Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/585 E. 2021/527 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/585 Esas
KARAR NO : 2021/527
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizden verilen … tarih ve …/… Esas …/… sayılı kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’ nin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı BOZMA ilamı üzerine dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 29/08/2012 tarihinde tur şoförü olarak Antalya Belekten aldığı turistleri Antalya Manavgat ilçesine götürdüğünü, … plakalı kamyonet sürücüsünün kusuru ile kazaya karıştığını, bu kaza neticesinde ağır yaralandığını, kaza nedeniyle müvekkili hakkında Manavgat … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, bu dava da müvekkilinin beraat ettiğini, yaşanan kazadan dolayı müvekkilinin tedavi olduğunu, ameliyatlar geçirdiğini, kalıcı sakatlığı olduğunu, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının raporunda müvekkilinin %25 oranında sürekli iş göremezliğinin olduğunu, müvekillinin … Sigorta’ya başvuru yaptığını, 37.500,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas dosyası ile birlikte sevk ve idaresinde bulunan … plakalı otobüsün ZMMS sigortasına tazminat davası açıldığını, müvekkilinin değişen maluliyet oranına göre karayolları taşımacılık zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası olan … Sigorta Aş’ye tekrardan bir başvuru yapıldığını, ilk ödemenin son yapılacak ödemeden mahsubunu isteyerek arta kalan miktarın tarafına ödenmesini talep ettiğini, bütün somut verilere rağmen davalı … şirketinin herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine koltuk sigortasının bir meblağ sigortası olması vesilesiyle davalı … şirketine Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile poliçe limite ve müvekkilinin maluliyet oranı uyarınca 13.500,00 TL’lik icra takibine geçildiğini,davalı … şirketinin 20/06/2017 tarihinde yapılan takibe itiraz ettiğini,ibranameye dayanılarak icra takibine itiraz edilmesinin hatalı olduğunu, davalı … şirketinin ödediği miktar ile ödenmesi gereken gerçek miktar arasında aşırı bir fark bulunup bulunmadığının ödeme tarihindeki verilere göre belirlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle yapılan itirazın iptalini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
“Davacının … tarihli rapora göre belirlenen % 25 lik maluliyet oranını ve 150.000,00 TL lik poliçe limiti dikkate alınarak 37.500,00 TL ödeme yapıldığını bunun poliçe limitinin % 25’ne isabet ettiğini, davacının değişen maluliyet oranı dikkate alındığında poliçe limitinin % 34 ü 51.000,00 TL’ye tekabül ettiğini, bu orandan 37.500,00 TL mahsup edildiğinde geriye 13.500,00 TL lik bir alacak çıktığını bu alacak ile ibranamede belirtilen miktar arasında açıkça bir orantısızlık bulunduğunu belirterek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkememizce İstanbul ATK … İhtisas Dairesinden aldırılan raporda özetle; davacının maluliyetinin %19 oranında olduğunun belirtildiği, bu maluliyet oranın davacının davalı … şirketini ibra ettiği % 25 lik maluliyet oranının altında olduğu böylece davacının ek tazminat talebinde bulunması gerektiren yükselen bir maluliyetinin olmadığı ve davalının icra takibine itirazında haklı olduğu ” sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile ;
” Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır(TBK.m.50/1). Görüleceği üzere haksız fiil sorumluğundan bahsedilebilmesi için; a-fiil, b-hukuka aykırılık, c-illiyet bağı ve d-zarar unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Yani davacının tazminata hak kazanabilmesi için bu dört unsurun birlikte gerçekleştiğini ispatlaması şarttır. Yine, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 50. maddesi uyarınca zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında zararın doğru bir biçimde belirlenmesi için maluliyetin doğru verilere dayalı ve usulünce tespiti gerekir. Bu meyanda üniversitelerin adli tıp birimlerinden veya ATK ilgili ihtisas dairesinden rapor temin ederken kazazedenin mesleğinin de doğru biçimde tespiti ile rapor tanzim eden kuruma bildirilmesi icap eder. Bu açıklamalara göre davacının istinaf itirazlarının incelenmesinde; otobüs şöforü olan ve diz bölgesinden yaralandığı anlaşılan davacı kazazedeye, A.Ü Adli Tıp Ana Bilim Dalınca ,meslek grup numarası;2 Araba sürücüleri (şöfor) olduğu nazara alınarak 11.10.2008 tarihli yönetmeliğe göre %25 maluliyet tayin edildiği, yine aynı birim tarafından aynı şekilde 18.01.2017 tarihinde %34 iş göremez olduğuna ilişkin rapor tanzim edildiği, mahkemece yargılama sırasında ise davacı kazazedenin meslek grup numası:1 (düz işçi) kabulüyle ATK 2.ihtisas kurulundan maluliyetinin %19 olduğuna ilişkin rapor temin edildiği,… tarihli ek raporun da aynı biçimde görülmektedir. Hükme esas alınan kök ve ek rapor usulünce düzenlenmemiştir. Mahkemece davacının mesleği, meslek grup numarası doğru bir biçimde yazılarak ATK’dan rapor temin edilmesi gerekirdi. Bu yönden davacının başvurusunun kabulü gerekir. HMK 353/1-a,6 maddesine göre, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması durumunda, bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. Davacının istinaf müracaatının kabulüne, kararın yeniden tahkikat yapılarak varılacak sonuç dairesinde hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce haklı görülen kaldırma ilamı doğrultusunda kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik ve meslek grup numarası bildirilerek ATK dan rapor aldırılmış, rapora davacı yanca yapılan itirazlara, tüm sağlık belgeleri tetkik edilerek alanında uzman heyetten rapor aldırılması, farklı yönetmelikler ve meslek kodu uyarınca değerlendirme yapıldığından daha önceki rapor ile çelişki bulunduğu kabul edilmemekle itibar edilmemiş, yine duruşmada husumetten kaynaklı düşük maluliyet oranı tespit edildiği iddiası da soyut mahiyette olmakla dikkate alınmamıştır. Buna göre maluliyetin %23 olduğu ve aktüer bilirkişiden aldırılan … tarihli rapor uyarınca davacının davalıdan bakiye alacağı bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 163,05 TL harcın tahsili ile bakiye 103,75 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır