nakit olarak yapıldığını, müvekkili ile davalı şirket arasında hiçbir zaman kambiyo senedi düzenlenmediğini, davalı tarafın sahte imzalarla bono düzenleyerek alacak hakkı olduğunu iddia ettiğini beyanla iş bu dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takibinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötü niyetli yapmış olduğu takip nedeniyle kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tacir olmadığından bahisle dava konusu uyuşmazlığa bakmakla yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacının dava konusu borca zamanında itiraz etmediğini, işyeri kapatılınca varlığını bildiği halde borcunu inkar ederek eldeki davayı açtığını, müvekkilinin … gibi şirketlerin Antalya dağıtımcısı olduğunu ve davacının da büfe işlettiğini, davacının müvekkil şirketten büfesinde satmak üzere alışverişler yaptığını, ancak borcunu ödemediğini, alacak likit olduğundan dolayı ve eldeki davanın tedbir talebiyle açılması nedeni ile müvekkil şirketin alacaklarını alamadığını, müvekkilinin zor durumda kaldığını beyanla davanın reddini, davacıya %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. Yapılan incelenmesinde özetle; alacaklının … borçlunun … olduğu, 5.458,78 TL üzerinden takibe geçildiği, davalının yapılan takibe itiraz etmesi üzerine takibin geçici olarak durduğu görülmüştür.
Alınan … tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; borçlusu “…”, alacaklısı “…” olarak düzenlenmiş 02.04.2019 tanzim ve 30.04.2019 vade tarihli “5.14g” TL değerindekisenet üzerinde atılı bulunan borçlu imzalarının … elinden çıkmadığı, Ancak, tetkike konu; borçlusu “…”, alacaklısı … olarak düzenlenmiş 02.04.2019 tanzim ve 30.04.2019 vade tarihli “5.148” TL değerindeki senet üzerinde atılı bulunan borçlu imzaları ile mahkemeniz dosyasına sunulan; “…” antetli; 30.03.2019 tarihli “…” seri numaralı “5.147,79” TL değerinde (1) adet, 19.02.2019 tarihli “…” seri numaralı “1018,42” TL değerinde (1) adet, 05.04.2019 tarihli “…” seri numaralı “1.486,80” TL değerinde (1) adet olmak üzere toplam (3) adet İrsaliveli Faturadan; 30.03.2019 tarihli “…” seri numaralı “5.147,79” TL değerindeki ve 05.04.2019 tarihli “…” seri numaralı “1.486,80” TL değerindeki (2) adet İrsaliyeli Fatura Üüzerinde basılı bulunan “… “ içerikli kaşe izleri üzerinde atılı bulunan imzaların aynı şahıs eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava kambiyo senedinden kaynaklanan alacak nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir. Davacının iddiası bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığına ilişkindir. Davalı bu iddiayı kabul etmemiş, davacının mukayese imzaları toplanarak grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmış, raporda mukayese imzalar ile senetteki imzalar birlikte değerlendirildiğinde senetteki imzaların davacının eli ürünü olmadığı sabit olmuştur.
Davalı yan daha önce de aynı imza ile teslim alınan malların bedelinin davacı tarafça ödendiğini savunmuş ve bilirkişi raporunda da teslim alınan faturadaki imza ile senetteki imzanın aynı el ürünü olduğu saptanmış ise de; bu kişinin davacıyı temsile yetkili kimse olduğu kabul edilmemiştir. Davacı asil duruşmadaki beyanlarında da ” … isimli kişinin kendisinin bilgisi ve talimatı ile imza attığını” söylemiş ise de bu hususu kabul etmediğini belirtmiştir, dosya kapsamında davacının … ile arkadaş olduğu ve bazen bir kısım malları davacı adına teslim aldığı kabul edilmiş ise de bu kişi davacıyı temsile yetkili olmadığından davacının teslim almadığını iddia ettiği mallar yönünden …’ in imzası ile teslim aldığı kabul edilemez. Kaldı ki senette açıkça davacının adı yazılı olup, senedi davacının temsilcisinin imzalaması da mümkün değildir. … temsilci sıfatıyla değil, davacıymış gibi senedi imzalamıştır. Bu hususlar da nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, ancak davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE; davacının Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasına dayanak senetten davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 372,88 TL harçtan peşin alınan 87,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 284,96 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 87,92 peşin harç, 54,40TL başvurma harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 150,00 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 892,32 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 17/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır